Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve yönetim kurulu üyelerini makamında ağırladı.
CHP’li Başkan Yücel, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’ta maruz kaldığı linç girişiminin rapor haline getirildiği ve geçtiğimiz günlerde tanıtımını yaptığı kitabı Baro Başkanı Yücel’e takdim etti. İki başkan yargı bağımsızlığının gerekliliği üzerine açıklamalar yaptı.
CHP’Lİ YÜCEL: İZMİR BAROSU’NA TEŞEKKÜR EDİYORUM
İlk olarak CHP’li Yücel konuştu ve “Aslında bu ziyareti daha önce yapmak istiyorduk ama bugüne nasip oldu Adli yıl açılışında İzmir Barosu’nun tavrından ve duruşundan dolayı, bağımsız yargıyı savunmayı temsil etmesinden dolayı, tutumunu çok değerli ve önemli buluyoruz. Bu konuda İzmir Barosu kaçak sarayda yapılan adli yıl açılışına çok net bir tavır gösterdi, diğer barolara da örnek olarak öncülük etti. Avukatlar ve yargı görevi yapanlar kimsenin karşısında ceket iliklememeli, bundan dolayı İzmir Barosu’na teşekkür ediyoruz. Büyükşehir Belediyesiyle ortaklaşa çalışmalarınız, İzmir’in insan haklarının başkenti olması, insan hakları üzerinden çeşitli kitlelere ulaşılması hem İzmir’de yaşayan hem kentin hakkın ve hukukunu savunma yönünde başlattığınız çalışma çok değerli. İzmir Barosu’nun İstanbul seçiminde başlatmış olduğu demokrasi nöbetleri de çok kıymetli ve önemliydi. Sonucunda Ekrem İmamoğlu yaklaşık bir milyona yakın bir farkla tekrar seçildi” dedi.
YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZ KONUSUNDA FİKİR VERMİŞTİR
Baro Başkanı Yücel de, “İzmir’i insan haklarının başkenti yapmak gibi bir hedefimiz var. Bunun için yola çıktık. İzmir Büyükşehir Belediyesi, STK ve derneklerle bir çaba içindeyiz. Türkiye’nin her yerine ulaşmaya çalışıyoruz. Hukuk dediğimiz şey hakikati arar. Tahir Başkan katledildi hala faili bulunmadı. Faili meçhullerin ve organize bir şekilde gerçekleşen saldırıların faillerinin bulunması aslında çok kolayken bulunmaması ortamı devletin, siyasi iktidarın bir yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bunlar bizim için çok değerli. Kitabı okuyacağımıza emin olabilirsiniz. Yapabileceğimiz bir şey varsa yapabiliriz, rahat olun. İzmir Barosu’nun yaptıkları bundan sonraki süreçte yapacaklarımız konusunda fikir vermiştir. Biz göreve geldikten sonra Türkiye’nin her yerinde İzmir Barosu’nun sözleriyle ilgili bir şeyler kamuoyuna yansıyor. Yurttaşlara da sorduğunuzda en az üç beş şeyi örnek veriyorlar. Bundan vazgeçmeye niyetimiz yok” açıklamasında bulundu.
BAROLARIN BAŞKANI FEYZİOĞLU’NA: ÇİZGİSİ YOK, ORADAN ORAYA SAVRULUYOR!
Buluşmada ayrıca 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni’nin, Yargıtay Başkanlığı’nın ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşmesi aşamasında İzmir Barosu’nun sergilediği tavır da gündeme geldi. İzmir Barosu ve Başkan Yücel, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun aksine bir refleks göstermişti. Feyzioğlu programa katılırken İzmir başta olmak üzere, Ankara ve İstanbul baroları ile birlikte toplamda 11 baro, ‘Törenin, Cumhurbaşkanlığında yapılması yargı bağımsızlığını zedeler’ açıklamasıyla durumu proteste etmiş ve törende yer almamıştı. İzmir Barosu Başkanı Yücel, Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nun çizgisi üzerine gelen soruyu yanıtlarken, “Çizgi bulabilmek için bir çizgi olması gerek… Ortada bir çizgi yok, oradan oraya savrulma halinde giden bir durum söz konusu… Bana göre bir çizgi yok. İzmir Barosu’nun sesini kaybetme durumu bugün Barolar Birliği’nde yaşanıyor. Barolar Birliği’nin Türkiye’de son dönemde yaşanan olaylara ilgili ne söylediğini siz bana söyleyin, ben de size ne olduğunu söyleyeyim. Yargı reformu taslağında avukatları ilgilendiren iki şey var birisi yeşil pasaport… Bir yandan meslektaşlarımızın çay içmeye parası yok diyeceksiniz sonra da yurt dışına gitmesi için yeşil pasaport meselesinin peşine takılacaksınız. İkinci mesele de sınav ama avukatlık sınavı değil, bütün hukuku ilgilendiren alanlarla ilgili bir sınav. 70 alınması gereken bir sınav, bunun da gerçekçi olduğuna inanmıyorum. Bu kadar çok üniversite varken ve hala öğrenci alıyorken, şu an 130 bin avukat var önümüzdeki süreçte 85 bin avukat mezun olacak. Bugünkü sayının neredeyse iki katı... Sınav bunun ne kadarını eleyebilir? Sınav da sınav diyorlar… Yapsınlar bakalım, görelim sorun çözülecek mi?” ifadelerini kullandı.
YARGI PAKETİ İÇİN: ÇIKSIN GÖRELİM BAKALIM, İSTEMEZÜKÇÜ OLMAYALIM!
Baro Başkanı Yücel sözlerini sürdürdü ve meclise sunulacak birinci yargı paketi için konuştu. Yücel, “‘İfade özgürlüğünü genişleteceğiz, ifade özgürlüğünü getiriyoruz, neden karşı çıkıyorsunuz?’ dediler. Oysa hiç karşı çıkan olmadı! ‘Biz bunu istemeyiz’ demedik. Ne gelecek diye merak ediyorduk. F’ikir ve düşünce açıklaması niteliğindeki ifadeler suç oluşturmaz’ diyorlar. Günaydın! İfade hürriyetinin temeli bu zaten! Bunu söyleyerek şunu söylemiş oluyorsun; geçmişte o kadar çok yaptık ki bu işi, suç oluşturmayacak o kadar çok şeyi yargının karşısına taşıdık ki… Bu bir itiraftır. Evrensel hukuk kuralları, AİHM referansımız hep bunlar ifade özgürlüğüne dahildir. Bunlardan dolayı soruşturma, kovuşturma olmaz. Kanuna koyunca ne değişecek bilmiyorum. Kanuna koymak soruşturmayı ve kovuşturmayı engellemiyor, en sonunda ceza vermeyi belki ortadan kaldırır. Bugün bu kadar insan cezaevinde… Dağ fare doğuracak bu reform tasarısıyla! ‘İstemezükçü’ olmayalım! Hele bir çıksın görelim bakalım” açıklamasını yaptı.
SİYASETE GİRMEYECEĞİM!
Baro Başkanı Yücel siyasete girmeyeceğini de söylerken, “Herhangi bir partiden aday olmak gibi bir niyetim yok. Biz kazanırken çok gençsiniz demişlerdi, onlarla birlikte çalışıyor olmak da benim için çok keyifli. Oy kaygısıyla hareket etmiyoruz, seçilmek gibi bir kaygımız yok. Yalnızca inandıklarımızı söylüyoruz. Kaybeder miyiz? Belki ama bugün onu hiç düşünmüyoruz. Hiç siyasete girmeyi düşünmüyorum. Biz de sürpriz olmaz ne yapacaksak açık açık söyleriz. Bir siyasi partiden milletvekili adayı olmak, belediye başkanı adayı olmak değil ancak biz siyaset yapıyoruz, hukuk siyaseti yapıyoruz. Hukuk üzerinden siyaset üretiyoruz. Yargı bağımsızlığı için söz söylemeyeceksem ne zaman söyleyeceğim? Bir işkence dosyası, cinsel istismar vakasında ben söz söylemeyeceksem kim söyleyecek? Bizim yönetim kurulumuz seçilmeden önce de onlarca hak ihlali gerçekleşti ancak İzmir Barosu bunlar hakkında bir şey söyleyemedi. Eskiden tüm Türkiye’nin gözünü çevirdiği İzmir Barosu için ‘bu konuda ne söylüyor?’ denirdi. Böyle bir tarihten geldiği için sorumluluk hissediyoruz. Bugüne kadar gelen tepkilerden anlıyoruz ki doğru yoldayız. Ancak bu da bizi şımartmıyor. En doğruyu yapmak için çaba harcıyoruz” dedi.