EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü ve Gazeteci Ümit Yaldız, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.
METNİN İMZALANMAMASI SİYASAL BİR SORUNDUR
Pençe-Kilit operasyonu bölgesinde 12 askerin şehit olmasının ardından yaşanan ortak bildiri tartışmalarına değinen Yaldız, “Mecliste 5 tane grubu olan parti var. Saadet Pratisi ile Gelecek Partisi'nin grubu var. MHP'nin, İYİ Parti'nin, AK Parti'nin, CHP'nin ve DEM Parti’nin grubu var. Bir ortak metin oluşturuluyor ve bunun altına imza atılıyor. 12 şehidin ardından bir ortak kınama metni imzalanıyor. Buna CHP Grup Başkanvekili düzeyinde imza koymuyor. Buradan ayrışmaya gerek var mıydı? Bununla ilgili haber yapıldığında ‘bildiri yayınlandı, şehit haberlerinin ardından bu bildiriye AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi imza koydu. CHP ve DEM partisi imzalamadı’ deniyor. Bu bilgi doğru mu? Doğru. Bu bildirinin içinde terörün lanetlenmesi, kınanması var. Bu bildiriye imza koymayan kim DEM Partisi ve CHP. CHP'nin ayrı bildirge yayımladığı ayrı bir haberin konusu. Manisa’da Özgür Özel'in protesto edilmesinin sebebi bu haberdeki algıdır. Özel kendi memleketine geldiğinde şehit cenazesine katıldığına pişman oldu. Kendi memleketinde yasını yaşayamadı. CHP bildirisinde milli yas talebi de vardı. Ancak CHP'nin bu konuda Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı içinde yer alan unsurlarla bu metni imzalamaması siyasal bir sorundur ve CHP'nin çiçeği burnundaki genel başkanı için büyük bir sorundur. 12 askerin şehit olduğu zaman bunu yapmak ne kadar doğruydu? Bunu CHP’li yöneticilerin ve seçmenlerinin takdirine bırakmak lazım. Doğru bir şeyi yaparken ne zaman ve hangi olay üzerinden yapıldığı önemli. ‘Biz onlarla yan yana gelmek istemiyoruz’ dediğiniz yapının içinde İYİ Parti ve daha 3 gün önce milletvekili gönderip grup kurmasına yardımcı olduğunuz Saadet Partisi var. DEM Parti de kendince bildiri yayımladı ve çatışma diyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından olaya bakanlar açısından bir çatışma yok, ortada bir pusu ve saldırı var. Devletin bütünlüğünü korumaya çalışanlar ile bütünlüğüne zarar veren, dağa çıkıp askerlere zarar veren, mayın döşeyen ve bunu çoğunlukla seçime 6 ay kala yapan, her türlü yabancı devletin maşası olmaya son derece uygun olduğu tescillenen bir terör örgütünü saldırısı var. Çatışma dediğiniz iki denk güç arasında olur. Siz DEM Partisi ile aynı bildiriye imza atmam noktasında durdunuz. Yayınladığınız metin Cumhur İttifakı'nın yayımladığından bir tık daha ağır ancak bunu açıklayamazsınız. Türkiye'de terör AK Parti döneminde mi başladı? 90'lı yıllarda çok daha ağır operasyonlar yürüttü Türk askeri… Manisa’da yaşananlar hüzün verici. Manisa bir genel başkan çıkardı, seçimde siyaseten refleks gösterecekken oyunu artıracak konuşulması gerekirken CHP Genel Başkanın yuhalanması konuşuluyor. Siyasi kaygılar ya da ideolojik sorunlar, sebepler ortaya çıkıyor. Bir duruş çok önemli. Duruşun böyle dönemde çok net olması lazım. AK Parti bildiri getirmeden siz bildiri götürmeliydiniz. Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nden gelen bir parti CHP. Benzer ihanetlerle mücadele etmiş bir parti. Bu konuda duruşu ile ilgili en ufak bir soru işareti olamaz. Olduğu an kendini ve geçmişini inkar eder. Ben olduğunu da düşünmüyorum. Ancak bazen 1 dakika önce hareket etmek ya da geç hareket etmek önemli etmendir” dedi.
ÖZEL’İN ÜLKENİN HANGİ FAY HATLARI ÜZERİNDE DURDUĞU ÖNEMLİ
CHP’nin kendisini doğru anlatamadığını belirten Yaldız, “CHP lideri böyle bir provokasyon olacağını görebilecek bir tecrübe sahibi olması lazım CHP liderinin. Bu ülkenin hangi fay hatları üzerinde durduğu önemli... CHP'nin bir önceki genel başkanı şehit cenazesinde yumruk yedi. Yönetimde iktidar partisi var, şehit cenazesinde muhalefet partisinin lideri yuhalanıyor. Kılıçdaroğlu yumruk yediğinde DEM Parti ile aynı düzlemde bırakmamıştı partisini. İzmir’de de şehit cenazesine katıldı Özel, bir sorun oldu mu? Manisa’da oldu. Çünkü arada bildiri konusu oldu, sosyal medyada paylaşımlar oldu. CHP bu bildiriye de imza atabilirdi ancak kendi bildirisini de yayımlayabilirdi. Sosyal medyada DEM Parti ile aynı çizgide gösterildiğiniz için bu provokasyonlar artık kaçınılmaz hale gelir. Ve seçim öncesi bir genel başkanın kendi memleketinde kaçarcasına camiden uzaklaşması yanında vali ve belediye başkanının koruma gibi olması dikkat çekti. Belki onlar olmasa daha fazla provokasyon yaşanacaktı. Siz buna mahal vermezseniz orada 3-5 kendini bilmez gelir, bağırır geri kalan da dersini verir. Bizim halkımız haberlerin spotunu zor okuyor. CHP ile DEM bildiriye imza atmadı diye geçti haberler... Haberde CHP ayrı bir bildiri imzalamış… Bununla kimse ilgilenmez” açıklamasını yaptı.
İMAMOĞLU’NUN CHP’NİN BU TAVRINI ONAYLADIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
Yaşananların parti içi sorunlara da yol açabileceğinin altını çizen Yaldız, yerel seçimleri hatırlatarak “İstanbul’da 4 milyon Kürt kökenli seçmen var deniliyor. İstanbul’da 10 milyon da Karadeniz kökenli seçmen var. Pirinç ile bulgur arasındaki hesabı yapmakta fayda var. Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanın CHP’nin bu tavrını onayladığını düşünmüyorum. İdeolojik olarak Özel çok daha sol bir yapılanmadan geliyor. İmamoğlu ise camide yasin okuyan biri. Bu ayrışma bir süre sonra derinleşir. Çatışmaların başladığı yönünde duyumlar alıyoruz. İkisi ahenk içinde olsa CHP kazanabilir ancak bu bir süre sonra çatışmaya dönebilir.CHP-DEM Parti birleşiminin bir karşılığı var ancak İstanbul'u almaya yetmez. Hatta İzmir'i almaya yeteceğine dair bile bir soru işareti var” ifadelerini kullandı.