GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
9 Şubat 2022 Çarşamba 17:04

Amerikan Hastanesi’ne satılmıştı… 30 milyonluk fark çıktı!

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin, Tıp Fakültesi hastanesini 260 milyon liraya ihaleyle ünlü işadamı Rahmi Koç’a Amerikan Hastanesi yapılması adına satmasının ardından, yürütmeyi durdurma talebiyle dava açan Ekrem Demirtaş da yerle ilgili değerleme raporu çıkarttı. TMSF’nin, mahkemelerin kabul ettiği akredite bir firmanın yaptığı değerlemeye göre, yerin değeri 290 milyon lira çıktı. Demirtaş, “Bunun üzerine, harcanmış olan 52 milyon, eşdeğer yerin olmayışı gibi unsurları da eklersek, 400 milyon lirayı bulur” dedi

EGEDESONSÖZ – İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi hastanesini satışıyla ilgili tartışmalar devam ediyor.  İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’na hazırlattığı değerleme raporu kapsamında daha önce 205 milyon liraya satışı planlanan yerin ihaleyle 260 milyon liraya Amerikan Hastanesi yapılması amacıyla satışına, geçmiş dönem İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’tan itiraz gelmişti. Satışla ilgili yürütmeyi durdurma amacıyla dava açan Demirtaş da TMSF ve mahkemelerde kabul gören, akredite bir firmaya değerleme raporu hazırlattı. O raporda, 260 milyon lira satılan yerin değerinin 290 milyon lira olduğu, 30 milyon liralık fark çıktığı tespit edildi.

TSKB DA DÖRT EMLAKÇIDAN GÖRÜŞ ALMIŞTIR
Davalı İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin, Demirtaş’ın hazırlattığı değerleme raporuyla ilgili olarak “Piyasadaki üç beş emlakçıya sorularak yapılan bir değerlendirmeyi kabul etmiyoruz” şeklindeki itirazına yanıt veren Ekrem Demirtaş, “Türkiye Sınai Kalkınma Bankası da emlakçılara danışarak o rakamı ortaya koydu halbuki. Bu durum, raporun 31. Sayfasında açıkça ifade edilmiştir. Benim değerleme raporu hazırlattığım firma, TMSF’nin kabul ettiği, SPK lisanslı firmalardan biridir. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kabul görmüştü. Onun gibi kabul gören bir firmadır, benim değerleme yaptırdığım firma. Akredite bir firmadır, mahkemelerin kabul ettiği bir firmadır” dedi.

BEN TARAF OLMAYACAĞIM DA KİM OLACAK?
Davada taraf olma konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığına da vurgu yapan Demirtaş, Egedesonsöz’e şu açıklamalarda bulundu:

“Benim artık yönetimde olmadığını, bu nedenle taraf olarak kabul edilemeyeceğimi, dolayısıyla açtığım davanın kabul edilmemesini istiyorlar. Mahkeme, bunu kabul etmedi. Etseydi zaten, hiç davayı bu aşamaya getirmeden dava dilekçemi hemen reddederdi. Mahkeme beni taraf olarak görüyor elbette. Benim tespit ettirdiğim rakama gelince… Şu anda belirlenen 290 milyon liralık rakam, emlak değerleme firmasının belirlediği rakamdır. Buna arsanın üzerindeki yapıların emsalsiz oluşu, eşdeğer başka bir yerin bulunmaması, 2014’ten bu yana harcanan 52 milyon liranın bugüne taşınması, onların faizi, artı kar da eklersek, daha önce de telaffuz ettiğim gibi bu alan 350-400 milyon lira eder. Bir yeri yıllar sonra maliyetine satmak olur mu? Burada, her şeyden önemlisi, satışla ilgili elbette değer tespitinde eksikliğim olabilir. Elbette bu fiyata satılmamalıdır diye bir iddiam vardır. Hepsinin önünde öğrencilerimizin mağduriyeti vardır. Öğrencilerimizin burada okumaya devam etme hakları vardır. O koşullarla biz onları okulumuza aldık. Yüzde 100 İngilizce tıp eğitimi veriyoruz. İzmir’in sağlık turizmi için eleman yetiştirmek üzere Tıp Fakültemizin kuruluş iznini aldık, o dönemde Başbakan olan bugünkü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan…”

GARANTÖR ÜNİVERSİTEDE İNGİLİZCE EĞİTİM YOK Kİ…
İzmir Ekonomi Tıp Fakültesi öğrencilerinin, garantör üniversite olarak Ege Üniversitesi’ne geçecekleri şeklindeki açıklamaya da tepki gösteren Ekrem Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öğrencilerin bir kaybı olmaz, garantör bir üniversitede eğitimlerine devam ederler, diyorlar itiraz dilekçelerinde. Garantör üniversite olan Ege Üniversitesi’nde İngilizce tıp eğitimi yok ki. Kaldı ki bu çocuklar, İngilizce eğitim var diye bizi tercih ettiler. Yoksa onlar da pekala bizi tercih etmeden önce, Ege Üniversitesi’ni tercih edebilirlerdi. Anneler, babalar, bu yüzden bizi tercih ettiler. Burada, FETÖ sürecinde dağıtılan okulların öğrencileri gibi başka yere dağıtılması, bir cinnettir. Böyle bir şey asla kabul edilemez. Şimdi tıp fakültesini kapatıyorsun. Mecburen kapatıyorsun, hastanen olmadığı için. Satış için kabul edilebilir bir gerekçeleri yok. Burada kamu zararı var. Keyfilik olmaz burada. Öğrencilerin hakkı var. Hocaları da hastanemiz olacak diye transfer etmiştik. Yazık değil mi o insanlara? Üniversitelerdeki görevlerinden istifa edip bize geldiler. Yazık değil mi o insanlara?”

MAHKEMEYE, O BEYANLARA CEVAP GÖNDERDİ
Ekrem Demirtaş’ın,avukatları vasıtasıyla İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin beyanlarına karşı mahkemeye sunduğu beyanlarda ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Tarafımızdan SPK Lisanslı değerleme firmasından alınıp dosyaya sunulan Değer Tespiti Raporuna karşı davalı tarafından ileri sürülen hususlar yersizdir. Öncelikle bu değerleme firması da, davalı tarafından değerleme yaptırılan TSKB Değerleme firması gibi, SPK Lisanslı ve bu sebeple de SPK'nın denetiminde olan bir değerleme kuruluşudur ve düzenlediği rapor muteberdir. SPK Lisanslı değerleme firmasının raporunun gerçeğe aykırı olduğu, taşınmazın gezilip görülmediği, tapu kayıtlarının incelenmediği, imar durumunun şifahi olarak alındığı iddialarına itibar edilemez. Gerçekte, idarenin değer tespiti ve satışa esas muhammen bedel belirlemesi hatalıdır. 03.10.2021 tarihinde 129.280.000 TL olan değer, 03.12.2021 tarihinde 138.285.000 TL, ancak Mütevellinin belirlediği asgari satış değeri 17.250.000 ABD Doları (yaklaşık 232.000.000 TL), taşınmazın satış fiyatı ise 260.000.000 TL'dir.

İdarece değer tespitine esas raporun düzenlendiği 03.12.2021 tarihinden sonra ülke ekonomisinde olağan dışı gelişmelerin olduğu herkesin malumudur. Aralık ve Ocak aylarında yükselen kur, yükselen petrol fiyatları ve yüksek enflasyon nedeniyle her şeyin, özellikle emlak fiyatlarının 2-3 kat arttığını bilinmektedir. Davalı, tarafımızdan alınan raporda emlakçı gezilerek fiyat alındığı eleştirisini getirmişse de, kendilerinin hazırlattığı TKSB raporunun 31. sayfasında da 4 emlakçıdan fiyat alındığı yazılıdır. Değer tespitinde Emlakçılardan alınan fiyatların da dikkate alınmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Satışa konu taşınmazın değeri konusunda Mahkemenizce tereddüde düşülmesi halinde yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ediyoruz.

Davalının, davanın uzaması, yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde inşaatın eskimesi ile değer kaybı olacağına dair iddialarına ilişkin olarak da; Müvekkilin 2018 yılı Kasım ayında yönetimi devretmesinden sonra, yeni yönetim tarafından 40 ay hiçbir çivi çakılmayan, atıl bırakılan inşaatın eskimesi sorumluluğu da davalı idareye aittir. İdarenin, olaydaki bu sorumluluğunu bir tarafa bırakıp, yol açtığı eskimeyi satışa gerekçe yapması ve Mahkemeyi, bir an önce yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair karar verme hususunda etkilemeye çalışması hukuken kabul edilemez. Açıkladığımız sebeplerle yürütmenin durdurulmasına, akabinde dava konusu işlemin iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.”