GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
2 Nisan 2018 Pazartesi 18:32

Aliağa'da yine kriz: Bu kez Kent Konseyi karıştı!

Aliağa Belediyesi Kent Konseyi’nde apar topar genel kurul yapıldı. Konsey Başkanı Yakup Öztürk’ün bile haberi olmadan yapılan seçimlerde Cihan Pazarcı yeni başkan seçildi. Öztürk duruma tepki gösterdi.

EGEDESONSÖZ- İzmir’in siyasi ve kent gündemi açısından en hareketli yerleri arasında bulunan Aliağa’da uzun süredir devam eden karışıklık bu kez Aliağa Belediyesi’nin Kent Konseyi’ne sıçradı. Konseyin başkanlığını yürüten Yakup Öztürk’ün yerine olağanüstü kararla yeni başkan seçildi. Öztürk’ün bile haberinin olmadığı seçimlerde koltuğa Cihan Pazarcı oturdu.

Geçtiğimiz günlerde; önce Aliağa Belediyesi'nin resmi sayfasında, daha sonra da bazı basın organlarında Aliağa Kent Konseyi Genel Kurul'unun toplanarak Cihan Pazarcı'nın  başkan seçildiğini duyuran haberler karşısındaki sessizliğini bozan Aliağa Kent Konseyi Başkanı Yakup Öztürk; "Katılımcı yerel demokrasinin en önemli kurumu olan Kent Konseyi'nin;  Aliağa'da anti demokratik ve 'ben yaptım oldu' mantığıyla; siyaset anlayışını 'kıyıma' dönüştüren bir hamleyle karşı karşıya olduğunu, yasal olarak girişimlerine başladığını söyledi.

Kendisinin Kent Konseyi Başkanlığı'nın bu tablo içinde halen devam ettiğine dikkat çeken Yakup Öztürk; açıklamasında şunları kaydetti; 'Belediye Başkanının katılmadığı, Genel Kurul üyelerinin olmadığı, resmi bir çağrı yapılmaksızın, hukuki hiçbir koşul oluşturulmadan yapılan bu organizasyon; siyasi bir linç girişimidir. 'Körler ve sağırlar birbirini ağırlar platformu' oluşturulmuş, tümüyle  şahsımı illegal bir şekilde saf dışı bırakmak niyetlerini gizleyememişlerdir. Başkan'ın bu olup bitenden ne kadar haberi var bilmiyorum. Haberdar olmuş ve gereğini yapmamışsa da  hiç haberdar olmamışsa da, durum vahimdir. Belediyenin yasal sayfasında da genel kurul haberinin yer aldığı düşünüldüğünde, geri adım atması aslında önce bir hukukçu olarak kendisinden beklenendir. Yapılan Gerel Kurul'un yasal geçerliliği ve bir hükmü yoktur. Gerekli girişimde elbette bulunacağım. " 

ÜYLER BİHABER
Konsey Genel Kurulu üyelerinin büyük çoğunluğunun kurulun toplanacağından haberi olmadığını, kendisinin de bir muhtarın " Genel kurul yapmışlar, sen de istifa etmişsin hayırlı olsun" temennisiyle durumdan haberdar olduğunu belirten Yakup Öztürk; sözlerini şöyle sürdürdü;

"İstifa etmiş değilim. Sadece, siyasi stratejisini,  Aliağa'nın dinamiklerini ve  seçimlerini hiçe sayarak belirleyen bir yerel iktidarın taarruzuna maruz kaldım. Genel Kurul'un toplanacağından kimsenin haberi yok. Atanmış bir genel sekreterin divan başkanı olduğu, belediye personelinin katiplik yaptığı, bir bağımsız belediye meclis üyesinin  halka ilişkilerini üstlendiği,  üstüne üstlük genel kurul üyesi olmayan belediye işçisi birinin başkan seçildiği 'mizansen bir kurul' tertiplemişler. İlginçtir ki; Aliağa Kent Konseyi Genel Kurulu,  Orhan Ailesi'nin 'çekirdek aile toplantısı'na dönüşmüş. Perde arkasından tuhaf ilişkiler ve dengeler çıkacağı kesin.  Ama, ben olduğum yerden, bir orta oyunu izler gibiyim. Bu yaptıkları, neresinden bakarsanız bakın hükümsüzdür, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır. Kamuoyu da, hukuki süreç de bu mizansenin arka planını kısa sürede çözecektir. "

"KENT KONSYELERİ KUKLA DEĞİLDİR"
Aliağalı bir yurttaş ve pek çok oluşuma öncülük eden bir kişi olarak; uzun yıllardır ilçesinin gelişmesine, büyümesine ve hemşerilerinin yararına katkı yaratmaya çalıştığını ifade eden Öztürk; 2010 yılından bu yana Konsey Başkanlığı görevini sürdürdüğünü ve Türkiye Kent Konseyleri Platformu 9. Dönem Başkanı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi;

"Bu konseyler; yerel yönetimin, halkın seçtikleri ve kamu yararına üretim yapan sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile daha verimli olması için kurulur. Yıllardır, ilçemde, şehrimde ve ülke genelinde bu konseylerin işler hale gelmesi için çok uğraş verdim. Bu çalışmalarımla ödüllendirildim. Elbette, vermeye de devam edeceğim. Halk, kimsenin kuklası değildir. Bu hamleleri ile siyasi rant umanlar bilsin ki; bu yapıları oluşturan siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, dernek başkanları, sendikacılar, mülki amirler de kukla değildir ya da yok sayılamaz..  Hukuk ise kimsenin tekelinde şekillenmez. Kendisinin hukukçu olduğunu düşündüğümüzde ise bilgisinde dahi olmasa, sürece müdahil olmaması içler acısıdır. Şahsımı yetkisiz kılmak isterken; aslında hukuk dışı yöntemlerle Aliağa halkını hiçe saymak gafletine düştüklerini göremiyor olmaları da ayrıca üzücü. "