GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
19 Kasım 2020 Perşembe 14:43

AK Partili Nasır, İzmir'in deprem gerçeğini komisyonda da anlattı

AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, 12 maddelik konu başlığı altında, 10 Temmuz'da TBMM'de yaptığı konuşmadan bölümler de alarak Deprem Araştırma Komisyonu'na sunum yaptı; "İzmir'in yapı stokunun yüzde 70'i çürük. 30 Ekim'deki deprem, karadaki fayların kırılmasından olsaydı, facia yaşanırdı" dedi.

EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, üyesi olduğu Deprem Araştırma Komisyonu'nda bir sunum gerçekleştirdi. 10 Temmuz'da TBMM'de, İzmir'in nasıl büyük bir deprem riski altında olduğunu anlatan Nasır, Deprem Araştırma Komisyonu'nda da İzmir'in deprem gerçeğini bir kez daha dile getirdi. 1998 yılında İzmir'in Deprem Master Planı'nın yapıldığını hatırlatan Nasır, "İzmir'in 11 merkez ilçesinden 17 fay hattı geçiyor. 6.5-7 şiddetinde olası bir depremde, 11 ilçede 20 bin kişi hayatını kyabeder, 1.5 milyon insan evsiz kalır, şeklinde bir rapor yayınlanmıştı. İzmir'in yapı stokunun yüzde 70'i, maalesef depreme dayanıklı değil. Dönüşüme acilen ihtiyaç var" değerlendirmesinde bulundu.

Milletvekili Necip Nasır, 12 maddelik sunumunda, "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok" dedi ve sunumunda şu bilgilere yer verdi:

"İzmir'in pilot il olarak seçilmesinin komisyona büyük faydalar sağlayacağı düşüncesindeyim. 10 Temmuz'daki konuşmamdan sonra, Genel Başkan Yardımcımız Hamza Dağ ile Murat Kurum Bakanımızı ziyaret etmiştik ve kendisine İzmir'in gerçek merkezinde olacak bir depremde milyonun üstünde can kaybımız olacağını ifade etmiştim. Kendilerine İzmir'le ilgili bilgi verdikten sonra Sayın Bakanımız, Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürüne talimat vermişti ve İzmir'le ilgili iki ay önce özel bir stratejik plan hazırlamasını istemiştim. Bu arada, Bakanımızın ifadeleriyle bunun bütün bileşenlerinin birlikte hareket etmesi gerektiğinde mutabık kalmıştık. Bu vesileyle de ben, İzmir'deki ilçe belediyelerimizi ziyaret etmeye başlamıştım. Oradaki gayemiz de şuydu: Bakanlık çalışma yapacak, belediyelerimiz çalışma yapacaklar, daha sonra İzmir'de yapılacak bir toplantıyla STK'larıyla, odalarıyla, belediyeleriyle ve Hükûmetiyle, Bakanlığıyla İzmir gerçeğini masaya yatıracaktık. Ama o gerçeğin masaya yatırılacağı süreç maalesef çok acı oldu. 116 canımızı kaybettik. Gerçekten de geçen hafta Sevda Erdan Kılıç Milletvekilimizin ifade ettiği gibi millet olarak Bakanlığıyla, vatandaşıyla, STK'leriyle, belediyeleriyle tek bilek, tek yürek olduk."

O DEPREM, BEKLEDİĞİMİZ DEPREM DEĞİLDİ
"Bayraklı'da yıkıntı sadece 7 noktada olmuştu. O, 7 noktada oluşan deprem -burada mühendis arkadaşlar bilirler- aslında bizim İzmir'in depremi değildi, o Sisam depremiydi, İzmir'in altındaki 17 fay hattından biri değildi. Mühendis arkadaşlar bilirler, spektrum ivme katsayısı diye bir hesaplarda kabullerimiz var. İnşaat Mühendisi olarak bizim de sahada gözlemlerimiz oldu. Şunu ifade etmek istiyorum: Oradaki korkutan konu, oradaki 1997-1999 Deprem Yönetmeliği öncesi 1975 Deprem Yönetmeliği'ne tabi ve ruhsatlı yapıların özellikle de sekiz katlı "yumuşak kat" olarak tabir ettiğimiz yapıların çökmüş olmasıydı. Bütün bunları inşallah masaya yatıracağız ama bence İstanbul hazır, hâlbuki İstanbul'dan 2 fay hattı geçiyor, önemli bir kentimiz, büyük bir deprem riski var, o 2 fay hattı Marmara'dan geçiyor. İstanbul'un kuzeyi ikinci derece deprem bölgesi. Hâlbuki İzmir'den 17 fay hattı geçiyor."

DEPREM MASTER PLANI HER YERDE YAPILMALI
"İzmir'in pilot il olmasını önermemdeki gaye İzmir'de olmayan bu yapının tesis edilmesinin Türkiye'ye şamil olması hâlinde aslında bir yol alınacağı, bir de koordinasyonun sağlanması hâlinde sonuca gidileceğini düşünüyorum. Birincisi, güncel deprem master planı çalışması İzmir'in olmadığını tespit etmiştim. Yani 1999 yılında Türkiye'de ilk defa yapılan master planının gelinen yirmi bir yıl içerisinde bir daha güncellenmediğini görmüştüm. Güncel deprem master planı deprem yerleşim alanlarının stratejik planlarıyla bütünleşik, deprem zararlarını azaltmayı hedefleyen deprem afeti olayının öncesi, anı ve sonrasında yapılacak çalışmaları ve alınacak önlemleri içeren, yaşam kalitesi artırılmış bir toplum oluşturma yönünde ilerleyen dinamik ve katılımlı bir planlama sürecini içeriyor. Yani birincisi, kentlerimizde, İzmir'de de güncel deprem master planının çalışmasının yapılması gerektiğini tespit etmiştim."

JEOLOJİK HARİTALARIN YAPILMASI GEREKİYOR
"Yine, kent jeolojisi çalışmaları. Bu tespit ettiklerimi dillendirdiğim hâlde var olduğuyla ilgili bilgi gelmediğini de ifade etmek istiyorum. Belki bazıları vardır ama bir koordinasyon tanıtımı veya ulaşamadığımız için olmadığını düşünüyorum. Kent jeolojisi çalışması deprem, heyelan, kaya düşmesi -ikinci başlık bu- taşkın ve benzeri sorunların saptanması ve çözüm yöntemlerinin belirlenmesinin yanı sıra imar planlarına temel oluşturacak jeolojik haritaların yapılması, bunun da olmadığını tespit ettim. Zaten her işin başı planlama, maalesef bizler Komisyonca bence şunu da artık gelinen bu yüzyıl itibarıyla ifade etmemiz gerekiyor. Artık planlar binlik planlarla revizyon planların döneminin bitirilmesi gerektiğini, yerel yönetimlerin -gerçi 27'nci Dönem'de çıkardığımız bazı düzenlemelere gidiyoruz ama- bunu artık birer gelir kaynağından uzaklaştırılması gerektiğini, bütün şehirlerin bölgeleriyle bütüncül planlarının yapılarak şehirlerin anayasasının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizde hâlâ alt ve üst ölçekli planların olmadığını biliyoruz, şehir merkezlerimizde 5 binlik planların olmadığını biliyoruz. Onun için kent jeolojisi çalışmalarının yapılmasını gerektiğini düşünüyorum."

BAYRAKLI'DA KAYA DÜŞMESİ OLAYI YAŞADIK
"Üçüncü başlık, mikro bölge çalışması. Biraz önce ifade ettim, bu depremde Bayraklı Çiçek Mahallesi'nde kaya düşmesini de yaşadık. Şimdi orada da hemen Bakanlığımız Çiçek Mahallesi'ne el attı. Kent jeolojisi çalışması olsaydı daha önce önlem alınabilirdi. Mikro bölge çalışması üçüncü başlık. Mikro bölgeleme yerleşime açılması düşünülen boş alanlardaki tüm afet tehlikelerini, yapılaşmış alanlarda ise tüm afet risklerini büyük ölçekli hâlihazır haritalar üzerinde belirleyen çalışmalara verilen genel ad olarak tanımlanıyor. Mikro bölge çalışmalarını da yapan gruplar kimse onlarla görüşmek gerektiğini düşünüyorum. Dördüncü başlık, yer bilgi sistemi. Coğrafi bilgi sistemleri yeryüzüne ait bilgileri belirli bir amaca yönelik olarak toplama, bilgisayar ortamında depolama, güncelleştirme, kontrol etme, analiz etme ve görüntüleme gibi işlemlere olanak sağlayan bir karar destek sistemidir. Bunu kuracak, var ise İstanbul'dan örnek alarak olmayan yerlerde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu söylediklerimin hepsini İstanbul'da tespit ettim ama İzmir'de ulaşamadığımı ifade etmek istiyorum veya bütün ülkemizdeki illerde de olmadığını da düşündüğümü ifade etmek istiyorum, olanlar da varsa hakkını helal etsin."

BURADA TSUNAMİ Mİ OLUR, NECİP ABİ, DEMİŞLERDİ
"Şimdi, bir de tsunami tehlikesi çalışması. Tsunami başta deprem olmak üzere yanardağ patlaması, heyelan gibi doğal olaylar sonucu büyük denizlerde meydana gelen dalgalardır. Değerli milletvekilleri, Meclisteki konuşmamdan sonra İzmir'e gittiğimde hem de mühendis arkadaşlarım da alaycı bir şekilde bazıları "Ya, Necip ağabey, burada, İzmir'de tsunami olur mu?" demişti. Maalesef üzülerek söylüyorum, Seferihisar'da 1 canımız olan teyzemizi alan tsunamiyi de orada görmüş olduk. Diğer bir başlık, deprem hasar analizi. En olası afete en iyi şekilde hazırlanmak için afetin hangi bölgeleri, hangi tipteki yapıları en çok etkileyeceği ve bu afetin nasıl bir ekonomik bilanço çıkaracağını afet olmadan önce tahmin edilmesiyle ilgili senaryoları kapsıyor. Diğer bir başlık, afet risk, gösterge sistemi çalışmalarının yapılması, teknik adıyla "MegaİST" diye nitelendiriliyor. Mega şehir gösterge sisteminin temel amacı, bütünleşik afet risk yönetiminin yürütülmesi aşamasında süreçteki tüm adımlar için ve diğer planlama gösterge süreçlerinde temel olarak kullanılabilecek bir gösterge sistemi kurulmasıdır. Karar vericiler ve yöneticilerin gerek en doğru afet risk yönetimi stratejilerinin belirlenmesinde gerekse kaynakların kullanımında ve yatırım kararlarının alınmasında öncelikleri belirlemek, rasyonel ve analitik bir veri tabanı olması özelliğiyle kentsel dönüşüm çalışmalarına nerelerden başlanacağı konusunda belirleyici olmak ve alınan kararların toplum nezdinde güvenilir ve kabul edilebilir olmasına olanak sağlamak, destek vermek, belli zaman periyotlarında ilerlemeleri izlemek ve alınan kararların doğrulamasını yapmak, afet risk yönetimi sürecindeki sorumlu ve ilgili tüm paydaş birimlerimiz arasında iletişimi ve koordinasyonu sağlamak ve risk yönetimi üzerine farkındalığı artırmak, yerli ve yabancı yatırımcılara kentin risk profili hakkında bilgi sağlayabilmek, farklı kurumlar tarafından gerçekleştirilen benzer ve ilgili uygulamaların tanınmasını, anlaşılmasını ve uygun biçimde dokümantasyonunu gerçekleştirmeyi hedefleyen bir çalışma sistemidir, bunun sağlanması lazım."

ERKEN UYARI VE ACİL MÜDAHALE SİSTEMİ KURULMALI
"Yine, diğer bir başlık, erken uyarı ve acil müdahale sistemi. Erken uyarı amaçlı istasyonlara ulaşan deprem dalgasını P ve S bileşenleri arasındaki saniyeler mertebesindeki zaman farkından yararlanılarak sistemin çeşitli kritik tesislerin kontrollü kapatma işlemlerinin devreye girmesi için bilgi aktarmasını sağlayan sistemdir. Bunun da sağlanması lazım, o da bizde yok. Heyelan tehlikesi çalışması. Heyelan riski olan alanların tespit edilerek deprem öncesi ve sonrası oluşacak durumun senaryosunun oluşturulması, bu da ayrı bir başlıktı. Geçici toplanma ve barınma alanı ihtiyaç analizleri. Acil toplanma alanları afet sırasında ve sonrasında insanların ivedilikle ulaşması gereken afet riski taşımayan güvenli alanlardır. Biz, burada şunu gördük: Vatandaşlarımızın da talebi oydu, genelde yıkıntı bölgelerinin yanında hemen hızlı bir şekilde kim ulaştıysa çadırları kurdu hatta yıkıntı alanlarının bitişiğine, talep öyleydi. Bu arada ilimizin diğer ilçelerinden deprem korkusuyla evlerine giremeyen vatandaşlarımız dahi oraya intikal ederek orada, o çadırlarda kalmaya başladılar ama belirlenmiş alanlar olmadığı için bir yağmur yağsaydı veya kış olsaydı çok kötü şartlarda sıkıntılar yaşanabilirdi. Havanını güzel olması, o süreci biraz daha rahatlattı. Onun için bu alanların ihtiyaç analizlerinin de belirlenmesi gerekiyor."

KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİK PLANI
"Yapı güçlendirme çalışmaları. Bir yapının veya yapı elemanlarının deprem yükleri karşısında kendilerinden beklenen performans seviyelerini sağlayabilmesi için yapılan iyileştirme müdahalelerini analiz ederek, bu durumda olan yapıların tespit edilmesini sağlayan bir çalışmanın olması gerekir. Ve son başlık, Kentsel dönüşüm stratejik planı. Deprem riski altındaki yapıların ve alanların dönüşümü, sel ve heyelan riski altındaki alanların dönüşümü, tarihî kent merkezleri ve meydanların dönüşümü, sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümü ve bunun gibi durumların tespit edilerek planlanması başlıklarıyla ilgili neler yapılabileceğini, bu başlık altında toplamak lazım. Bunda pilot ilin İzmir olmasını talep ediyorum. Yıllardır da bir inşaat mühendisi, betonarmenin depreme karşı dayanımını ve sonuçlarını bilen biri olarak bu konuda İzmir'de yıllardır ifade ettiğim bir konu. Türkiye Büyük Millet Meclisine milletvekili olarak geldik ve bu Komisyonda bulunduk. Bu vesileyle de ben İzmir'in çalışmalarımızda örnek olabileceğini düşünüyorum. Eğer bunları netleştirir, koordinasyonları bütün birimler arasında -bakanlıklarıyla, Hükûmetiyle, devletiyle, milletiyle, STK'leriyle, vatandaşıyla, yerel yönetimleriyle- sağlarsak, birlikte adapte edersek bir daha böyle acılar yaşanmayacağını düşünüyorum. Yine, bu Komisyonda ifade etmek istiyorum ki: İzmir'in yüzde 70'e yakın yapı stokunun sıkıntılı olması nedeniyle oluşabilecek bir depremde, gerçek İzmir depreminde hakikaten, millet olarak ve ülke olarak büyük acılar yaşarız. Onun için, Komisyonumuzdan çalışmanın ana temelinde -yeni de olması vesilesiyle- İzmir'in baz alınmasını tekrar arz ediyorum."