GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
15 Mart 2021 Pazartesi 12:10

Başkan Soyer’den eleştirilere yanıt: Mercek ve mikroskop ile kusur arıyorlar!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cumhur İttifakı ve bazı basın yayın organları üzerinden kendilerine yapılan eleştiri bombardımanlarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada “Mercek ve mikroskop ile kusur arıyorlar. Türkiye'deki siyasetin çirkinleşen dili ile ilgili bunlar. Hizmet üzerinden gidecek artık göreceksiniz. Keşke hizmetler üzerinden eleştirseler. Bunun yerine kişiselleştirilerek, paçadan çekerek yapıyorlar. Sebebin anlayınca çokta üzülmüyorsunuz” dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularına yanıt verdi.

Soyer’in gündeminde deprem sonrası yapılan planlamalar, kredi süreçler, Buca Metrosu, Kültürpark-Çeşme-İnciraltı planlamaları, yüzülebilir körfez projesi, belediye eski hizmet binasının geleceği, Basmane Çukuru gibi önemli konular vardı.

- BAŞKAN SOYER’DEN ‘ENVER AYSEVER’ AÇIKLAMASI: RAKAMLAR BİLE DOĞRU DEĞİL!

- ENVER AYSEVER'DEN İDDİALARA YANIT

- UZUNDERE KONUTLARI DEPREMZEDELERE SATILACAK

AĞIR VE ORTA HASARLI BİNALAR İÇİN MODEL OLACAK BİR KARAR ALDIK
30 Ekim depremi sonrasında ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen yapılar ile 1998 yılındaki yönetmelik öncesi ruhsat alan veya 6306 sayılı yasayla riskli kabul edilen yapıların dönüşümüne ilişkin olarak yapılan planlama süreci hakkında konuşan Başkan Soyer, “Bu plan aslında bir plan değil, planların usul ve esasları… Biz plan yapmayı ilçelere bırakıyoruz. Mevcut durumu korunacak alanının sınırlarını belirlemesini istiyoruz ilçelerden. Bu 'K' bölgesi olarak tanımlanıyor. Bu alanda vatandaşın hakkı neyse, ruhsata hangisi ne kadar bağlandıysa o ruhsat üzerinden tüm hakları koruyarak devam edeceğiz. Asansör ve yangın merdiveni ise ekstra eklenecek. Şimdiye kadar gecikmiş olmasından kaynaklı vatandaşlar kayıp olduğunu düşünmesin. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile mutabakat sağlamak için süre uzadı. Sonuç olarak ortak bir karara varıldı. Herkesin üzerinde mutabık kaldığı ve kimsenin itiraz edemeyeceği noktaya varıldı. Bu esasla bu tür felaketlerde yaşanacak uygulanacak bir modeli ortaya çıkartmış olduk. Birçok kurum dahil edildi ve birçok görüş alındı. Kimsenin hakkının mağdur edilmeyeceği bir durum yaratıldı. Bu bir imar affı ya da imar yükseltilmesi değil, sadece mevcut hakların korunması ile ilgili bir durum. Büyükşehir Meclisimizden geçirdiğimiz kararın karşısında herhangi bir dava duymadım henüz ben” dedi.

DEPREM SONRASI MUTABAKAT KORUNMALI
Yapımı devam eden Şehir Hastanesi’nin üst kısmında yapılacak deprem konutları bölgesi hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na itirazlarının olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Rezerv alanla ilgili bir bölüme itirazımız oldu, bakanlığımızın takdiri ne olacak bilmiyoruz. Orada otobanın altında bulunan bölümün bunundan çıkartılması gerektiğini söyledik, kararı bekliyoruz. Bunlar aslında ortak çalışma kültürü ile ilgili meseleler. Biz ortak çalışma iradesini geliştirdikçe, kentlinin de nefes alacağı ortam oluşuyor. Kurumlar arasındaki yaşanan sorunlar vatandaşların günlük hayatını etkileyen sorunlar çıkartıyor. Bu şehirdeki vatandaşlar kamu kurumları ile olan bir durumdan mağdur olmamalı. Biz bunun peşindeyiz. Bunun tek çözümü ortak noktada buluşma. Biz herkesi dinliyoruz. Belki bizim gözümüzden kaçan şeyi onlar söylüyor olabilir ve biz bunu dinliyoruz. Bizim gördüğümüz kadarıyla Bakanlık da bu düşüncede. Deprem sonrası bu mutabakat sağlandı. Bunun korunması lazım” dedi.

BİZİM BEKLEDİĞİMİZ ASLINDA BİR AT VE DEVE DEĞİLDİ
Buca Metrosu ile ilgili kaynak bulma sonrası gerekli izni bakanlı nezdinden almalarından memnuniyet duyduklarını söyleyen Başkan Soyer, çalışmaların başlaması ile kentteki kronik sorunlarından birinin çözümünü sağlanmış olacağını belirtti. Soyer açıklamasında “Buca Metrosu ile ilgili onay meselesini ben Cumhurbaşkanımıza belirtmiştim, kendisinde bunu değerlendireceğini söylemişti ve bu onaylandı. Bizim beklediğimiz aslında bir at ve deve değildi. Buca Metrosu yıllar öncesinde devletin yatırım listesine almış ve Büyükşehir'in yatırım bulması istenmiş. Biz bunu sağladık ve büyük bir kaynak yarattık. Burada birden çok şey var. 490 milyon Euro dediğimizde aslında çok yüksek bir rakam. Bunun İzmir'e gelmesi aslında istihdam yaratacak… Bu bütün İzmir'e yayılacak ticari bir dinamik. Buca bu şehrin en kalabalık ilçesi ve trafiğin en büyük sorun olarak yaşandığı yer. Tek çözümü ise metro. Devletimizden istediğimiz tek şey, usul gereği her yıl verilen onay uzatılsın. Biz de bunu ilettik Cumhurbaşkanımıza. Burada bir hazine garantisi bulunmuyor, sadece onay veriyor. Bu finansmanın garantisi olarak biz varız” dedi.

BU SADACE BİR METRO HİKAYESİ OLMAYACAK
Asya Kalkınma Bankası’nın İzmir’e kredi vermesinin çok daha önemli boyutlarının olduğunu söyleyen Soyer, “ Biz göreve geldiğimizden beri İpek Yolu’nun vazgeçilmezi olduğumuzu söylüyorduk. Bir limanız tarih boyunca. Asya Kalkınma Bankası'nın buraya yatırım için kredi vermesi aslında Uzak Doğu’daki kişilerin burada yatırım yapmasının önünü açacak güveni sağlıyor. Bu hikaye sadece metro hikayesi değil, İzmir'in ekonomik refahının büyümesi için bir kaldıraç” dedi.

Buca Metrosu’nda bu yıl kazmayı vurmayı hedeflediklerini söyleyen Soyer, “Bizim öngörümüz ihale süreci Temmuz’da biter. Bizim ihale mevzuatındaki gibi geri dönüşler olmuyor. Uluslararası ihale süresi geç gibi gözüküyor ancak çok daha şeffaf ve kalıcı adımlar ile yürüyor o yüzden geri dönüşü olmuyor. Bundan dolayı temmuz ayında ihaleyi bitirmiş oluruz ve bu yıl içinde kazmayı vurabiliriz” dedi.

ORTA HASARLI BİNALAR İÇİN 30 YIL VADELİ KREDİ OLANAĞI
Dünya Bankası’ndan deprem sonrası orta hasarlı binaların dönüşümü ile ilgili alınması için harekete geçilen krediye ilişkin olarak yanlış anlaşılmalarını olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, kredinin gelmesi ile kentsel dönüşümde önemli bir eşiğin atlanacağını söyledi. Soyer açıklamasında “Kendimize kızdık, daha iyi anlatamadık diye. Doğru bilgilendirilmemişler diye üzüldük. Buluşmada yanlış bilgilendirmeleri ortadan kaldırmak için de konuşmalar yaptık. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin vilayetlerinden biriyiz, devletin üzerinde borçlanmamız tabii ki mümkün olamaz, sadece daha iyi şartlar ile bulabiliyoruz. Kentsel dönüşüm ile ilgili de 250 milyon TL'lik bir kredi talebimiz var. Deprem olunca biz Zoom üzerinden bağlantı kurduk ve çok olgunlaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı bürokratları da bu toplantıda yer aldı. Bu kaynakların gelebilmesi için bir onay gerekiyor ve 1 ay içinde gelebiliyor. Bunun gerçekleşmesi halinde orta hasarlı binalar için finansman sağlamış olacağız ve 30 yıl vadeli kredi vereceğiz” dedi.

KAYA’YA DEÜ YANITI: ORADA BİR KOPUKLUK VAR, AŞAMIYORUZ
AK Parti MKYK üyesi ve İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın SonSöz TV’de katıldığı programda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deprem konusunda odalarla birlikte hareket ettiği, Dokuz Eylül Üniversitesi’ni dışladığını ve bu kararın siyasi olduğu açıklamasına yanıt veren Başkan Soyer, “Biz protokol yapmak istiyoruz, davet ediyoruz. Kasım ayında gerçekleştirilen ortak akıl buluşmasına dahil gelmediler. Önce dendi ki bize ulaşmadı dendi biz yazıları çıkartıp gönderdik. İzmir’de bir üniversiteyi nasıl dışarıda tutabiliriz? Bu bizi hızlandırır ve kolaylaştırılır ancak ne yazık ki orada bir kopukluk var ve aşamıyoruz” dedi.

GEREKİRSE YÜREĞİMİZE TAŞ BASACAĞIZ ANCAK GEREKENİ YAPACAĞIZ
Bulunduğu makamın bir ağırlığının olduğunu ve gelen eleştirilere rağmen kimseye kırgın olmadığını söyleyen Başkan Soyer, “Kişiselleştirmemek gerekiyor. Yoksa alınabilir ve üzülebilirsiniz. Ben yüzde 58'in oy ile İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı olmuş biriyim. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti'nde çok önemli bir koltuk, bunun farkındayım. Bundan dolayı benim için kırılma ve yapmama gibi bir şey söz konusu olamaz. Biz ne gerekiyorsa onu yaparız. Asla vazgeçmeyeceğiz, İzmir halkının temsilcisi ve seçilmiş belediye başkanı benim. İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye'nin en köklü ve güçlü kurumlarından biridir.  Bende böyle bir belediyenin kurumsal kapasitesi ile birlikte çalışıp görev yapıyorum. Bu nedenle şahsi konulara kafaya takacak biri değilim. Ben neyin, ne olduğunu biliyorum. Gerekirse yüreğimize taş basacağız ancak gerekeni yapacağız” dedi.

BEN EMEKTEN VE İŞÇİDEN YANAYIM
Büyükşehir ile sendikalar arasında devam eden toplu iş sözleşmesi süreci hakkında konuşan Soyer, “Müzakere masasında tabii ki farklı görüşler konuşulup masaya yatırılır, bir taraf beğenmez… Bunlar işin doğası gereğidir. Biz bir sermaye şirketi değiliz. Biz İzmirlinin parasının emanet edildiği kamu kurumuyuz. En az arkadaşlarımız kadar biz de emekçiyiz. Biz onların parasını onlara vereceğiz. Bundan dolayı korumamız gereken elbette konular var. Ben emekten ve işçiden yanayım. Hep böyle oldum. Seferihisar Belediye Başkanlığı dönemim de buna örnektir. Koltuk ne olursa olsun benim hayat görüşümü değiştiremez. Tabii ki işçi ve emekten yana olacağız. Eninde sonunda uzlaşıya varılacaktır. İşçi arkadaşlarımız rahat olsunlar, emekten ve işçiden yana bir belediye başkanı o koltukta oturuyor ve son kararı verecek kişi benim. İzmirliler de rahat olsun onların paralarını savuracak bir durumda değilim. Ne İzmirlinin hakkını zayi ederim, ne de işçinin hakkını zayi ederim” dedi.

SADECE TOPLU ULAŞIMDAN HASILAT KAYBI 1 MİLYAR TL
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mali yapısının kuvvetli olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinin 2 katı borçlanma var diye Cumhurbaşkanının yanlış bilgilendirmesi vardı. 2020 yılının gelir bütçesi ile 2021 yılının borçları karşılanabilir durumda. Bir yıllık gelir bütçesi ile bütün borçlarını kapatabilecek durumda İzmir Büyükşehir Belediyesi. Bunlar 30 yıla yayılan bir süreç. Pandemi döneminde ağır hasılat kayıplarına ulaştı. Bizim geçen sene sadece toplu ulaşımdan hasılat kaybı 1 milyar TL'yi buldu. Çok zor dönemden geçiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal yapısı o kadar sağlam ki bütün bunları geride bırakacak mali yapıya sahibiz. En zor dönemdeyiz. Seneye bunlar daha azalacak ve gelirimiz düzelecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mali yapısı ile ilgili hiçbir sorun yok” dedi.

125 BİN YENİ ARAÇ TRAFİĞE ÇIKTI
Pandemi ile birlikte özel araç kullanımının arttığını ve bunun trafik yoğunluğuna sebebiyet verdiği belirten Soyer, “1 milyarın üzerinde hasılat kaybımızın nedeni vatandaşlar toplu taşımaya binmiyor, araç alıyor. 125 bin yeni araç çıktı trafiğe. İnsanlar topu taşımayı riskli olduğu gerekçesi ile tercih etmiyorlar. Toplu taşımaya binmeyen 800 bin vatandaşın evine işine özel araçla gidiyor olmasından kaynaklı. Biz sefer sayısında bir azaltmaya gitmedik. Vatandaş özel araca binince de trafikte yoğunluk yaşanıyor. Bu hiç öngörmediğimiz bir durumda. Bu nedenle biz ulaşım ile ilgili bakış açımızı değiştirip yepyeni bir bakış açısı yaratmamız gerektiğini gösterdi. Bu nedenle yeni araçlar alıyoruz hem ucuz hem de yüksek konforlu araçlarda yolculuk yapılabilsin diye. Hijyen konusunda da çok farklı uygulamalar yapıyoruz. Bir yandan da acil çözüm gerektiren noktalar tespit ediyoruz” dedi.

FELAKETLER YAŞADIK, SADECE ZAMAN LAZIM
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi kaynakları ile kentteki sorunları çözebilecek kapasitede olduğunu söyleyen Soyer, “Biz görevimizin bilincinde ve farkındayız. Ürettiğimiz çözümler vatandaşların hayatına yansıyor. Biz en zor dönem de bu hizmetleri ürettik. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin binasını boşalttık. Deprem ve sel yaşadık. Birçok arkadaşımız hasta oldu ancak hiçbir aksaklık olmadan hiçbir şey yokmuş gibi çalışmaya devam ettik. Stratejik planlarımız ve bütçemizi güncelleyerek yeni hedefler ortaya çıkaracağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi tamamen kendi kaynakları ile İzmir'de ne kadar sorun varsa çözme gücündedir. Sadece zaman lazım... Kentsel dönüşüm konusunda da Türkiye'de hiçbir yerde olmayan bir dönüşüm formülünü hayata geçireceğiz. Düğmeye başladığımız anda müthiş bir kentsel dönüşümün düğmesine basacağız. Genel Başkanımızın da katıldığı bir tören gerçekleşti. Nasıl oldu bu? 6 defa ihale yapılmış ve iptal edilmişti. Biz belediye şirketimizi devreye koyduk ve burada ihaleler gerçekleştirildi” dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ NİSAN’DAN SONRA GÖRECEKSİNİZ ÇOK HIZLANACAK
Kentsel dönüşüm sürecine İZBETO’un devreye girmesi ile sürecin hızlanacağını söyleyen Soyer, “İzmir'in en büyük ilk 30'da bulunan şirketlerden. Kurumsal kapasitesi çok güçlü. Kentsel dönüşüme İZBETON'u sokuyor olmamız çok büyük bir dönüşümü başlattı. Önümüzde 6 noktada bizim kentsel dönüşüm hazırlığımız vardı. 4 bin 600 tapu cebimizde. Biz bütün bunların yapım ihalesine çıkacak durumdayız. Nisan’dan itibaren göreceksiniz ardı ardına bunları başlatacağız.  Çok hızlı bir biçimde yol alacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karabağlar ilçesi ile ilgili yaptığı eleştiriler için konuşan Soyer, “Karabağlar değil Karabağ dedi kendisi. Yanlış bilgilendirilmiş. Eksik ve yanlış bilgilendirilmiş. Bizim bu eksik bilgiyi kendisine aktarmamız lazım. Biz bu doğru bilgiyi Cumhurbaşkanımıza aktaracağız” dedi.

MÜMKÜN OLDUĞUNCA EN FAZLA VATANDAŞI MUTLU EDECEK BİR PLANA AZ KALDI
Çeşme ve İnciraltı projelerindeki son durumu aktaran Soyer, “Sonuna geldi. Bakanlıklar ile görüşüyoruz. Ortak akıl inşa edeceğiz orada. Biz hep afet süreçlerinde de bunu yaptık. Bütün afetlerden de yeni bir ekonomi inşa etmeye çalıştık. İnciraltı üzerinden de yeni bir ortak akıl inşa edeceğiz. İnşallah çok kısa süre içinde çözülecek, az kaldı. Bizim zamanımızda EXPO sağlık turizmi olarak belirlenmişti, kaybedilince planlar atıl oldu. Şimdi yeni bir noktaya gelindi. Ben o dönem planlara ve sürece hakim olmuştum. Şu an orada mümkün olduğunca en fazla vatandaşı mutlu edecek bir plana az kaldı” dedi.

KÖRFEZDE AİLELERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ İLE YÜZECEĞİZ
İzmir Körfezi’nin yüzülebilir hale getirilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Soyer, Hep beraber yüzeceğiz. 374 kilometre yağmur suyu, pis su ayrıştırma tesisi yapacağız. Körfeze akan tüm bu kanalları değiştireceğiz. Bu bütün taşkınları ortadan kaldıracak. 63 kilometresini geçen sene yaptık. Önümüzdeki 3 yıl içinde 374 kilometrelik hattı tamamlayacağız. Bu kanal körfeze gelen bütün kanalların ortadan kalkmasına neden olacak. Biz körfeze yağmur ile birlikte pis su taşımanın önüne geçeceğiz. Biz doğasını kirletmediğimiz takdirde, körfezin kendini doğal temizlediğini görüyoruz. Yepyeni balık türleri, su altı türleri çıkmaya başladı. Güzelbahçe’de geçen sene mavi bayraklı plaj ödülü aldık. Körfezin içindeki bir plajın temiz ve yüzülebilir olduğunu gösteriyor. Biz bu mavi bayraklı plajları körfezin içine doğru getireceğiz ve orada ailelerimiz ve çocuklarımız ile yüzeceğiz. Bu konuda tüm kararlılığımız ile yürümeye devam ediyoruz” dedi.

HASAR ALAN BELEDİYE BİNASI: YENİ KOLONLAR İÇİMİZE SİNMİYOR
Depremde hasar alan İzmir Büyükşehir Belediye hizmet binasının geleceği için konuşan Başkan Soyer, “Farklı odalarımız farklı görüşleri olabilir. Ancak bizim ayrı bir kurumsal kimliğimiz var ve bunla birlikte başka bir değerler ve bilgilerle hareket etmek üzereyiz. 50 milyon TL’yi aşan güçlendirme süreci ile karşı karşıyayız. Zaten bina çok kullanışsız binaydı birde o kullanışsızlığın üzerine yeni kolonlar ile birlikte daha çok kullanışsız olacak, içimize sinmiyor. Psikolojik olarak çalışan personelimiz güvenmiyordu. Şimdi orada orta hasarlı olarak tescillenmiş alan için bizim ısrarcı olmamızın bir anlamı yok diye düşünüyorum. Bunu mecliste arkadaşlarımız gündeme getirmişlerdi ve ortak bir kanaat olmuştu. Bende arkadaşlarımıza sormuştum ve büyük alkışlar ile kabul edilmişti. O günden bu güne değişen bir durum yok. Yeni bir yer arayışımız devam ediyor. Belki 1-2 hafta içinde yeni yeri de belirleyeceğiz. Bizim belediye birimlerimiz çok dağınık bir durumda. Şimdilik Kültürpark hollerine yerleştik ancak orası ile ilgilide bir düşüncemiz var. Zaten holleri yıkacağız. 12 bin metrekarelik bir kapalı alan irademiz var ancak bunla ilgili şimdilik bir şey demiyorum, onla ilgili hazırladığımız güzel sürprizlerimiz var” dedi.

KÜLTÜRPARK ASLA İMARA AÇILMAYACAK
Kültürpark’taki yeni planlama ile ilgili olarak net ifadeler söyleyen Başkan Soyer, “Bunu onlara sormak lazım  ancak üzücü. Kültürpark İzmir'in gözbebeği, pırlantası, en değerlisi. Tabii ki ona toz kondurmayacağız. Bunun için birinin bizden fazla korumasına gerek yok biz koruyacağız. Kurucu iradenin iradesi belli. Kurucu irade burası halk üniversitesi olsun demiş yani uluslararası fuar organizasyonlarına ev sahipliği yapsın demiş. İyi ki böyle olmuş çünkü biz buradan çok şey öğrendik. Bütün ülkelerin kültürleri ile o fuarda tanıştık. O fuarın bu tarihsel kimliği devam etmek zorunda bunu yok sayamazsınız. Bu başka bir yerde yapılsın diyemezsiniz, kemikleri sızlar Behçet Uz'un… Kimsenin haddine değil, bu kurucu iradenin dışında bir irade ortaya koymak. Herkesi mutlu edemeyebiliriz. Ben göreve geldiğimde teslim edilen koruma yazısını geri çektim ve gerçekleştirdiğimiz toplantılar sonrasında o kadar çok raporlar hazırlandı ki… Çok detaylı bir anayasa, omurga çıktı ortaya. Biz de buna bağlı kalacağız. Asla imara açmayacağız bunu” dedi.

BASMANE ÇUKURU’NDA SONA GELDİK
İzmir’de uzun yılların sorunu olan Basmane Çukuru için sürpriz gelişmelerin olduğunu söyleyen Soyer, “Basmane Çukuru’nda da sonuna geldik, kısa sürede netleşiriz. Netleşmeden söylemek doğru olmaz. Orada toprak bize ait... Bırakır bırakmak onu bilmem ama arazi bizim, bunun üzerinden şekillenecek bir çözüm çıkacak.  Birkaç hafta sonra bir program yaparsak bunlarla ilgili daha net bir şey söyleyebilirim” dedi.

Kırsal kalkınma ile ilgili çalışmalara hız verdiklerini aktaran Başkan Tunç Soyer, “Çok şükür üreticimiz anlıyor ne yapmak istediğimiz ve destek veriyor. Sadece Bayındır’da yapacağımız ve 65 milyonluk tesis bütün havzadaki ekonomiyi değiştirecek. Burada yapacağımız mandıralar, Sasalı'da açacağımız enstitü… Ne yazık ki kalan konuşma süremize sığacak şeyler değil. Türkiye'ye ilham verecek tarım politikasını uygulamaya başladık. Alım garantisini arttırdık, satım garantisi diye bir şey çıkarttık. Can Yücel Tohum Merkezi'ni açtı. Üreticimiz bunu anlıyor ve sahip çıkıyor bizde bunu el ele büyüteceğiz.  Her gittiğimiz havza ziyaretinde yeni ürün alımı türleri ve miktarını belirleyip, kuraklıkla mücadele edecek ürünleri belirliyoruz.  Biz bu kadım kültürümüzün ürünlerine dönemki zorundayız. Küresel iklim değişikliği denen şey, 10 metrelerden su çekerken şimdi 300 metrelerden su çekemememize neden oluyor. Bu yer altı sularımızı hoyratça kullanmamızdan çıkan durum. Hem kuraklık hem de yoksullukla mücadele edeceğiz” dedi.

MERCEK VE MİKROSKOP İLE KUSUR ARIYORLAR
Özellikle Cumhur İttifakı ve bazı basın yayın organlarında yoğun eleştiriler geldiğini söyleyen Soyer, “Mercek ve mikroskop ile kusur arıyorlar. Türkiye'deki siyasetin çirkinleşen dili ile ilgili bunlar. Hizmet üzerinden gidecek artık göreceksiniz. Keşke hizmetler üzerinden eleştirseler. Bunun yerine kişiselleştirilerek, paçadan çekerek yapıyorlar. Sebebini anlayınca çokta üzülmüyorsunuz” dedi.

SEÇİMİN BİRKAÇ PUAN ÜSTÜNDEYİZ
Göreve geldiği dönemden bu yana yapılan anketler için söyleyen Soyer, “Çok iyi gidiyoruz, seçimin birkaç puan üstündeyiz” dedi.