GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
12 Haziran 2020 Cuma 10:36

Başkan Kılıç’tan ‘Buca metrosu’ müjdesi: Çok yakında ilk kazma vurulacak!

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Buca Metrosu'nun kısa süre içerisinde temelinin atılacağını söyledi. Buca Cezaevi'nin kaldırılması ile ilgili olarak sürecin devam ettiğini belirten Kılıç, "Mülkiyeti bizde olmadığı için, Adalet Bakanlığı burasını Milli Emlak’a devredecek. Bana kalırsa, insanların nefes alabileceği yeşil bir cennet haline getirilebilecek bahçe olmalı. Uzlaşarak ve konuşarak her şeye bir çözüm bulunur.” dedi.

EGEDESONSÖZ- Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, SonSöz TV canlı yayınına katıldı ve gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Başkan Kılıç, koronavirüs sürecinde, Bucalıların öncelikle ekonomik sorunlarını çözmek için ellerinden geldiğinde yardımcı olduklarını söyledi. Yıllardır gündemde olan Buca Metrosu ile ilgili müjde de veren Başkan Kılıç, ilçedeki trafik sorununu önemli ölçüde azaltacak bu projenin temelinin yakında atılacağını duyurdu.

BUCA METROSU, ELİ KULAĞINDA!
Buca’nın en büyük sorununun trafik olduğunu belirten Başkan Erhan Kılıç, metronun bu soruna merhem olacağına inandığını söyledi. Yakında metroya ilk kazmanın vurulacağının müjdesini veren Kılıç, “En yakın zamanda metronun temeli atılacak. Tunç Başkan bu konuda çok kararlı. Çok yakın bir zamanda ilk kazma vurulacaktır. Buca metrosu trafiği rahatlatacak. Hem Buca metrosunun yapılması hem de cezaevinin kalkmasıyla ilçenin trafik sorununun kökten çözüleceğine inanıyorum. Daha yaşanabilir bir kent haline gelecek.”

“BUCA CEZAEVİ MİLLİ EMLAK'A DEVREDİLECEK"
Buca Cezaevi ile ilgili olarak sürecin devam ettiğine işaret eden Kılıç, "Buca Cezaevi bir kangren haline döndü. Sağ olsunlar elini taşın altına koyan milletvekillerimize, Hamza Dağ ve Atilla Kaya'ya teşekkürler. Artık o siyasi irade oluştu. Hizmetin siyaseti olmaz. Hizmet vatandaş için yapılır. Buca Cezaevi oradan kalkmalı. Buca’da bir cezaevinin olması, şehrin göbeğinde bir cezaevinin olması mantıksız ve hiçbir geçerli sebebi yok.Trafik sorununun çözümü, cezaevinin oradan kalkmasına bağlı. Buca gibi üzümüyle ünlenmesi gerekirken sultanisi ile ünlenmesi gerekirken cezaevi ile tanınıyor. Bundan sonra Buca denildiğinde Buca razakısı gelsin, benekli sultanisi akla gelsin, istiyoruz. Peki bu bina ne olacak? Mülkiyeti bizde olmadığı için, Adalet Bakanlığı burasını Milli Emlak’a devredecek. Bana kalırsa, insanların nefes alabileceği yeşil bir cennet haline getirilebilecek bahçe olmalı. Uzlaşarak ve konuşarak her şeye bir çözüm bulunur.” dedi.

Göreve başlamasının ilk yılında sistemi oturttuğunu, stratejik planın uygulandığını belirten Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, pandemi süreci bittiğinde yapacak çok işleri olduğunu söyledi. Kılıç, “Tam atağa kalkacaktık ki, pandemi ortaya çıktı. İşimizi gücümüzü bıraktık ve salgınla mücadeleye başladık. Umarım kısa sürede biter, biz de  projelerimizi hayata geçirmek için start veririz. Kısa vadede sürecin devam etme olasılığı olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki bu sürece hazırlıklı olmalıyız. Pandemi süreci bitmeden harcanacak her kuruşun, doğru harcama olmayacağı kanısındayım. Bu süreç bitince yapacak çok işimiz var. “Hiçbirimizin beklemediği bir durumdu. Her ne kadar dünya tarihinde bu tip travmatik durumlar yaşanmış olsa da salgınlar veya tüm insanoğlunu etkileyen durumlar yaşanmış olsa da özellikle son 50 yıldan beri böyle bir deneyimimiz olmadı. Ne devletin ne yerel yönetimlerin böyle bir deneyimi vardı. Salgın ortaya çıktığı ilk aşamada hepimiz ne yapacağımızı çok bilmiyorduk. Daha önce böyle bir tecrübe olmadığı için ne bürokraside ne seçilmişlerde ne de devlet organlarında böyle bir tecrübe yoktu ve spontane gelişti. Yaşanan süreç, müdahaleler ve ortadaki salgın için de ortaya konmuş bir mücadele yöntemi bulunabilmiş değil. Uygulayabildiğimiz en iyi yöntem bireysel  izolasyon. Bunun haricinde yerel yönetimlerin bireysel hükümetlerin yapması gereken şeylerdi. Vatandaşların birçoğu işyerlerini kapattılar. İşsizlik yüksek seviyelere geldi ve yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin bir şeyler yapması gerekiyordu. Tabii bizlerde bize düşen görevleri yaptık ama doğru mu yaptık bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Defalarca anlattık. Pandemi sürecini bizden önce yaşayan ülkelerde özellikle Çin’de, G.Kore’de veya diğer ülkelerde yapılmış uygulamaları örnek alarak bir mücadele içerisine girdik. İşsiz kalan, zor durumda olan zaten ihtiyaç sahibi bir kitle var. Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık. Mücadele halen devam ediyor. Pandemi süreci bitmiş değil. Her ne kadar normalleşmeye doğru bir gidişat olsa da salgın hala son hızıyla devam ediyor. Bizden önceleri kendimizi örnek aldık. Böyle bir mücadele içerisine girdik. İşsiz kalan vatandaşlarımıza yardımcı olmaya çalıştık. Normalleşmeye giden bir gidişat olsa da yaza giden bir hava var ve salgın daha ortadan kalkmadı. Yaz sezonu geldi ve havaların ısınması birazcık yavaşlatmış olabilir ama salgın ortadan kalkmadı” dedi.

4 MAKİNEYİ BİZ ALDIK
Uzmanların uyarsıı doğrultusunda, dezenfekte çalışmalarını hızla hayata geçirdiklerini belirten Kılıç, şunları söyledi :“Biraz önce de belirttiğim gibi; Sağlık Bakanı ilk vakayı açıkladığında  ve pandemi sürecinin ilanı ile beraber hemen harekete geçtik. Diğer ülkelerde neler yapılmış, nasıl mücadele etmişler, araştırdık. Ortaya çıkan sonuç; bireysel izolasyon olmazsa olmazdı. Onun dışında özellikle Vuhan’da gördük; kent dezenfektesi çok önemliydi. Türkiye’de zaten 4-5 tane araç vardı 4’ünü biz aldık. Soğuk sisleme denilen bir yöntem bu. İlaçlama yapan makine, haşere ile mücadele eden makinelerden daha iyi. Bu makineler tamamen dezenfektasyona özgü makineler. İnsan sağlığına veya doğaya hiçbir zararı olmayan bir uygulama. Bu uygulamayı gerçekleştirdik Buca’da.Özellikle muhtarlarımızın eşliğinde ve kılavuzluğunda hiçbir sokağı atlamamak kaydıyla Buca’nın 47 mahallemizi köyler dahil olarak 3 defa dezenfekte ettik. Bunun pandemi ile mücadelede nasıl bir faydası oldu derseniz; bilimsel bir verimiz yok ama Buca’da bu dezenfekte sürecinin çok başarılı geçtiğine dair raporlar var elimizde"

KORKTUĞUMUZ OLMADI
Buca’nın sürekli yer değiştiren bir nüfusa sahip olduğuna dikkat çeken Kılıç, “İlçemizde fazla vaka bekleniyordu. Korktuğumuz başımıza gelmedi” dedi ve ekledi:

“Mesela Buca’da ikamet edip Kemalpaşa’da, Atatürk Organize Sanayi’de çalışan,ESBAŞ’ta çalışan, Kemeraltı’nda dükkanı olan çok hemşehrimiz var. Bizden fazla vaka bekleniyordu. İzmir’deki vakaların üçte birinin Buca’dan çıkma ihtimali konuşuluyordu. Resmi bilgiler elimizde olmasa da böyle kötü bir tablonun yaşanmadığını söyleyebilirim. Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu apartmanlarda bile dezenfekte çalışması yaptık.”

İŞSİZLİĞİ BİZ AZALTAMAYIZ
Pandemi sürecinin ekonomiye yansımasını değerlendiren Başkan Kılıç, “Özellikle bu yaşadığımız süreçten sonra işsizlik daha da arttı. İşsizlik zaten vardı. İş talebi dünyanın en kutsal talebi ancak belediyeler, işsizliği azaltacak, gerektiğinden daha fazla istihdam yaratacak kurumlar değil. Hizmetler için yeterli sayıda personelimiz var zaten. Hatta daha fazlası var. Belediyeler istihdam projeleriyle, belki bir nebze olsun işsizlik sorununa bir çözüm getirebilir. Ancak çözüm, merkezi hükümetin politikalarıyla mümkün olabilir. Belediyelerin gelir kaynaklarında ciddi sorunlar olduğunu belirtmek isterim. Ekonomik olarak ilerleyen zamanlarda sorunlar yaşayabiliriz. Evde kal diyoruz, bireysel izolasyonunu yap, diyoruz ama belediyeye gelip emlak vergisi ödemesi gereken bir paradoks var. Bunu aşmak için internet üzerinden ödemeyi kolaylaştıracak yöntemler sunduk” diye konuştu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM PLANLAMASI YAPTIK
Kentsel dönüşüm konusunda gelecek planları hakkında açıklamalarda bulunan Kılıç, şu bilgileri verdi: “Planlamamız bitmek üzere ve yıl sonunda büyük ihtimalle bitecek. Ciddi anlamda aşama kaydettik. Sonrasında dönüşüm kendiliğinden olmaya başlar. Önemli olan plana geçmekti. Seyhan mahallesi sadece Buca’nın değil, İzmir’in en güzel yerlerinden biri olacak. Çaldıran mahallesiyle ilgili planlarımız da var. Buca’nın özellikle geride kalmış bölge ve mahallelerine güzel bir planlama yaparak yaşanabilir Buca hayaline yaklaşmayı umuyoruz.”.

TARIM ALANLARINI KORUYACAĞIZ
“Pandemi sürecinde şunu anladık; lojistik, ithalat-ihracat, ticaret durdu. Tarımsal anlamda kendi kendine yeten Ülkerler bu süreçten daha az zararla çıkacaklar. Türkiye de kendi kendine yetebilecek topraklara ve o iş gücüne sahip.Biz eğer her konuda kendi kendimize yetebilirsek bundan sonra yaşanabilecek taravmatik süreçlerin hepsinin üstesinden geliriz.

Bu konuda yerel yönetimlere de iş ve görev düşüyor. Tarım arazilerini betonlaşmadan koruyarak vatandaşların o arazilerde tarım yapmaya teşvik etme gibi bir yükümlülüğümüz olduğunu düşünüyorum. O yüzden Buca Belediyesi olarak öncelikle kendine ait olan tarım arazilerinin hepsine bu yıl ekim dikim yapmaya başladık. Yakında hasat başlayacak. Elde edilen gelirleri ihtiyaç sahibi olan vatandaşlara dağıtacağız. Levent Piriştina başkanımız zamanında yapılan bağlarımız var. 13 çeşit üzümün bulunduğu Razaki, Bornova Misketi, şaraplık üzümler, benekli sultani, şiraz, merlot gibi buna benzer pek çok üzüm çeşidi var. Bunlar da açıkçası bir gen bankası niteliğinde. Dileyen vatandaşlarımıza ve köylerimize, çubuk kesme zamanında çiftçilerimize veriyoruz. Aynı zamanda bu yıl yeni bir dikim yapacağız. 2021 nisan ayı gibi, 12 dönümlük tarlamıza, geleneksel yöntemlerle işlenecek razakı dikimi yapacağız. Burada asıl amacımız, tarımdan bir gelir elde edilebileceğini göstermek. Tarlaları alıp betona gömmek veya hobi bahçelerine peşkeş çektirmektense tarım yaparak da bir gelir elde edilebileceğini göstermek istiyoruz.. Bunun için teşvik ne gerekiyorsa elimizden geleni yapacağız.”

KAÇAK YAPIYA İZİN VERMEM
Göreve geldinde, dağıtılan broşürler ve billboardlarla vatandaşa, kaçak yapılara ilişkin duyurular yaptığını hatırlatan Başkan Erhan Kılıç, bu konudaki tabloyu şöyle açıkladı: “Duyurularımızda dedik ki… 31/12/2017 tarihinden sonra yapılan her bina izinsiz yapıldığı takdirde kaçak yapıdır ve idari para cezası kesilir, savcılığa şikâyet edilir, en önemlisi yapılan bina yıkılır. Bununla ilgili vatandaşlarımıza sürekli duyurular yapmayı sürdürüyoruz. Paranızı boşa harcamayın diyoruz. Fakat maalesef halen kötü niyetli kişiler kendi kafalarına göre parsellere ayırıp illegal bir biçimde hobi bahçesi adı altında vatandaşlarımıza satıp ciddi bir gelir elde ediyorlar. İlk aşamada müdahale etmemiz mümkün değil, bina yapıldıktan sonra müdahale ediyoruz. Vatandaşımız o kadar paralar harcayıp mağdur oluyor. Bunlara kanmasınlar. Kimse belediyeden izin almadan bina yapamaz.”

Parklarla ilgili şikayetleri de değerlendiren Başkan Kılıç, “Pandemi süreciyleçok ciddi personel sıkıntısı çekmeye başladık. Dönüşümlü bir çalışma sistemi başladı. Denetimli serbestlikten Buca Belediyesi’nde çalışan hükümlüler vardı ve pandemi  ile geri çekildiler. O yüzden park bakımları bir sekteye uğradı. Hafta sonu dahil durmaksızın çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın çıkıp çocuklarıyla oynayabileceği, özgürce nefes alabilecekleri alanı en güzel hale getireceğiz ama kusura bakmasınlar. Bu sorun personel yetersizliğinden kaynaklandı. En yakın süreçte olması gerektiği haline getireceğiz” dedi.

TUNÇ BAŞKAN’DAN ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile diyaloglarının çok iyi olduğunun altını çizen Başkan Erhan Kılıç, “Umarım hak ettiğimiz hizmeti alırız” temennisinde bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Pandemi sonrasında Büyükşehir Belediyesi’nden umarım hak ettiğimiz hizmeti alırız. Buca bunu fazlasıyla hak ediyor. Tunç Başkan’dan çok şeyler bekliyoruz.Gerek metro, gerek Şirinyer projesi, Portakal Vadisi ve diğer projelerle Bucalı vatandaşlarımız daha konforlu bir hayata kavuşacaklar” dedi.

138 SOKAK, GEÇMİŞİNİ ARIYOR
Buca’nın en hareketli sokaklarından biri haline gelen 138 Sokak ile düşüncelerini de açıklayan Başkan Kılıç, şöyle dedi: “Öğretmen evleri sokağı olarak da bilinen bu bölge, eskiden sakin, huzurla yaşanan ve herkesin imrenerek baktığı sokaktı. Sonrasında bir fiili durum oluşmaya başladı. Yaklaşık 3-5 sene önce yeni restoran, kafe, bar açılmaya başladı. Bütün sokakta bildiğim kadarıyla beş altı konut kaldı. Diğerlerinin hemen hepsi kafe ve barlara dönüştü.Son çıkan imar affı ile birlikte resmiyet kazandılar. Şehrin göbeğinde plansız bir şekilde fiiliyatın, hukuki niteliğe kavuşturulması ne kadar doğru? Tabii ki yasal düzenlemeyle yapıldığı için belediye olarak bizim yapacak bir şeyimiz yok. Eski hali bana göre çok daha iyiydi.”