GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
9 Ekim 2020 Cuma 09:27

Başkan Tugay’dan ‘plan değişikliği’ yorumu: O karardan ben de mutsuzum!

Büyükşehir'in, spor alanından özel eğitim alanına dönüştüren plan değişikliği hakkında konuşan Başkan Tugay, "Halk tepki gösterdiği için, insanlar rahatsız olduğu için ben de mutsuzum, rahatsızım. Bir tarafta da uymamız gereken mevzuat var. Nasıl çözeceğimizi, şu anda hakikaten ben de bilmiyorum" dedi.

EGEDESONSÖZ - Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, SonSöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Başkan Tugay, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Spor alanı ve sosyal tesis olarak plana işlenmiş Bilfen arazisinin satışını değerlendiren Başkan Tugay, "Planlar bir ilçe belediyesi ölçeğinde bir de Büyükşehir belediyesi ölçeğinde, bir de daha büyük ölçekte Bakanlık tarafından yapılıyor. 1/1000'lik alan bizim kontrolümüzde, 1/5 binlik alan büyükşehir belediyesinin kontrolünde 1/100 binlik ise Çevre ve Şehircilik bakanlığında. 1/100 binlikte, 1/5 binlik de ve 1/1000'likte bu alan spor alanı ve sosyal tesis alanı olarak işlenmiş, inşaat hakkı da verilmiş" dedi.

O ALANI ALAN FİRMANIN, ÖZEL OKUL FİRMASI OLDUĞU PEKALA BİLİNİYORDU
Dört yıl önce TOKİ'nin, Mavişehir'deki alanlarda olduğu gibi burasını da sattığını hatırlatan Başkan Tugay, şu bilgileri verdi: "TOKİ'nin sattığı kurum da özel okul sahibi bir kurum. Bu satıştan sonra bu alandaki bütün spor faaliyetleri bitmiş. Havuz var, havuz kapatılmış; tenis kortları var, bir tane gazino var, kapatılmış. Tabii ki alan firma, yani Bilfen, özel okul firması olduğu için istiyor ki burayı, okul yapsın. Bu isteğinin olacağı çok açık. TOKİ bilmiyor muydu bunun böyle olduğunu? Belli ki  Bilfen, burayı, okul yapma niyetiyle alacak ama siz bile bile satıyorsunuz. Firma girişimlerde bulunmuş, plan değişikliği için ama olmamış. Uygun görülmemiş. Ben uygun görmedim zaten. Bize başvurulmadı. Bizim aldığımız bir karar yok ortada. Büyükşehir belediyesine başvuru yapıyorlar ve 1/5 binlik planda bu alanın özel eğitim alanı olarak değiştirilmesini istiyorlar. Şu durumda bu ilçeden Büyükşehir'e gitmedi ama Büyükşehir'in kararı bize gelecek. Sonuçta 1/5 binlik planda burayı spor tesisi alanından özel eğitim alanına çevirme kararını Büyükşehir Meclisi alıyor. Burada bir şeyler oluyor, konuşuluyor; konuşulan şeylerin içeriği incelenmiyor. Bundan dolayı bir sıkıntı var. Burada inşaat hakkı artırılıyor mu? Artırılmıyor. Yapılacak olan bina, konum olarak arkasındaki binaların önünü kapatacak, onların kullanımıyla ilgili mağduriyet yaratacak pozisyondayken, aynı pozisyonda mı kalıyor? Yoksa onların önünden bir tarafa doğru kaydırılıyor mu? Kaydırılıyor. Burada kamuya bir terk isteniyor. Yüzde 25'lik bir kısmının terki isteniyor ve onu da kabul ettiriyorlar. O şartla kabul ediliyor ve kamuya bırakılıyor."

ORASI ZATEN SPOR ALANI OLARAK KULLANILMIYORDU Kİ...
Komisyonun, Milli Eğitim Bakanlığı'na, Gençlik ve Spor Bakanlığı'na görüş sorduğunu hatırlatan Başkan Cemil Tugay, bu iki bakanlığın, plan değişikliğini uygun bulduğunu ancak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün itirazda bulunduğunu söyledi. Çevre İl Müdürlüğü'nün, "Spor tesisini madem kaldırdınız, o zaman yerine başka bir spor tesisi yapmanız lazım" dediğine işaret eden Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada samimiyet problemi var. Meclis kararı aldı, bu kararı Valiliğe gönderdi, bir itiraz süresi vardı ve valilik onayladı. İtiraz sürecinde de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü itiraz etmedi. Karar kesinleşti. Ondan sonra bilgilendirme amaçlı Büyükşehir belediyesi yazıyı gönderiyor, plan değişikliği yapıldı diye. O yazıyı aldığı zaman,  usule uygun olmadığı, hiçbir anlam ifade etmediği, hukuki sonuç olmadığı halde Büyükşehir'e itiraz ediyorlar. Bunun hiçbir anlamı yok. Zamanında itiraz etmiyorsunuz, sonra karşı çıkıyorsunuz. Ortada şöyle bir algı var. Orada sanki hiç bina yapılmayacak, sadece spor tesisi olarak kullanılacak. Diyelim ki bina yapma yetkisi verildi, diye tepki veriyorlar. Bu yanlış bir bilgi. Buna tepki duyuyorlar.  Orada sosyal bir tesis yapsa burayı alan şirket yada satsa başkasına, kocaman bir bina yapsa, tamam, anlarım. Yüksekliğiyle, arkasındaki binaya yakınlığıyla kötü bir bina olacak ama şu anda buna hakları var. Plan değişikliği yapılmamış olsaydı da o hakları vardı. Öyle bir algı yaratıldı ki, sanki orası spor alanı olarak kullanılıyordu da sırf bu plan değişikliğinden dolayı spor alanı olarak kullanılmayacak! Hayır efendim, orası zaten kullanılmıyor. Oradaki vatandaşlar da biliyor, orasının bir yıldır kapalı olduğunu, gittikçe kirli bir alana dönüştüğünü... Hal böyleyken AK Partili siyasetçiler, 'Orası spor alanıydı, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki çocuklar orada spor yapacaktı' diyor. 'Özel eğitim alanına çevirmişsiniz, artık orada spor yapamayacaklar!' Ya nasıl böyle bir şey söylersiniz? Orayı zamanında, 3-4 yıl önce özel eğitim kurumuna satmışsınız. TOKİ satmış. Yani artık orayı devletin elinden çıkarmışsınız. Artık orası spor tesisi olarak kullanılması zorunlu değil. Orayı alanlar 'O arazi benim. Ben ne istersem onu yaparım' diyecek. Bunlardan dolayı insanlar da olayı tam anlamadıkları için tepki gösteriyorlar. Benim oranın özel okul olmasıyla ilgili bir isteğim, talebim yok. Bu kararı ben almadım, Karşıyaka Belediye Meclisi almadı. Karşıyaka Belediyesi, plan uygulaması açısından Büyükşehir belediyesinin aldığı kararlara uymak zorundadır. Bunu ne zaman yaparız bilmiyorum. Bize karar kesinleşmiş olarak gelecek."

HER ZAMAN KAMUNUN, HALKIN YARARINI ÖNDE TUTUYORUM
Ölü, uzun zaman kullanılmayan, çözümsüzlüğe itilmiş bir alanla ilgili sorunun çözülmesini istediğine vurgu yapan Başkan Cemil Tugay, "Oraya mutlaka özel okulsun yapılsın, diye bir düşüncem yok" dedi ve ekledi:

"Tamamen bunun arkasında değilim ama ortada Büyükşehir'in almış olduğu bir karar var; bir mantığı, haklı gerekçeleri de var. Bunlara da saygı duyuyorum. Savunmuyorum ama saygı duyuyorum. Çözümlerden birini şu anda Büyükşehir tercih olarak benimsemiş durumda. O da nedir? Belli bir alanı kamuya terk ederek, yapılaşmayı artırmadan, inşaat miktarını artırmadan, daha uygun bir konuma getirerek bu sorunu çözmeyi hedeflemiş. Çünkü orada atıl, kirli, virane alanın kullanılabilir bir şeye dönüştürülmesi kapsamında bir karar verilmiş. Halk tepki gösterdiği için, insanlar rahatsız olduğu için ben de mutsuzum, rahatsızım. Bir tarafta da uymamız gereken mevzuat var. Nasıl çözeceğimizi, şu anda hakikaten ben de bilmiyorum. Sürecin tamamlanmasını bekliyorum. Bu alanda bütün maharetimi, yeteneğimi, bilgimi, becerimi kullanacağım. Bir şekilde uzlaşma arayacağız."

KARŞIYAKA, SALGINDA PEK ÇOK İLÇEYE GÖRE ÇOK DAHA İYİ DURUMDA
Pandemi sürecinde, hastalığın yayılmaması için hem kendi aldıkları hem de hükümetin aldığı kararları ciddiyetle uyguladıklarını belirten Başkan Tugay, şunları söyledi:

"Restoranlar, kafeteryalar, pazarlar da hastalığın yayılma oranı daha fazla. Buralardaki önlemler konusunda daha yoğun çaba harcadık. Bugün pazar yerlerimizde bir düzen var. Mükemmellik aramamak lazım, çünkü mükemmellik, insanlara bağlı. Bizim için somut olan şey, hasta sayısına baktığımızda, Türkiye’nin pek çok ili ve ilçesine göre Karşıyaka'nın çok daha iyi durumda olduğunu görüyoruz. Başlangıçta verileri tam sağlıklı alamıyordum. Şimdi daha şeffaf bir ortam söz konusu. Muhtarlar da rahat rahat mahalle verilerine erişebiliyor. Testi pozitif çıktığı için evde karantinada olan vatandaşlarımız var, bunların sayısı 100 civarında. Ağır hasta sayısı çok çok az. Hastanelerde doluluk oranı düşük. Tüm bunlar iyi şeyler. Ancak sosyoekonomik boyutta ağır bir tablo var. Alışveriş geleneği değişti. Hiçbir yerde esnaf, eskisi gibi değil. İşsizlik büyüyor. Pahalılığın önüne geçilemiyor. Adı konmamış bir pahalılık söz konusu. Yeni iş alanları açmamız lazım. Seyyar satıcılık arttı. Bu insanlara çok sert zabıta müdahalelerini doğru bulmuyorum. Küçük mahalle pazarları, cep pazarları oluşturmayı düşünüyoruz. Öncelikle üreticilere satış hakkı vereceğiz ve diğer taraftan mağduriyet yaşayan esnafımızı bu bölgelere yerleştireceğiz. Karşıyaka içerisinde mağdur olan vatandaşlarımıza ulaşmayı planlıyoruz."

İKİNCİ EL PAZARINI BU HAFTA BAŞLATIYORUZ
"İkinci el satış pazarını bu hafta başlatıyoruz. İnsanlar kendi eşyalarını satacaklar. Ancak burası Bitpazarı değil. Ayda bir gün herkese açık, bir gün de sadece gençlere açık olacak. Her ayın 2. pazarında 18-25 yaş arası gençler için kurulmuş bir pazar planlıyoruz. 100'ün üzerinde başvuru var, pazarın potansiyeli 300’e kadar çıkabilir. Bostanlı Pazaryerinde kurulacak. Hijyen kurallarına çok dikkat edeceğiz. Normal bir pazarda alınan önlemlerin hepsi alınacak. Hatta daha dikkatli olunacak. Birilerinin de uygun fiyata alabilme imkanı doğacak."

ULAŞIM SORUNUNU, BÜYÜKŞEHİR İLE BİRLİKTE AŞACAĞIZ
"Ulaşım konusunda uzman olan arkadaşlarımızla uzun süredir, ulaşım sorunu üzerinde çalışıyoruz. Kentte sorunlar nerelerde yoğunlaşıyor ve buralarda nasıl çözümler üretebiliriz, diye kafa yoruyoruz. Planlarımızın bir kısmını biz yapacağız, bir kısmını da da Büyükşehir belediyesiyle çalışacağız. Asıl ağırlıklı olan sorunların çözümü, Büyükşehir belediyemizin yapacağı yatırımlarla mümkün olacak. Büyükşehir'de, hem kendi yaptığım faaliyetlerle ilgili bilgilendirmek hem de taleplerimizi iletmek, aynı zamanda Büyükşehir'in de yapmayı düşündüğü projelerle ilgili bilgi alma amaçlı toplantı yaptık. Hakikaten çok somut sonuçları olacak bir toplantıydı. Burada ben Sayın Başkanımız Tunç Soyer'e ve bürokratlarına gördüğümüz sıkıntıları aktardım, öncelik sıralarını anlattım. Bizim gördüğümüz en öncelikli ulaşım projesi; Kemal Baysak Bulvarı'nda. Mavişehir’deki geniş bulvarın tam demiryoluna denk gelen bir kısmında tıkanıklık söz konusu. Projesi hazır. Normalde o yol, demiryolu üzerinde bir viyadükle devam ediyor. O viyadük, Anadolu Caddesinden de geçiyor ve Cumhuriyet mahallesinden bir yolla buluşuyor. Cumhuriyet mahallesinden sonra devam edip otoyola bağlanabiliyorsunuz. Bu arada demiryolu, İZBAN hattını ve Anadolu caddesini geçerken, Ordu caddesine çıkış veriyor. Anadolu caddesine de çıkış verilebilir. Bunu da projeye ekleyebiliriz. Üstten gidilen bir yol olacak, yan yollarla buluşacak. Bu proje bir taraftan trafik sıkışıklığı azaltacak bir taraftan Mavişehir İZBAN'dan karşıya geçmeyi sağlayacak. Cumhuriyet, İnönü, Mustafa Kemal Mahallesinde oturan insanların bisiklet ve yaya yoluyla sahile 5-10 dakikada inmesini sağlayacak. Dolmuş duraklarının kalkmasını savunuyoruz. Bunu yaparken dolmuşçu esnafı da mağdur etmemek gerekiyor. Bekleme alanlarını değiştirip, hatta birkaç noktaya taşımayı planlıyoruz."

CUMHURİYET MAHALLESİ, YEPYENİ BİR MAHALLEYE DÖNÜŞECEK
"Yaptığımız bir iş daha var ki, o iş, kentsel dönüşüm projesi değil. Mahallenin planını yapma, yeniden planlama çalışması. Bu çalışma, Cumhuriyet mahallesi, İnönü mahallesi ve Örnekköy'ün bir kısmını içeren. Arkadaşlarımız hakikaten çok güzel bir çalışma yaptılar. Hem oradaki halkımızın mağdur olmaması, haklarının savunulması ve hem de iyi bir mahalle, şehir planlanması için çok güzel bir çalışma oldu. Bu plan, AK Partili, MHP’li arkadaşların da kabulüyle oybirliğiyle geçti. Demek ki onlar da beğendiler. Bu da bizi mutlu ediyor. Bundan sonraki süreçte planlar askıya çıkacak, itirazlar alınacak, itirazlar değerlendirilecek. Ondan sonra kesinleşmiş olacak. Kesinleştikten sonra çok hızlı bir değişim, gelişim olacak diye düşünüyorum. Cumhuriyet mahallesi zemini sağlam, manzarası güzel bir mahalle. İyi bir emsal verildi burada. Mülk sahipleri ve yatırımcılar için çok önemli bir avantaj. Biz yeterli sosyal donatı alanları ayırdık. Bisiklet ve yaya yoluna kadar hepsini düşündük. Bence çok değerli ve çok hızlı bir proje olacak. Güzel bir mahalle çıkacak ortaya. Bu sürecin gerçekten hızlı olacağını düşünüyorum. 5-10 yıl arasında Cumhuriyet mahallesi, yepyeni bir mahalleye dönüşecek."

GEREKİRSE, STADA 100 MİLYON LİRA AYRILIR
Yapımı durdurulan Karşıyaka Stadı ile ilgili gelişmeleri de değerlendiren Başkan Cemil Tugay, "Bizim önümüzdeki yıl için öngördüğümüz bütçe, 450 milyon lira. 100 milyon lira civarında masrafla, o alanın alabileceği bir boyutta stat yapılabilir mi? Yapılabilir. Demek ki bizim bütçemiz içerisinde böyle bir miktar para var. O parayı stat için ayırır mısınız, sorusunun cevabını şöyle verebilirim. Tabii ki tamamını bizim bütçemizden ayırmak gerçekçi değil. Neden? Çünkü başka yatırımlar yapmamız lazım. Aynı zamanda ödemelerimiz ve borçlarımız var. Bunları dengeli olarak dağıtmamız lazım ama şu bir gerçek; bu bizim için önemliyse, o bütçeyi ayırırız. Benim bu kadar iddialı konuşmamın sebebi, kendi bütçemize güvenmemden değil. Tunç Soyer başkanımızla da konuştum bu konuyu. Dedim ki, başkanımıza; Karşıyaka için bu stat çok önemli bir konu, bunu çözmeliyiz. Tunç başkanın da cevabı da şöyle oldu:  Karşıyakalılar için stadın önemli olduğu görüşüne katılıyorum. Anladım konunun önemini... Hatta ilk konuştuğumuzda, gerçekten bu kadar önemli mi, diye sordu, evet başkanım, çok önemli, yanıtını verdim. O zaman yapalım, dedi.  O alanı bize tahsis edin, biz yaparız, derken arkamda Büyükşehir belediye başkanımızın desteği olduğu için söyledim. Onun ötesinde de bazı ekonomik çözümler üretebileceğimizi biliyorum. O alanda stat olması, içinde kulübe ait tesislerin bulunması gerektiğini düşünüyorum.  Ama o tür bir stat, bazı sosyal aktiviteler için, konserler için de kullanılabilir. Şu gün itibariyle, o stadın sahibi olsaydık, yapılacak proje de önümüzde olsaydı, mevcut kendi aletlerimizle, işçilerimizle yapabilirdik. Görünen o ki, bir süre daha yapılmayacak. Peki başlamazsak, nasıl ilerleyeceğiz? O yüzden diyorum ki, eğer hükümet gerçekten yapacaksa, hiç durmasın hemen başlasın; biz de yardımcı olalım. Ama eğer yapmayacaksa, saygı duyarım. O zaman o alanı bize tahsis edin, stadı biz yapalım."

YATIK BİNALARLA İLGİLİ YIKIM TEBLİGATI YAPILDI
Bostanlı'daki yatık binalarla ilgili Başkan Cemil Tugay, şunları anlattı: "Biz orada bir binanın yıkımını gerçekleştirmiştik, diğerlerini yıkmak üzereyken, diğer binalardaki mülk sahipleri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne itirazda bulundu. Binalarının riskli olduğunu kabul etmediler, yıkımın durdurulmasını istediler. Onlar da kurullarını toplayıp  bir karar vereceklerdi, pandemi nedeniyle bu karar verme süreci uzadı. Bir hafta kadar önce karar geldi. 11 binadan biri yıkılmıştı, 10 bina kalmıştı. 5 tanesiyle daha ilgili yıkılma kararı alındı.  Arkadaşlarımız tebligatlarını yaptılar. 10-15 gün bekleme süresi var. Ondan sonra 5 binanın  yıkılması sağlanacak. Bu ay içinde 5 binanın daha yıkımı gerçekleşecek. Diğer kalan beş binanın da yıkılması gerektiğine inanıyoruz. Orada bir binanın yeniden yapılması için teşvik edecek, yardımcı olacak bir karar da aldık. İlave bir kat verildi hepsine. Şehir plancıları odası bunu orada bir inşaat yoğunluğu artışı olacak şekilde yorumladı. Buna karşı bir dava açıyor ama aslına bakarsanız şu andaki yoğunlukla yeni yapılan binalarla olacak bir yoğunluk yok. Kat veriliyor ama burada düzenlemelerle inşaat yoğunluğu o kadar da artmıyor. Burada 42- 43 yıldır devam eden bir sorunun çözümü için özel planlama alanı olması nedeniyle böyle bir adım atıldı. İzmir’de özel olarak planlanan 2 alandan birisidir, burası. Diğeri Ege mahallesidir."

YÜZDE 90 ZAM TALEBİ KARŞILAMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
"Personel AŞ’nin toplu iş sözleşmesiyle ilgili arkadaşlarımız görüştüler. Burada yapıcı davrandığımızı düşünüyorum. Hızlı sonuç almak için arkadaşlarımız güzel teklifler getiriyorlar ama bize iletilen beklenti, hiçbir şekilde karşılanabilecek bir şey değil. Ücretlerde yüzde 90'ları bulan artış talebi var. Bu bütçenin kaldırabileceği bir şey değil. Yüzde 1000 de vermek isterim ama olabilecek şey değil.  Biz geçen yıl toplu iş sözleşmesi yokken, kanun hükmünde kararname ile artışların sınırlanmış olduğu bir dönemde, işçimizin mağduriyetini gidermek için gerçekten özel bir özveride bulunduk. Her birinin  maaşını hatırı sayılır ölçüde artırdık. Bu aslında normalde zor bir işti. Önümüzdeki yıllarda çok daha iyi noktalara getireceğiz ama bu yıl zaten her şeyin çok sıkışık olduğu bir zamanda, aşırı beklentileri karşılayabilmemiz mümkün değil. Eğer burada böyle bir karşılanamayacak beklenti talebi devam ederse, ne olur ben de bilmiyorum. Personel A.Ş.'de 1400 civarında çalışanımız var. Çalışanlarla bu konuyu daha net konuşmamız gerekiyor. Sendikayla görüşmelerimiz devam edecek. İşçilerimizin mağduriyetlerini görmüyoruz, gibi düşünülmesini istemem. Zaten bizim çalışanlarımızın böyle düşüneceğine inanmıyorum."

VATANDAŞ BENDEN MEMNUN OLMAZSA, BEN DE ADAY OLMAM
Karşıyaka Belediyesi'nin bu dönemde yeniden yapılanmaya başladığını, daha yenilikçi, daha çağdaş, daha halka yakın, iç içe bir yönetim anlayışı içerisinde olduklarını anlatan Başkan Tugay, şöyle konuştu:

"Siyasetle ilgili 10-11 yıllık deneyimlerimden çıkardığım bir sonuç var; Türkiye'de siyaset önemli ölçüde popülizmin esiri olmuş durumda. Halk tepki gösterir, insanlar şöyle der, bilmem kim ne der, bu olay beni yıpratır, diye diye doğruları yapmaktan kaçınan bir anlayış var. Bu bizim siyasetimizin ve ülkemizin hastalığı. Bunu tamir etmemiz lazım. Bu çerçevede ben ikinci bir dönem gerekirse, yaparım. İstenmezsem de aday olmamayı göze alırım. Yapacak bir şey yok. Çarşı düzenlemeleri, işgaller, trafikle ilgili düzenlemeler, yatık binalar... Kararlılıkla üzerine gittik de bu noktaya geldi. Kentte bir grup vatandaşımız, oradaki yeşil alanın azalmaması yönündeki notumuzu tepkiyle karşılıyorlar. Bizim hakkımız yendi, diyorlar. Bizim yapmaya çalıştığımız şey, o mahallenin değerini korumak, kentle ilgili doğru bir karar almak. Bir mağduriyet çıkarılmaması lazım. O bölgenin çok kötü bir şekilde yapılaşmasını engellemek. Yani yerel yönetim olarak böyle kararlar alırken, bazı insanlarına tepkilerini çekiyoruz. Eğer doğruları yapmak adına aldığımız kararlar nedeniyle insanlar, biz bu yaptıklarını beğenmedik, bizi memnun edemedin, seni desteklemeyeceğiz, derse, o zaman ben de aday olmam diyorum. Şu ana kadar doğru bir şey yaptığımız zaman kamuoyunun çok büyük ölçüde arkamızda durduğuna dair bir hissim var. Gerçekten sokakta gezerken bunu görüyorum.  Çünkü şunu çok önemsiyorum; içinde yaşadığımız dünya, gelecek neslin gerçekten mutluluk, huzur içerisinde yaşaması gereken bir dünya. Bu sorunlar, bazı insanların doğru kararları, sağlam bir iradeyle alması ve bütün tepkileri göğüslemesiyle çözülecek. Eğer bu iradeyi gösterebilirsek, hepimiz o zaman bir şeyler düzelecek. Göstermezsek, o kişisel hesaplarla hareket edecek olursak, sonuçta kötüye gideceğiz."