Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Türkiye Barolar Birliği Başkanlığını 2013 yılından bu yana sürdüren Metin Feyzioğlu, son genel kurulda koltuğunu kaybetti. İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, seçim sürecini değerlendirirken, Birlik Başkanlığına getirilen Avukat Erinç Sağkan ile Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını duyurdu. İzmir’deki baro seçimlerini kazandıklarında “Sıra Ankara”’da, Türkiye Barolar Birliği’nde” diyerek büyük bir mücadeleyi başlatan İzmir Baro Başkanı Özkan, “Avukatlar, küçük tek adamı yendi. Diğer tek adamı da 2023 seçimlerinde yurttaşlar yenecek” ifadesini kullandı.
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ SESİNİ KAYBETMİŞTİ
Erinç Sağkan 182 oy olarak, 156 oy alabilen Metin Feyzioğlu’nun yerine yeni Türkiye Barolar Birliği Başkanı olurken, İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, seçimle ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi:
“Bugünkü Barolar Birliği’nin seçim sonucu, çoklu baro sürecinden bu yana gelen bir mücadelenin sonucudur. Çok uzun zamandır Türkiye Barolar Birliği sesini kaybetmişti. Hukuk devletinin imhası, demokrasi ve laikliğe karşı saldırılar, hiç bu kadar artmamıştı ülkemizde. Tüm bu yaşananlara rağmen Barolar Birliği, sessiz kalmayı, iktidarın dümen suyunda devam etmeyi sürdürmüştü. Sesini kaybetmişti, aynı zamanda iktidarın bir parçası, bir uzantısı, bir uzvu gibi davranıyordu. Hukuk örgütü olmaktan, hukuka sahiplenmekten uzaklaşmıştı. Hukuku teferruat sayan bir başkana sahipti Barolar Birliği… Şeffaflıktan uzaktı. Barolardan, avukatlardan uzaktı. Aslında bu mücadele Barolar Birliği’ndeki küçük tek adama karşı verilmiş bir mücadeleydi.”
HUKUKSUZLUKLARIN KARŞISINDA DURMAK, BAROLAR BİRLİĞİNİN GÖREVİDİR
“Bireylerle uğraşmıyoruz, anlayışlarla uğraşıyoruz. Arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza söz vermiştik, Şimdi Sıra Barolar Birliği’nde diye. Bu sözü yerine getirmiş olmanın rahatlığıyla mutluluğuyla İzmir’e dönüyorum. Neden bir insanın değişmesi, bu kadar önemli bir süreci çok mu etkiler? Evet, çok etkiler. Barolar Birliği, bu ülkenin en önemli kurumlarından biridir. Hukuksuzlukların karşısında durmak, siyasi iktidara hak ihlalleri yaparak hukuksuzlukları konusunda gerekli uyarıları yapmak, hukuk ihlalleri ortadayken bunların sona erdirilmesi için mücadele etmek, Türkiye Barolar Birliği’nin görevidir. Bu, kanundan kaynaklanan bir görevdir bu. İnsan haklarını korumak, geliştirmek, hem barolara, hem de baroların birliğine verilmiş kanuni bir görevdir.”
FEYZİOĞLU’NU İKTİDARINI SÜRDÜRMEK İÇİN HAREKETE GEÇTİLER
Kendi kanununa uymayan bir Barolar Birliği anlayışı olduğuna vurgu yapan Başkan Yücel, “Seçimlerin ötelenmesi konusunda ağzını açıp tek laf etmeyen, çoklu baro sürecinde sessiz kalan, eyleme geçmiş baro başkanlarını ötekileştiren bir anlayışa sahip başkan vardı. Başından beri ortaya koyduğumuz gibi çoklu baro sürecinde, çoklu baro sürecinin sonuçlarında yanına almaya, yedeğine almaya çalışan bir Barolar Birliği anlayışı vardı. Aslında çoklu baro süreci, çok şeyi değiştirdi. Sayıca çok avukatları bulunan baroların delege yapısındaki etkinliğini azaltmaya çalıştılar. Örneğin 40 üyesi olan bir baroyla 5 bin üyesi bulunan baronun üye sayısı eşitlendi. Bunu, Metin Feyzioğlu’nu desteklemek, onun iktidarını sürdürmek için hayata geçirdiler. İstanbul’da numaralı baro kurdular. Oysa binlerce avukat teslimiyet yerine mücadele ettiler. Türkiye Barolar Birliği sesini kaybetmişti. Süreç, biraz da İzmir’e benziyor. İzmir’de sesini bir baro vardı, demokrasi ve hukuk devleti mücadelesi veren bir baroya dönüştük. Büyük mücadelenin öncüsü oldu. Ardından bu mücadeleyi daha da yükseltti. Aynı zamanda avukatların haklarının korunması, avukatların fiziksel saldırılar karşısında tek yumruk olunması gerekiyordu. Barolardan kopuk bir idare yerine birlikte hareket bir idare, şeffaf bir idareyi Türkiye Barolar Birliği’nde oluşturmayı hedefledik” dedi.
BAROLAR BİRLİĞİNDE HİÇ BÖYLE BİR ŞEY YAŞANMAMIŞTI
Türkiye Barolar Birliği’nin yeni başkanı ve yönetim kurulunun belirlenmesi konusuna açıklık getiren Başkan Yücel, şunları söyledi:
“Aslına bakarsanız, seçim sürecindeki birlik başkan adayının belirlenmesi, bölgelerden temsiliyet almak, hiç yaşanmamış şeylerdi. Bu konuda da demokratik bir eylem ortaya koymaya çalıştık. Bölgelerin temsiliyetini, bölgelerin kendi avukatlarına bıraktık. Başkanın yönetim kurulu yerine, baroların yönetim kurulu oluşturuldu. Bu çabaların olumlu sonuçlanması, hepimiz için bir gurur kaynağıdır. Tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Yeni bir dönem başlıyor. TBB’de yeniden avukatıyla, barosuyla, yurttaşıyla barışık bir yönetim anlayışını tesis etmek için görevimiz daha yeni başlıyor. Barolar Birliği seçiminin, ülke açısından da bir önemi var. Barolar olarak biz Türkiye’nin aynasıyız. Hepimiz aynı değiliz. Dünyaya başka yerlerden bakıyoruz. Hepimiz başka algılamalara sahibiz. Başka anlayışları destekleyebiliyoruz. Ama siyasi olarak yan yana gelmemiş arkadaşlarımızın, daha güçlü bir Barolar Birliği için yan yana geldiklerini gördük. Bu durum, 2023 seçimleri için Türkiye’ye rol model olacak bir durumdur. Bu seçimi kazanmak bize şunu gösterdi. Sarayın desteklediği tek adamı avukatlar yendi. O zaman sıradaki tek adamı da yurttaşlar gönderecektir. Çünkü tek adam anlayışı nerede olursa olsun, adaletsizdir, hukuksuzdur. Biz bu anlayışı yıkmak için yola çıkmıştık İzmir’den… Başardık. Elbette avukatlar ettikleri yemin gereği en dinamik, en mücadeleci meslek sahibidirler. Daha da önemlisi, ülke için umut olacak bir mücadele ortaya koyduk. Türkiye, güzel günlere doğru gidecek. Zor oluyor ama mutlaka oluyor.”
EGE’DEN DÖRT İSİM YÖNETİM, DİSİPLİN VE DENETİM KURULLARINDA
Türkiye Barolar Birliği yönetiminde yer almak gibi bir çabası, bir talebi olmadığının altını çizen İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel, “Ege’den dört kişi görev aldı. Bu yetmez mi?” dedi ve ekledi:
“Geçmiş dönem baro başkanımız yönetim kurulunda. Aydın Barosu Başkanı Avukat Gökhan Bozkurt Yönetim kurulunda. Muğla’dan bir arkadaşımız disiplin kurulunda. İzmir’den Türkan Karakoç disiplin kurulunda.”