GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
27 Nisan 2023 Perşembe 13:43

Bin kişiye yeni ekmek kapısı... İzmir'in o ilçesine 2 milyar 332 milyon TL'lik yatırım!

İZTO’da düzenlenen Lojistik ve Mobilya Sektörleri Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Başkan Mahmut Özgener, “İzmir Kemalpaşa Lojistik Merkezi Tır Gümrük İşletmeleri A.Ş.’yi kurduk. Projemiz hayata geçtiğinde, lojistik sektörü ve ilgili kurumların Kemalpaşa Lojistik Merkezi’nde kümelenmesini sağlayarak lojistik süreçlere ilişkin operasyonel maliyetleri en aza indirmeyi ve ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Projemizin 2 milyar 332 milyon TL yatırım bedeliyle yaklaşık 1.000 kişilik istihdam sağlaması planlanıyor” dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Türkiye ekonomisine katkıda bulundukları için memnun olduklarını belirten İZTO Başkanı Mahmut Özgener, “Toplantımızı onurlandıran Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’a Odamıza ve kentimize hoş geldiniz diyerek sözlerime başlamak istiyorum. Göreve geldiğimiz günden bugüne 5 yılı geride bıraktık. İlk amacımız kentimizdeki kardeş kurum ve kuruluşlarımızla, kentimize dair çalışmalarda fikir birliğine varmak, ortak akıl ile İzmir projeleri üzerinde kenetlenmek ve kentimizin ekonomisini ve ticaret hayatını geliştirmekti. Bu hedefimize ulaşmaktan ve kurduğumuz diyalog mekanizması ile kentimizin ülke ekonomisine katkılarını arttırmaktan memnuniyet duyuyoruz.Kentimizde yürüttüğümüz tüm projelerimizde Sayın Başbakanımızın desteğini fazlasıyla aldık. Zat-ı aliniz İzmir sevgisini ve ilgisini bizden hiçbir zaman esirgemedi ve taleplerimizi her zaman dinledi. Kendilerinin yol göstermesi ve liderliği sayesinde kentimize önemli katkılar sağladık.  Yanı sıra sektörlerimiz özelinde yaşanan sorunları, üyelerimizden gelen talepleri tüm ayrıntılarıyla her zaman aktarma imkânı bulduk. Dile getirdiğimiz konularda hemen harekete geçildiğini görmek bizleri memnun etti” ifadelerini kullandı.

KEMALPAŞA LOJİSTİK MERKEZİ ÖNEMLİ AVANTAJ SAĞLAYACAK
Alsancak Limanının potansiyelinin yeteri kadar kullanılamadığına dikkat çeken Özgener, “Kentimizin bir ticaret, turizm ve lojistik merkez olma konumunu güçlendiren İzmir-İstanbul Otoyolu ile Çandarlı’ya uzanan otobanın tamamlanmasında, İZBAN Hattının genişlemesinde, Sabuncubeli ve Konak Tünellerinin devreye girmesinde, Adnan Menderes Havaalanı İç ve Dış Hatlar Terminallerinin yenilenmesinde, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri ile Torbalı Karma ve Mobilya Organize Sanayi Bölgesi ve Kemalpaşa Lojistik Merkezi Projesinin çalışmalarının başlamasında, Güzelbahçe Balıkçı Barınağının açılmasında, Gürsel Aksel ve İzmir Alsancak Mustafa Denizli Stadyumlarının kentimize kazandırılmasında sağladığınız katkıları, biz İzmirliler her zaman minnetle hatırlayacağız.Sayın Başbakanımıza açık iletişimleri, çözüm odaklı ve yapıcı yaklaşımlarının yanı sıra bugüne kadar Odamıza ve kentimize verdiği destekler için huzurlarınızda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bugünkü toplantımızda odağımızı lojistik ve mobilya sektörlerimiz oluşturuyor.  Bir liman kenti olma özelliğiyle, Doğu Akdeniz'in ticaret kavşağında olan İzmir, günümüzde de lojistik merkez olma özelliğini sürdürüyor. Sadece İzmir’in değil, birçok kentimizin ihracatının gerçekleştiği  Alsancak Limanı, Aliağa Bölgesi limanları ve Çeşme’deki Ro-Ro Limanı büyük bir lojistik potansiyel barındırıyor.Küresel ticarette tedarik zinciri güvenliğinin ve hızın önem kazandığı günümüzde, tüm bu çağdaş lojistik imkânlarımızı ve pazara yakınlık avantajımızı paralel şekilde değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.Aynı zamanda, liman kapasitelerini artırmamız ve limanları yenilememiz büyük önem taşıyor. Alsancak Limanı, potansiyeline rağmen liman yaklaşım kanalının yeterli derinliğe getirilmemesi ve liman sahasının genişletilememesi nedeniyle daha verimli kullanılamıyor. Yaklaşım kanalının derinleştirilmesi ve yeni konteyner terminalinin kazandırılmasıyla birlikte Alsancak Limanı’nın kapasitesi de artacaktır.Bununla birlikte, İzmir’in intermodal taşımacılık sistemlerini kente kazandıracak, özellikle dış ticaret ile uğraşan üyelerimizin lojistik maliyetlerini azaltacak bir lojistik merkeze ihtiyacı bulunuyor. Bu noktada Sayın Binali Yıldırım’ın gündeme getirdiği “35 İzmir 35 Proje” arasında  yer alan Kemalpaşa Lojistik Merkezi önemli bir ihtiyaca işaret ediyor. Bu amaçla Sayın Başbakanımızın büyük desteğini alarak 2021 yılında çalışmalarına başladığımız ve projelendirdiğimiz Kemalpaşa Lojistik Merkezinin kentimiz ve bölgemiz için önemli bir avantaj sağlayacağını düşünüyoruz” dedi

REKABET GÜCÜNÜ ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ
Kemalpaşa Lojistik Merkezi’nin hayata geçirilmesiyle kentin hinterlandının gelişmesine katkıda bulunacağını kaydeden Özgener, “ Her türlü ulaştırma moduna etkin bağlantıları olan, düşük maliyetli, hızlı, güvenli, tüm fonksiyonlara ve donanımlara sahip, ithalat ve ihracat amaçlı bir organizasyon içinde tüm gümrük işlemlerinin yapılabilmesine imkan veren, gümrüklü antrepo ve serbest depolama hizmet alanlarının geliştirilmesini sağlayan projemizde somut bir adım atarak İzmir Valiliği, Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında İzmir Kemalpaşa Lojistik Merkezi Tır Gümrük İşletmeleri A.Ş.’yi kurduk. Projemiz hayata geçtiğinde, lojistik sektörü ve ilgili kurumların Kemalpaşa Lojistik Merkezi’nde kümelenmesini sağlayarak lojistik süreçlere ilişkin operasyonel maliyetleri en aza indirmeyi ve ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Projemizin 2 milyar 332 milyon TL yatırım bedeliyle yaklaşık 1.000 kişilik istihdam sağlaması planlanıyor. (bu bedelin 1 milyar 40 bininin yatırımcı tarafından yapılması planlanıyor)Kemalpaşa Lojistik Merkezinin devreye girmesiyle birlikte gümrük işlemleri, özellikle kırmızı hatta ihracat işlemleri, yanısıra limanlardaki yükleme ve boşaltma işlemlerinde yaşanan sorunların çözülmesiyle kentimizin ve hinterlandının lojistik anlamda gelişeceğini düşünüyorum.Bugün değerlendireceğimiz ikinci sektörümüz mobilya. Ülkemizde mobilya sektörü, 40 bin işyeri ve 200 bine yaklaşan çalışan sayısı ile istihdam potansiyeli yüksek stratejik sektörler arasında yer alıyor. İzmir olarak mobilya sektöründen aldığımız payı arttırma potansiyelimiz oldukça yüksek. Yenilikçi yapısı ve gelişme potansiyeline rağmen, şehir merkezimizde sıkışan, lojistik imkânlar açısından sorunlar yaşayan Mobilya sektörümüzün, geniş ve nitelikli üretim alanlarına olan ihtiyacı uzun zamandır dile getirdiğimiz bir konuydu.Bu sorunu çözmek için Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Torbalı Ticaret Odası tarafından projesi gerçekleştirilen Torbalı Karma ve Mobilya OSB ile 6.000 kişilik istihdam hedeflerken,  yaklaşık yatırım maliyetinin ise 5 milyar Türk Lirası olması öngörülüyor. Torbalı OSB ile ilgili de birçok aşamayı Sayın Başbakanımızın desteğiyle hayata geçirdik. Yoğun talep gören ve büyük bir ihtiyacı karşılayacak olan OSB’imizin kuzey batısında bulunan ve TOKİ tarafından mesken yapılmak üzere planlanan yaklaşık 14 hektarlık alanın da, bölgemize dahil edilmesi konusunda girişimlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda da desteğinizi almaktan büyük memnuniyet duyacağız.  Sektörümüzün, OSB’nin altyapı çalışmalarının Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından üstlenilerek yapılması ve esnafımızın uzun vadede geriye dönük ödeme yapması konusunda talebi de var. Bu desteğin ve kolaylığın sağlanması işlerini geliştirmek ve büyütmek isteyen firmalarımız için can suyu olacaktır.” dedi

Konuşmalarının  devamında ülkedeki ekonomik gelişmeler hakkında bilgi aktaran Özgener son olarak şöyle konuştu:

Son dönemde ülkemiz ekonomisinin en önemli sorununun enflasyon olduğunu görüyoruz. Ülkemizde enflasyonun geldiği seviyeye rağmen verilen politika tepkisi, gittikçe daha sık kullanılmaya başlanan makro-ihtiyati tedbirlerle birleşince, ihtiyacımız olan öngörülebilirlikten gittikçe uzaklaşıyoruz. 

Düşük kur ve yüksek enerji maliyetleri, özellikle ihracatçılarımızın yurtdışındaki rakipleriyle rekabet etmesini zorlaştırıyor. Son iki haftada ise döviz alış-satış arasındaki marjın gittikçe arttığını, Merkez Bankası kuru ile serbest piyasa kurları arasında farkın açılmaya başladığını, bankaların alım-satım işlemleri arasında 1 liralık bir fark oluştuğunu görüyoruz.  1 liralık fark, alış-satış farkının %5 olması anlamına geliyor.

Bu durum, ihracat karşılığı döviz bozduran firmanın aynı zamanda dövizle ödeme taahhüdü veya döviz kredisi varsa, bankadan alacağı dövizin maliyetini artırdığından zarar etmesine neden oluyor ve döviz taahhüdünü kapatamıyor.

Öte yandan ihracat bedellerinin en az %40'ının düzenleyen bankaya satılması zorunluluğu başta olmak üzere, döviz alım-satımına getirilen ve her geçen gün değişen uygulamalar; piyasalarımızı sıkıştırıyor ve kararlar piyasalardaki volatiliteyi artırıyor. 

Sözlerime son vermeden önce 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinin milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, tüm adaylara başarılar diliyorum.

Toplantımızda bizlerle birlikte olduğunuz için sizlere tekrar teşekkür ediyorum. Toplantımızın yararlı olacağına ve bugün burada aktaracağımız taleplerimize en kısa sürede karşılık bulacağımıza inanıyorum.