GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
2 Aralık 2021 Perşembe 11:56

Akademisyen Erfındık'ın ölümünde yeni gelişme... Jandarma ve polise soruşturma!

Anayasa Mahkemesi (AYM) boşandığı kişi tarafından öldürülen akademisyen Serpil Erfındık’ın ailesi tarafından yapılan başvuru sonucunda ‘yaşam hakkı kapsamında koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiği’ kararını verdi ve kamu görevlileri hakkında soruşturma açılması gerektiğine hükmetti.

EGEDESONSÖZ - Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), 2013 yılında boşandığı erkek tarafından hakkındaki önleyici tedbir kararının sona erdiği gün katledilen ve koruma talebi reddedilen akademisyen Serpil Erfındık’ın ölümüyle ilgili kararı Resmi Gazete’de bugün yayınlandı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim görevlisi olan Serpil Erfındık, 2013 yılında evli olduğu Vedat Atik ile boşandı. Serpil, boşandıktan sonra hakaret ve tehditlerini sürdüren Vedat Arik hakkında tedbir başvurusunda bulundu. Mahkeme bir ay önleyici tedbir kararı verdi ancak koruyucu tedbir taleplerini reddetti. Önleyici tedbir kararına uymayan Vedat Atik hakkında ikinci bir karar daha çıkarıldı.

Erfındık bu sürede Atik hakkında hakaret ve tehdit suçundan suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine açılan davanın ilk duruşmasına katılmayan Atik hakkında zorla getirme kararı alındı. Erfındık ise duruşmada "hayatından endişe ettiğini, koruma kararlarının Atik tarafından ihlal edildiğini, müşterek çocukla ilişkinin sonlandırılması gerektiğini" belirtti.

TEDBİR KARARININ SONA ERDİĞİ GÜN ÖLDÜRDÜ
Tedbir kararının sona erdiği gün olan 15 Aralık 2013 tarihinde oğlunu görme bahanesiyle Serpil Erfındık'ın evine giden Vedat Atik, burada Erfındık'ı öldürdü. Yapılan duruşmalar sonrasında Vedat Atik'e kasten insan öldürme suçundan müebbet hapis cezası verildi ancak ceza "iyi hal ve pişmanlık" indirimi uygulanarak 28 yıl 5 ay 7 güne düşürdü. Ceza Yargıtay tarafından da onandı.

VALİLİK SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ
Ailenin, Serpil Erfındık’ın ölümü ile kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda; polis ve jandarmanın görevlerini yerine getirmediği vurgulandı ancak İzmir Valiliği soruşturma izni vermedi ve dosya kapandı.

DOSYA AYM’YE TAŞINDI
Sonrasında aile dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne de taşıdı. Serpil Erfındık’ın gereken önlemlerin etkin bir şekilde alınmaması sonucu kamu görevlilerinin ihmali neticesinde öldürüldüğü belirtildiği başvuruda “Başvurucu; ilgili kamu görevlilerinin kızını şiddetten korumak için yerine getirmesi gereken gözetim, denetim, koordine etme ve bilgilendirme görevlerini yerine getirmediğini, tedbir kararlarının infazının takibinin yapılmadığını hatta tedbir kararlarının tebliğ edilmediğini dile getirmiştir. Başvurucu devamla kızının kamu görevlilerinin ilgisizliği ve ihmali ile yalnızlaştırıldığını, kamu görevlilerinin bu konudaki ihmallerinin gözardı edildiğini, kamu görevlilerine cezai takibat yapılmadığını, faile yönelik ceza yargılamasında ise tasarlayarak öldürme hali söz konusu olmasına karşın bu durumun dikkate alınmadığını, verilen cezanın orantısız, yapılan ceza indirimlerinin de haksız olduğunu belirterek adil yargılanma, etkili başvuru ve yaşam haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir” ifadelerine yer verildi.

‘YAŞAM HAKKI İHLALİ VAR’
Dosyayı inceleyen Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu kararını açıkladı. Erfındık’ın ölümü ile ilgili yaşam hakkı kapsamında koruma ve etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar veren Anayasa Mahkemesi’nin kararında şu ifadelere yer verildi “Bu bağlamda yaşamı koruma pozitif yükümlülüğüne dair ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu sebeple karanın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir… Ayrıca ihlal kararının gereğinin yerine getirilmesi bağlamında soruşturma izni verilmemesi yönündeki kararların kaldırılması neticesinde yeniden yapılacak soruşturma sürecinde hangi makam ve kamu görevlilerinin (önceki soruşturma sürecinde mevcut olan ya da olmayan) sorumluluklarının bulunduğunun tespiti noktasında takdir ve yetkiye sahip olan İzmir Valiliği ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na da kararın bir örneğinin gönderilmesi gerekmektedir.”