GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
15 Ağustos 2018 Çarşamba 12:03

Başkan Sayılkan: İnsanlar parasıyla ilaç bulamıyor!

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ’’Kimse ilaç bulamadığı için sağlığından olmamalıdır. İnsanlar parasıyla bile ilaç bulamıyorlar. Diliyorum ki bunlarla ilgili kalıcı çözümler bulunabilir.  Biz hep mağduriyeti konuşuyoruz"

EGEDESONSÖZ-  İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesinin ilaç sektörüne etkilerinden bahseden Sayılkan, sözlerine bu olumsuz durumların düzeltilebilmesi için tavsiye ve açıklamalarda bulundu.

İLK KRİZ DEĞİL SON KRİZ DE OLMAYACAK!
Ülke ekonomisinde sıkıntılar olduğunu dile getiren Sayılkan, ‘’Bu ilk kriz değil belki son kriz de olmayacak. Dışa bağımlı olmanın, üretimi teşvik etmemenin bizi getirdiği bir sonuçtur. Bizim birçok tanıdığımız insan yaşam savaşı veriyor ve biz o savaşta tarafız, hastalarımızın yanındayız.  Bu ekonomik savaş da en çok onları etkiliyor. Küresel bir savaşa girebilmek için önce güçlü olmak lazım. Ciddi sıkıntılarımız var. Ülkemizin küllerinden doğması için bir takım değişiklikler yapılmalıdır. İlaç üretiminde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak hemen yapılabilecek bir şey değildir. Bugün Türkiye’de bu işten para kazanan büyük firmalar olmuş, ama Dünya’da bulunan bir ilacın eş değerini yaparak büyük paralar kazanmışlar bu paraları başka sektörlere yönlendirmişler. Yeniden ilaç üretimini, ilacı geliştirmeyi tercih etmemişler. İlaç ithalatını tercih etmişler. Son bir yılda Türkiye’de satılan ilacın yüzde 60’ı ithal ilaçtır. ‘’ diye konuştu.

İLAÇLAR DOKTOR KONTROLÜNDE BIRAKILMALI
Yanlış ve kontrolsüz ilaç kullanımına değinen Sayılkan, ‘’Geçmişte gereksiz ilaç alımı daha fazlaydı ama son yıllarda getirilen uygulamalarla bu minimuma düşürüldü. Bir de ilaçları süresi boyunca kullanmamak var. Bunlar önceden kontrol edilemiyordu. Ama artık bu söz konusu değil. Bir de antidepresana başlayıp kendine göre bırakanlar var bu yapılmamalı. Doktor kontrolünde bırakılmalıdır. Tehlikeli durumlar gelişebilir. Aksi halde hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar ağır sonuçlar doğurabilir ‘’ dedi.

RUHSATSIZ YASAL OLMAYAN İLAÇLAR TÜRKİYE’YE GİRMİŞ
Sayılkan, ‘’Bir devleti yöneten biri olarak önlemler almak lazımdır. Euro kuru sabitlendi. Bir yıl boyunca artış izlenecek yeni yılın başında artış kadar zam verilecek. İlaca yapılacak zam yüzde 15i geçemez. Şuan Euro 7 dolaylarında. 2,69 Euro kuru ne kadar gerçekçi olabilir ki. Son yıllarda yaşanan sıkıntılar sebebiyle eğer ilaç bulunamama gibi kriz olmadıysa bu eczacıların özverisi sayesindedir. Peki çözüm nedir? Özellikle ithalatçı firmalarla ortak noktada buluşmak gerekir. İlaçların Türkiye’de olmaması demek, hastalarımızın tedavilerinin aksaması; kendilerinin ve ailelerin psikolojisinin bozulması demektir. Birçok ruhsatsız yasal olmayan ilaç Türkiye’ye girmiş. Sistemimize giriş yapılmış, kendi adreslerini verip ilaç ithal etmişler. Sistem kendi içinde sıkıntılı insanlar yurt dışından ilaç getirmek için bizim sistemi kullanmışlar. Hastaların ülke içinde ilaca ulaşamaması büyük eksikliktir. Bana kalırsa ilaçlar ücretsiz verilmeleri. Sosyal devlet anlayışı bunu getirir. Eczacı olarak onlarca insanla belli dostluklar kuruyoruz. Bu benim için ticari kaygıdan daha önemli. Bir hasta geldiğinde sizin ilacınızı bulamadım deyip onu boş göndermek benim için çok üzücü bir durumdur ‘’ diyerek sözlerine devam etti.

EŞDEĞER İLAÇ YANLIŞ İLAÇ DEĞİLDİR!
Milli ilaç, yerli ilaç kampanyası hakkında bilgiler veren Sayılkan, ‘’1 Ağustos’tan itibaren Türkiye’de üretim yapmayan ödeme kapsamından çıkardı. İlacın muadili Türkiye’de üretiliyorsa ona yönlendirmek amacıyladır. Eşdeğer ilaç yanlış ilaç değildir. Tabi bu ilk zamanlarda bazı sorunlar oluşturdu. Halk ilk başta güvenemedi. Ama kullandıkları ilacı bulamadıklarında bize de daha fazla güvendiler. Milli ilaç, yerli ilaç ile ilgili kamu spotu yapılmalıydı. Halk bu değişiklikten haberdar edilmeliydi. Bu ülkenin değerli bilim insanlarını kaçırmadan acil bir şekilde Türkiye’de aşı, ilaç üreten laboratuvar kurulmalıdır. Bu sıkıntılar ancak bu şekilde çözülebilir. Biz üretim yapan işçiyi, çiftçiyi desteklemezsek ülkemiz bu tarz krizler ile daha çok karşı karşıya gelir ‘’ şeklinde konuştu.

İNSANLAR PARASIYLA BİLE İLAÇ BULAMIYORLAR
İlaç sanayisinde karşılaştıkları sorunları dile getiren Sayılkan, ‘’Öncelikle, ülke yönetimi ile alakalı bir durumdur. Bugün bu ülkede bir kriz yaşanıyor. Bunun adı ekonomik krizdir. Öncelikle bu ilaçların bulunabilir hale gelmesi lazım. Sonra da birbirimize güvenmemiz lazım. Eczacılarımızın yükü de ağır. Hatalarımızın eczacıya şüpheyle bakmaması gerekir. Ben de yerli ilaçtan yanayım keşke bu teşvik daha önce yaygınlaştırılsaydı.  Keşke İlaç daha önce üretilmeye başlasaydı. O zaman kriz bizi teğet geçerdi. Devletin sağlık harcamaları ile ilgili adım atması gerekir. Bizim için yurtdışından gelen özel ilaçlar çok önemli. O ilaçları göz ardı edemeyiz. Bu sabit kur sebebi ile de yabancı üretici Türkiye’ye ilaç satmak istemiyor. Aynı ilacı başka ülkede daha fazla gelir ile satabileceğini düşünüyor. Kimse ilaç bulamadığı için sağlığından olmamalıdır. İnsanlar parasıyla bile ilaç bulamıyorlar. Diliyorum bunlarla ilgili kalıcı çözümler bulunabilir.  Biz hep mağduriyeti konuşuyoruz. Hayal kırıklığını konuşuyoruz. Çünkü gerçek budur ‘’ ifadelerini kullandı

BUGÜN ECZACILARIN ÜÇ TEMEL SORUNU VAR…
Sayılkan eczacılıkta temel üç problem olduğunu ifade ederek sözlerine, ‘’Sağlıkta dönüşüm ile beraber önlemler alınırken her hamle Türkiye’deki meslektaşlarımın sırtına bir yük daha kondu. Yapılan her değişikliğin bedeli vardır. Sonuçta eczacılar da iş yapıyor. İlaç fiyatları düştükçe geliriniz de azalıyor ama giderler artmaya devam ediyor.

Keşke bütün ilaçlar bulunsa kolay ulaşılabilse ve biz de hastalara ilacınız bizde yok demek zorunda kalmasak. Güzellik uzmanı çalıştırmak, başka alanlara yönelmek talep ile alakalı bir durumdur. Bunların eğitimini alan eczacıdır. Eğer eczacı bu talepleri karşılamazsa eğitimsiz kişiler bu işle uğraşır ve sağlıksız durumlar ortaya çıkabilir. Bugün eczacıların üç temel sorunu var. Bunlardan ilki, ilaç fiyatlarını belirleyen kararname ve ilaçların bulunamamasıdır; İkinci olarak ise internetten üzerinden ya da eczane dışı yerlerde ilaç satımının yapılması gösterilebilir.  Bazı ilaçlar ilaç değilmiş gibi ruhsat alıp, tarım bakanlığı onayı ile piyasaya sürülüyor. Bunun da önlemi alınmaya başlandı. Ayrıca Türkiye’deki Eczacılık Fakültesi sayısı da 51 olmuş. Yardımcı eczacılık düzenlemesi de söz konusudur. Mezun olan yeni meslektaşlarım çalışacak yer bulamıyor. 51 Fakülte bu ülkeye fazladır. Ülke için yeteri kadar eczacı yetiştirilmeli ki işsizlik olmasın. Bu üç mesele halledilmeden diğer problemler zaten çözülemez. Genç arkadaşlara doğru istihdam sağlanmalıdır. O arkadaşlar mezun olunca nasıl bir iş imkanı sağlanacak; o arkadaşlarla biz aynı gemide nasıl ilerleyeceğiz? İş sıkıntılı bir yere doğru gidiyor ’’ diyerek devam etti.

DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIYIZ!
Sayılkan, sözlerini son olarak ’’ Gelecek için adımları bugünden atmamız lazım. Son olarak kriz sürecini birlikte atlatmamız lazım. Dayanışma içinde olmalıyız. Krizi fırsat bilip haksız kazanç sağlanmasının önüne geçilmelidir. Bunun için denetleyici bir mekanizma kurulmalıdır ‘’ ifadeleri ile noktaladı.