Metehan UD/ EGEDESONSÖZ - 1969 yılında yaklaşık 5 bin kişi, yapılacağı söylenen sosyal konutlar için İzmir'in Balçova ilçesinde bulunan hazine arazilerini parasını ödeyerek satın almış, o dönem bürokrasi de yaşanan sorunlardan kaynaklı sadece bin 200 kişiye tapusu verilebilmişti.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin yarattığı belirsizlikle tapusunu alamayan yaklaşık 3 bin 800 hak sahibinin de tapu sorunu üzerinden 50 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen ilk günkü ortada duruyor.
Darbe ile birlikte kapatılan Balçova Belediyesi’ne ait taşınmazlar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmişti. 1992 yılında Balçova Belediyesi’nin tekrar kurulmasının ardından o dönemki 3030 Sayılı Büyükşehir Belediyesi yasası kapsamında taşınmazların bir kısmı Balçova Belediyesi’ne devredilmiş ancak iade edilmeyen taşınmazlar arasında Balçova Arsa Mağdurları’nın doğmasına neden olan parseller de yer almış. Bu parsellerden biri hali hazırda Olimpiyat Evleri’nin bulunduğu bölge ile diğeri ise 1 milyon 12 bin metrekare büyüklüğündeki arsa statüsüne sahip 671 ada 99 parsel de yer alıyor.
BÜYÜKŞEHİR’E ‘İADE ET’ DAVASI!
Balçova Arsa Mağdurları bu parsellerle dava açtı. Balçova Arsa Mağdurlarının Sesi Derneği (BAMSES) üyeleri tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne karşı açılan davada 671 ada 99 parselin iadesinin yanı sıra istimlak yoluyla elde edilen gelirin de faiziyle birlikte Balçova Belediyesi’ne iadesi talep ediliyor.
GAZİEMİR’İN DAVASI DOSYADA
Avukat Zafer Aksoy tarafından hazırlanan davanın dilekçesinde Gaziemir Belediyesi’nin dava açarak geri aldığı taşınmazlar da örnek gösteriliyor. Yine dosyada Yargıtay’ın benzer davalarla ilgili verdiği kararlar da yer alıyor.
Dava dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin "3030 sayılı yasa gereğince iade kapsamındaki taşınmazların tamamını Balçova Belediyesi’ne iade etmediği" hususunu, bizzat Balçova Belediyesi kabul ve ikrar etmektedir. Balçova Belediyesi, makbuzlu arsa mağdurlarının taleplerine verdiği tüm cevaplarda "1970'li yıllarda Balçova Belediyesi'nce vatandaşlara satılan arsaların tapu dağıtımı 12 Eylül 1980 tarihinde durdurulmuştur. Bu tarihten sonra belediyemizin tüzel kişiliği kaldırılarak tüm taşınmaz mallan İzmir Belediyesine devredilmiştir. 1992 yılında Belediyemiz yeniden kurulmuş ise de dağıtıma konu arsalar belediyemize devredilmemiştir. Sınırlarımız içerisinde Büyükşehir mülkiyetinde bulunan parseller Belediyemize devredilmesi halinde hak sahiplerine dağıtılacaktır" demektedir.
Makbuz sahiplerinin açtığı davalara verilen cevap dilekçelerinde de, aynı husus kabul ve ikrar edilmektedir. Bu davalarda diğer taraf olan İzmir Büyükşehir Belediyesi de, Balçova Belediyesi'nin bu cevaplarına itiraz etmediği halde bugüne kadar hareketsiz kalarak iade yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
Bir kısım arsa tapularının verildiği 1997 yılından bu yana 25 yıl geçmiştir. Ne yazık ki Balçova Belediyesi, 3030 sayılı Kanun'un kendisine yüklediği taşınmazlarını geri/iade isteme yükümlülüğünü halen yerine getirmemiştir. Bu nedenle de yaklaşık iki bin civarında hak sahibi, 50 yıl önce parasını yatırdıkları arsalarının tapularını bugün halen alabilmiş değillerdir ve mağduriyet devam etmektedir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; 1992 yılında ilçe Belediyelerinin tekrar tüzel varlıklarına kavuşmasının hemen akabinde 1993 yılında İzmir Valiliği İl İdare Kurulu kararı uyarınca Balçova Belediyesine iade etmesi gereken dağıtıma konu 671 ada 1 parselden üretilen parsellerin sadece bir kısmını Balçova Belediyesine devretmiş, 3030 sayılı Kanun'a aykırı olarak büyük bir kısmını ise mülkiyetinde tutarak mağduriyetin çözümü için gerekli miktarda arsanın dağıtıma sunulmasını engellemiştir. Bu haksız ve hukuksuz eylemiyle iki bin civarında hak sahibinin tapularını alamamalarına neden olmuştur."
SON KARAR MAHKEMEDE
Parselle ilgili ‘ihtiyati tedbir’ kararı veren İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin alacağı karar Balçova Arsa Mağdurları’nın geleceğini de önemli bir şekilde etkileyecek. 4 bine yakın tapusuz Balçova Arsa Mağduru’nun gözü kulağı mahkemenin vereceği kararda.
Mahkemenin iade kararı vermesi ve Yargıtay’ın da bu kararı onaması halinde tapusuz Balçova Arsa Mağdurları için bir umut doğacak. Mağdurlar, makbuzları ile birlikte Balçova Belediyesi’ne başvurarak bu tapularını talep edebilecekler. Balçova Arsa Mağdurları bu alanın da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan plan sınırına dahil edilmesini istiyor.
‘RANTA KURBAN GİTMEK İSTEMİYORUZ’
Egedesonsöz’e açıklamalarda bulunan Balçova Arsa Mağdurlarının Sesi Derneği (BAMSES) Başkanı Koral Özdemir “1992 kurulan Balçova Belediyesi neden bu parsellerin tapularını istemedi ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi bu parselleri iade etmedi?” diye sordu.
Balçova Arsa Mağdurları olarak ranta kurban gitmek istemediklerini dile getiren Özdemir “Bizim en büyük sıkıntımız 3030 sayılı kanunun uygulanmaması. Davamıza konu 3 bölge var. Biri Olimpiyat Evleri’nin olduğu yer, bir tanesi yola giden bölge diğeri de hali hazırda boş olan 1 milyon 12 bin metrekare büyüklüğündeki 671 ada 99 parsel. Yola giden ve Olimpiyat Evleri yapılan bölgenin bedelinin de Balçova Belediyesi’ne iadesini talep ettik. Her iki belediye de suç işlemiş durumda. Bu yasanın üzerine örtmüşler ve Balçova Arsa Mağdurları’na ait bölgeyi babalarının kesesinden dağıtıyor gibi yola vermişler, Olimpiyat Evleri yapmışlar. 1 milyon metrekarelik alanı gizliyorlar” dedi.
‘SOYER’İN BİLGİSİNİN OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUZ’
Balçova Belediyesi’ne söz konusu parseli alması ve tapusuzlara dağıtması çağrısında bulunan Özdemir “Orası da Balçova Belediyesi’nin yeri. Bu alanı yokmuş gibi davranıyorlar. 1 milyon metrekarelik alanı al ver insanlara tapularını. Biz bu detayı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aktardık. Başkan Soyer’in bu konuda bilgisi olduğunu düşünmüyoruz. Bu 1 milyon metrekarelik alan çok kritik ve her iki taraf bu alanı göz ardı ediyor. Süreç geliyor tapulara ait alanda tapulu-tapusuz herkese birer dair verme de kitleniyor. Tapuluların arsalarının içine tapusuzları dahil ederek 1 tane daire vermek Allah’ın adaletini de hukuk sistemine de uymaz. Akıl var, mantık var. Burada çok ciddi bir rant var.” ifadelerini kullandı.
‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’
Balçova Arsa Mağdurları’nın avukat Zafer Aksoy da, adım atılmazsa ceza hukukunu işleteceklerinin altını çizerek “Balçova Belediyesi idari yönden başvursa ya da dava açsa alabileceği bir alan burası. Ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘al bu arsa yasa gereği’ senin derse sorun bitecek. Biz dava açarak bu alanı tapusuzlara istemiyoruz. Bu arsanın Balçova Belediyesi’nin adına tescil edilmesini istiyoruz. Bu tapu Balçova Belediyesi’ne dönerse bu makbuzlular tapularına sahip olabilecek. Gerekirse ceza hukukunu da işleteceğiz. Bu parselin devredilmemesi suç oluşturuyor. Eğer bunlar gereğini yapmazlar ise suç duyurusunda bulunacağız. Balçova Belediyesi’nin bundan kaçma ihtimali yok. 3030 sayılı yasa gereğince zorunlu olarak bu tapuyu üstlerine alacak ve tapusuzları çağıracaklar. Bizim derdimiz üzüm yemek. Neyse bu insanların haklarının verilmesi.” diye konuştu.
SON GELİŞMELER HAKKINDA
Seçim öncesinde AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın açıklamaları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı planlama çalışmaları ile Balçova Arsa Mağdurları yeniden kent gündemine girmişti.
AK PARTİ’DEN RİSKLİ ALAN HAMLESİ
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya bölgenin riskli alan ilan edilerek yetkinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na geçeceğini söylemişti. Kaya, planın da Bakanlık tarafından yapılacağını dile getirmişti.
HALK KONUT MASADA
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hem basın mensupları hem de Balçova arsa mağdurları ile bir araya gelerek başlattıkları imar planı çalışması hakkında bilgi vermişti. Planlama alanına ‘Halk Konut’ formülü ile binalar yapılacağını açıklayan Başkan Soyer en küçük mülkiyet sahibi olanın bile borçlandırılmadan bir konut verileceğini ifade etmişti.
1 EKİME KADAR SÜRE
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin planlama çalışması başlatması üzerine AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya “25 senedir kandıranların nasıl kandırdığını görsünler diye bekleyeceğiz. 1 Ekim'e kadar çözmezlerse hemen alanı rezerv alan ilan edeceğiz, hazinenin ve ormanın yerine de kanun ise kanun çıkartarak sorunu çözeceğiz.” açıklamasında bulunmuştu.