EGEDESONSÖZ- Koronavirüs salgınıyla mücadele devam ederken İzmir’de ortalama günlük bir milyon nüfusu ağırlayan ilçe Konak’taki çalışmalar ise sürüyor. Kısıtlama ve tedbirler nedeniyle insan sirkülasyonunun en aza indiği merkez noktada Belediye Başkanı Abdül Batur çalışmalar hakkında bilgi verdi. Egedesonsöz’e açıklamalarda bulunan Batur, belediye olarak konuyla ilgili büyük hassasiyet gösterdiklerini söyledi.
Batur, “Konak Belediyesi olarak bütün yatırımlarımızı durdurduk. Şu anda insan odaklı çalışmalara ağırlık verdik. İnsan sağlığından önemli bir şey yok. Bu konuda kesin olarak talimatım var. Bizden bir şey isteyen, talep edene, gelene kesinlikle ‘hayır’ demek yok.” dedi.
YAPILACAKLARI SIRALADI
Konak’ta bulunan 265 adet eczaneyi, tüm kamu kurumlarını, sağlık kuruluşlarını, hastaneleri, muhtarlıkları ilaçladıklarını, dezenfekte için malzeme temini yaptıklarını anlatan Başkan Batur, “Tam 1400 sokağı yıkadık, temizledik. Belediye başkanlarının ve yerel yöneticilerin şu anda yapacakları en öncelikli ve birinci mesele ilçesini temiz tutmaktır. Çöpünüzü toplayacaksınız, hiçbir yerin kirletilmesine müsaade etmeyeceksiniz. İkinci madde de 65 yaş üstü sokağa çıkamayan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Belediyeler öncelikli olarak bunları yapmalıdır. Biz, vefa masası aracılığıyla da kendimiz belediye olarak da çalışmalara aktif katılıyoruz. Konak ilçesinde 49 bin 65 yaş üstü vatandaşımız var. Hepsine yetişiyor, ihtiyaçlarını soruyoruz ve gideriyoruz” diye konuştu.
BU İŞİN SİYASETİ OLMAZ
Bu sürecin siyasetinin kesinlikle yapılmaması gerektiğini anlatan Başkan Batur, kononavirüsle mücadelede el birliğinin şart olduğunu söyledi. Batur, “Halk eğitim müdürlüğü ile birlikte maske üretiyoruz. Konak Kaymakamlığımız ile uyumlu çalışıyoruz. Emniyet müdürlüğümüz ile koordineliyiz. Bu süreçte odalar ve STK’larla da birlikteyiz. Pazaryerlerinde uygulanan tedbirler sonrasında 9 pazarımızdaki 2 bin 600 Pazar tezgahını düzene soktuk. Kıyafet ve gıda dışındaki tezgahlar kaldırılınca kimseyi dışarı atmadık. Sağlık Bakanlığımıza sahra hastanesi yapmak için Gültepe-Toros Pazaryeri Tesisleri’ni hazırladık. Olağanüstü bir durumda yerimiz de hazır” dedi.
HAYATLARINI ORTAYA KOYUYORLAR
Batur, koronavirüsle mücadelede sağlık personelleri kadar belediye personellerinin de büyük fedakarlıklar yaptığını söyledi. Batur, “Dışarıda çalışan aktif bir yapı var. Temizlik personelinden taşıma işi yapana, evleri ziyaret edenden kurumlarda faaliyet gösterene kadar hepsi vatandaş ile temas halinde ve sorunlarını çözüyor. Hayatlarını ortaya koyuyorlar. Özellikle temizlik personeli risk altında çalışıyor. Biz onlara minnet borçluyuz. Bir alkışı da onlar hak ediyor. Çünkü hayatlarını ortaya koyuyorlar” diye konuştu.
FIRTINAYI GÖRDÜK
Başkan Batur, Konak Belediyesi olarak Türkiye’deki koronavirüs önlemleri daha alınmaya başlamadan önce tedbirleri aldıklarını söyledi. Batur, “fırtınayı önceden gördük” derken, “Biz 9 Mart tarihinde Dünya’daki vakalar artmaya başlayınca toplam 5 bin 500 lise öğrencimize eğitim verdik. Okullara uzmanlar gönderdik. Onlara ‘el sıkışma, öpüşme, yakınlaşma’ gibi uyarılarda bulunduk. Yine ilçemiz sınırlarında bulunan bit pazarı olarak tabir edilen açık pazarları büyükşehir ile koordineli sonlandırdık. Bu süreçte Büyükşehir ile uyumlu çalışıyoruz. İhtiyaç sahiplerimiz için 2 bin adet gıda kolisi aldım” ifadelerini kullandı.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI GELSİN
Batur, “durum çok kötüye gidiyor” derken İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın başkanlığında toplanan il pandemi kurul toplantısında da gündeme gelen “sokağa çıkma yasağı” konusundaki fikirlerini de söyledi. Batur, “Bu işi sağlam bitirmeliyiz. Dünya’da bizden önce bu süreci yaşayan ülkeler var. Onların önlemlerine bakmalıyız. Kesinlikle bir karantina olmalıdır. Sokağa çıkma yasağı gelmelidir. Bize iki haftalık bir süre vakaları durdurmak, kendimizi görmek için yeterli” dedi.
NE DENETİMLER GÖRDÜM!
Başkan Batur, kısıtlamalar nedeniyle zor günler geçiren Konak’taki işyerlerinden alınacak işgaliye bedellerinden vazgeçtiğini söyledi. Batur, belediyeye üç aylık işgaliye bedeli almamanın maliyetinin 1,5 milyon TL olduğunu dile getirirken, “Şu anda onlar iş yapamıyor. Benim belediye olarak yapabileceğim ne varsa işletmelerimiz için yapıyorum. Mesela zor günler geçiren Roman vatandaşlarımızın kaldığı 44 evin belediye olarak kirasını almama kararı aldık. Bunlarla ilgili oluşabilecek bir denetim ya da Sayıştay sorgusundan da çekinmiyorum. Ben 20 yıllık belediye başkanlığı döneminde ne denetimler gördüm. Şu anda memlekette bir OHAL durumu var” diye konuştu.
KAVGA VATANDAŞI MAĞDUR EDER
CHP’li belediyelerin yardım toplama ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmak üzere açtığı banka hesap numaraları üzerinden başlayan tartışmalara da değinen Başkan Batur, meselenin siyasete alet edilmemesi gerektiğini söyledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Devlet, vali izin vermeden banka numaraları açıklayıp 'Ben yardım topluyorum' derseniz başka devlet, yeni hükümet oluşturmak istiyorsunuz” sözlerinin yanlış olduğunu vurgulayan Batur, “Bu tip durumlarda belediyeler de yerel yönetimler olarak önemlidir. Ayrı hükümet söylemi kabul edilemez. Bu tür bir ayrışma vatandaşı mağdur eder. Şu anda tam seferberlik hali var. Bir savaşın içindeyiz. Ne bir seçim düşünülebilir ne de bir siyasi kaygı içinde olunabilir. Bu işin siyasi olur mu?” dedi.
EKİM DİKİM ZAMANINA GELDİK
Batur, koronavirüs ile mücadele günlerinde önemli bir konunun daha altını çizdi. Batur, “Yazın tüketeceğimiz ürünlerin ekim ve dikim zamanındayız. Ayrıca toprağı işlemek için işçilerin ülkede dolaşacağı döneme geliyoruz. İnsanlar tarlalarda bağlarda çalışmalar yapacaklar. Bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Konak olarak ilçe belediyelerimizden gelen araç-gereç taleplerini yerine getiriyoruz. Kırsala hitap eden belediyelerimiz de bu konuda hassa davranacaklar. Biz konak olarak çiftçilerimizin taleplerini karşılamaya hazırız” diye konuştu.
Batur ayrıca şunları söyledi:
“Bu süreç ve salgın bize çok şeyler öğretiyor. Yeni bir düzeni dünya olarak tanıyoruz. Mesela devletçilik ve kamunun işlevinin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Hastanelerin, sağlık kuruluşlarının özelleştirilmesinin doğru olmadığını görüyoruz. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretilerinin anlamını bir kez daha idrak ediyoruz. Eğitim ve bilimin ne kadar değerli ve ulvi olduğunu hep birlikte yaşıyoruz”