GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
30 Mart 2016 Çarşamba 12:35

Bakan’dan ÇED mesajları, Büyükşehir’den ‘kürsü’ tepkisi!

Gediz Çalıştayı için kente gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, katı atık bertaraf tesisi ve Körfez’de ÇED krizi hakkında detaylı açıklama yaptı. Öte yandan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Aydoğan’dan çalıştay sonunda Bakan’a sert tepki geldi.

EGEDESONSÖZ - Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı İzmir’e geldi.

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü DESEM 75.Yıl Amfisi’nde gerçekleşen Gediz Havzası Arıtma Çamuru Yönetim Planının Hazırlanması Projesi Açılış Çalıştayı’na katılan Bakan Sarı, önemli mesajlar verdi.

İzmir’de tartışmalara neden olan ÇED raporları ve atık su bedelleri ile ilgili de konuşan Bakan Sarı, toplantı sonunda basın mensuplarını sorularını yanıtladı.

ÇED RAPORLARI HAKKINDA KAMUOYUNA BİLGİ VERDİ
İzmir’de yerel yönetim ile hükümet yetkilileri arasında tartışmalara neden olan ÇED raporları ile ilgili bilgi veren Bakan Sarı, “ÇED raporlarımız bazen kamuoyuna ve vatandaşlara anlatıldığı gibi alelacele verilmiş kararlar değildir. Çevre Etki Değerlendirme raporlarımızın alt yapısında çok detaylı, teknik çalışmalar vardır. Bu çalışmaların büyük bir çoğunluğu da üniversitelerimiz tarafından bize verilen raporlar sonucunda gerçekleşir” dedi.

BAKANLIĞIMIZA ÇED RAPORU SUNULMADIĞINDAN…
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Harmandalı’daki heyelan sonrası isyan ettiği Yamanlar’a yapılması planlanan katı atık bertaraf tesisine ÇED onayı hakkında konuşan Sarı, “Şimdi ÇED raporumuz 25.02.2015 tarihinde Bakanlığımıza dosya halinde sunulmuş. 23.03.2015 tarihinde ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ düzenlenmiştir. Komisyon Üyelerinin ÇED raporu formatına ilişkin görüşleri ise 06.04.2015 tarihine kadar talep edilmiştir. Komisyon Üyelerinden gelen görüşler çerçevesinde hazırlanan özel format 03.07.2016 tarihinde yeterlilik sahibi firmaya verilmiştir. Ancak bugüne kadar bunun altını çizerek söylüyorum, Bakanlığımıza ÇED raporu sunulmadığından projeye ilişkin herhangi bir inceleme, değerlendirme komisyonu toplantısı yapılamamıştır. Eğer rapor yetkili firma tarafında bize sunulursa, bir değerlendirme komisyonunda bu değerlendirilir ve görüşlere sunulur. Ayrıca alanın tanımına istinaden Menemen-Karagöl ve Yamanlar-Karagöl Muhafaza Ormanları ilan edildiği belirtilerek, Muhafaza Orman Kuruluşları amaçlarına aykırılık tespit edilmiş, ormanlar ve ormancılık çalışmaları ile orman hak münasebetlerinin olumsuz etkilenmesi 1. derecede yangına hassas yörede yer alması nedeni ile ÇED süreci içerisinde henüz Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın nihai kararı bize bildirilmemiştir. Bu doğrultuda proje hala değerlendirme aşamasındadır. Bakanlığımız ÇED raporunun bugüne kadar sunulmadığından ve Orman Genel Müdürlüğü’nün projenin gerçekleşeceği alana ilişkin henüz olumlu bir görüşü olmadığından rapor beklemededir. Eğer bize ÇED raporunu tamamlayıp yetkili firma getirirse, biz de değerlendirmeye alırız. Bütün kurum ve kuruluşlarımızın raporları doğrultusunda olumlu cevap gelirse değerlendiririz. Ama herhangi bir kurum bunu her fırsatta dile getiriyorum, sadece İzmir için değil, Türkiye’nin genelinde bütün yatırım projelerinde, ÇED raporlarında bir tane olumsuz görüşü varsa, bütün ÇED raporunu olumsuz veriyoruz. Bütün kurumların olumlu rapor vermesi gerekiyor bu noktada. Rapor bir elimize gelsin Değerlendirme Komisyonu’nda değerlendireceğiz” diye konuştu.

ÇED SÜRECİNİN UZAMASI BAKANLIĞIMIZDAN KAYNAKLI DEĞİL
Bakan Sarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun bir diğer isyan konusu olan Körfez’e ÇED hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Sarı şunları söyledi: Körfez Projesi ile ilgili de yine burada ÇED raporunun uzatıldığına dair bir görüş var. Bu konuyla ilgili olarak da, bu alan yani Bakanlığımız için verilen Rehabilitasyon Projesi kapsamında İzmir Körfezi’nde gerçekleştirilecek tarama faaliyetleri sonucu ortaya çıkabilecek tarama malzemesinin Çamaltı Bölgesi’nde kıyı kenar çizgisinin deniz tarafına geçici olarak dökülmesi faaliyeti 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve İlgili Yönetmelik Hükümleri kapsamında uygun olmadığı ancak 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuatında ada yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, burada ‘Ada yapılabilir mi?’ diye bir öneri var. Bunun içinde su sirkülasyonuna ilişkin hidrografik ve oşinografik rapor hazırlanılması konusu var. Bakın burada bir çalıştay yapıyoruz ve bu çalıştayda 9 Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ile birlikte bir rapor hazırlanacak. Yani burada da aynı şekilde adalar için dökülecek çamurun sızdırmazlığının nasıl sağlanacağı, dökülecek malzemenin deniz eko sistemine etkisi, ağır metal ve benzeri kirleticilerin yayılma alanı, adaların hacmi, çıkartılacak çamur miktarı, çamur kurutma yöntemleri, adalar için kullanılacak çamurun su oranı ve benzeri konularla ilgili bilimsel raporların hazırlatılması ön görülmüş. Ada büyüklüğü ve yerine ilişkin hazırlanacak plan teklifinin Genel Müdürlüğümüze sunulması ile birlikte projenin 3621 Sayılı Kıyı Kanunu ve İlgili Yönetmelik kapsamında değerlendirileceği şeklindedir. Bize bilimsel raporların gelmesi lazım… Bu bilimsel raporlar geldiği anda değerlendirme sürecine geçilir. Yani ÇED sürecini yürüten firma tarafından proje kapsamında oluşturulacak yapay 2 adet adanın yer alacağı kesim ile ilgili Hidrografik ve Oşinografik çalışmanın ÇED süreci içerisinde yapılmadan, ÇED sürecinden sonra yapılması hususunda bir bilgide verilmiş. Maalesef bu böyle olmuyor. Onun gerekli açıklamalarını bize yapmaları gerekiyor. Sonuç olarak ÇED sürecinin uzun olmasının nedeni kesinlikle bakanlığımızdan kaynaklanan bir husus değil. ÇED raporundaki eksikliklerin tamamlanmamasından kaynaklanmasından bir husustur. Eksikliklerin tamamlanıp Bakanlığımıza sunulmasına müteakip İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplanacak ve ÇED raporu değerlendirilecektir” diye konuştu.

TARİH VERMEDİ
İzmir’de kentsel dönüşüm çalışmalarının ne zaman başlayacağına dair soruyu da yanıtlayan Sarı, “En kısa zamanda başlayacak, şu an gündemimizde… Biliyorsunuz 64. Hükümet kurulduğundan beri yoğun bir çalışma içerisindeyiz, reform paketlerimiz olsun, saha çalışmalarımız olsun. Sayın Bakanımızın da konuyu takip ettiğini belirtmek isterim. İnşallah Binali Bey’in de takibi ile burada en kısa zaman içerisinde kentsel dönüşümü başlatacağız… Şuanda tarih veremiyorum. En kısa zamanda” dedi.

Sarı ayrıca, “En kısa zamanda tekrar İzmir’e gelip Kentsel Dönüşüm çalışmalarımızı burada hızlandıracağız” dedi.

BİZ BAKANLIK OLARAK BUNUN TAMAMLANMADIĞINI DİLE GETİRİYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ‘ÇED raporunda eksik evrak yok’ açıklamalarına da değinen Bakan Sarı, “Şimdi tabii ki Sayın Belediye Başkanımızın eksikliği yok dediği konulardan hangileridir bilmiyorum ama biz şimdi teknik anlamda tam bir rapor sunulduğu anda ÇED Değerlendirme Komisyonumuzla bu konuları değerlendireceğiz. Çünkü biz bütün konuşmalarımızı, çalışmalarımızı bu teknik raporlar üzerinden yapıyoruz. Görüşlerimizi bunlar üzerinden veriyoruz. Bu raporlar tamamlanırsa ki biz Bakanlık olarak bunun henüz tamamlanmadığını dile getiriyoruz. Belki tamamlanmıştır, bakanlığımıza sunulmamıştır. Öyle yolda bir bekleme, gecikme... Belediye Başkanımız eğer bunları tamamladıysa en kısa zamanda bize gönderirseniz, ÇED Komisyonumuzda bunları değerlendiririz” ifadelerini kullandı.

BELEDİYELERİMİZİN UYGUN FİYATLAR BELİRLEYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Büyükşehir meclisinde tartışmalara neden olan atık su bedellerine ilişkin de açıklama yapan Sarı, “Atık su arıtma tesislerinin, belediyeler tarafından etkin bir şekilde işletilememesi, en önemli sorunumuz. Problemin giderilmesine yönelik bakanlık olarak üstümüze düşen çalışmayı yaptık. Belediyelerimizin verdikleri altyapı hizmetlerini, etkin bir şekilde yerine getirmeleri için atık su altyapı ve evsel katı atık bertaraf tesislerine ilişkin yönetmeliğimizi çıkardık. Bu yönetmelik sayesinde, atık su hizmeti alan vatandaşlarımızın ödemelerini çok daha kolay yapabileceğini ve belediyelerimizin uygun fiyatlar belirleyeceğini düşünüyorum” dedi.

GEDİZ HAVZASI İÇİN EYLEM PLANI HAZIRLADIK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak su havzalarının temizliğine büyük önem verdiklerini söyleyen Sarı, yaptıkları çalışmalar sonucunda 25 su havzasını ele aldıklarını, bunlardan biri olan Türkiye’deki toplam tarımsal üretimin yüzde 10’unu, sanayi üretiminin ise yaklaşık yüzde 15’ini karşılayan Gediz havzasının öncelikli havzalar arasındaki yerini aldığını söyledi.

Sarı, kirliliği önlemek için bir eylem planı hazırladıklarını belirterek, “Gediz Nehri Havzası’nda kirliliğin önlenmesi ve su kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla; “Gediz havzası kirlilik önleme eylem planımızı hazırladık. Eylem planı kapsamında; öncelikle, atık bertaraf tesisi ve atık su altyapı yatırımlarını desteklemek amacıyla yaklaşık 286 milyon TL kredi ve hibe desteği sağladık. Gediz atık su arıtma tesisi tamamlandı ve işletmeye alındı. Turgutlu ve Manisa atık su arıtma tesislerimizin inşaatı başladı. Tesislerimiz faaliyete geçtiğinde, havzadaki en önemli noktasal kirlilik kaynaklarından ikisi bertaraf edilmiş olacaktır. Alaşehir atık su arıtma tesisi’nin projelendirme sürecinde nihai aşamaya gelindi. Yine Manisa entegre katı atık bertaraf tesisi de İlbank tarafından kredilendirildi ve inşaatına başlandı. Atık su arıtma tesisi bulunmayan diğer ilçelerimizi unutmadık. Bu ilçelerimiz için proje çalışmalarını mümkün olan en kısa sürede sonuçlandıracağız” dedi.

HAVZADAKİ ARITMA ÇAMUR SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ
İşlerinin tesis inşa etmekle bitmediğini söyleyen Sarı, “Atık su arıtma tesislerinden kaynaklanan arıtma çamurları büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Arıtma çamurlarının, çevreye zarar vermeden, ekonomik ve sürdürülebilir olarak bertaraf edilmesi veya geri kazanılması mümkündür. Avrupa Birliği ülkelerinde, arıtma çamurları yakılmakta, depolanmakta, kompostlaştırılmakta ve tarımsal alanlarda kullanılmaktadır. Avrupa’nın en yeşil ülkelerinden Finlandiya’da; arıtma çamurlarının yüzde 97’si tarımsal alanlarda kullanılmaktadır. Ülkemizde evsel, kentsel arıtma tesislerinden; kuru halde yıllık yaklaşık 650 bin ton arıtma çamuru oluşmaktadır. Bu çamurun yaklaşık yüzde 71’i depolanmaktadır. Geri kalan kısmı ise ek yakıt olarak veya toprakta kullanılmaktadır. Gediz havzası arıtma çamuru yönetim planının hazırlanması projesi ile havzadaki arıtma çamuru sorununu çözeceğiz. Bu proje ile havzada oluşan ve oluşması beklenen arıtma çamuru miktarını belirleyecek, buna uygun çözüm önerilerimizi sunacağız. Uygulanabilir bir arıtma çamuru yönetim planının oluşturacağız. Son olarak bakanlığımız; belediyelerin, organize sanayi bölgelerinin ve münferit sanayilerin ayrı ayrı pahalı tesisler kurmalarının önüne geçmiş olacaktır. Gediz Havzası’nın ve dolayısıyla ülkemizin daha temiz ve yaşanabilir olmasında tüm vatandaşlarımızın ve kurumlarımızın sorumlu olduğunu belirtmek isterim. Gediz Havzası arıtma çamuru yönetim planının hazırlanması projesine katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyor, projenin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

SÖZ VERİLMEMESİNE TEPKİ
Çalıştaya katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan, çevreye en büyük yatırımı yapan ve atık su arıtması konusunda uzman olan belediyeye teşekkür edilmesi gerekirken söz hakkı bile verilmemesine şu sözlerle tepki gösterdi:  “Arıtma tesislerinden çıkan atıkların ne olduğunu bilen, çevreye en çok yatırım yapan kuruluşuz. Çevre Bakanlığı'nın bir toplantısı oluyor. Biz, atık suda tecrübeliyiz. Bize böyle bir toplantıda söz verilmiyor. Bu tuhaf bir durum… Bizim bilgimiz becerimiz var. Çevre Bakanlığı'nın bize teşekkür etmesi lazım ama söz verilmiyor. Tek taraflı konuşuyor. Konuları çok iyi bilmeyebilir. Eline verilen notları bile doğru düzgün okuyamıyor. Önemli olan nokta Türkiye'de çevre konusunda en başarılı çalışmaları yapan belediyeye söz verilmiyor ve tek taraflı konuşuluyor."