EGEDESONSÖZ- AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.
Programda milletvekili aday listeleri, ekonomide son durum ele alındı. Programda ayrıca CHP ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Kırkpınar, HDP ve PKK ile işbirliği yapıldığı yönünde vurgular yaptı.
UĞRAŞLARIMIZIN TAKDİR GÖRÜLMESİ GURURLARIN EN BÜYÜĞÜYDÜ
Milletvekili aday listesinde kendisini gördüğünde çok mutlu olduğunu belirten Kırkpınar, “bize parlamentoda görev yapma şansını verdi önce cumhurbaşkanımız, sonra da milletimiz. O günden bugüne verilen kursal görevi en iyi şekilde nasıl değerlendirebilir, ülkem ve İzmir’in nasıl faydalı olurum diye düşündüm. Meclise katılım, komisyon çalışmaları kapsamında İzmir’in sorunlarını aktarma hususunda üzerime düşenleri yapmakla geçirdim. 14 Mayıs’tan sonra yeniden görevlendirme ile devam edeceğiz. Benim için tercih edilmem bir kere daha benim için onur ve guru vericiydi. Uğraşlarımızın takdir görülmesi gururların en büyüğüydü. Rabbime şükürler olsun ki cumhurbaşkanımız bu duyguyu bana yaşattı. Mutlu oldum. Önümüzdeki süreçte aynı azimle vekil olarak çalışmalarımıza devam edip İzmir’imizi parlamentoda hem de çeşitli çevrelerde temsil edeceğim” dedi.
CHP’DEN DAHA FAZLA OY ALACAĞIMIZA İNANIYORUM İZMİR’DE
Bazı kamuoyu araştırma şirketlerinin AK Parti’nin İzmir’de mevcut vekil sayısından daha az vekil çıkaracağı yönünde değerlendirmeler yapıldığını hatırlatılması üzerine konuşan Kırkpınar, “Sıralamam ile ilgili endişem yok. Kendimle ilgili tedirginlik yaşamadım. Ben hep sahada olduğumdan vatandaşın bazını tutabiliyorum. İlçe başkanlığı dönemimden beri çok sayıda seçim gördüm. Sahadan aldığımız izlenimler kanaat oluşturuyor. Kampanyaya başlarken, kampanyanın ortası ve bitime doğru yaşanan bu süreçlerde aşağı yukarı anketlerin de bizim düşüncelerimizle paralel olduğunu görüyoruz. Tüm anketleri söylemiyorum ama sipariş üzerine yapılan anketlerin açığa düştüklerini gördüklerinden olsa gerek sahada gördüğümüze yakın veriler ortaya koymaya başladılar. İddiamız şu: Rekor oyla, rekor vekil çıkarmak. Şu anki vekil sayımızdan fazlasını çıkaracağız. Biz 2011’de altıncı sıra vekilimizi cüzi oyla kaybetmiştik. İki Bölge’den 6-6 aslında oluyordu. Şimdi tabi hem mitinge hem halkın teveccühüne bakarsak gerçekten CHP’den daha fazla oy alacağımıza inanıyorum İzmir’de. Vatandaşlarımızın teveccühüne baktığımızda yerel yönetimin 25 yılda ortaya koyduğu hizmetlere bakıldığında ve vatandaşların bıkkınlığını gördüğümüzde bir kanaate varıyoruz” ifadelerini kullandı.
LİSTEMİZ İZMİR’İN YAPISINA UYGUN
AK Parti’nin İzmir listelerini yorumlayan AK Partili Kırkpınar, “Listemiz gayet mantıklı. Demografiye, teşkilat yapısına, İzmir’in yapısına uygun bir liste… Bizim 1’inci sırada yer alan arkadaşımız Eyyüp Kadir İnan, Gençlik Kolları Genel Başkanımız ve kendi evladımız. Bayraklı’da yetişmiş tüm sokakları ayrıntılı bilen bir isim. İzmirli. Alpay Özalan, bütün Türkiye’nin tanıdığı, bir dönem vekillik yaptığımız, Karşıyaka doğumlu ve ailesinin bir kısmı burada yaşayan bir kardeşimiz. Demografik olarak Mardinli nüfusunun fazla olduğu bir kentteyiz. Ceyda Hanım da listede… Bu bölgenin, İzmir’in evladı olarak ben listedeyim. Kerem Ali Bey il başkanlığı ve vekilliğimizi yapmış bir isim… İzmirli bu isimleri tanıyor ve hepsi yerli… 2’inci Bölge’de Gençlik ve Spor Bakanımız var ve kendisi Manisalı… İzmir’de en çok nüfusa sahip olan topluluk Manisalılar. Büyük stadyumlar, halı sahaları bakanlık tarafından yapıldı şehrimizde. Belediyelerden giden tüm talepler onay vermiştir. Gençlik merkezlerinden tutun, yüzme havuzlarına kadar İzmir Büyükşehir’in 10 katı yatırım yapmıştır. Hem pratik, hem hızlı karar veren ve uygulayan bir yapıya sahip. Dolayısıyla İzmir’in ilçelerine gittiğinizde bakanımızın elinin değmediği ilçe yok. Yatırımları süren onlarca ilçemiz var. Karşıyaka Stadı’nı bitirecektik engel oldular. Onu da biz yapacağız” dedi.
CHP LİSTESİNE ELEŞTİRİ
CHP listelerini yorumlayan Kırkpınar, “Bizim listedeki isimlerle CHP listesindeki isimleri aynı kategoride değerlendirmek mümkün değil. İzmirli kim var? Birkaç arkadaşımız var. 1’inci sıra adayına baktığımız CHP’nin Atatürk’le ilgili söylemleri, FETÖ ile ilgili nasıl ilişkili olduğu ortada… Diğer partilerden gelen adaylara baktığınızda CHP listelerinden kendi bölgemden bir Mahir Bey’i tanıyorum hiçbirini tanımıyorum. Kendi bölgem için söylüyorum. Kamil Hoca vardı, Sayın Sertel vardı. Şimdi hiçbiri yok. Bunlar CHP’nin tercihidir. Bizim listelerimizde herhangi bir söylemde bulunurlarsa biz de bunları önlerine koyarız. Devletin üniter yapısıyla, Atatürk’le ilgili ve ülkeyi ilgilendirecek şekilde tasvip edilmeyecek adaylar var CHP’de…” açıklamalarını yaptı.
SORUMSUZCA ADAYLARLA İZMİR’İN KARŞISINA ÇIKTILAR
CHP’nin İzmir seçmenini çantada keklik gördüğünü söyleyen AK Partili Kırkpınar, “Biz daha çok oy alacağız dedik ve gerekçeleri var. Kale olarak gördüler, çantada keklik olarak gördüler İzmir’i. Sorumsuzca adaylarla İzmir’in karşısına çıktılar. İzmirli seçmenler Atatürk’e laf edenlere hesabı CHP’den soracaktır. İzmir’i önemsemiyorlar. Nasıl olsa oy veriyorlar, ceketimizi assak oy alıyoruz düşüncesi ile CHP hareket etti. Seçmende CHP’nin bu tutumunun bu kez dikkatlice değerlendirileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
SANCAR VE KILIÇDAROĞLU, ÖZERKLİK İSTİYOR
Seçim sürecinde Cumhur İttifakı partilerinin “yerli-millik”, “beka sorunu” gibi sözlerle Millet İttifakı’na yüklenmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kırkpınar, “Seçim propagandalarında yada programlarda şunu anlatmamız gerek: 5 yılda şunları yaptık, sanayide, tarımda, milli savunmada, dış politikada, ihracatımız şu kadar oldu. Hem çalışma hayatıyla ilgili sektörlerle ilgili iyi çalışmalar yaptık. Pandemi deprem yaşadık şunları şunları yaptık diyerek anlatmamız lazım. Ekonomiyle, istihdamla ilgili verileri halkın önüne sunmamız lazım. Biz maalesef bunu çok yapamıyoruz. 70-80 yıldır siyasi partiler seçime giriyorlar. Sağından soluna kadar bütün dönemlerde seçimler oldu. Sağdan ve soldan iktidar oldu. Seçim yarışmalarında ben şunu yaparım ben daha fazlasını yaparım dendi. O bir anahtar veririm dedi, diğeri 3 anahtar veririm dedi. Bunların hepsini yaşadık. Ama hiçbir seçimde bu kadar devletin üniter yapısının ve bayrağın, sınırlarımızın tartışıldığı bir seçim arenası olmamıştı. İlk defa biz bu ortak değerlerimizi tartışıyoruz. Yaptıran da Millet İttifakı. HDP eş başkanı açıkmış yapıyor: Kılıçdaorğlu ile görüşlerimiz örtüşüyor ve biz o yüzden ittifakı destekliyoruz diyor. Bunlar 6’lı Masa olmadıklarını, 7’li 8’li, 9’lu Masa olduklarını söylüyorduk. HDP’nin bu ittifak içinde olduğunu söylememizin doğru olduğu ortaya çıktı. Eş Başkan Mithat Sancar bizim görüşlerimiz ilkelerimiz, 11 maddemiz Kılıçdaroğlu’un görüşleri ile örtüşüyor diyor. Biz ‘özerklik istiyoruz’ diyor. Kılıçdaroğlu da ‘özerklik ilan edeceğiz’ diyor. Kılıçdaroğlu terörden içerde olanları serbest bırakacağız diyor. Hakkında cezası olmayanlar olarak düzelttiler sonra çevir kazı yanmasın durumu. Sancar ise ‘Apo’ya özgürlük’ diyor. Söylemlerimiz örtüşüyor diyor. Taleplerimiz örtüşüyor diyor. HDP askerlerimizi geri çekin diyor. CHP ile birlikte tezkerede aynı yönde oy kullanıyor. Diyaneti kaldırıp İnanç Bakanlığı’nın kurulacak deniyor. Kılıçdaroğlu durup dururken Aleviyim söylemi ile ortaya çıktı. Özerklik ile vatanın bütünlüğünü tartışıyorsunuz. Bayrakla, sınırlarla ilgili bütün meseleler tartışılıyor. Yurt dışındaki askerleri çekin diyor PKK… Binlerce PKK’lı var burada. Cumhur İttifakı kaybedince PKK’nın devlet kurma girişimi olacak. ABD, AB de destekliyor. Bu terör devletini tanıttırılırsa Türkiye’nin ne sınır bütünlüğü ne de bütünlüğü kalır. Bununla ilgili düşünceler Mithat Sancar’la Kılıçdaorğlu’nun örtüşüyor. Karayılan biz seçimi kazanırsak Kılıçdaroğlu ile masaya oturacağız diyor. Silahlar bırakılacak, PKK ile masaya oturulacak deniyor. PKK, Türkiye’de sıfırlandı. Siz bitmiş bir terör örgütü ile masaya niye oturacaksınız, sınırları, tezkereyi konuşacaksınız. HDP’li Cengiz Çandar da aynı şeyi söylüyor. Bunlar konuşulmuş, tartışılmış ve belli bir mutabakat metniyle ortaya konmuş. 11 madde gelişi güzel hazırlanmış değil. Eski milletvekili Sakık, ‘Kapalı kapılar ardında konuştuklarınızı gelin açıklayın’ diyor. Neden? Biz kapalı kapılar ardında öyle şeyler konuştuk ki yarın millete anlattığımızda millet şok olacak. Alıştır alıştıra söyle diyor ki bizim milletimiz kime oy verdiğini bilsin. Buna hiçbir CHP’li, İYİ Partili ittifakta olan hiçbirinin karşı çıkamaması var. Sesleri çıkmıyor, sesi çıkan gidiyor. İYİ Parti’de Ağıralioğlu istifa etmek zorunda kaldı. Öyle bir ittifakız ki TOGG, savunma sanayide geldiğimiz yer, gayri safi milli hasılada geldiğimiz yeri konuşmak isteriz. İzmir-İstanbul Otoyolu’nu konuşmak isteriz ama önümüze vatan, millet, bayrak gelince bu konuşulması gereken şeyleri ikinci plana atmak zorunda kalırsınız. Bunlar tartışılmaya açılmaması gereken konular. Burası vatanımız ve bir bayrağımız var. Bunlar Dağlık Karabağ ile ilgili yaptığımız yardımları dahi eleştirdiler. CHP’lilerle birlikte HDP’liler Kıbrıs politikamızı, Mavi Vatan politikasını eleştiriyorlar. Avrupa, Mavi Vatan ve Dağlık Karabağ, Kıbrıs ve Orta Asya’daki devletler, İslam devletleri ve Rusya ile ilişkimize karşı… AB ve ABD kendisine Kılıçdaroğlu’na yakın hissediyor” açıklamalarını yaptı.
BUNLARI BEKLEYEN BİR PARA YOK, KILIÇDAORĞLU’NA KİMSE GÜVENMEZ
Kılıçdaroğlu’nun “5 yıl içinde 300 milyar dolar kaynağı Türkiye’ye getireceğim” sözlerinin gerçekçi olmadığını kaydeden Kırkpınar, “Kılıçdaroğlu hesap uzmanıyım diyor. Gerçekten bazen hayretlere düşüyorum. 300 milyar dolar bekliyor orada ve Kılıçdaroğlu hemen getirecek. Hiçbir plan, proje yapmadan bir yerlerle bu meseleleri ekonomik konseyde görüşmeden yapmamıştır. Kimle görüştün, hangi şartlar görüştün? Bu parayı şu an niye getirmiyorsun? Sana veren kurum ve kuruluşlar hangileri? Bunların hepsi yalan. Böyle bir parayı vermezler. Bunları bekleyen bir para yok, Kılıçdaorğlu’na kimse güvenmez. 100 yıldır Avrupa ile çalışıyoruz, hangi dönemde böyle bir kaynak ülkemize sunuldu? Sayın Ecevit’in 500 milyon doları nasıl talep ettiğini ve Türkiye’nin nasıl süründürüldüğünü, ekonomimizi nasıl engellediğini, kaynaklarımızı kısarak bizi gerilettiler. Türkiye’de iktidar değişecek diye bütün para babaları bekliyor. Değişir değişmez hemen ülkeye girecek. Bu kadar komik ve altı boş bir şey olamaz. Bunu tartışmak, analiz etmek komik geliyor. Günü kurtarmaya yönelik söylem ötesine geçmeyen düşünceler” şeklinde konuştu.
BURASI MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL
Kendisinin Plan, Bütçe Komisyonu üyesi olduğunu ve devletin her kuruşunun kayıt altında tutulduğunu kaydeden Kıkrpınar, Kılıçdarğlu’nun 480 milyar doları yurt dışına kaçırdılar iddiasına da yanıt vererek “gerçekten bir genel başkan, cumhurbaşkanı adayı hesap uzmanı birisi akıl almaz, ipe sapa gelmeyen ifadelerle vatandaşın karşısına çıkıyor. İnsanlar da nasıl 480 milyar dolar dışarı gitmiş diyor. Burası muz cumhuriyeti değil. Bu ülke saygın bir ülke… Her şeyin kayıt altında tutulduğu bir devletten bahsediyor. İthalat ihracat nasıl yapılır, para transferleri nasıl yapılır bilinir. 128 milyar dolar nerede dediler. İçlerinde ekonomiden anlayan birisi çıkıp böyle bir şey olur mu dedi. Bizim taraftan linç yiyebilirim, doğruyu söylemek zorundayım dedi. Merkez Bankası’nda gelir gider kayırları ortada. Biz bir şey söylüyoruz. Asgari ücreti 8 bin 500 yaptık, depremzedeler şu kadar konut yapıyoruz diyoruz. Ben konutu bedava vereceğim, siz 8 bin 500, ben 18 bin 500 vereceğim diyor. İşi sulandırmaya yönelik, altı boş seçimi kazanmak için her şeyi mübah gören anlayışla karşı karşıyayız. Vatandaşın duyguları ile oynanıyor, vatandaşımızın beklentilerini boşa çıkaracak ifadeler kullanılıyor. Bunlar siyasetimiz açısında aday olan genel başkanları açısında talihsiz açıklamalar…” dedi.
ENFLASYONUN OLUŞMA SEBEBİ…
Ekonomide yaşanan olumsuzlukların kaynağından bahseden Kırkpınar, seçimin ardından enflasyonun düşeceğini belirterek “AK Parti 21 yıldır iktidar. Vatandaşımızın teveccühüyle iktidar olduk biz. Onların sorunlarını bilmezsek çözüm üretemeyiz. Türkiye’de ve dünyada gerek pandemi ile hatta iklim krizi ile başlayan gıda erişiminde zorlanmalar var. Dünyanın artık ürettiği ve tükettiği arasındaki makas açıldı. Bu da fiyatlara yansıyor. Pandemi ile her şey alt üst oldu. Pandemide bütün sektörlerimiz çalıştı. Avrupa ve dünyanın büyük kısmı yattı. Yatan dünya Türkiye’den hem gıda hem de sanayi ürünlerini talep etti. Burada gıda enflasyonu oluştu. Dövizdeki artış dünyada enflasyon oluşturdu ve bundan etkilendik. Domates 20’lerde çünkü ihraç ediyoruz. Et, süt, tarım ürünlerinde ürettiğimiz ürünlerde 30 kat artan ürünler var. Dünyada ciddi maliyet ve talep enflasyonun kesişmesinden dolayı dünyada ve Türkiye’de enflasyon oluştu. Türkiye’de biraz fazla oldu. İç piyasada bir talep var hem dışarıya yapılan bir ihracat var. Bu yüzden enflasyon oluştu. Enflasyonu inkar etmedik. Yüzde 70’lere varan bir enflasyon var. Dünya çalışmaya başlayacak, ekonomi dengeye oturacak ve düşüş başlayacak. Bu doğal olarak işleyen bir süreç… Ne oluyor şimdi? Soğan 30 liradan pazarda 15 liraya düştü. Belki daha düşük olması lazım. Enflasyonda da düşüş başladı ve yüzde 50’lere düştü. Yarın bu düşüş sürecek. 60-70-80’e peynir pazarlarda var. 150’ye de var. Enflasyon düşüyor, çükü maliyetler düşüyor. Mazot 30’dan 20’lere düştü. Neye yansıyor. Gıda ürünlerine yansıyor. Biz vatandaşı enflasyona ezdirmemek için asgari ücreti nereden nereye çıkardık. Enflasyon düşünce eskisi kadar olmayacak” ifadelerini kullandı.
Pazaryerlerine gittiğini ve yanına gelen 10 kişiden 2’sinin fiyatlar hakkında konuştuğunu belirten Kırkpınar, “Geliyorlar bize çok nadir. Vekilim ekonomiyle ilgili ifade ediyorsunuz ama sıkıntımız var. Enflasyon, fiyatlarla ilgili düşmesi için talebimiz var diyor. Asgari ücreti 8 bin 500’e çıkardık. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 TL yaptık. Alım gücünü arttırmak için. Soğan 5 TL’de kalsaydı siz asgari ücreti 8 bin 500’e çıkarır mıydınız, çıkarmazdınız. Çalışma hayatı ile ilgili yaptığımız vatandaşı enflasyona ezdirmemek. Maaşım artsın, fiyat düşsün diyor. Biz önümüzdeki süreçte bunu yapacağız. Maaş artışlarını Temmuz ayında artış yapılacak. Bu artış olurken de enflasyon da düşecek. Pazarlara girdiğimiz,10 kişiden 2 kişi bu üslupla ifade ediyor. Patatesle, soğanla ilgili verdiğiniz mücadeleyi biliyoruz ama fırsatçılar var deniyor. Tarladan 10 liraya alınan ürünün pazarda 20 liraya satılması konusunda denetimleri artırın talebi var. Ama biz vatanımızın, milletimizin yanındayız diyor insanlar” dedi.
KEMALPAŞA OSB’DE İSTEDİĞİN SANAYİ KURULUŞUNA GİT, İŞE ALINIRSIN
Fabrikaların sürekli eleman aradığını ve işsiz sayısında düşüş olduğunu söyleyen Kırkpınar, “İlk defa yüzde 20’nin altına düştü istihdam… Kemalpaşa OSB’de istediğin sanayi kuruluşuna git, işe alınırsın. Ben kaynakçıyım, vasıfsız işçiyim de hemen yarına gel işe başla der. İşsizlik şu an yüzde 10’un altına düştü. Türkiye gibi ortalama yüzde 5’lik oranda büyüyen bir ülke için yüzde 10’un altında işsizlik gayet normal. Çünkü meslekler söz konusu, mesleğe göre eleman söz konusu… Türkiye için yüzde 10’un altında işsizlik normal. Türkiye’de bu anlamda bir işsizlik olmadığı ortada… Fakat şu var uygulamış olduğumuz ekonomik modelimizde faizleri düşürerek Türkiye’de üretimin önünü açtık. Pandemide üretmeye devam ettik, dünya küçülmeye devam ederken Türkiye üreterek büyümeye devam etti. Türkiye istihdamını arttırdı. Şu an Türkiye’de yaklaşık 40 milyona yakın insan istihdam ediliyor, 36 milyona yakın insan sigortalı, 20 milyon emekli var Türkiye’de EYT ile” açıklamalarını yaptı.
İYİ Parti’den milletvekili adayı olan Hüsmen Kırkpınar ile sadece siyasi alanda rakip olduklarını ve aile ilişkilerinin iyi olduğunu kaydeden Yaşar Kırkpınar şunları söyledi:
Biz büyük bir aileyiz. 5 binin üzerinde Kırkpınar soyisimli akraba olan kalabalık bir topluluğa sahibiz. Köken olarak da 1950’lerden beri siyasetin içerisindeyiz. Aynı bölgeden aday olmamız bir tesadüf, tevafuk oldu. Tabi Erzurumlu aday olmuş olmamız farklı bir süreç. Alanda hiç karşılaşmadık ama posterlerimizi görüyoruz. Partilerimiz farklı ama temaslarımızı kurduk. Hayırlı olsun temennisinde bulunduk. Akrabalık ilişkilerimiz farklı siyaset farklı. Akrabalık bağları güçlü bir aileyiz. Bunu siyasetin dışında tutmayı başardık hep. İl başkanıyken çok karşılaştık etkinliklerde ama milletvekili adayıyken hiç karşılaşmadık henüz.