GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
6 Ocak 2020 Pazartesi 12:32

AK Partili Vekil Nasır’dan hizmet çıkışı: Ağlamayan çocuğa meme vermezler!

İzmir’deki yerel yönetimlerin performansı için, “Biraz havanda su dövüyoruz” yorumunu yapan AK Partili Nasır, Büyükşehir Belediyesi’ndeki bazı bürokratların Ankara’dan onay alması gereken ve eksikleri bulunan imar yönetmeliği hakkında, “Kulağımıza geliyor, içerideki bürokratlar, ‘atın bakanlığın kucağında patlasın’ diyorlarmış” iddiasını dile getirdi. Sorunlar ve hizmet özelinde konuşan Nasır ayrıca, “Her konu dönüp dolaşıp yerel yönetimlere geliyor. İsteyeceksiniz! Ağlamayan çocuğa meme vermezler!” dedi.

EGEDESONSÖZ- AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, Sonsöz TV’de yayınlanan Günaydın Ege Programına katıldı ve Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Vekil Nasır, deprem, kentsel dönüşüm, işsizlik, İzmir’in imar planları ve son günlerde yaşanan gökdelen tartışmasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

BİR DEPREM OLSA ALAYBEY’E, GÜZELYALI SAHİLİNE ULAŞAMAYIZ!
İlk olarak kentteki deprem durumu, riskli yapılar ve merkezdeki fay hatlarına ilişkin konuşan Nasır, “İzmir aslında çok sıkıntılı durumda. Biz hep İstanbul’un depremini konuşuyoruz. İstanbul’da Marmara Denizi’nden 3 fay geçiyor. İzmir’de 17 tane fay merkezden geçiyor. İzmir’de 300-400 yıldır bu fayların enerjileri bekliyor. Her an büyük bir deprem olabilir. Milletvekili olarak bu yönde çıkacak kanunların içinde oldum ve fikirlerimi beyan ettim. Yerel yönetimlerin bu konuda plan yapmasının önünde bir engel yok. İzmir’de yerleşim alanları genelde merkezde... Allah korusun bir deprem olması halinde Alaybey’e, Güzelyalı sahiline ulaşma imkanımız kalmaz. Yerel yönetimlerin hızlı hareket etme sorumluluğu var. Kentsel dönüşümle ilgili belediyelerimizin yapacakları ne varsa biz de onların Ankara’da takipçisi olmakla yükümlüyüz. İktidar milletvekili olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Buradan çağrımız olsun” dedi.

BÜROKRATLAR, ‘ATIN BAKANLIĞIN KUCAĞINDA PATLASIN’ DİYORLARMIŞ!
Kentteki yerel yönetimlere eleştiriler getiren Nasır, “Biraz havanda su dövüyoruz. Çalışan ilçe belediye başkanlarımız var. Narlıdere ve Karabağlar’ın çalışmaları var. Ben ne destek gerekiyorsa vereceğimi söyledim. İzmir hepimizin! İzmir’e bir şey olursa hepimiz altında kalacağız. Siyasi bir yaklaşımla değil burada artık hizmet dönemi var. Buradaki sorumluluk yerel yöneticilere ait... Bize düşen ne varsa 24 saat hazırız. Ama niyet halis olacak! Tunç Bey’in verdiği talimatla imar yönetmeliği meclise geldi. Grup Başkan Vekilimiz Özgür Hızal bana sordu.  ‘Tam destek halindeyiz’ dedim. Meclisten oy birliği ile yönetmelik geçti. Şimdi Ankara’ya gidecek. ‘Oyladıktan sonra taslağı inceleyin, görelim’ dedik. Taslakta danıştayın yürütmeyi durdurma kararları var. Kulağımıza geliyor, içerideki bürokratlar, ‘atın bakanlığın kucağında patlasın’ diyorlarmış. Ne patlayacak? Büyükşehir yönetmeliği geçirdi, Ankara’ya gönderdi. Orada incelenecek. İğne gibi incelenecek. Danıştay’ın yürütmeyi durdurmayı kararlarını içeriyor. Görülünce onay vermeyecek. Sonra bakanlık onaylamadı olacak. ‘Bakanlığın kucağında patlasın’ demek bu! ‘Bu taslak yürütmeyi durdurma kararlarını içeriyor, STK’ların içinde olduğu bir komisyonla düzenlensin’ dedim. Tunç Bey yanlışı gördü demek ki komisyon tarafından inceleniyor” açıklamasını yaptı.

NİYET HALİS OLACAK, TALEPLER SİYASİ OLMAYACAK
İmar planlarına dair konuşan Nasır, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin binası depreme dayanıksız bir yapı… Bizim ilk önce onu dönüştürmemiz lazım. Kentsel dönüşüm, imar planları gibi konularda Ankara’ya düşen ne varsa bizler milletvekili olarak takipçisiyiz. Siyasi yaklaşımla değil ama. Seçime daha var. İzmir’in artık kaybedecek zamanı yok. İzmir’de kentsel dönüşümle ilgili hiçbir şey yapılmadı. 2012’deki noktada duruyoruz. Şehrin içinde tüm dönüşümleri yerel yönetimlerin yapması gerekiyor. Niyet halis olacak, talepler siyasi olmayacak” dedi.

İŞSİZLİK VAR AMA İŞ BEĞENMEME DE VAR!
Nasır ayrıca işsizlik üzerinden açıklamalarda bulunurken, “Ben de istihdam yaratıyorum. Sahada dolaşıyoruz. En büyük sorun işsizlik. Biz bu sorunu görüyoruz. İzmir’in daha farklı bir yönü var. Ülke genelinde değerlendirecek olursak doğrudur. İşsizlik sorunun giderecek yeni çabalarımız var. İşin milli eğitimden başlaması lazım… Bakanımızın ümit verici çalışmaları var. Sanayi bölgelerinde okullar oluşturarak pratiğe yönelik eğitim görecek ara eleman oluşturacak. En büyük sorunlardan biri de iş beğenmeme! İşsizlik var ama ara eleman sıkıntısı çeken iş yerleri var. Üniversite mezunlarımız çoğaldı. Çocuklar umutlarla üniversiteye giriyorlar, mezun olunca hayatın gerçekleriyle karşı karşıya kalıyorlar ve sıkıntı başlıyor. Bunu sadece ekonomiye dayandırmamalıyız. Sosyal anlamda da sıkıntı var. Bizim jenerasyonumuz mücadele ederek geldi. Şimdi bizim şu anki toplumda memurundan, iş adamına herkes kendi yaşadığı sıkıntıları evladına yaşatmamak için çocuklarını el bebek gül bebek büyütüyor. İşsizlik sıkıntısının yanında çocuğu tatmin edecek işi istihdam edebilmek de önemli. Çocuk mezun oluyor ama gittiği işte de mutlu olmuyor. Hükümet olarak işsizlikle ilgili önemleler alınıyor. Türkiye’de işsizlik var ama İzmir’deki işsizlik ülke ortalaması üzerinde. Dünyanın en güzel kentinde ekonomik dinamikler dönmüyor. İzmir’de bu yüzden işsizlik oranı Türkiye ortalamasından üstte! Geçen yıllarda Türkiye’deki en büyük göçü alan il İzmir. Nereden geliyor? İstanbul’dan. İzmir’e gelenler Karaburun, Urla, Çeşme’ye geliyor. Türkiye’deki en büyük beyin göçünün olduğu yer neresi? İzmir! Buradaki görev yine İzmir’in yerel dinamiklerine düşüyor. Hükümet İzmir’e ne yapacak? Memur kadrosu mu istihdam etmesi lazım? İzmir’de ekonominin çarklarının dönmesi lazım… Bunu hükümet mi sağlayacak? Hükümet İzmir’e nasıl bir yatırım yapsın? Hükümetin kente 76 buçuk milyar yatırımı var. Hükümet İstanbul ve İzmir’i yakınlaştırdı. Hükümetin yapacakları illerin sınırlarına kadardır. Tüm nimetlere sahip İzmir’i hareketlendiremiyoruz. İnciraltı planlarını yapamadık. İzmir’deki kentsel dönüşümü hükümetin yapması mümkün değil. Dünyanın en güzel kenti ama işsizliğin en çok olduğu yer. Bunu görmemiz lazım. Başımızı kuma gömmeyelim. Artık İzmir’i harekete geçirecek çalışmaları yapmamız lazım. En başta İzmir’in tarihi dokusunu, kültürünü, sanatını ortaya çıkaracak çalışmaları harekete geçirecek olan yerel yönetimlerdir. İşsizliğin en fazla etkilendiği il İzmir, vatandaş haklı!” ifadelerini kullandı.  

AĞLAMAYAN ÇOCUĞA MEME VERMEZLER!
Ülke genelinde ve kent özelinde diğer sorunlara da değinen Nasır, “Her konu dönüp dolaşıp yerel yönetimlere geliyor. İsteyeceksiniz! Ağlamayan çocuğa meme vermezler! Sorun ne biliyor musunuz? Kaynağını görüp talep etmemek! Çağrı yapıyorum; iş dünyasından STK’lara, bunların İzmir’i hareketlendirmeleriyle işsizlik ortadan kalkacak, ekonominin çarkları dönecektir. Hastalığı en iyi bilenlerdenim. Hastalığı en iyi sahadakiler bilir. Sorunu tespit edin, çözümü bulalım. İzmir bunu aşmaya başladı. Geçmişte, ‘İzmir’de bir koordinasyon eksiği var’ diyorduk. ‘STK’larla ilgili bir uyum problemi var’ demiştik. Şimdi o aşılmaya başlandı. İzmir Ticaret Odası faal ve sinerji oluşturmaya başladı. İzmir’deki yerel dinamiklerle, bakanlığa gol atmamak şartıyla, hizmet anlamında bir talep varsa beraber hareket edelim. Bu işin partisi yok. Biz İzmirliyiz” dedi. 

GÖKDELEN TARTIŞMASI İÇİN: CUMHURBAŞKANIMIZ DA SÖYLEDİ; YATAY MİMARİYE YÖNELMEKTİR
Konak’ın Pasaport bölgesinde yapılması planlanan ve kentte son günlerde tartışma yaratan gökdelen projesi özelinde konuşan Nasır, “Yıllardır hep hayret ederim. Mimar, mühendis odaları her şeyi mahkemeye verirler. Bugüne kadar bir şeyi mahkemeye vermemişler. İzmir’in planlarının olması için çaba harcamaları gerekiyor. İzmir’in 5 binlik planı olmayan yerleri var. 100 binlik planı yok. Dünya kenti İzmir’in gelecek projeksiyonunu belirleyecek plan yok. Bunun olmaması için hiçbir neden yok. Odaların bugüne kadar mahkemeye vermiş olmaları lazım. Arazi satın alınmışsa onun emsalinin kullanılması noktasında adamın anayasal hakları var. Ama bir proje yapılırken de kentin silüetine uygun yapılması gerekir. Bir çalışmamız var. Önümüzdeki günlerde bu sorunu ortadan kaldıracak bir çalışma… İçinde bulunduğum komisyonun çalışması. Artık imar planlarında ‘y en çok, serbest’ gibi ifadeleri kaldıracağız. Kent estetiği önemsendiği için söz konusu mevcut emsaller muhafaza edilerek kentin silüetine uygun belediye meclislerine yetki vereceğiz. O da sorunu ortadan kaldıracak. Anayasamızı belirleyecek planlar olmadığı için gökdelenle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor. Şehrin anayasası planlarıdır. Hükümet olarak bakış açımız cumhurbaşkanımız da söyledi; yatay mimariye yönelmektir” ifadelerini kullandı.

BAYRAKLI BÖLGESİ ZEMİN AÇISINDAN DOĞRU DEĞİLDİ!
Yükseklik noktasında fikrini söyleyen Nasır, “Manhattan bölgesi olarak nitelendirdiğimiz Bayraklı bölgesi yüksek yapılar için uygun görüldü. Bir İzmirli ve mühendis olarak alınan kararı sorgulamadık. Aslında onun sorgulanması gerekirdi. Zemin açısından oranın yüksek yapı bölgesi ilan edilmesi doğru değildi. Benim de inşaatım var. Bu durum, dünya kenti olacak, Allah’ın tüm nimetlerine sahip İzmir’in plansız olmasından kaynaklanıyor. Geçmişte plan revizyonlarını kendilerine bir gelir kapısı gördükleri için bazı şehirlerde anayasayı oluşturmamışlar. Revizyon planlarıyla günü kurtaran değil üst ölçekli planlarla bir kanun çıkardık. Kentlerin anayasalarını belirleyecek alt ve üst ölçekli planların uyumlu olmasını yerel yönetimlere ileteceğiz. Parsel bazında plan tadilatlarını yasaklayacağız. Ada bazlı dönüşüm olacak” dedi.