GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tarım
4 Haziran 2020 Perşembe 08:41

Başkan Eskiyörük’ten kooperatifleşme çıkışı ve uyarı: İzmir Modeli değiştirildi!

Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı destekler ile Tire Süt’ün marka haline geldiğini belirten Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, uygulamanın süreç içerisinde değişime uğradığını belirtti. Türkiye’de kooperatif kirliliğinin oluştuğunu belirten Eskiyörük, “İzmir Büyükşehir Belediyesi bize yardım etmedi, bize para vermedi ama bizim yolumuzu açtı. Marka olmamızı sağladı. İzmir modeli budur. Bu model değiştirildi maalesef ve küçük küçük yardım etme modeline dönüştü. Bu bir model değildir. Bu yöntemle sonuç alınması mümkün değildir” dedi.

EGEDESONSÖZ- Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, SonSöz TV canlı yayınına katıldı ve Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Koronavirüs sürecini değerlendiren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Uzun yıllardır aynı şeyleri söylüyorum. Keşke bu korona süreci yaşanmasaydı ancak tarımın önemi korona süreciyle anlaşıldı. Çiftçiler o kadar büyük değer gördü ki bu süreçte, keşke daha önce anlaşılsaydı. Çiftçiler olmasa insanlar aç kalacaktı. Çiftçilere herkes teşekkür borçlu… Herkes evindeyken Çiftçiler üretmeye devam etti, canını ortaya koydu. Çiftçilik hak ettiği değeri göremediği için tercih edilmiyordu ancak Türkiye bu süreçte Çiftçiliğin önemini anladı ve gençlerin ilgi odağı haline geldi. Tarım şuan gençlerin ilgi odağı haline geldi” dedi.

‘İTHALATA BEL BAĞLAMAK ÇOK YANLIŞ’
Yerli üretimin önemini belirten Eskiyörük, “İthalat politikasının ne kadar yanlış olduğu umarım anlaşılmıştır. 80’li yıllarda dünyada ‘daha ucuzsa üretmeye ne gerek var’ dendi ve dışa bağımlı olmaya başladık. Şimdi yerli üretimin önemi anlaşıldı. Şirket tarımcılığı bir sevda olmuştu Türkiye’de. ‘Yapmayın’ dedim hep. Bu Türkiye’nin bünyesine uygun değildir. Şirket tarımcılığı da risklidir Türkiye için. Çünkü şirketler, bu işi sadece para kazanmak için yapılar para kazanamazlarsa Türkiye’de açlık riski doğar. Ancak, Köylümüz iyi de olsa kötü de olsa mecburen üretiyor ve bu üretim sonucunda halkın besin ihtiyacı karşılanıyor.” İfadelerini kullandı.

‘TİRE SÜT KOOPERATİF MODELİ BİR ANTİBİYOTİKTİR’
Tire Süt Kooperatif modelinin tüm Türkiye’ye yayılması gerektiğini belirten kooperatif başkanı, “Tire Süt Kooperatif modeli bir reçetedir. Alın bu reçeteyi uygulayın. Aspirin kullanmayın. Tire süt kooperatif modeli bir antibiyotiktir. Ne olursa olsun Türkiye’de açlık yaşanmaz. Elimizde iki tane ülkeyi besleyecek Anadolu var. Evet değer vermedik çiftçimize ve tarımımızın, istikrarsız, Pazar güvencesi olmayan, içler acısı bir durumu var. Ancak buna rağmen Türkiye’nin kaynakları çok fazla” dedi.

İZMİR MODELİ DEĞİŞTİRİLDİ
İzmir’deki kırsal kalkınma modelinde değişimin olduğunu, belediye desteğinin yerine “yardım modeli”ne dönüldüğünü belirten Eskiyörük, “Türkiye’de kooperatif kirliliği, kooperatif çöplüğü var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden, devletten yardım istiyorlar. Biz Aziz Kocaoğlu ile tarımda bir kalkınma modeli oluşturduk ve markalar oluşturduk. Belediye yardım etmek yerine çiftçinin önünü açacak projeler üretmeli. Belediyeler ve devlet yardım eden kurum değil, çiftçiyi güvence altına alan bir sorumluluk üstlenmeli. Ama şuan bakıyorum yardım ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bize yardım etmedi, bize para vermedi ama bizim yolumuzu açtı. Marka olmamızı sağladı. İzmir modeli budur. Bu model değiştirildi maalesef ve küçük küçük yardım etme modeline dönüştü. Bu bir model değildir. Bu yöntemle sonuç alınması mümkün değildir. Her ilçede bir Tire Süt Kooperatifi Modeli yaratmamız gerekiyor. Köy kooperatiflerinin birleştirilmesi gerekir. Türkiye’de kooperatifçilik kötü bir imaj kazandı. Bu imajı onarmamız gerekiyor. Barkot olmadan, evde kadınlarımızın yaptığı ürünleri pazarda satmasıyla olmaz. Üç beş kişi ile bu iş olmaz. Biz ürünlerin bütün testlerini yapıp tüketicinin önüne getiriyoruz. Bu iş bu şekilde kontrollü ve denetimli yapılır. Öyle evde, denetimsiz bir şekilde yaptım sattım şeklinde olmaz. Ürünler bozuk çıktığı zaman yine imaj zedelenecek” dedi.

BELEDİYE BAŞKANLARI BU İŞİN İÇİNDE OLMAK İSTİYOR
31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından yeni belediye başkanlarının yüzünü kırsal kalkınma meselesine çevirdiğini belirten Başkan Eskiyörük, “Belediye başkanları bu işte yer almalı. Daha önce belediyeler tarım benim işim değil diyordu ancak bu algı değişti ve artık Türkiye’deki tüm belediye başkanları bu işin içinde olmak istiyor.  Belediyeler bu işin alt yapısında olmalı. Belediye ihtiyaçlarını aracı olmadan kooperatiflerden almalı, ihtiyacı olmayan ürünler içinde çiftçiye pazarlamaya yönelik alt yapıyı kurmalı. İzmir’de her çiftçi ne üreteceğini bilmeli, nerde satacağını bilmeli buna da belediyeler destek olup yol göstermeli. Böylece tarımın önü açılır. Böylelikle devlete bu modeli örnek gösterip bu politikayı uygulayın deriz” dedi.

‘KOOPERATİFÇİLİĞİN TÜRKİYE’DEKİ ÖNCÜSÜ İZMİR’DİR’
İzmir’in kooperatifçiliğin merkezi olduğunu ve ülkeye örnek olduğunu vurgulayan Eskiyörük, “Biz bu işi ticari olarak düşünmüyoruz. Kooperatifçiliğin Türkiye’deki öncüsü İzmir’dir. İstanbul’da süt dağıtımını biz öğrettik. Sütü verdik, dağıtım ağını da biz kurduk. Kimsede herhangi bir sağlık sorunu olmadı. Samsun’a Antalya’ya, Denizli’ye gittik onlara bu işin nasıl yapılacağını anlattık. Tire Süt Kooperatifi sadece Tire’ye değil bütün bölgeye hizmet veriyor artık. Bu işin öncüsü biziz. Eskişehir Belediyesi’ne ürün gönderiyoruz, Ankara Belediyesi yönde ciddi çalışmalar yapıyor, İstanbul bu yönde çalışıyor. Biz 7 yıl önce yaptık bu işin fikir babası İzmir. Artık Türkiye’ye bu model dalga dalga yayılıyor. Biz Türkiye’ye öncü olduk ve artık İzmir’in hata yapma şansı yok bu işte” dedi.

YAPISAL SORUN VAR
Kooperatif modelinin yeniden elden geçirilmesi gerektiğini aktaran Eskiyörük, “İzmirli sütünü İzmir’den almalı. Belediye bizi güçlendirdi biz de üreticiyi güçlendirdik. Kooperatiften ürün alırsan 200 kişi para kazanır, sanayiciden alırsan bir tane patrona para kazandırırsınız. Tunç Soyer kooperatifçilikten gelen bir başkan, çiftçiler için bu büyük bir şans. Fakat yapısal bir sorun var.  İzmir’de ortak akılla bu kooperatif modelini daha sağlıklı hale getirmemiz gerekiyor. Belediye benden HAYKOOP olarak almıyor ürünleri, Tire Süt olarak alıyor. İzmir’de yeterli süt var. Tire Süt Kooperatifi olarak Balçova, Buca, Bayraklı, Konak, Bornova, Karşıyaka ve Çiğli’ye sütü biz dağıtıyoruz. Güzelbahçe, Narlıdere, Gaziemir, Karabağlar bunlar KÖY-KOOP’a devredildi. “

‘BİZİM SOYER İLE BİR SORUNUMUZ YOK’
Ne Tunç Soyer ne de Neptün Soyer ile bir sorunlarının olmadığını açıklayan Eskiyörük, “İkisi de kooperatifçiliğe emek vermiş insanlar. Bizim amacımız kooperatifçiliğin daha iyi yerler gelmesi geliştirilmesi. Ben hayatımı bu işe adamış bir insanım.  Belediyeden biz para kazanmadık, belediye marka olmamıza yardımcı oldu ve kazanmamızı sağladı. Güven kazandık. Bizim yoğurdumuz bitmeden diğer yoğurtlar satılmıyor. Belediye olarak yapılması gereken budur. Böyle projelerle kooperatiflerin önünü açacak politikalar üretilmeli” dedi.

KÜÇÜK MENDERES’TE 5 YIL SONRA SULU TARIM BİTER
Küçük Menderes Ovası’nda durumun içler acısı olduğunu söyleyen Eskiyörük, “Şu an Küçük Menderes Ovası’nda artezyenlerin yüzde 60’ında su akmaz hale geldi. Beş yıl sonra sulu tarım bitecek, ova çölleşiyor. Bu sorunları ele almalıyız ve bu sorunları çözmeliyiz. En önemli sorun sudur ve bizim her şeyi bir kenara bırakıp suyu kurtarmalıyız. Su sorunu başlayınca tarım yapılamayacak tarım yapılamayacak hale gelince de hayvancılık yapılamayacak. Bunları konuşup bunları çözmemiz gerekir” dedi.

‘TARIM BAKANI İZMİRLİ ANCAK GİTTİĞİMİZDE BİR KENARDA KALIYORUZ’
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi eleştiren Eskiyörük, “İzmirli olması bizim için bir şans ancak nedense her gittiğimizde bir kenarda kalıyoruz. Tarımla ilgili Türkiye’nin ciddi sorunları var.  Ve ben iddialı bir şekil diyorum ki 1 yılda bizim ülkemiz dışarıdan hiçbir ürün ithal etmeden kendi yerli üretiminin gerçekleştirilebileceğini söylüyorum. Ben bunu Tire’de gerçekleştirdiysem Türkiye’de neden gerçekleştiremeyeyim. Gelin masaya oturalım ve bu model üzerinde çalışalım. Türkiye’de tarım şu anki durumu kader değildir. Plansız üretimin sonucudur.  Her gelen Bakan ilk beni davet ediyor 1 saat dinliyor sonra bir daha beni kimse çağırmıyor. Bir türlü kendimi sevdiremedim ya da kendimi anlatamıyorum” dedi.

‘TİRE SÜT KOOPERATİFİ ÖRNEK ALINACAK BİR MODELDİR’
Kooperatifleşmenin bir devlet politikası olması gerektiğini anlatan Eskiyörük, “Kimse Tire Süt kooperatifinden rahatsız olmasın, Tire Süt kooperatifini benzemeye çalışsın. Bunu çoğaltalım. Siyasi hesaplaşmaları egoları bir kenara bırakıp çocuklarımızın İzmir’in geleceği için çalışmalıyız. Bu modeli çoğaltmaya çalışalım. Tarım üzerinden siyaset yapılmaz. Tarım üzerinden siyaset yapılmaz. Kooperatifleşme devlet politikası olmalıdır. Böylelikle Türkiye ihracatta çok büyük yol alır. Bakanlığa kendimizi dinlettirebilmemiz için bizim başarılı olmamız gerekiyor. Biz başarı olduk. Gıda güvenli konusunda ödüller adım ben dünyanın güvenini kazandık. Biz siyasetin içinde yer almayacağız, taraf değiliz” dedi.