GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
8 Ağustos 2022 Pazartesi 21:03

Başkan Soyer’den muhalefete ‘Sao Paulo’ uyarısı: Sittin sene…

İzmir Büyükşehir Belediyesi olağan aylık meclis oturumunda depremzedelerin merakla beklediği trafo alanından dünya gündemine gelen Sao Paulo gemisiyle ilgili tartışmalar yaşandı. Mecliste AK Parti ve MHP Grubu'nun bakanlık tarafından yapılan açıklamalara temkinli davranması gerektiğini söyşeyen Başkan Tunç Soyer, "Hakan Bey, hükümet temsilcimizin söylediğinin sonuna kadar doğru olduğunu düşünüyorum dedi. Eğer böyle olsaydı ne seçime ne de iktidar değişikliğine ihtiyaç vardı. Sittin sene iktidarlar devam ederlerdi. Bu doğru değil, mümkün de değil. Siyaset kuşku ve merak üzerine kuruludur" dedi

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediyesi Ağustos ayı olağan meclisinin ilk oturumu gerçekleştirildi. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen oturuma Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığında gerçekleştirildi.

Meclisin gündeminde ise ‘trafo’ alanı görüşmeleri ve ‘plan değişikliği’ önerisi, 'ölüm gemisi' gibi kenti ilgilendiren ve tartışmalara neden olan konular yer aldı.

AK PARTİ’DEN ‘TRAFO ALANI’ ÖNERGESİ
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrası en büyük hasarı alan Bayraklı ilçesinde dönüşüm çalışmaları başlamıştı. Süreç içinde 7 katlı yapılar proje alanlarında 5 kat olarak inşa edilirken, yaklaşık 25 daire açıkta kalmıştı. Sorunun çözülmesi ve vatandaşların da mahallelerinden ayrılmaması için gerek Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı gerekse İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Bayraklı Belediyesi çalışmalarını sürdürürken, çözüm için en net adım Bayraklı ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve trafo alanı olan alan yer aldı. Bakanlık yetkilileri İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bayraklı Belediyesi’nin TEİAŞ’a trafo yeri göstermesi halinde trafo alanına konut yapılabileceğini belirtmişti. Süreç içinde bir gelişme yaşanmaması ile sonrası ise konuyla ilgili gerekli çalışmaların yapılması amacıyla AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal,AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ve AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe yazılı bir önerge verdi.

SANDAL: MAĞDURİYETTEN KAYNAKLI…
Gündem maddesi ile ilgili söz alan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “TEİAŞ ile ilgili kısım İzmir Büyükşehir Belediyemizin öncülüğünde giden bir durum. Farklı alanlar gösterilmesine rağmen TEİAŞ yetkilerinin kabul etmemesine rağmen, vatandaş mağduriyetinden kaynaklı meseleye sıcak davrandık. Söz konusu alan ile ilgili dedik ki yeni bir yer gösterildiğinde orada konut yapılabilecek. Sizin de bu konuda destek olabileceğinizi ilettik” dedi. 

HIZAL: KONUYU SİYASETE ÇEKMEKSİZİN BİR ÖNERGE HAZIRLADIK
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ise, “Önergenin verilmesi amacı bunlarla alakalı. Bununla ilgili depremzede vatandaşların sizle ve Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal ile görüşmeleri var. Biz bu konuyu siyasete çekmeksizin bir önerge hazırladık. Bu önerge komisyonlara aktarılır ve Büyükşehir'in yaptığı çalışmalar ile birleştirilir. Buradaki vatandaşların yaşadığı bir takım sorunlar da giderilmiş olur” diye konuştu.

Görüşmeler sonrası söz konusu önerge İmar Komisyonu’na sevk edildi. Başkan Soyer komisyona gönderilmesinin ardından Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’a seslenerek, “Siz de katılırsanız toplantıya iyi olur” ifadelerini kullandı.

‘PLAN DEĞİŞİKLİĞİ’ ÖNERİSİ CHP VE AK PARTİYİ KARŞI KARŞIYA GETİRDİ
Gaziemir Belediye Meclisi’nden gelen  Atıfbey Mahallesi, 140 ada 1, 2, 3, 4 parsellerin İmar Planında "Ticaret Alanı" kullanımında kalan kısmının "Rekreasyon Alanı" olarak düzenlenmesi ve "140 ada 1, 2, 3 no’lu parseller 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesi gereği Belediyesince İmar Programına alınarak kamulaştırılacaktır." şeklinde plan notu getirilmesine yönelik, 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişiklik önerisinin meclis gündemine geldi. İmar ve Bayındırlık – Hukuk Komisyonlarınca değişiklikle oy çokluğu ile uygun bulunurken, ilgili gündem maddesi tartışmalara neden oldu.

BOZTEPE: BAŞKANDAN GELEN 'BASKI İLE...
İlgili gündem maddesi ile ilgili söz alan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, ‘Baskı’ ithamında bulunurken, Bu da oy birliğiydi ancak sanırım CHP’li arkadaşlar Gaziemir Belediye başkanın baskısı ile oy çokluğuna çevirdi” dedi. Boztepe’nin ‘baskı’ söylemi sonrası araya giren Başkan Soyer ise ‘Baskı diye bir şey yok’ ifadelerini kullandı.

Sözlerine devam eden AK Partili Boztepe; “Rekreasyon alanı ilçe belediyesi ile ilgili değil Büyükşehir'in kamulaştırması gerekiyor. Burada vatandaşların gayrimenkulleri var, yan tarafta TOKİ’nin alanı olduğunu ancak buranın alınası halinde ruhsat verilebileceği söyleniyor. Ancak burayı almasına rağmen vatandaş ruhsat alamıyor ve alanın rekreasyon alanı yapılmak istendiği söyleniyor. Burası zamanla bize gelmişti ve biz burayı reddetmiştik. Ancak burada Gaziemir Belediye Başkanı’nın önerisi ile CHP grubu oy çokluğu ile çevirdi. Burada ilçe başkanlığının alacağı bir karar yoktur” dedi.

ÖNAL: YEKİ İLÇE BELEDİYELERİNE DEVREDİLDİ
İddialar ile ilgili söz alan CHP’li Meclis Üyesi İrfan Önal, “Burada endişelerin olduğu gerekçesi ile geçmişte ortak karar oluşmuştu. Rekreasyon alanında kamulaştırma Büyükşehir’de ancak yetkiler İlçe belediyelerine devredildi” ifadelerini kullandı.

HIZAL: DÜZENLEME YAPILMASI ÇOK DOĞRU DEĞİL
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “Büyükşehir belediye ya da ilçe belediyeleri kamulaştırma konusunda vatandaşları mağdur edecek bir takım imarsal değişiklikler ile ortaya çıkıyor. Biz başka işlemlerde gelen öneriler de aynı tavrı gösterdik. Bu doğru bir yaklaşım değil. Kamunun aleyhine olacak düzenlemeler yapılması  çok doğru değil. Buradaki değişiklik de çok doğru değil. Hukuken de bakıldığında vatandaş konuyu yargıya taşıdığında yargı Büyükşehir'in aleyhine karar verecek. Burada istişareler sonrası çıkan bir karar ancak doğru bir öneri değildi. Biz burada hukuki, yönetmeliklere uygun kararlar vermekle yükümlüyüz” dedi.

SOYER: TEŞEKKÜR EDİYORUM
Son olarak söz alan Başkan Soyer, “Ben Gaziemir belediyesinin kamunu menfaatini vatandaşların menfaatini düşünerek bir çalışma yaptığını biliyorum ve teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Açıklamalar sonrası ise oylamaya gidilen gündem maddesi komisyonlardan geldiği şekilde oy çokluğu ile kabul edildi

ŞAHİN: BİZE KULAK VERİN!
Gündem dışı konuşmalarda söz alan ve İzmir’deki derelerin durumunu soran Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Selahattin Şahin, “13 Haziran Tarihli önergemize verilen cevap. Sayın başkanım 13 Haziran 2022 yazılı önergemizde körfeze akan hangi derelerin tabanında pis su kanalı bunulmaktadır. Uzunlukları ne kadardır? Hangi çapta ve hangi yıl yapılmıştır? Yapıldığı dönemden bugüne kadar nüfus artışı sebebi ile boru çaplarının genişletilmesine yönelik yenile çalışması yapıldı mı? Sorularını sormuştum… Verilen cevapta ; Alionbaşı Deresi , Arap Deresi , Bostanlı Deresi , Büyük Çiğli Deresi , Cin Deresi , Çamlık Deresi, Çaykara Deresi, Çitlenmik Deresi, Dimo Deresi, Emrez Deresi, Hacıahmet Deresi,  Ilıca Deresi, Irmak Deresi, Kazangöl Deresi, Kırmızı Toprak Deresi, Killik Deresi, Küçük Çiğli Deresi, Manda Deresi, Melez Deresi, Otokent Deresi, Ören Deresi, Pınar Deresi, Poligon Deresi, Sepetçi Deresi, Uzundere Deresi, Yaren Dede Deresi, Yobaz Deresi Tabanlarındaki pis su hatlarının bulunduğu bildirilmiştir. Bu hatların imalat tarihleri çoğunlukla sıfır yazılarak bilinmediği ifade edilmiştir. Diğerleri ise 2000-2002-2003-2004 yıllarında yoğunlaşmış sonrasında 2008-2012-2013-2014 yıllarında da tahminen tamir bakım çalışmalarının yapıldığı düşünülmektedir. 2000 yılında İzmir'in nüfusu 3 milyon 375 bin civarında 2022 yılında İzmir'in nüfusu tahmini verilere göre 4 milyon 500 bin olduğu düşünülmektedir. 2000 yılından günümüze kadar yüzde 33 artış gözlemleniyor. Ancak nüfus artışının metropol içerisinde yoğunlaştığı düşünülür ise kent merkezinde yüzde 50 nüfus artışının olduğunu söylemek çokta yanıltıcı bir veri değildir. Kent merkezinde ki kullanıcı yükünün artması ile birlikte dere tabanlarında yer alan pis su kanallarının yetersiz olduğu görülmektedir. Üstüne üstlük birleşik sistem gibi bir garabet var. İzmir de kullanıcı yükü ve yağmur suyu ile birlikte yaklaşık 25 ila 30 yıl öncesinde yapılan bu altyapı yağmur suyu ve pis su karışımını taşıyamıyor. Patlayan ve taşan pis sular dere yatakları vasıtasıyla İzmir Körfezine dolmaktadır. Arıtmanın yeterli kapasitede olmaması arıtmanın deşarj edilen suyun iç körfeze verilmesi dere yataklarının betonlanması tali faktörler olarak koku problemini arttırsa da körfezin koku probleminin dere yataklarında bulunan pis su kanallarıdır. Önergemize verilen cevapta dere yatakları içindeki hatların deplase edileceği bilgi verilmesine rağmen hangi tarihte yapılacağı konusunda bir öngörüde bulunulmamıştır. Şu ana kadar ayrıştırılan yağmur suyu kanalı 900 km civarındadır. Toplam yapılması gereken ise 6 bin km civarındadır. Geçtiğimiz günlerde Sayın Başkanın yaptığı açıklamalar ile gelecek yıl koku sorunu yaşanmayacak dedi. Hangi bilimsel veriye dayanarak söylediğini bilmiyoruz. Birleşik sistemi tamamen ayırmadan ve dere yataklarında ki pis su kanalları deplase edilmeden. Verilen her söz tutarsız olmaya mahkûmdur. Sayın Başkanım bize kulak verin... Aksi halde İzmir kışın taşan, yazın kokan şehir olmaya devam edecektir” diye konuştu.

AYDIN: BİRİLERİ PARA KAZANSIN DİYE…
Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın Aliağa’da sökülmesi planlanan NAe Sao Paulo gemisi üzerinden hükümete yönelik eleştirilerde bulunurken, “İnsanlık 100 yıldır bu sorunla boğuşuyor ve 50 yıldır ciddi mesafe alındı. Para kazanmak uğruna insanlarınızın sağlığı ve toprağınızı kirletiyorsanız buna para kazanmak denir mi? Şehrimizi ilgilendiren madde asbest. Oldukça güçlü bir yalıtım malzemesi. Gemi ve inşaat sektöründe ciddi şekilde kullanıldı. Zaman içerisinde asbestin kişi ve toplum sağlığında zararları konuşulmaya başlandı. 1983’te ise İzlanda asbest kullanımını tamamen yasakladı. 1993 yılında ise Fransa yasakladı. Bu kararda bizi ilgilendiren 2 kısım var. Birincisi, kendi topraklarında yasakladığı maddeyi başka topraklarda üretilmesini istemesiydi. Asıl büyük sorunda batı topraklarında asbestle üretilmiş ürünlerin bertarafının nasıl olacağıydı. Fransa 1957 ve 1959 yılında iki gemi yaptı. 1997 yılında bu gemileri artık kullanmayacağını söyledi bu iki gemi birbirinin ikiziydi. Bu gemilerden birinin parçalarıyla üretilen Nae Sao Paulo adlı gemi Brezilya’da üretildi. Şimdi o gemi bizim kentimizde sökülmek isteniyor. Bakan Kurum, iddia edildiği kadar asbest olmadığını, gelince kontrol edileceğini ve tehlike varsa gönderileceğini söyledi. Bu geminin ikizi Clemen Sao da Aliağa’da sökülmek istendi ancak bu kadar karşı çıkıldı ve gemi İngiltere’de söküldü. Bu gemide 760 ton asbest çıktı. Yani bu gemiden 760 ton asbest çıkmışken Sao Paulo’dan sadece 9 ton asbest çıkacağının söylenmesinin değerlendirmesini size bırakıyorum. Bugün bütün dünya İzmir'i bu asbest yüklü gemiden kurtarmak için mücadele ediyor. Bugün öğrendiğimi habere göre Brezilya’daki mahkeme bu geminin geri dönmesi kararını verdi Geminin geri dönmesi lazım. Bakalım dönecek mi? İzmir'in taşı suyu toprağı hepimizindir. Şehrine değer veren herkesin bu konuta katkı koyması gerekir. İzmir’in doğasını, halkını ve sağlığını birileri para kazansın diye bir kenara bırakamayız” dedi.

HIZAL: GEMİ İÇİN VERİLEN RAPORA İNANMIYORSUNUZ AMA…
Aydın’ın sözleri üzerine konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, iddialara yanıt verirken, asbest raporlarına ‘deprem’ üzerinden örnek vererek yüklendi ve şunları ekledi:

“İzmir’in havası, suyu insanı elbette ki bizim için çok değerli. İster muhalefette ister iktidar da olalım İzmir bizim için çok kıymetli. Elbette ki para kazanmak insan sağlığından önemli değil. Canlıların sağlığı arpadan çok daha kıymetli. Ancak bazı gerçekleri görmemi lazım. Gemi yola çıktı ve geliyor. Gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz tabii ki. Tedbir kararı ile ilgili Brezilya mahkemesi bir karar verdi ve verilme nedeni geminin müze olarak kullanılmak istenmesi. Yani tehlike içinde değil. Gemi gelir yada gelmez onu bilmiyorum. Gemi de asbest var mı? Var. Bakanımız Murat Kurum basın açıklaması yaptı. Dedi ki; Bu gemi uluslararası kriterlerce akredite edilmiş, bazı şirketlerce incelenmiş ve o inceleme neticesinde ortaya çıkan bir rapor var dedi. Bu gemi Türk karasularına geldiğinde söküm işlemi başlamadan bizler tarafından inceleme yapılacak, aksi bir durum söz konusu olursa o zaman bu geminin söküm işlemi yapılmayacak ve gerekli işlemler yapılacak demiş. Bu kararı Norveç’te çok ehil bir firma vermiş.Bununla birlikte bir takım radyasyon testleri yapılmış, o raporlar da bakanlığa verilmiş. Bu açıklamanın üstünden, sizlerin tarafından da bilinmesine rağmen, son zamanlarda geminin yüzde 12’sinin test edildiği yönünde bir takım algısal ifadeler kullanılarak mesele çok farklı yerler taşınıp ülkemizin itibari ile ilgili bir takım sorunlar ortaya atıldı. Rapora ve bakanın açıklamalarına itibar etmiyorsunuz, 9 ton değil 900 ton olduğunu söylediniz. Çıkıp 760 ton asbest olduğunu söylediniz bu geminin çifti olan uçak gemisinde. Bu gemi Hindistan'a gitmiş ve tam söküleceği sırada, Fransa demiş ki senin çocuklarını çok düşündüm ve bunu geri ver ve bu İngiltere'de sökülsün demiş. Bunlara inanmıyorsunuz tamam… Asbest sadece gemilerde mi olur? Asbest daha çok ısıya dayalı olduğu için geçmişte bir takım ürünlerde kullanılmış. İzmir'de bir deprem yaşadık. Bu deprem neticesinde Bayraklı, Bornova, Konak’da yıkılan kaç bina var? Bilmiyoruz. Yüzlerce binanın yıkıldığını biliyorum. Bu binaların yıkılması için ne yapılması gerekiyor? Yasa ve yönetmelik var. Yıkacağım diyerek yıkamaz. Gidip belediye kapısını çalar ve yıkım talebini iletir. Asbest raporunu çıkarması gerekir. Bu raporu kim çıkarıyor? Elimde bir asbest raporu var. Yine uluslararası kriterlerce akredite olmuş kurum ve kuruluşlar çıkarıyor. Bir binada asbest olunca bina yıkılmayacak mı? Tabii ki yıkılacak ancak kurallara göre önlem alınır. Çoğunluklu olarak asbestin tespit edilmediğine dair raporlar var elimde. Az önceki gemideki asbest oranı ile ilgili rapor ve bakanın açıklamalarına inanmıyorsunuz ancak belediyelere verilen raporlara inanıyorsunuz. Ben inanıyorum İzmir’deki başta Başkan Soyer olmak üzere ilçe belediye başkanlarının da buna dikkatli davrandığını biliyorum. Çevre duyarlılığı tüm insanlığa ait bir durum. Bu duyarlılık ile gösterilen fotoğraflar ile bir ülkenin bir şehrin itibari ile bu kadar oynanamaz.”

ŞİMŞEK:HERKES KENDİ TARAFINDAN BAKIYOR
Aliağa Meclis Üyeliği de yapan MHP’li Hakan Şimşek söz alarak yetkililer tarafından yapılan ‘asbest’ açıklamalarına güvendiğini vurgularken, “Herkes, her kurum, her siyasi kurum işe kendi tarafından bakıyor. Para kazanma mesele, özel ticari ilişliler… Hepsinden yana, ben ne olursa olsun devletimi temsil eden birinin yaptığı açıklamaya itibar ederim. Bazı arkadaşlarımızın ifade ettiği gibi, zamanında siyasetçilerin bazen bazı eylemleri olmuştur. Ancak çok zaman geçti. İletişim çağında, ben ülkemi temsil eden ve o koltuklarda karar veren kişilerin yaptığı açıklamaları sonuna kadar doğru kabul ederim. Hiçbirimizin bu ülkenin aleyhine çalışacağına 1 saniye bile düşünmem. Ancak bazen siyasi çıkarlar bizi belli noktalara götürebiliyor, bazı siyasi arkadaşlar bunu kullanmak isteyebiliyorlar. İsteyen arkadaşlar ilgili firmanın sizlere 1 saat sunum yaptığını biliyorum. Sorularınız varsa istediğiniz soruları sorabilirsiniz dediler. Çünkü bizde ilgileniyoruz. Birebir çoluğumuzun çocuğumuzun yaşadığı yer. Geçen ay İZSU’nun haberi vardı, Dikili’de asbestli boruları değiştiriyoruz diye. Yıl 2022, asbestli su boruları yeni değiştiriliyor. Bu konuyu siyasetten öte değerlendirilmesi bir konu olarak görüyorum” diye konuştu.

SOYER: SİTTİN SENE İKTİDAR DEVAM EDERDİ
Son olarak söz alan ve MHP’li Hakan Şimşek’in açıklamaları ile Sao Paulo ile ilgili görüşlerini dile getiren Başkan Soyer,” Hakan Bey, hükümet temsilcimizin söylediğinin sonuna kadar doğru olduğunu düşünüyorum dedi. Eğer böyle olsaydı ne seçime ne de iktidar değişikliğine ihtiyaç vardı. Sittin sene iktidarlar devam ederlerdi. Bu doğru değil, mümkün de değil. Siyaset kuşku ve merak üzerine kuruludur. Bir yöneticinin söylediğinden emin olmazsınız, kuşku duyarsınız. İnanmamak için elinizde delil var mıdır bakarsınız. Bir vatandaş olarak bir hükümet yetkilisinin söylediğinin baştan yanlış olduğunu düşünerek hareket edersiniz. Mesela baştan nelerden şüphe duyuyorum? Öncelikle Aliağa’da söküm için 8 tesisi alanı varken 22 tesis olması söküm konusunda bende kuşku uyanıyor. Ayrıca ikiz gemi.. Bu aynı materyal demektir. Yani ikizinden 760 ton çıkmışken bu gemiden 9 ton çıkma ihtimali yok. Ayrıca Özgür Bey Norveç’te yapılan rapordan bahsetti. O raporda yüzde 12’sinde inceleme yapıldığını söylüyor zaten. Yani Bangladeş gibi Hindistan gibi bir ülke muamelesi görmek bana ağır geliyor. Ben o şirketin yetkilileriyle de bir araya geldim ve dinledim. Söylediğim 4 başlık kuşku duymam için yeterli. En çok Aliağa meclis üyeleri ve Aliağa meclisi seferber olmalı. Eğer siz seferber olmazsanız istediğiniz kadar para harcayın. O zaman -mış gibi görünür. Asıl olan bir belediye başkanının görev yaptığı kente sahip çıkması lazım. 8 bin 500 yıldır pırıl pırıl gelen bir Aliağa var ama şu anda bambaşka bir yere gidiyor. Özetle, korumak… bu şehrin ağacını, denizini, körfezini, deresini korumak bizim asli görevimizdir” ifadelerini kullandı

DERİNSU: FAİLLERİ YARGILANIRKEN ŞAHİT OLACAĞIM
Söz alan ve kendisi hakkında Gaziemir Belediye Meclis Oturumunda sarf ettiği sözler üzerinden yöneltilen eleştirilere yanıt veren CHP’li Meclis Üyesi İzel Zenginobuz Derinsu, “Geçen hafta Türkiye'de büyük bir skandal yaşandı.Biz bunu duyunca şaşırdık mı? Hayır. Biz bunu ilk kez yaşamıyoruz. AK Parti iktidarın bi bu ve benzeri skandalları yaşadık. Neydi bu skandal? KPSS’de çıkacak surların yandaşlara sızdırılmış olması. Sınavın iptaline ve ÖYM başkanının görevden alınma nedeni soruların sızdırılmış olduğunun ortaya çıkması. 2010 yılından itibaren muhalefet partileri ÖSYM ve ÖSYM ‘de yapılan usulsüzlüklerin araştırılması için önerge veriyor. 11 tanesi Cumhuriyet Halk Partisi’ne ait. Bu önergelerin tamamı AK Parti oyları ile reddediliyor. Bu denli ayyuka çıkmış mesele ısrarla örtbas ediliyor. KPSS’de yaşanan bu rezalet ile ilgili Gaziemir Belediyesi Meclisi’nde ben ne demişim? Avukat bir meclis üyesi olarak Meclis toplantısında yaptığımız konuşma sosyal medya hesabında duyuruyor.Ben bu olayı 18 yaşında ÖSYM önünde eylem yapmış biriyim. Buradan bir daha söylüyorum. Biz dershaneler tarafından yapılan son anki ek derslerin şahidiyim. Bunu bugün de yarın da söyleyeceğim. CHP iktidarında bu şaibeli sınavların failler yargılanırken mahkeme salonunda şahit olarak olacağım. Yapılan bu cadı avı beni yıldıramaz” dedi