GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
19 Nisan 2021 Pazartesi 16:03

Bakan Pakdemirli'den İzmirli siyasilere çağrı: Getirin projenizi ben takip edeyim

İzmir'in projelerinin Ankara'da engellendiği iddialarına yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, "Kim, ne proje getirmiş bize? Benden kim randevu isterse, veriyorum; partiye bakmam. Çünkü benim şu an bulunduğum konum, vatandaşa hizmet. Siyasi davranmam. İzmir'deki tüm siyasetçilere çağrım olsun; nerede, ne projemiz varsa getirin, ben takip edeyim. Bakanlığın dışında da bir problem varsa, gelin takip edelim" mesajı verdi.

EGEDESONSÖZ - Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, SonSöz TV’ye konuk olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Pakdemirli, geçtiğimiz günlerde yaşadığı uçak arızası, dağıtımı yapılan patates ve soğan, gıda enflasyonu, çiftçinin durumu ve İzmir gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

-BAKAN PAKDEMİRLİ'DEN 'ÇÖP TESİSİ' ÇIKIŞI: FATURAYI BANA KESMEYE KALKTILAR! 

-BAKAN PAKDEMİRLİ'DEN İDDİALARA YANIT: GÖRDES BARAJI YAĞMUR BEKLİYOR!

-BAKAN PAKDEMİRLİ AÇIKLADI: İZMİR'E 200 MİLYON TL'LİK PROJE

JENERATÖR ARIZASI, BAŞKA ARIZALARA SEBEP OLABİLİRDİ
16 Nisan tarihinde Devlet Su İşleri Müdürlüğü (DSİ) 105’inci Şube Müdürlüğü’nün Şırnak’taki açılışına katılmak üzere Ankara’dan yola çıkan uçağının havada arızalanması üzerine yaşanan olayı anlatan Bakan Pakdemirli, duygularını şöyle dile getirdi:

“Maalesef öyle bir tehlike atlattık. Görüntülerden nasıl anlaşılıyor bilmiyorum ama kabinde bir panik yoktu. Ben koltukta gözlerimi dinlendirirken bir gürültü duydum.  Pilot, 'Ben de duyuyorum, muhtemelen iniş kapakları vuruyor' dedi. 'Bana da jet motorlarından geliyor gibi geldi' dedim. Ondan sonra biz yola devam ettik ve irtifa kaybettik. Pilotlar normalde VIP'e götürmek istediği yere kadar götürmek isterler ancak emniyet daha önemli. Ancak, karar sizin, yakın bir yerde inmek isterseniz programı gerekirse iptal ederiz, dedim. Sonrasında pilotlar yanımıza geldi ve Malatya'ya inmek istediklerini söylediler.  Son olarak havalimanına inerken sol motor neredeyse iflas edecek düzeye gelmişti. Jeneratör arızaları farklı arızalara da neden olabilir. Benim pilot olmam ve tecrübeli olmam, en önemlisi de kabini endişelendirmemem en önemlisiydi. Pilottan istek gelmesi üzerine koltuk değiştirerek motorların durumuna baktım. Sonuç itibari ile sağ salim indik. Allah çaresiz dert vermesin.  Birisi 'bu kadar çok dolaşıyorsun ki' diye yazmış. Eleştirel olarak yazmış ancak ben bunu iltifat olarak algıladım. Göreve ilk geldiğim günden itibaren sahada arazide olacağımızı söyledik. Tabii ki bindiğimiz araçların hepsinde aldığımız riskler var tabii ki. Her şeye rağmen millete hizmet amacıyla çabalarımıza devam ediyoruz.”

ÖNEMLİ OLAN, ÜRETİCİYİ TEŞVİK ETMEK
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üreticiden elinde kalan patates ve soğanı alarak ihtiyacı olan kesime ücretsiz dağıtılması konusunda değerlendirmelerde bulunan Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

 “Üretici tarafından bir sıkıntı vardı. Bunun sebebi de geçen yıldan taşınan bir stok oldu. Bu yıl da restoran ve diğer yerlerin çalışmasındaki kısıtlamaların ve pandeminin etkisi büyük. Üretici ciddi sıkıntıya girince biz buna müdahale edelim dedik. Cumhurbaşkanımız bu işi halledin diye talimat verdi. Şu ana kadar ciddi bir patates alımı gerçekleştirdik. Şu an 35 bin ton civarında bir alım yaptık. Benim tahminim bir bu kadar daha alabiliriz diye düşünüyorum. Daha fazlası gelirse de önemli değil, alırız. Önemli olan, üreticiyi teşvik etmek. Yani üretici ürettim ama alıcı bulmuyor dediğinde, bu sefer bir sonraki sene o üretilmiyor ve fiyatı artıyor. Burada da o gaye ile onların yanında olalım dedik. Patatesin ithalatında gümrük var. Türkiye’de darlık dönemleri haricinde bunun ithalatının bir mantığı yok.”

ASTRONOMİK FİYATLARA İTHALAT HAMLESİ
Bakan Pakdemirli, hasat döneminde üreticileri üzmediklerini belirterek, ithalat konusunda yaptıkları müdahaleler hakkında, “İthalat ancak mecburiyet doğarsa yapılır.  Bizim ana görevimiz üreticiyi korumak, tüketiciyi de kollamak… Fiyat çok astronomik bir seviyeye gidiyorsa ithalat konusunda bir hamle yapmamız gerekiyor. Örneğin zeytinyağı konusunda da bu önemli aldık. Biz kendi zeytinyağımızı ihraç edeceğimize önce kendimiz yiyelim dedik. Önce tüketimi arttıralım, diğer yandan biz ambalajlı ürün ihracatına bir şey demedik. Bunların hepsi geçici tedbirler. Ekonomi ve tarım sektörü dinamik. Zaman zaman her tür ürünle ilgili tedbirler Ticaret Bakanlığı ile birlikte alınır. Komitelere üretici ve tüketiciyi korumak için neler yapılabilir diye olarak bakılır” dedi.

GIDA ENFLASYONUNUN YAZ AYLARINDA GERİLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Gıda enflasyonu hakkında değerlendirmelerde bulunan Bakan Pakdemirli, şu bilgileri aktardı:

“Bizim işimiz tarlada başlayıp tarlada bitiyor.  Piyasada dengesizlik yaşanıyor. ABD'de normal enflasyon yüzde 1,  gıda enflasyonu yüzde 4… Bizde gıda enflasyonu normal enflasyonun 1 puan önünde devam ediyor. Bunun da yaz aylarında gerileyeceğini düşünüyorum. Yağlı tohumlar tüm dünyada önem kazandı. Boştaki para yatırım amacı olarak bunlara yöneldi.  Yağlı tohumlar da 2008'de krize girmişti,  1 haftada 500-600 dolar arttı, bir haftada 700-800 düşüş yaşandı. Bunun benzerini yaşayacağız diye düşünüyorum. İstikrar kazanmaktaki en önemli konu pandemideki süreçte daha iyiye gidiş olacaktır. Türkiye'deki enflasyonda nasılsa, gıda enflasyonu da o kadar gider.”

BENİM ÇİFTÇİM, ÜRETİCİM ÜRETMEKTEN VAZGEÇMESİN
Bakan Pakdemirli çiftçiye desteklerini esirgemediklerini vurguladı, çiftçiye mesajlar verdi:

“Çitçi üretmekten vazgeçti, diyorlar. Peki öyleyse tarımsal hasılamız nasıl arttı? Bunu kim söylüyorsa çiftçilik ile alakası yoktur. Çiftçimiz ürünlerin satış fiyatından memnun. Bugün çiftçi ile de sorunumuz yok. Bugün konuştuğumuz tüketicinin evine getirdiği ürünün fiyatının artması sorun. Çiftçi, hiç olmadığı kadar, sattığı ürünün fiyatından memnun. AK Parti dönemi öncesi müdahale alımı vardı.  AK Parti döneminde ise müdahale alımları ortadan kalkmış ancak ürüne destek verilmişti. Cumhurbaşkanı sisteminde de hem müdahale alımı, hem de ürün desteği yaptık. Geçen yıl buğday ve arpaya verdiğimiz fiyattan bir tane memnun olmayan çiftçi var, diyebilir misiniz? Böyle dönmelerde maliyetler artar. Sizin ekonominiz dışa açıksa, yani ithalat ve ihracat kapısı açıksa değişimler yaşanır. Maliyetlerde bir pahalılaşma olacaktır ancak biz son 3 senedir üreticimize bu artan maliyetler konusunda tatmin etmek için elimizden geleni yaptık. Benim çiftçim, üreticim, üretmekten vazgeçmesin. Biz onlara piyasa dengesi kuracağız. Bu konuda çok ciddi bir biçimde yanlarımızda olduğumuzu gösteriyor olacağız.”

Elinde sütü kalan süt üreticilerine çağrıda bulunan Bakan Pakdemirli, “Biz Et ve Süt Kurumu olarak, üreticilerine söylüyoruz. Nerede süt bıraktık derlerse yarın oradan almaya başlayacağız. Biraz bollaşınca sanayici nazlanır. Geçen sene hiç ihtiyaç olmadı ancak bu sene ufak ufak ihtiyaç olduğunda alıyoruz. Biz üreticinin sütüne sahip çıkarız, yerde bırakmayız” dedi.

BUNU KİM SÖYLÜYORSA, CAHİL VE CÜHELADIR!
Bakan Pakdemirli, orman yangınlarında kaybedilen alanların turizm için imara açılacağı, bunun için yangının çıkarıldığı şeklindeki iddialara yanıt verdi:

 “Bunu kim söylüyorsa, cahil ve cüheladır. Eğer bir turizm tesisi yapılacaksa, ormanların turizm tesisi konusunda bir kanun var. Biz tahsisi ettiysek zaten otelleri yaparlar, yine yaksınlar ki ormanları? Bu Özal döneminde çıkan bir kanun. İmara açılması ya da konut alanına dönüştürülmesi imkanı yok. Anayasanın 169'uncu maddesi, orman alanları daraltılamaz, diyor. Yani anayasa ile korunur bu. Yanan alanların speküle edilmemesi için ilk mevsimde dikimlerimiz yaparız. İzmir'de orman yangınlarında 4 bin hektar orman zarar gördü. Bu alanlara ek bozuk alanları ekledik. 6 bin 600 hektarda çalışma yaptık, 1800 hektara da gençleştirme yaptık. Yenilemek zaman alıyor. O yüzden mevcudu çok değerli. O yüzden ormanları korumamız lazım. Yangınların yüzde 90'ı insan hatasından kaynaklanıyor. Önemli bir kısmı da kasıttan çok, ihmalden kaynaklanıyor."

ORMAN YANGINLARINA İNSANSIZ HELİKOPTERLER MÜDAHALE EDECEK
Orman yangınlarının müdahalelerine yönelik 1 Haziran’dan itibaren helikopterlerin, uçakların ve droneların hazır olacağını söyleyen Bakan Pakdemirli, ilk kez insansız helikopterden söz etti:

“4 tane insansız helikopter gelecek. Bu ilk kez burada açıklıyorum. İnsanlı helikopter, insansız çevrilmiş. Bu helikopter, söndürmede değil, sevk idare ve gözetleme için... 3 tane de dikine havalanan vtol dronelar gelecek. Bunlar termal noktaların tespitinde çok faydalı. Bizim en büyük düşmanımız gece yangınları. Öğleden sonra başlayan yangına ekipler gidene kadar, akşam oluyor. Helikopter yere indiğinde sevk ve idarede sorun yaşanıyor.  Gece uçan bir şey lazımdı bize. Geçen sene İHA kullandık ancak bazen gelmesi 2 saat sürüyor. Bunun için vtol dronelar sayesinde hızlı bilgi alarak ateşin kızgın olduğu yerlerden müdahale etmek çok önemli. Bizim amacımız, çıktığı gün yangını söndürebilmek.”

ÖZEL SEKTÖRDE TECRÜBELİ OLANLARI TERCİH EDERİM
Atama bekleyen ziraat mühendisleri, su ürünleri mühendisleri ve veteriner hekimlerin taleplerine ilişkin konuşan Bakan Pakdemirli, atama bekleyenlerin bu süreçte özel sektörde tecrübe kazanması gerektiğini söyledi:

“Her iletişim fakültesi mezununu devletin istihdam etmesi gibi bir şey var mı? Burada da meslek mensuplarımızın taleplerini saygıyla karşılıyoruz. Devlette çalışmak isteyen arkadaşlarımız bunu gönlüne koyuyorlar, tamam da... Özel sektörde başlasınlar ve asgari ücretle de olsa çalışmaya başlasınlar. Tecrübe kazansınlar ve ileriki süreçte bize geldiklerinde, özel sektörde tecrübeli olanlarını tercih ederim. Bana kalsa, bu tecrübede olanları tercih ederim, yani donanımlı olanları tercih ederdim. Özel sektörün dinamikleri çok daha farklı. Özel sektörde çalışmış arkadaşların devlete çok daha büyük katkısı olur. Devletin ve bakanlığın mekanizmaları var. Bize derlerse şu kadar şuraya personel alacaksın, biz de tamam diyerek gerekli kurumlara başvuru yaparak alırız. Ben bakan olduğumdan beri 10 binin üzerinde personel alındı. Hayatlarının meselesi haline getirmesin gençler bunu. Bakan televizyona gittiğinde oraya yazarak, bakanın yazdığı her şeyin altına yorum yaparak bir netice elde edilmez. Kollarına çok sayıda altın bilezik taksınlar. Yani dil öğrensinler, bir şekilde çalışsınlar. İhtiyaç olursa da alırız. Bakanın demesi ile olmaz. Bakanlık ihtiyaçlar konusunda çalışır, ilgili bakanlıklar ile görüşülüp sunulur ve öyle iş yapılır.”

İZMİR 20 YILDIR HİZMET ALAMADI
İzmir’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Pakdemirli, İzmir’in Anadolu’daki birçok yere göre geride kaldığını söyleyerek, “Ben bir İzmirliyim. Hakikaten İzmir, hala çok ciddi bir şekilde bir kaçak yapılaşmayı ve kentsel dönüşümü çözememiş bir şehir. Bununla ilgili İzmir, geç kalmış durumda… Anadolu’da birçok şehri gezdim, birçoğu İzmir'den daha çok şehirleşmeyi başarmış, Ben bu şehri çok seven ve bu şehir için dertlenen biriyim. İzmir, siyasi iktidarlardan bağımsız olarak son 20 yıldır hizmet alamadı” dedi.

BİZİM İŞİMİZ TARIM ALANLARINI KORUMAK
Bakan Pakdemirli, hobi bahçelerine ilişkin açıklamalarda bulunarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görevinin tarım arazilerini korumak olduğunu şu sözlerle ifade etti:

“Mevzuat üzerinde çalışıyor. Hobi bahçelerinde yoğun bir artış söz konusu. Çok kolay bir konu değil ancak en baştan yapılması yanlıştı. Bunu yapanlar düşük fiyattan evleri satın aldılar ve bu evleri kaçak olduğunu bilerek yaptılar, riski göze aldılar. Bugün itibari ile, gel çözüm bul, demek yerine neticeyi beklemek lazım. Burada belediye ve bakanlıklar üzerinde bir sorumluluk var. Bundan sonra tarım arazilerine 1 çivi bile çakılmayacağından emin olmamız lazım. Tarım arazileri, gayriresmi rant alanı değildir. Plansız alanlar yönetmeliği denen bir şey var. 5 dönüm dikili, 20 dönüm ekili alanın varsa 75+75 metrekare devlet sana müsaade ediyor. Ancak sen gidip kaçak yapılar yaparsan, devlet de gerekeni yapar. Kaçak yapıların sorun çözmek bizim işimiz değil. Bizim işimiz, tarım alanlarını korumak. Yıkımı yapan bizler değiliz, belediyeler. Belediyeler üzerlerine düşeni yapacaklar, diye düşünüyorum.”

İZMİR, HEM SANAYİ HEM DE TARIM KENTİ
İzmir’de yapılan tarım organize sanayi bölgesi çalışmalarını değerlendiren Bakan Pakdemirli, şu açıklamalarda bulundu:

“Dikili çok hızlı gidiyor. 2 sene içinde hayata geçmiş olacak. Kınık'ta yer seçimi yapıldı, tüzel kişi aşamasına geldik. Bayındır’da çiçekçilik tarıma dayalı organize sanayi bölgesi, Bergama’da süt hayvancılığa dayalı organize sanayi bölgesi var. Bunun da yer seçimi yapıldı, ÇED süreci bekleniyor. Bir çok ilçemizde daha bu çalışmalarımız var. İzmir hem sanayi, hem de tarım kenti. Burada işleyip hem ulusal hem de yerel pazarlara satmamız lazım. Dikili'de jeotermal bölgede her 1 metrekareye 4 kişi başvuruyor. Bu çok güzel bir şey.”

NE İMAR BEKLEYENLERE İYİ BİR HABERİM VAR, NE TARIM İSTEYENLERE...
İnciraltı’nda yapılması planlanan sağlık turizmi alanıyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Pakdemirli, konuyla ilgili İzmir halkının ne istediğinin önem taşıdığını söyledi:

“Yapılan imar planı çalışmaları, 2009 yılında yapılan ve güncellenmiş hali. Burada tarım ile ilgili kısımlarda iyice atomize olmuş konularda ne yapılabilir konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bizden görüş istedi ancak henüz bir görüş vermiş değiliz. Ne İnciraltı’nda imarı bekleyenlere çok iyi bir haberim var, ne de orada tarım bekleyenlere... Burada yapılan şey, fiili olarak yapılaşan alanların plan yapmaya yetkililer tarafından kontrol altına alınması ve tarım yapılan alanların verimli yapılabilmesi için bir çalışma var. İzmir’le ilgili bir karar alınacağında İzmirli ne diyor, ben ona kulak veririm. Bu karar elinde sonunda döner dolaşır, bize gelir, sonuçta İzmir’in faydasınaysa yaparız.”

TÜRKİYE’DE BU İŞİN PATRONU, BİZİZ
Bakan Pakdemirli, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı tarım çalışmalarını şu sözlerle değerlendirdi:

"Türkiye’de bu işin patronu biziz. Bu sene tarıma verilen destek, 24 milyar lira. Her belediye farklı nedenlerle, gerek oy devşirmek, gerek iyi niyetle bu işleri yapıyor. Türkiye'de tarıma müsait yeri olan her belediye bununla ilgili bir şey yapmaya çalışıyor. Karınca ve kararınca. Genellikle bu böyle oluyor. Her türlü faaliyet bizi sonuçta memnun ediyor. 1 TL de harcasa belediye, Allah bereket versin, diyoruz. Tüm belediyelere şunu sormak lazım, sen bütçenin yüzde kaçını harcıyorsun bu işe? Türkiye'de bütçesini yüzde 1'inin üstünde harcayan belediye sayısı bir elin parmaklarını geçmez ancak bunların hepsi bizi tabii ki çok memnun eder. Tarım ve hayvancılık sektörü, geleceğin sektörü. Burada vatandaşın yanında olan kim varsa, bizim de yanımızdadır. Belediyelerin yaptıkları bu şeylerin artmasını diliyoruz. İzmir süt üretiminde Türkiye'de 2'nci. Süt hayvanı üretiminde 3'üncü... Tarımsal ihracatın yüzde 14'ü İzmir'de gerçekleşmiş. İzmir bu potansiyelini biz biliyor ve destekliyoruz. Yanımızda kim varsa her türü destekte bizde onların yanında oluruz.”

NEREDE, NE PROJENİZ VARSA, GETİRİN BEN TAKİP EDEYİM
İzmir projelerinin Ankara tarafından engellendiği iddialarına yönelik konuşan Bakan Pakdemirli, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Kim ne proje getirmiş bize? Benden kim randevu isterse, ben veririm. Ben partiye bakmam. Şu an bulunduğum konum, vatandaşa hizmet. Kamu lehine bir şey varsa, ben onun yanında olurum. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Ankara’ya gelip kolunun altında 10 tane dosyayla bana gelmiş de ve bunların 8'ini Pakdemirli engellediyse, diyecek bir şey yok. İlk bakan olduğumda Sayın Kocaoğlu geldi bu konuyu görüşmek üzere. Yanında da AK Parti İl Başkanı vardı. Aziz Bey’e de İzmir’le ilgili ne varsa yardımcı olacağımı söylemiştim. Burada ister istemez farklı partilerden olunca, o belediye başkanları da çekiniyor. Bana memleketin çok farklı yerinden belediye başkanları geliyor. Ekrem (İmamoğlu) Bey de geldi konuştuk. Bizim bakış açımız siyasi olamaz. Çünkü teknik bir iş yapıyoruz. Memleketin dört bir yanına dokunuyoruz. Yaşamın her noktasına değen bir bakanlığız. Bunun için siyasi davranmam doğru olmaz. İzmir’deki bütün siyasilere çağrım olsun. Nerede, ne projeniz varsa getirin, ben takip edeyim, bakanlığın dışında da bir problem varsa gelin takip edelim.”