Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Ahmetağa Mahallesi'nde mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü'ne ait olan, 120 yıllık Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi için yap-işlet-devret modeli ile 2016 yılında ihaleye çıkıldı. İhaleyi kazanan firma, 12 Haziran 2016'da çalışmalara başladı. Binanın yıkımı sırasında zemininde tarihi kalıntılara rastlandı. 3'üncü derece arkeolojik sit alanında kalan bölgede, inşaat çalışmaları durduruldu. İncelemede, ortaya çıkan yapının M.S. 2'nci yüzyılda inşa edildiği anlaşılan Roma dönemine ait liman hamamı ile imparatorluk salonu olduğu belirlendi. İhaleyi alan firma, proje yükümlülüklerini yerine getirmeyince 2020'de sözleşme feshedildi.
3 KATLI İŞ MERKEZİ
Söz konusu alan için 2 defa ihale yapıldı, ancak pandemi döneminde katılan olmadı. İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 15 Eylül'de yapılan üçüncü ihalede işin yeni firmaya verildiğini, iki gün sonra sözleşme imzalandığını ve 27 Ekim'de ise yer tespiti yapıldığını açıkladı. Restore et, işlet ve devret modeli ile 35 yıllık kiralık verileceği belirtilen açıklamada, alanın kısmi yapılaşmaya açılacağı ve arkeolojik kalıntıların olmadığı yerde 3 katlı ticaret merkezi yapılacağı belirtildi. Proje bedelinin 22 milyon 124 bin 106 TL olduğu ve ticaret merkezi olarak kullanılmak üzere 35 yıl süreyle restorasyon veya onarım karşılığı kiralandığı belirtildi.
‘YAPILAN BİR KORUMA DEĞİL’
Çevre hakları savunucusu Avukat Arif Ali Cangı tarihi alanda yapılacak çalışmaları Egedesonsöz’e değerlendi. Yapılacak olan çalışmaların bir koruma olmadığını ifade eden Avukat Cangı “Ortaya çıkan İzmir'in antik Roma dönemi Limanıdır. Tarihi varlıkları koruması gereken Vakıflar idaresi, varlık nedenine aykırı şekilde, sanki ticari işletme gibi davranıyor. Başta mülk sahibi olan Vakıflar idaresi olmak üzere, bütün yetkili kurumların ve İzmirlilerin buradaki kazıların tamamlanarak, korunması için sorumlulukları vardır” dedi.
‘TARİHSEL BİR SORUMLULUK’
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve uluslararası sözleşmelere göre Kaptan Mustafa Paşa Vakıf Çarşısı temelinden çıkan kalıntıların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, hukuksal ve tarihi bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Avukat Cangı “Anlaşıldığı kadarıyla Vakıflar idaresi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı kalıntıları camın altında sergilemek suretiyle, üzerine ticaret merkezi kurmayı hedefliyor.” diye konuştu.
SOYER BU KONUYA EL ATMALIDIR
Büyükşehir Belediyesi’ne da alanla ilgili çağrıda bulunan Avukat Cangı şunları söyledi:
“İzmir' in Tarihi Kemeraltı çarşısı ile birlikte Tarihi Liman Kenti olarak UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne alınması isteniyorsa önce burasının korunması gerekir. Yapılması gereken ve hukuksal zorunluluk buranın kazılarının tamamlanıp, arkeopark haline getirilmesidir. Tarihi İzmir Limanı ve onun çarşısı olan tarihi Kemeraltı’nın, İzmir'in kültürel ve toplumsal hayatına katacağı çok şey olacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, başkan Tunç Soyer bu konuya el atmalıdır”