EGEDESONSÖZ- İzmir depreminin ardından bir yıl geçerken Büyükşehir Belediyesi’nin emsal artış kararı ile ilgili süreç devam ediyor. Bayraklı’da başlayan fakat daha sonra diğer ilçelerin de talep ettiği “parsel bazlı yüzde 20, ada bazlı yüzde 30 emsal artışı” önümüzdeki günlerde belediye meclisinin gündemine gelecek. Sadece 30 Ekim depreminde hasar gören orta ve ağır hasarlı binaları kapsayacak karar onaylanarak yürürlüğe girecek. TMMOB’a bağlı odalar ve bazı sivil toplum kuruluşlarının itiraz edip mahkemeye taşıyacaklarını açıkladığı emsal artışı kararıyla ilgili belediye meclisinde AK Parti ve MHP grubu farklı bir önerge vermiş fakat kabul edilmemişti.
Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin katıldığı SONSÖZ TV’deki canlı yayında emsal artışı kararının sadece depremde zarar gören ağır ve orta hasarlı yapılarla sınırlı kalması gerektiğini söyledi. Engin, daha fazla binada verilecek artışın kente bir fayda sağlamayacağını ifade ederken, “İzmir’in binalarının tamamını elden geçirseniz ve riskli mi diye baksanız yasaya göre yarısı riskli ve hasar görebilecek şekilde çıkar” dedi.
Başkan Engin, “Siz bütün imar parsellerine yönelik artışı parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 yaptığınızda, şehrin bütün nüfusunu yüzde 30 arttırmış olursunuz. Ben bunu doğru bulmuyorum. Tamamına yönelik bir çalışmayı doğru bulmuyorum. Diyelim ki; yan yana binalar var, bütün ilçelerde yüzde 70 – 80’i de böyle zaten. İmar yönetmeliği var elimizde, arka bahçeye çekme, ön bahçe çekme vs her şeyi tamamlanmışsa bu binayı büyüteceğiniz bir alan yok. Siz ne yapacaksanız, üzerine bir kat ekleyeceksiniz. Yüzde 20’yi kat vererek yapacaksınız. Bu gelecek için yeni sorunlar çıkarabilir. Depremde hasarı tespit edilmiş binalar için yapılmasını anlayabilirim ama imar kanununu ve yönetmelikleri dikkate alarak daha fazlasını yapamazsınız. Biz hukuk devletinde yaşıyoruz. Çıkıp ‘imarı artıralım çünkü biz yoksuluz, daha fazla daire alalım çünkü biz çok kardeşiz’ demek doğru değil. Bu parametrelerle şehir yönetilmez. Ben bir müteahhit olarak söylüyorum. Bugün nasıl şehrin yüzde 70’i gecekondu ise, 30 – 40 yıl sonra bu defa bu nedenlerden, bu günlük düşünmeden dolayı şehir yaşanmayacak hale gelir. Yeniden yaşayacak başka yerler ararız. Yanlış yerleşmeye başlarız. Bunların tek çözümü şu, vatandaş konutlarını yenileyecek, devlet uzun vadeli düşük faizli para verecek. İmar artışı bunu finanse etmeyecek. Vatandaş ve devlet finanse edecek” diye konuştu.
Deprem sonrasında kayıtlara “hafif-az hasarlı” olarak geçen binaların aslında hiç hasar almamış, oturulabilir halde demek olduğunu anlatan Başkan Engin, “Bugünkü altyapıyla yüzde 30 arttırmak demek, mevcut binaları, parselleri en az bir milyon kişi arttırmak demek. Zaten yapılaşmayan parsellerden dolayı yaklaşık bugün yapsanız 2 – 3 milyonluk yapı stoğumuz var. Bugün yapsanız; 2 milyon daha konut yapılacak parsel var İzmir’de. İmarlı, ve boş durumdadır. Onların elinden hakkını alamazsınız kanunen. Mülkiyet sorunu ya da yatırım için bekliyor. Bekliyor ve hiç yapılamamış. Bunlar da düşünülerek işlemler yapılmalıdır” dedi.