GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
13 Ocak 2016 Çarşamba 16:26

Aliağa’da sular durulmuyor: Durmaz’dan kontra!

Aliağa’da CHP İlçe Başkanı Özcan Durmaz ile Belediye Başkanı Serkan Acar arasında sular durulmuyor. Acar’ın sessizliğini bozması üzerine bir açıklama da Aliağa CHP İlçe Başkanı Özcan Durmaz’dan geldi.

EGEDESONSÖZ - CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel ile Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ilçe turları kapsamında Aliağa ziyaretinde CHP İlçe Başkanı Özcan Durmaz ile birlikte Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a sert mesajlar vermişti.

Bunun üzerine dün sessizliğini bozan MHP’li Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar açıklamaları ‘kanundan uzak, seviyesiz ve adaletsiz” olarak nitelemişti.

Acar, CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz’a yüklenerek, “Bence bu saatten sonra terk et sen Aliağa’yı! Çünkü yalancısın, iftiracısın, şahsi çıkarların için siyaset kurumunu kullanıyorsun. Partine de, sana inananlara da yazık ediyorsun” ifadelerini kullanarak sert ifadelerle eleştirmişti.

Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz’dan Serkan Acar’ın eleştirilerine kontra geldi. Özcan, Acar’ın üslubu hakkında yorum yapmayacağını ifade ederek, “Her zaman ki saldırgan tutumunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Herkes kendine uygun olanı yapar” dedi.

İŞTE O AÇIKLAMA

Seviniyorum ki, Sayın Başkan nihayet kimsenin kanunların üstünde olamayacağını öğrenmiştir. “Ben avukatım” diyen sayın başkan, yasa gereği maden ruhsat sahasındaki işlemlerin denetimi ve yürütülmesinin Belediyenin yetkisi dışında olduğunu biliyor olmalı. Buna rağmen önce öğleden sonra Belediye zabıtaları yetkisiz bir şekilde işyerimizde denetim yapmışlar, tutanak tutmuşlar ve üretime müdahaleye kalkışmışlardır. Aynı gece ise işletmemize giden, yıllardır kullanılmakta olan ve ruhsat sahamız içinde bulunan bir yolu yetkileri olmadan, kazarak kullanılmaz hale getirmişlerdir. Üstelik o yol bizim maden sahamız içindedir ve maden sahası içindeki yollarımız ve çalışmalarımız için Maden Kanunu gereğince Belediyenin yasal bir tasarruf hakkı yoktur. Belediye bu işlemlerde kendi yasal yetkilerinin dışına çıkmıştır. Zaten kazılan yolun ruhsat sahamız içinde olduğu, olay sonrasında Kadastro tarafından yapılan ölçümle de tespit edilmiştir.

Maden sahamızla ilgili Sayın Başkanın iddia ettiği gibi BİMER’e yapılmış bir şikayet olsaydı,  BİMER o şikayeti Belediyeye değil, muhatabı olan ve bizim bağlı bulunduğumuz diğer resmi kurumlara gönderirdi. Başkan kesinlikle doğru söylemiyor, yolumuzu gece yarısı kazması kesinlikle şikayete bağlı değildir, siyasi husumete dayalıdır. Akşamüzeri son dakika kararıyla, aceleyle yaptırdıkları yol kazma işine dayanak yaratmak için böyle konuşmaktadır. İşletmemiz 23 yıldır, yasal yükümlülüklerimizi yerine getirerek devletimizin kurumlarıyla uyum içinde çalışmaktadır. Çalışmamıza engel olacak hiçbir eksiğimiz yoktur. Çalıştığımız alanlardaki tüm faaliyetlerimiz son noktasına kadar izinli ve yasalar çerçevededir. Devletin ilgili kurumları bizi zaten sürekli denetliyor bir eksiğimiz olsa bize bildirirler, bizde gereğini zaten yaparız. Gerçekten maden sahası için yetki sahibi olan hiçbir devlet kurumu da gecenin bir yarısı, haber vermeden tebligat yapmadan yol kazmaz. 23 yıldır her türlü yasal izinlerle devlete ait bu arazide, yine devletimize ait olan madenin işletilmesi çalışıyoruz. Yasal olarak sürdürülen bu faaliyet için; “hazine arazisine, meraya çökmüşler” denmesi en hafif deyimiyle ayıptır. Aliağa’da çeşitli yerlere yıllardır yapılan kaçak hafriyat dökümleri ve başka nedenlerle kimlerin hangi arazilere çöktüğünü Aliağa’da gözü olan herkes görmektedir.

Bu olaylardın esası, Belediye Başkanının tamamen siyasi husumet sebebiyle gece yarısı, yetkisiz bir şekilde yolumuzu kazdırmasıdır. Belediye Başkanın açıklamasının geri kalan kısmı lafı güzaftır, yer yer hakarettir, konuyu özünden saptırma çabasıdır.  Bu kapsamda hala tadilat çalışmaları devam eden evimizin de eksiği yanlışı varsa düzeltilir. İş bitmiş, evin içine girilip oturulmuş değildir, hangi inşaat bitmeden uygun mu, değil mi diye denetlenir? Biz yasaya uymayalım mı demişiz, eksiğimiz yanlışımız olmuşsa gereğini yaparız, yasaların üstünde değiliz. Kaldı ki gündemimiz zaten ev de değildir.

Yolu kazılan madencilik işletmesi; benim değil bu ilçenin, bu ülkenin bir değeridir. İhracat yaparak döviz girdisi sağlamakta, 100’den fazla çalışana iş, 500’e yakın insana aş, ekmek sağlamaktadır. Ortak değerimiz olan böyle bir kurumun siyasi hesap görme işine alet edilmesi, bu işletmenin çalışmasının engellenmeye çalışılarak 500’e yakın insanın aşsız, ekmeksiz bırakılmaya çalışılması üzücüdür. 23 yıldır çalışmakta olan bu işletmeye karşı, gelmiş geçmiş belediyelerden, hükümetlerden veya diğer devlet kurumlarımızdan şimdiye kadar böyle bir muameleye maruz kalmış değiliz. Üzülerek duyuyorum ki Belediye bürokratları işletmenin çalışmalarını başka şekillerde engelletmek gibi bir takım bel altı vuruşlar yapma hazırlığındaymışlar. Doğru olmayacağını, şimdiye değin olanlar bir yana iş ve ekmek üzerinden bel altı siyasetinin sürdürülmeyeceğini ummak istiyorum.

Salı akşamı yapılan Belediye Meclisi toplantısında verilen “hayır” oylarından sonra Çarşamba sabahından itibaren bana karşı birbirini izleyen haksız,  hukuksuz ve yetkisiz uygulamaların “siyasi sindirme girişimi” olduğunu Aliağa’da herkes görmektedir. Ne yazık ki Belediye eliyle bu tür güç kullanma örnekleri ile giderek daha çok karşılaşmaktayız.

Belediye Başkanı yüksek perde konuşmalar, alaylar ve ajitasyon yüklü açıklamalar yaptı diye haklı olmuyor. Aliağa kamuoyu ve vicdan sahipleri neyin ne olduğunu gayet iyi bilmekte ve görmektedirler. Tekrar söylüyorum, Belediye Başkanı dahil hiç kimse yasaların üzerinde değildir. Şehr’ül Emin olmak için önce hemşerilerine karşı adaletli olmak gerekir, elindeki gücü karşısındakine zarar vermek için kullanmamak gerekir. Aliağa’da durumun ne yazık ki bir güç zehirlenmesi halini aldığı görüldüğü içindir ki; İl Başkanımız ve Büyükşehir Belediye Başkanımız, benim başıma gelen somut olay üzerinden Aliağa’nın durumu hakkında genel değerlendirmeler yaparak eleştirilerini dile getirmişlerdir, herkes de bunu anlamıştır. Benzer mağdurlar olduğunu, hatta bunların zaman zaman yerel basına da yansıdığını bütün Aliağa görmektedir. Yoksa Başkanlarımız benim şahsi meselelerim için açıklama yapmışlar gibi çarpıtmalar doğru değildir. Sayın Başkanın gerek İl Başkanımıza, gerekse Büyükşehir Belediye Başkanımıza karşı söyledikleri ise kabul edilebilir şeyler değildir. Aziz Kocaoğlu sadece CHP’lilerin değil tüm İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Sayın Aliağa Belediye Başkanının da Başkanıdır. Ona karşı yapılan yakışıksız ve saygısızca açıklamalar aynı zamanda tüm İzmir halkına da yapılmış sayılır. Bu yakışıksız ve alaycı açıklamalara gerekli cevapları ihtiyaç duyarlarsa Başkanlarımızın kendileri verir diye düşünüyorum.

Bana “yalancı” diyenlere soruyorum, haksız, hukuksuz uygulamalara maruz kalmadık mı? Yetkisiz bir şekilde zabıta denetim yapmadı mı? Gecenin bir yarısı Aliağa Belediyesinin kepçeleri, hiç haber vermeden yollarımızı kazmadı mı? Bunlar yalan mı? O gün ve gece yaşananların hepsi devletin resmi tutanakları altındadır ve adliyeye intikal etmiştir. 

Örneğin, Sayın başkan açıklamasında Çetin Taksi için Ukome’nin Bahar Eczanesinin önüne karar verdiğini ve bu nedenle durağın oraya yerleştirildiğini söylüyor. Oysa Ukome, “durağın yeri burası değil, böyle bir kararımız yok, bu nedenle durağı olması gereken yere kaldıracağız”, diyor. Görülüyor ki  sayın Başkan doğru bilgi vermiyor..

Gelelim işin magazin kısmına. Bir fotoğraf üzerinden fırtına koparılmasına ise güldüm. O fotoğraf sizin ekip gittikten sonra bizim kendi makinamızın alanı düzeltmeye gelmesi ve henüz kadastro ölçüm yapmadığı için benim de bunu engellemeye çalışmam sırasında çekilmiş. Makinaya “dur” diye bağırırken belediyenin kazdığı hendeğe düştüm ve bu sırada çekmiş bu fotoğrafı arkadaşlar. Sonrasında ise o gece belediyenin yaptığı kazı resimlerini basına verirken arkadaşlar bu birkaç kareyi ayıklamayı unutmuşlar. Öyle görülüyor ki bazıları da epey eğlenmiş bu fotoğraflarla.

“Ya sev, ya terk” ağzıyla bana “Aliağa’yı terk et” demişsiniz. Hiçbir yere gitmiyorum, Aliağa’da alnımın açıklığıyla yaşamaya devam edeceğim, zaman içinde Aliağa’yı kimlerin terk edeceğini hep birlikte göreceğiz. Daha öncede ”seni Aliağa’da gezdirmem” demişti sayın başkan. Bu tür salvolar son derece yakışıksız ve siyasetin ihtiyaç duyduğu nezakete uygun değil. Sayın Başkan yakıştığını düşünüyor, bazı taraftarları da “nasıl çaktık” diye beğeniyor olabilir, kendileri bilir. Ben bu uslubun tüm Aliağalıların başkanı olan kendisine yakışmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim.

Aliağa hayatını germenin, siyasi ve sosyal barışı bozmanın kimseye bir yararı yoktur. Herkes kendi kurumsal sorumluğunu taşıyarak Aliağa’nın huzuruna katkı yapmalıdır.

CHP ilçe başkanı olarak, Aliağa’nın gündemini işin aslından koparılmış bir tartışmanın tarafı olarak meşgul ettiğimiz için kendi adıma affımı diliyorum. Bundan böyle kısır çekişmelere ve polemiklere cevap vermeyeceğiz. Kendi pozisyonumuz elverdiğince Aliağa’nın hizmet alması ve ihtiyaçlarının karşılanması için çaba ve gayret içinde olacağız.

Tüm hemşerilerimize sevgi ve saygılarımı sunarım.