Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Son yıllarda antik kentlerde tiyatro, konser gibi etkinliklerin sayısında artış gözlemleniyor. Düzenlenen etkinliklerin artması nedeniyle kamuoyunda kültürel mirasın geleceğine yönelik endişeler arttı. Yaz dönemi boyunca Bodrum Antik Tiyatrosu’nda sahne alan bazı sanatçıların tarihi eserlere temasta bulunması sosyal medyada tepki çekmişti.
Haziran ayında ise Efes Antik Kenti'ni ziyaret etmek isteyen yurttaşlar, yabancı turistler için düzenlenen özel davet yemeği nedeniyle alana alınmamıştı. Ağustos ayında da konserler düzenlenmişti.
Egedesonsöz’e konuşan Arkeologlar Derneği Başkanı Bülent Türkmen, kültürel mirasın korunmasının öncelikli olması gerektiğine dikkat çekti.
‘ARKEOLOJİK ALANLAR ORTAK MİRASTIR’
Türkmen, açıklamasında şunları söyledi:
“Arkeolojik alanlar bütün insanlığın ortak mirasıdır. Bu miras alanlarına dair yapılacak her şey bu durum göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Bir bütün olarak kültürel ve doğal mirasımızı nasıl koruyacağımızın ve emanetçisi olduğumuz bu mirası gelecek kuşaklara nasıl aktaracağımızın gereklerini yerine getirmek zorundayız. Bunu tam manasıyla yerine getirdiğimizde zaten bu alanların koruma-kullanma dengesini de belirlemiş oluruz. Yani bir antik kentte hangi etkinliklerin hangi koşullarda yapılabileceği bütün ayrıntılarıyla belirlenmiş olmalıdır. Etkinlikte kullanılacak malzemelerin alana taşınması, kurulması ve kullanılmasının yaratacağı en küçük olumsuz etki titizlikle değerlendirilmelidir. Yüksek desibel seslerin ve kullanılacak ışık sisteminin yaratacağı olumsuz etkiler ile seyirci kapasitesinden güvenliğe kadar bir çok yönden değerlendirilmelidir.”
‘DERDİMİZ ZİYARETÇİ SAYISININ ARTMASI OLMAMALI’
Antik kentlerin nasıl korunacağının öncelikli olması gerektiğine dikkat çeken Türkmen, “Antik kentlerde yapılan etkinlikler, alanın tanıtılması ve bununla birlikte ziyaretçi sayısının artacağı üzerinden açıklanmakta. Oysa öncellikli derdimizin miras alanlarımızı nasıl koruyacağımız olmalıdır, ziyaretçi sayısının artırılması değil. Başka bir problem ise insanlığın ortak mirası olan bu kamusal alanların kullanımındaki oluşturulan ayrıcalıklarla ortaya çıkan eşitsizliktir. Örneğin alanın kullanımında burjuvaziye tanınan ayrıcalık o antik kentin kazısında çalışmış, alın teri dökmüş bir işçiye tanınmaz” dedi.