GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
9 Kasım 2017 Perşembe 12:46

AK Parti İzmir'den CHP'ye bombardıman!

Genel Başkan Yardımcısı Dağ, İzmir’deki CHP’lilerin zaman zaman hükümete getirdikleri eleştiriler için, “CHP İzmir’de sürekli hamaset yapmaktadır. İzmir nasılsa bize oy verir” şımarıklığını bir kenara bırakın. İzmirlilere jakoben bir anlayışla tepeden bakmak yerine, dertlerini dinleyin” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, İl Başkanı Bülent Delican ve ilçe belediye başkanları basın toplantısı düzenledi.

İl binasında gündemi değerlendiren Genel Başkan Yardımcısı Dağ ve Başkan Delican önemli açıklamalarda bulundu. İkili kente gerçekleşen yatırımlar hakkında bilgi verirken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ve muhalefet tarafından dönem dönem gelen eleştirilere cevap verdi.

DAĞ’DAN YATIRIM RAPORU!
Genel başkan yardımcısı Dağ yaptığı sunumda hükümetin İzmir’e yaptığı yatırımları özetledi. Dağ, “İzmir’e hükümetlerimiz döneminde 45 milyarlık yatırım gerçekleşti. İzmir bir liman kenti. İhracatımız 2.4 arttı. Ege Serbest Bölgesi AK Parti iktidarları dönemde fiziki olarak çok genişledi. Bergama bölgesinde ESBAŞ’ın ikinci aşaması hayata geçirilecek. Eğitim konusunda 1.74 milyarlık yatırım yaptık. 2002’ye kadar İzmir’de bin 400 okul yapılmış. Sonraki süreçte dönemde bin 500 okul inşa etmişiz. Öğretmen istihdamını cumhuriyet tarihinin iki katı kadar yaptık. Okul öncesi eğitim önceden çok zor iken artık evlatlarımızın katılımı yüzde 12’den yüzde 62.7’ye çıkmış vaziyette. Son 15 yılda binlerce okul ve bilgisayar yollandı. 124 tane yeni bina toplam 672 tane bina, 2 bin 383 tane derslik hayata geçirilmiştir. Yap işlet devret değil. Doğrudan yatırımdır. 1 buçuk milyarlık sağlık yatırımı var. Nereye bir hastane yapılabilir diye bakıyoruz ve yapıyoruz. Çiğli, Bergama gibi yerlerde hastaneler yapıldı. Şehrin metropolüne de şehir hastanesi yapıyoruz. MR Cihazı bir taneydi. Şimdi 40 tane. Bilgisayarlı tomografi 7 taneydi, şimdi 58 tane. Ultrasyon cihazı devlet hastnaesinde sağlanabiliyor. Diyaliz cihazı 968’e çıktı. Evde bakım ve rehabilitasyon için 41 bin eve doktorlar insanların ayağına gitti. 1 adet helikopter ambulans sürekli bekliyor.

İzmir’de yaptığımız spor salonu sayısı 50’ye kadar gidiyor. Baktığınız zaman çok büyük yatırımlar olmayabilir ama etki yönünden direk olarak sosyal hayatın içine katılım, kendini sportif anlamda geçirme açısından önemli yatırımlar. Statlar konusunu mümkün olduğunca gündeme getirmemeye çalışıyorum. İzmir bu konuda oldukça yorgun. Sonuç almak istiyoruz. Göztepe stadında bir şikayet olmadı. Alsancak Stadı’nda belediyeyle farklı bir düşüncemiz yok. Orada bizi üzen şu; Alsancak stadı yıkıldığında ‘buraya rezidans yapılacak’ denildi. BMC fabrikasında sıkıntı yaşandığında da aynı şeyleri söylediler. Şehirlerin yeşillenmesi insan doğasına uygun şekilde olmasını herkesten fazla arzulayanlardanız. Nereye ne yapılması gerektiğini başkalarından öğrenecek değiliz. Alsancak’a stat yapılıyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı’nda işin takibini yapıyoruz. İnşaatı durdurmuyoruz. Karşıyaka’da Şehir Plancıları Odası bir itiraz yapmıştı. Şehir Plancıları Odası ile hem bakanlığı hem kulübü kontak halinde tuttuk. Odanın tüm itiraz gerekçeleri karşılanarak plan yeniden askıya çıktı. Tahmin ediyorum stadın etrafında yaşayan insanlarımız itiraz etti. Davada karar alınır durdurulursa ona ya açıkçası yapabileceğimiz bir şey yok.

Gençlik merkezlerini birçok yerde hayata geçirdik. Daha birçok yerde de yapılıyor. Lisanslı oyuncu olarak 189 bin kişi var. 2002’de 5 yurt varken şu an 18 tane yurt var. Bazıları görmese de bizim vatandaşımızın görmesi anlam ifade ediyor. İzmir’de üniversitelilerin yurt sıkıntısını gidereceğiz. İnciraltı öğrenci yurdundan üniversitelere giden kardeşlerimiz var. Akşam saatlerinde öğrenci servisi konulabilir mi?  Bunu büyükşehir belediye başkanımıza doğrudan iletme şansımız olur. 15 yılda ulaştırma iktidar döneminde gururla anlattığımız husus. 2002’de 403 iken 2016’da duble yol 776’ya çıkmış vaziyette. İzmir’de de tamamlanan yollar sonrasında bambaşka bir görüntü çıkacaktır. Bunları görmeye başladık. İzmir’de havayolunu önceleri 2 milyon kişi kullanıyordu şimdi yılda 12 milyon insan havayolunu kullanıyor” diye konuştu.

DAĞ’DAN CHP’YE: JAKOBEN, ŞIMARIK, HAMASİ…
Yatırım raporunun ardından konuşmasına devam eden Dağ, CHP’nin İzmir’deki temsilcilerine adeta ateş püskürdü. Dağ, “Son zamanlarda, CHP’nin hamaset ve sataşmalarındaki dozunu artırması sebebiyle bu basın açıklamasını yapmak zaruri olmuştur. Ne yazık ki, hamaset üretmekten başka marifeti olmayan, sahte öz güven sahibi CHP yöneticileri, kendilerini İzmir’in yegâne sahibi olarak görüyorlar.  CHP, yerel ve genel siyasetteki başarısızlığını örtmek için ve kendilerince bir kimlik inşa etmek için İzmir’de sürekli hamaset yapmaktadır. Bu hastalıklı bakış, kıymetli İzmirlilere karşı mahcubiyet duygularının da yok olmasına sebep olmuş durumda. İzmirli CHP belediyelerinin en iyi yaptığı şey; İzmirli kardeşlerimize yapılan hizmetlerin önünü kesmek ve bu hizmetlere engel olmak oldu.

Tek dertleri; koşmadan, terlemeden, yorulmadan, oturdukları yerden hamasetle, kavga ve gürültüyle ideolojik söylem üzerinden prim yapmak. Bu sorunlu zihniyete sahip belediye yöneticileri; Şehrin problemlerine çözüm üretmek yerine “bu sorunlardan nasıl kaçabilirim veya nasıl suçu başkalarına atarım” gibi bir şark kurnazlığıyla günü kurtarma peşindeler. Şehrin trafik sorunu her geçen gün büyürken “iktidara rağmen başarılıyız” yalanlarıyla kendilerini avutuyorlar. Çöp sorunu dağ olup İzmir’in üzerine üzerine gelirken, “acaba bunu hangi bakanlığın üzerine yıkarız da burada siyasi sorumluluktan kurtuluruz” kafasındalar. Bir yandan sokakta “belediyemizin borcu yok” propagandası yapıyorlar diğer yandan “kredi vermiyorlar ki hizmet üretelim” paradoksuna saplanmış durumdalar. Bu şehrin ne bir spor kulübünün ne de bir sivil toplum kuruluşunun sorunlarına çözüm üretmiyorsunuz, günü kurtarmaktan başka derdiniz yok. Bütün bu sorumsuz siyaset anlayışının altında “biz nasıl olsa ideolojik kaygıları ön plana çıkartır ve tekrar seçimi kazanırız, İzmirli her halükârda bize oy verir” şımarıklığı yatıyor.

"ÜRETTİĞİNİZ TEK ŞEY HAMASET"
Kendi zihin dünyanızı “İzmirli kimliği” olarak yansıtmayı artık bırakın! Bu millet 3 Kasım 2002’de kendini Türkiye’nin yegâne sahibi sananlara nasıl cevap verdiyse, elbet bir gün size de İzmir’in tapulu malınız olmadığını gösterecektir. Üretmiyorsunuz, taş üstüne taş koymaktan acizsiniz… Ürettiğiniz tek şey hamaset… “Küçük olsun bizim olsun” mantığıyla İzmir’i yönetmekten vazgeçin. Kendinizi ve koltuğunuzu değil, İzmir’i ve İzmirli kardeşlerimizi düşünün. İzmir bu şımarık ve sorumsuz siyaset anlayışından artık yıldı. Sizlere sunmuş olduğumuz bu dosyada, AK Parti hükümetinin son 15 yılda İzmir’e yapmış olduğu yatırımları görmektesiniz. Bu hizmetler, CHP’nin İzmir’deki hamasi siyasetine verilecek en güzel cevaptır! Birileri bu hizmetlerin konuşulmasından dahi rahatsız oluyor. Bu zihniyet hamaset ile hizmetin arasındaki farkı iyi bildiği için bunların konuşulması kendilerini şirazeden çıkarıyor. Ben şimdi buradan bir çağrıda bulunuyorum. Gelin artık hamaseti ve “İzmir nasılsa bize oy verir” şımarıklığını bir kenara bırakın. Her sorunda fırsatçılık yapmayı bırakın ve İzmir için bir şeyler üretmeye başlayın. Önce belediyelerde dönen rant ve rüşvetin önüne geçin. Bu şehrin belediyelerini, bu şehre hizmet üretecek bir yapıya kavuşturun. Belediyeleri kendi siyasi ikballerinize araç kılmaktan vazgeçin. Bu şehrin çığ gibi büyüyen sorunlarına çözüm üretin. İzmirlilere jakoben bir anlayışla tepeden bakmak yerine, dertlerini dinleyin ve dertleriyle hemhal olun. Belki o zaman bu şehrin vatandaşları size tam manasıyla güvenebilir ve bizlerden hesap sorabilme hakkınız doğar” açıklamasında bulundu.

İZMİR’İN O DÖNEM 450 TRİLYON BORCU SİLİNDİ!
İzmir ile ilgili konularda bundan sonraki dönemde çeşitli değerlendirmeler yapacaklarını ifade eden İl Başkanı Delican, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) temsilcilerini hedef aldı. Delican, “İzmir’de muhalefet partisinin yaptığı gibi laf üretmeyi değil iş üretmeyi amaçlıyoruz. Kocaoğlu İzmir’i yanıltmaya devam ediyor. Hükümeti kötüleyerek, hükümetin İzmir’e yaptıklarını görmezden gelerek, destekleri göremezden gelerek sanki İzmir’de ayrı bir yapı varmış gibi mağduriyet oynamaya çalışıyor. İlk gördüğü platformda algı operasyonlarıyla açıklamalar yapıyor. Kendisine şunu hatırlatmak istiyorum; 2004 yılında hükümetimiz büyükşehir yasasını çıkardığında Kocaoğlu, rahmetli Piriştina’nın vefatından sonra Türkiye’nin en borçlu ikinci belediyesini devralmıştı. AK Parti hükümeti olarak büyükşehir yasasından sonra Türkiye’deki tüm belediyelerin borçluluklarını azaltıp, belediyelerin borç batağından kurtulup hizmet üretmesini sapladık. İzmir’in o gün 450 trilyon borcu silindi. AK Parti icraatlarıyla silindi. Kalan borç da taksitlendirildi. Kocaoğlu ‘ben dünyada hükümetten daha iyi konumdayım’ diyor ya. İşte bu yüzden iyi konumda. Belediye paylarından aldığı ödeneklerle, iller bankasından en yüksek payı da İzmit’ten sonra İzmir alıyor. Kişi başına düşen gelirler 664 liralık seviyede. Türkiye ortalamasının çok üstünde. Türkiye ortalaması 450 lira civarında. Bunlar hükümetin direk aktardığı paylar” dedi.

KÖRFEZ NİYE TEMİZLENMİYOR?
“AK Parti hükümeti kararlı duruşuyla Türkiye’nin belediyecilik anlayışını değiştirdi” diyen Delican, Bugün İzmir Türkiye’de en yüksek payı ikinci sırada alıyorsa bu bizim adaletimizdendir. Bu paraları kendileri üretiyormuş gibi reklam yapmasınlar. Kocaoğlu aldığı kaynakları verimli kullansın, milleti yanıltmasın. Körfeze 2 buçuk yıl ÇED raporu alamıyorum dedi. Devamlı hükümetimizi şikayet etti. Açtık baktık. Neden verilmiyor. 2 tane rapor var. 2 rapor 2 buçuk yıldır bekliyor. Biz bunu dile getirdiğimizde bize cevap dahi veremedi apar topar Ankara’ya gitti. Başbakanın talimatıyla bunu biz çözdük. ÇED verildi. Niye temizlik başlamıyor?  Herkes kendi işini yapsın. Temizleyeceğim diyorsa başlayacak” açıklamasını yaptı.

GÜNEŞİN BALÇIKLA SIVANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
Delican, “Ulaşımla ilgili destek olmadığımız söylüyor. Bugün 18 yıldır bitirilemeyen çevre yolunu bitiren biziz. Kuzey çevre yolunda 76 kilometre yol yaptık. İzmir’in bütün atardamarlarını açıyoruz. Çandarlı’ya dünyanın en büyük 10 limanından birini yapıyoruz. Neyin yatırımını yapmıyoruz? Bir buçuk milyardan fazla para harcanacak bu projeye. Otoyol direk Çandarlı’ya bağlanacak. Güney aksında Kiraz’a kadar inen yolları duble yapıyoruz. Antalya otobanıyla ilgili proje hazır. İki turizm kentinin birbirine bağlayacağız. Ankara hızlı tren projesi Afyon’a kadar gelmiş durumda. Kemalpaşa’ya otoyol bağlantısını gerçekleştirdik. İzmir’i hızla ayağa kaldırıyoruz. Yol olmadan hiçbir medeniyet gelmez. Su sorunu var. Bir tane baraj yapmadılar. Söyledikleri bütün barajları hayata biz geçirdik. Gördes, su kaçağı var. İzmir’e suyu bu baraj verecek. Hükümetimizin İzmir’e o kadar çok katkısı var ki. Bunların söylemlerine karşı biz yolumuzdan şaşmayacağız. Güneşin balçıkla sıvanmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

HİÇ YOL ÜRETTİLER Mİ?
Delican, “Tramvay yapıyor. Buradan soruyorum; İzmir’in Ulaşım Master Planı var mı? Ve bu plana tramvay işlenmiş mi? İzmir’i inim inim inletiyorlar. Dolmuşları kaldırdılar. İnsanlar geçecek yer bulamıyor. Asla karşı değiliz. Daha ucuzdur. Mutlaka yapılmalıdır ama düzgün. Selçuk’a kadar uzatmış olduğumuz İZBAN hattını onlarla ortak yapan kim? Başbakan en son açılışını yaptı. Bergama’ya, Kınık’a kadar uzanacak. Limanı da buna dahil etmeye çalışıyoruz.  Hızlı treni otogara kadar getireceğiz. Demiryolu yatırımı yapmıyorsunuz diyorlar. 531 trilyonluk projeyi hayata geçireceğiz. Ulaşım konusunda bize hiç gelmesinler. Hiç yol ürettiler mi? İkinci bir aks daha yapılacak. Hükümetimiz İzmir’i rahatlatmak için her çalışmayı gerçekleştiriyor” diye konuştu.

ZEMİN MÜSAİT OLSA OTOPARK YAPACAKTIK
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’ın Alsancak Stadı hakkında yaptığı açıklamaları hatırlatarak eleştiri getiren Delican, “Sema Pekdaş’ın Alsancak stadı için bir bardak suda koparttığı fırtınayı biliyorsunuz. Biz hem Karşıyaka’da hem Göztepe’de otopark yapıyoruz. Burada zemin müsait olsa yapacaktık. Zemin balçık. Dar bir alanda yapıyoruz. Otopark için giriş mesafesi yok. Tüm dünyada butik statlarda otoparklar yapılmadan üretiyorlar. Önünden tramvay geçiriyorlar. Arkasında Halkapınar var. En ideal yerde Alsancak stadı. Yer göstersinler o stadı biz yapalım. Bu kadar iddialıyız. Onun altında sıvılaşma olduğu için yapılamıyor. Yönetmelik orada sıvılaşma varsa otopark yapılamaz diyor. Bunu açıklasınlar. Zemin müsait değil. Müsait olsa o da yapılır. Bir belediye başkanı bunu bildiği halde niye bakanlıkla konuşmaz? Niye siyasi pirim elde etmeye çalışır? Sanki biz otopark yapmıyormuşuz gibi davranıyor.

"BU DEPRESİF HALDEN VAZGEÇSİNLER"
Diğer statlarla ilgili yine fırtınalar kopardılar. Lütfen artık İzmirlinin önünü tıkamasınlar. 'Ben dava açmayacağım' diyor. Sen açmayacaksın ama belediyendeki oda temsilcilerinden biri açarsa ne olacak? Onlara açtırmayacağını nerden biliyoruz? Birilerine ihale edip sonra biz dava açmadık… Bizler bu algı yönetiminden algı depresyonlarından bıktık. Bu depresif halden vazgeçsinler.

İZBAN, İZDENİZ krizinde yaptıklarını biliyorsunuz. İşçiyi cezalandırıyorlar. Ben yaptım oldu mantığından vazgeçmeleri gerekiyor. Sokakta İzmirlinin sesini duymaları gerekiyor. Sokaktaki insandan ulaşım, alt yapı ve kentsel dönüşüm şikayetleri geliyorsa burada düşünmek gerekir. Karabağlar’da yep yeni bir kent hayata geçireceğiz. İzmir fuarının olduğu alan kadar yeni bir park yapıyoruz. Karabağlar’ın çehresini değiştiriyoruz. Karabağlar gece kondu değil de insanların gözlerinin parladığı bir kent haline gelecek. Bu hükümetimiz sayesinde olacak. Biz gel beraber yapalım diyoruz. Ama her söylemlerinde hükümet yardım etmiyor diyorlar. İzmirli vatandaşlarımızdan beklentimiz lütfen tek taraflı dinlemesinler. Bizim kapımız açık, gerçeğini anlatmaya hazırız” ifadelerini kullandı.