GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
20 Ekim 2018 Cumartesi 15:53

Başkan Kocaoğlu: Dün ‘Gavur’ bugün ‘göz bebeği’ diyenlere gülüyoruz, o günü unutmadık!

Kocaoğlu, “Biz İzmir’den bir meşale yaktık. Biz üzerine ölü toprağı serpilmiş bir kentin nasıl kalkınacağını gösterdik. ‘İtikadı zayıf’, ‘Gavur İzmir’, ‘Eli yüzü sümüklü’ denilen İzmir’e bugün ‘ülkemizin göz bebeği’ diye taltifte bulunanlara gülüyoruz. O günü de bugünü de unutmadık” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi organize edilen Tarım Festivali, binlerce üreticinin katılımıyla Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Tarım Grubu Başkanı Mahmut Eskiyörük, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, tarımsal üretim gerçekleştiren kooperatiflerin başkanları, köylü vatandaşlar, çiftçiler programda yer aldı.

Festival, açılış konuşmalarının ardından belediye ve kooperatifler arasında ürün alım sözleşmesi imzalanması ve programda yer alan etkinliklerle devam etti. Köylü vatandaşlar meydana kurulan çok sayıda stantta ürünlerini sergiledi.

‘İzmir Aziz’dir Aziz kalacak’ ve ‘Aziz Baba’ sloganları eşliğinde kürsüye gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu programda yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.İLK SİGORTAM TEKEL’DE İŞÇİYKEN YAPILDI
Başkan Kocaoğlu, “Biz Ulu Önder’imize, devletimize, milletimize, kentimize hizmet etmek için siyaset yapıyoruz. Hizmet etmek için belediye başkanlığı yapıyoruz. Başka bir hesabımız, kafamızın arkasında başka bir şey yok. Tam 14 buçuk yıl önce bize görev düştü. Biz de layıkıyla yapmaya çalıştık. Bir fırsat geçti elimize. Ekonomi tahsili yaptım. Üstüne işletme, yönetim ve organizasyon yüksek lisansı yaptım. 27 yaşına kadar çiftçilik yaptım. 3 buçuk sene devlet memurluğu, 2 sene özel sektörde yöneticilik yaptım. Sonra kendi işimi kurdum, fabrika kurdum, ticaretle uğraştım. Bunların birçoğunu çocuklarıma devrettim. İlk sigortalılığım 1967 yılında TEKEL’de işçi olarak çalışmayla başlıyor. Çocuk yaştan bu tarafa çalışıyorum. İyi ki çalışıyorum. Hem aileme, hem memleketime, kentime hizmet etme olanağı buluyorum” dedi.BİR BABAYİĞİT ÇIKIP DA BU GİDİŞE ‘DUR’ DEMEDİ!
Başkan Kocaoğlu ayrıca üretim vurgusu yaparken kapitalist uygulamaları eleştirdi ve “Ülkemiz uzunca bir süredir egemen güçlerin, uluslararası şirketlerin ve büyük devletlerin empozesi altında tüketmek, üretimden vazgeçmek ve dış borçla yaşamak, dolayısıyla sonuç olarak hem siyaseten hem de ekonomik olarak bağımlı olmak sürecini devam ettiriyor. Bir babayiğit çıkıp da, ‘bu gidiş doğru değil, biz sadece borç alarak, sadece inşaat yaparak, üretimden sanayiye hizmet sektöründen turizme kültür sanattan, tarım ve hayvancılığa kadar her sektörde üretimden uzaklaşarak ayakta duramayız, bağımsızlığımızı koruyamayız, çocuklarımızı besleyemeyiz, siyaseten ve ekonomik olarak daha da bağımlı oluruz’ demedi. Türkiye’nin bugünkü gerçeği budur! Bunu açık yüreklilikle, art niyetsiz, ülkesini seven her vatandaşımızın yüksek sesle dile getirmesi gerekiyor. Ama bir kişi ama bin kişi dinlesin. Başka çıkış yolumuz yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin tarımda dışa bağımlı olması ne demek? Hayvan ithal etmesi ne demek? Et ithal etmesi, buğday, saman, nohut, mercimek ithal etmesi ne demek? Bunu bir düşünün. Ülke ne hale geliyor? Ülkede tarlasını ekmeyen adama, üretmeyen adama pirim vermek ne demek? Biz neden siyaset yapıyoruz? Biz ülkeyi kalkındırmak, ülke insanına layık olmak, ekmeğini büyütmek için siyaset yapıyoruz. Kendi cebimizi, yandaşımızı, çoluk çocuğumuzu zengin etmek için siyaset yapmıyoruz. Bu ülke çok ama çok zengin bir ülke. Önce vatanını seven, sabır küpü insanıyla, dayanışmayı bilen, krizleri aşan insanıyla çok büyüktür. Bu ülke yetiştirdiği pırıl pırıl beyinlerle başta Amerika’ya destek olmaktadır.  Her şeyimiz var. Kim ne derse desin, bu krizi de gelecek olanları da aşacağız. Ama her kriz yüzümüzde kalın bir çizgi, yüreğimizde ayrı bir yara oluşturuyor. İşi bozulmuş küskün insanların ülkesi haline getiriyor. Bunları aşabiliriz. Bu güç bizde var. Bu kadar kötü yönetime, yanlış işe rağmen bu ülke ayakta duruyorsa iddia ediyorum 5 senede kendini toparlar, 10 senede gerçek anlamda dünyanın en güçlü, en saygın devleti olur. Bunun için hiçbir eksiğimiz yok. 71 yaşındayım. 6 yaşından beri hayatın içindeyim. Buna canı yürekten inanıyorum” yorumunu yaptı.NEREDE OLURSAK OLALIM İZMİR TARIMININ GELİŞMESİ İÇİN DEĞİRMENE SU TAŞIYACAĞIZ!
Kocaoğlu günün anlam ve önemi için konuşurken yeni dönemde görev yürütmeyecek olmasına da değindi. Kendisinden sonraki yıllarda koltuğa oturacak kişiye yol haritası sunan Kocaoğlu, “Bugün tarım bayramı… Bu bir nöbet değişimidir. Gereklidir, zorunludur. Önemli olan bayrağı alan arkadaşımızın o bayrağı daha yükseklere taşımasıdır. Biz bunun için çalışıyoruz. Biz tarım ve hayvancılıkta çok önemli işler yaptık. Bunları hepiniz biliyorsunuz. Biz daha tarım ve hayvancılık politikasının daha başındayız. Sadece yapılabileceğini, sahip çıkıldığında Türk üreticisinin ne yapabileceğini gösterdik. Kenetlendik, kaynaştık ve beraber yıl yürüdük. Ama daha yapılacak çok işimiz var. Bayındır’dan Hollanda’ya çiçek tohumu satıyoruz. O Hollanda denizin kumundan denizin ortasına tarla yapıp, üzerine 40 santimetre toprak serip hayvancılık ve tarım üretimi yapıyor. Dünyaya ihracat yapıyor. 2017 yılı ihracatı 120 milyar dolardır. Bizim toplam ihracatımızdan çok az aşağıda. 81 milyon-20 milyon… Konya kadar ülke Türkiye Cumhuriyeti kadar ihracat yapıyor. Biz tarımda ithalat yapan duruma geldik. Hollanda120 milyar dolar tarım ve hayvancılık ihracatı yapıyor. Bunun da yüzde 85’ini tarım ve hayvancılık kooperatifleri eliyle yapıyor. Dünyanın en kapitalist ülkesi! Biz ne yapıyoruz? Aman kooperatifçilik diyoruz. İyi örnekleri devlet, hükümetler eliyle batırıyoruz. Aman millet tefecinin, bezirganın elinde kalsın diyoruz. Böyle yönetim, ülke sevgisi, insan sevgisi olmaz. Biz birlik olacağız. Engelleri hep birlikte aşacağız. Daha paketleme tesisleri, soğuk hava tesisleri yapacağız. Önünüzde çok önemli yol var. Biz nerede, nasıl olursak olalım, elimiz ayağımız tuttuğu müddetçe İzmir ve Türkiye tarımının gelişmesi için o değirmene su taşıyacağız. Hep birlikte üreteceğiz, kalkınmamızı sağlayacağız. Sanayinin, hizmet sektörünün, turizmin, kültür sanat sektörünün kalkınması için çalışacağız. Hepsinde de çok iyi noktadayız. Bugün Fuar İzmir’den tek başına 3 milyarın üzerinde ciro yaptık. Bugün Türkiye’de otel doluluk oranı yüzde 50 civarındayken İzmir’de yüzde 85 civarındadır. Bunun yüzde 50’sini Fuar İzmir’deki etkinlikler sağlamaktadır. Yarın kongre, kültür sanat etkinlikleri, sağlık kompleksleriyle, inanç turizmiyle beraber İzmir çağ atlayacaktır. İzmir’de yaşayan insanların gelir düzeyi katbekat artacaktır” dedi.ÖMRÜMÜZ OLDUĞU MÜDDETÇE BEN VE AİLEM İZMİRLİLERİN EMRİNDE OLACAĞIZ
“Bunların hepsinin planı 2005 yılında aklın ve bilimin rehberliğinde yapılmıştır” diyerek sözlerini sürdüren Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planı uluslararası kurumlar tarafından bir numaralı, en iyi stratejik planı seçilmiştir. Biz o planı 5 yılda bir geliştirerek uyguluyoruz. Kim belediye başkanı olursa olsun elinde yol haritası, projesi, her şeyi hazırdır. Yeter ki sahip çıksın. Yeter ki hayal ürünü projeler peşinde koşmasın. Yeter ki gerçeklerle yüz yüze olsun, çalışsın, sahip çıksın. 15 senede çok şey yaşadık. Çok üzüntülü günlerimiz oldu. 6 sene mahkemelerde süründük. Arkadaşlarımız 1 seneye yakın hapis yattı. Yüzümüzün akıyla çıktık. 2004’te Bornovalı, 2009’da 21 ilçedeki hemşerilerim, 2014’te 30 ilçedeki hemşerilerimiz bize sahip çıktı. Adliyede, seçimde sahip çıktılar. Bize herhangi bir söz söylendiğinde sahip çıktılar. Biz de sizlere layık olmaya çalıştık. Ömrümüz olduğu müddetçe de benim ve ailem bu şerefli görevde İzmirlilerin emrinde olacağız. Bunu buradan iletmek istiyorum” diye konuştu.GAVUR İZMİR DİYENLER BUGÜN ÜLKEMİZİN GÖZ BEBEĞİ DİYORLAR, BUNLARA GÜLÜYORUZ!
 Kocaoğlu, “Daha yürüyecek çok yolumuz var. Biz İzmir’den bir meşale yaktık. Biz üzerine ölü toprağı serpilmiş bir kentin nasıl kalkınacağını gösterdik. ‘İtikadı zayıf’, ‘Gavur İzmir’, ‘Eli yüzü sümüklü’ denilen İzmir’e bugün ‘ülkemizin göz bebeği’ diye taltifte bulunanlara gülüyoruz. O günü de bugünü de unutmadık. Onun hesabını İzmirli hemşerilerimizle beraber her zaman sormaya devam edeceğiz. İzmir duruşuyla, yaşam biçimiyle, Atatürk’ün kenti olmaktan, eserlerine, cumhuriyetine sahip çıkmaktan İzmir’i hiç kimse döndüremeyecektir. Türkiye’nin bağımsızlığının ilelebet sürmesi, İzmir’de üretilen modellerle, İzmir insanın öncülüyle gerçekleşecektir. Çünkü İzmir Türkiye’nin en aydınlık, en demokrat kentidir. Bizde bu inanç olduğu müddetçe İzmir ilelebet Türkiye’nin payidar kalması için çalışacaktır” ifadelerini kullandı.İZMİR KOOPERATİFÇİLİK DERSİ VEREN BİR İL OLDU
Tarım Grubu adına konuşan Başkan Mahmut Eskiyörük, “Ben çiftçiyim, köylüyüm. Bununla da gurur duyuyorum. Ben bir İzmirliyim. İzmir’in nereye kadar uzandığını herkes bilsin. Birlik, beraberlik, dayanışma mesajları vereceğiz. Sevgi, saygı, insanlık, demokrasi, adalet mesajları vereceğiz. Bu İzmir’in farklılığı ve üstünlüğüdür. Bizler çalışıyoruz, üretiyoruz. Türkiye’nin karnını biz doyuruyoruz. İzmir’de İzmir modeli adı altında son yıllarda somut adımlar atıldı. ‘Yoksulluk bir kader değildir’ diyerek yola çıkıldı. İzmir çok zengin ama yoksulluk vardı. ‘Bunu nasıl kırarız?’ dedik. Aziz Kocaoğlu öncülüğünde bir adım atıldı. Tek bir amaç vardı. İzmir’in kalkınması, zenginleşmesi, köylünün üretiminin karşılığını almasıydı. İzmir modeli ihmal edilen, horlanan, dışlanan üreticinin değer görmesiydi. Bugüne kadar oy deposu olarak görülen köylünün değer görmesiydi. Sadece kenttekilerin değil kırsalda yaşayanların da bu kentin sahibi olduğunun bilinmesidir İzmir modeli. Geri kalmış Türk tarımı için bir kurtuluş reçetesidir İzmir modeli. Üreticiye sahip çıkmaktır. Kişi ve olaylarla değil projelerle uğraşmaktır İzmir modeli. İzmir kooperatifçilik dersi veren bir il oldu” dedi.İLÇELERDEN ALINAN TOPRAKLARLA YAPILAN İZMİR HARİTASI KOCAOĞLU’NA HEDİYE EDİLDİ!
Eskiyörük, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’na hitaben de, “Sayın başkanım; biz buradan söz veriyoruz. Çok çalışacağız, üreteceğiz, çalmayacağız, çaldırmayacağız. İthalat değil ihracat yapan bir ülke olacağız. Görevini siyaset üstü tutan Aziz Başkan’a İzmir köylüsü olarak minnettarız. Sevgili başkanım siz Türkiye’deki belediye başkanlarına yol gösterdiniz. İzmir köylüsüne babalık yaptınız. Hep böyle hatırlanacaksınız. Mustafa Kemal Atatürk gibi İzmir köylüsü tarafından hiçbir zaman unutulmayacaksınız. Size hatıra hazırladık. İzmir’in her ilçesinden toprak aldık ve haritasını hazırladık. Üzerine de, ‘sayın başkan bu kentin insanları sizi unutmayacak, bu kentin her toprağında hakkınız var. Hakkınızı helal edin’ yazdık” diye konuştu. BÜYÜKŞEHİR KARADENİZ’E AÇILDI!
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gödence Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile zeytinyağı, İzmir İli Arı Yetiştiricileri Birliği ile bal, Tire Süt Kalkınma Kooperatifi ile süt, Hopa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (Artvin) ve Özçay Kooperatifi ile çay, Bergama İlçe Merkezi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile zeytin, Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile de çiçek alım sözleşmeleri imzalandı.