FOX TV Çalar Saat Hafta Sonu programında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ezgi Gözeger’e canlı yayın bağlantısı evinden katıldı. Deprem gündemi ile birlikte 15 - 21 Mart’a ertelenen İkinci Yüzyıl İktisat Kongresi hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Soyer, ayrıca kentin depreme dair olan dayanıklılığı hakkında alınan önlemler üzerine bilgi verdi.
‘KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDİYORUZ’
1923’de yapılan İktisat Kongresi’nin cumhuriyetin ikinci yüzyılında yeniden İzmir’de benzer bir çizgiyle yapılacağına değinen Soyer, kongreye dair şu bilgileri paylaştı:
Yüzyıl önce atalarımız yanmış bir coğrafyada yeni bir cumhuriyetin mucizesini hayata geçirdiler. Olağanüstü bir hikaye. Erzurum’da misakı milli ile sınırlar çizildi, İzmir’de ekonomi politikaları belirlendi. İzmir’de iktisat kongresi ile işçiler, çiftçiler sanayiciler 1923’de toplanıp iktisadın temellerine dair kararlar aldılar. O zaman da meclis vardı. İktisat politikalarını çalışın demedi meclise. Biz de Türkiye’nin her yerinden 180’in üzerinde kurumsal yapı 500’ün üzerinde delege ile Ağustos’tan beri çalışıyoruz. Biz yine ekonomi politikalarının halkın tarafından belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. O nedenle iktisat kongresinde ortak akılla birbirimizi dinleyerek yeni iktisat politikalarının şekillenmesini arzu etmiştik. Aylardır uzun saatler süren toplantılar yaptık. Çiftçilerle, işçilerle, sanayiciler ve tüccarlarla. Bunlar bir yandan yürürken büyük felaket yaşandı ve ertelemek durumunda kaldık. Şimdi tekrar kaldığımız yerden devam ediyoruz çünkü ağırlıklı olarak bu paydaşların kendi aralarındaki yaptığı toplantılar tamamlandı.
KONGRENİN BİR GÜNÜNDE DİRENÇLİ KENT KONUSU OLACAK
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından İzmir’e dair ‘dirençli kent’ hedeflerinin daha da ağır bastığını belirten Başkan Soyer, yapılacak olan iktisat kongresinin bir gününü de buna ayıracakları detayını paylaşarak, “Bir de deprem meselesi çıktı ve bu bize gösterdi ki aslında yeşil ve akıllı şehirler birçok hedefler koyulabiliyor ama en mühimi dirençli kentler yaratmak. Yani afetlere dirençli olacak, bu kadar büyük felaketler yaşandığında bu kadar büyük tahribat yaratmayacak dirençli kentler yaratmak mümkün. İbni Haldun diyor ki coğrafya kaderdir, bu fay hattındaki topraklar üzerinde yaşamaya devam edeceğiz bizim kaderimiz. Ölüm de kader ama depremden ölmek kader değil. Bunu biliyoruz. Biz depreme karşı dirençli kentler yaratmak zorundayız. Bu iktisat kongresinin bir gününü de dünyanın her yerinden kentlerini dirençli hale getirmek için çalışan İran’dan, Japonya’dan, Güney Amerika’dan şehir plancılarını, mimarları da bir araya getireceğiz. Bizim deprem dirençli kentler yaratmak için dünyadan ilham almamız gerekiyor. Maalesef bu konuda çok duyarsız ve yetersiz kaldık. O nedenle iktisat kongresinin önemli bir başlığı da bu olacak” ifadelerini kullandı.
Yüzyıl önce yapılan kongrede yer almayan bazı başlıkların da olduğunu belirten Soyer, o başlıkları “Buna paralel forumlarımız da var. Yüz yıl öncesinde olmayan sokak ekonomisi, sanat ekonomisi gibi başlıklarda çalışan ve bunun iktisadı ile hayatını geçindiren insanları da gelecek yüzyılın iktisat kongresinin içine dahil ediyoruz” diyerek özetledi.
‘İKTİDAR KİM OLURSA OLSUN BURADA ALINAN KARARLAR GELECEĞE IŞIK TUTSUN’
İktisat kongresinin amacının siyasi bir çözüm olmadığını belirten Soyer, iktidara gelecek olan siyasi yapı fark etmeksizin burada alınan kararların ışık tutması gerektiğini söyleyerek, “Bütün bu çalışmanın çok temel bir amacı var. Biz bugünün siyasal sorunlarına siyasal çözümler aramak ihtiyacıyla yola çıkmadık. Biz bugünün siyasal ikliminde geleceğin Türkiye’sini şekillendirmeye katkı vermek istiyoruz. Bütün bu müzakereler, ortak akıl arayışlarının nihai hedefi Türkiye’nin 5-10-20 yıl sonrasında kim iktidarda olursa olsun onların önünde onlara ışık tutacak aşağıdan yukarıya şekillenmiş ittifak politikalarını önlerine koyalım ve onlar için aydınlatıcı metinler ufuk olsun” dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZ BİZİM YAŞADIĞIMIZ SORUNLARI YAŞAMASIN DİYE…’
Kongrenin nasıl bir düzlemde ilerleyeceğine dair Başkan Soyer şunları söyledi:
54 ilke ve 192 karar alındı. Daha sonra 4 ayrı masa kurduk 200’ün üzerinde akademisyenden oluşan. Bunlar fütüristlerde sosyologlara, tarihçilerden arkeologlara farklı disiplinlerden bilim insanları aşağıdan gelen bu metinleri kavrsamsallaştırmak için çalışmalar yaptılar. Sonunda 15-21 Mart arasında şöyle bir yöntem izleyeceğiz: İşçilerin önüne diğerlerinin aldıkları kararları koyacağız. İşçiler uzun saatler boyunca kendi oluşturdukları kararları bir tarafa koyacaklar ve çiftçilerin, sanayicilerin aldığı kararları müzakere edecekler. Sonra bu bilimsel çalışmalarla revize edilen metinleri önlerine alacaklar. İlk gün diğerlerinin kararlarını, ikinci günde de akademisyenlerden gelen kendi kararlarını müzakere edecekler. Arada bir boş gün bırakıyoruz, o boş günde de oybirliğine ulaşamadıkları meselelerin arabulucular vasıtasıyla tekrar müzakere edilmesini sağlayacağız. Son gün hepsinin hazır bulunduğu bir alanda hepsini oylayacağız. Bir mutabakatla oluşmuş metinlere kavuşacağız ve o nihai metinler diliyorum ki Türkiye’nin geleceğine ışık tutacak. Bizim çocuklarımız bizim yaşadığımız sorunlara erişmeden mutlulukla yaşasın istiyoruz, temel amacı bu.
‘HEDEFİMİZ 2024 SONUNDA 315 BİN BİNANIN KARNESİNİ ÇIKARMAK’
2020’de yaşanan Samos Depremi’nin ardından İzmir’de de yıkımlar meydana gelmişti. Bu yıkımların ardından Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı çalışmalara değinen Başkan Soyer, “Biz 2020 depreminde İzmir’de yaşadıktan sonra önemli adımlar attık. Önce 10 üniversiteden 84 akademisyenle bir araya gelerek mikro bölgeleme çalışması yaptık. İstanbul ’99 depreminden sonra yapmış onun dışında benim bildiğim başka yok. Bizim bunun üzerinden yaygınlaştırdığımız iki ayrı çalışma daha var. Yüz metre çapında bir daire içinde depremselliğini ve zemin hareketini araştırıyor akademisyenlerimiz. Maalesef fay hatları MTA’nın Türkiye’de 1970’lerde yapılan haritalandırmaya dayanıyor. Burada biraz eski bilgiler var. Bunun güncellenmesi gerekiyor. Binalara deprem güvenlik karnesi çıkartıyoruz. Bayraklı’da 33 bin binayı taradık. Bornova’da 62 bin binayı taramaya devam ediyoruz. Her bir bina için deprem güvenlik karnesi çıkartıyoruz. Karekod ile baktığınız zaman her türlü bilgileri girişe asıyoruz. Binanın karnesinde her şeyi görüyorsunuz. Bu yaklaşık 100 bin binayı Eylül ayına kadar taramış olacağız. Hedefimiz 2024 yılının sonuna kadar İzmir’deki 315 bin binanın tamamının güvenlik karnesini çıkarmak” diyerek çalışmaları anlattı.