Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – İzmir’de görev yapan aile hekimlerinin yaşadıkları sorunlar kapsamında İzmir Tabip Odası binasında basın toplantısı düzenledi.
Düzenlenen basın açıklamasına İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, İzmir Tabip Odası Aile hekimliği Komisyonu Başkanı Doktor Sibel Uyar, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Kaynak ve İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Köse katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “Yaklaşık 15 ayıdır ülkemizde ve dünyada pandemi devam ediyor. Bu süreçte sağlık çalışanları özveri ile yaşamlarını riske sokarak olumsuz koşullarda hizmet vermeye çabaladılar. Pandemi ile mücadele çoğunlukla 1'nci derecede yapılması gereken bir mücadele. Aile hekimleri burada bütün olumsuz koşullar rağmen hizmet vermeye çalışıyorlar. Aile sağlık merkezilerinin fiziki yapısı salgın sürecinde bir kez daha ön planla çıktı. Kovid hastalarının başvuruları, aşılama sürecindeki fiziki mekan ile yaşanan sorunlar sağlık hizmetinde ciddi aksamalara neden oldu. Aile Hekimler bu nedenle bir kampanya başlattı ve Tabip Odası da bunu destekliyor" diye konuştu.
SONUÇ ÇIKMAZSA EYLÜL'DE YENİDEN BAŞLARIZ
Ay sonunda başlatılan kampanyanı biteceğini belirten İzmir Tabip Odası Aile hekimliği Komisyonu Başkanı Doktor Sibel Uyar, "Biz aile hekimleri mekanları için TTB Aile kolu olarak harekete geçtik. Pandemi de asıl mücadele 1'nci basamakta gerçekleşmesi gerekirken, bazı konularda bizler sıkıntılar düştük. Mekanlarımız uygun değil. Havalandırması olmayan odalarda çalışıyoruz. Bu kadar eksikliklere rağmen başarılıyız. Aile sağlıkları merkezi kamu tarafından yapılması çünkü bizim hizmetlerimiz kamu hizmetidir . Yakın zamanda İzmir deprem geçirdi, bizim 3 aile sağlık merkezimiz mekan sorunu yaşadı. Kamu binası olmadığı için bazı sorunlar ile karşılaştık. Deprem sonrası gerek devlet gerek belediye birçok depremzedeye destek vermesine rağmen kamu hizmeti yapana arkadaşlarımız bir destek gelmemiştir. Arkadaşlarımız bu konuda destekleri bekliyor. Bu kampanya Haziran sonu bitecek ancak 3 aylık beklemeye girecek. Biz takipçisi olacağız eğer sonuç alınamazsa Eylül ayından yeniden kampanya başlatacağız" dedi.
AİLE HEKİMLERİNE ÖNEM VERİLSE PANDEMİ BU KADAR AĞIR GEÇMEZDİ
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Kaynak ise, "Sağlık hakkı insanların temel yaşam haklarından bir tanesi, bunları kamu hizmeti olarak devletin herkese ulaşılabilir şekilde vermesi gerekiyor. Bunun temel aşaması birinci basamak sağlık hizmetleridir. Birinci basamak sağlık hizmeti demek, gebe takibi süreci de dahil olmak üzere hayatınızın sonuna kadar temel sağlık ihtiyaçlarınızın karşılandığı basamaktır. Bu büyün dünyada ilk sırada tutulmalıdır. Türkiye'de sağlık bütçesinin önemli kısmı 3'nci basamak dediğimiz hastane aşamasına yöneltilmektedir. Aile sağlık hizmetlerine önem verilse belki de pandemiyi bu kadar ağır yasamaz ve daha hafif şekilde atlatabilirdik" ifadelerini kullandı.
SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ GEREKMEKTE
Yetkilileri çözüm için çalışmaya davet eden İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Köse, "Türkiye 1960'larda başlayan sağlık ocağı sistemi, 1980'lerde başlayan sağlıkta dönüşüm sistemi ile atıl duruma getirildi. 2000'lerde aile sağlık hizmeti sistemi yitirildi. Kamu hizmeti veren hekimlerimiz, hizmeti vereceği mekanları kendileri belirlemek zorundaydı. Kovid gibi bir süreçte bu salgını ilk karşılayan hekimlerimiz ciddi sorunlar yaşadılar. İzmir özelinde bakarsak hem salgın hem depremde aile hekimlerimiz zor bir süreç yaşadılar. Yetkililerin bir an önce yetkin ve anlamlı bir çaba içine girip sorunları çözmesi gerekmektedir" diye konuştu.
KAPIYA KİLİDİ VURMAK ZORUNDA KALACAĞIZ
Bayraklı 4 Nolu Adalet Sağlık Merkezi Doktorlarından Yaşar Kamalı, "Depremde az hasarlı olmamıza rağmen binamızda 114 ailenin tamamı binayı terk etti ve binanın kentsel dönüşümden geçmesi kararı verdiler. Biz Sağlık Bakanlığına danıştığımızda az hasarlı binalarda çalışmaya devam etmemiz gerektiğini söylediler. Yazılı bir talimat istediğimizde bizlere yazılı bir metin veremeyeceklerini söylediler. Bizlerde 3 hafta kadar bir destek bekledik ancak herhangi bir haber gelmeyince bizlerde görevimize geri döndük. Şimdi üst katlarında sökülmüş panjurları olan apartmanın altıdan da sadece aile hekimliği ve eczane var. Sağlık Müdürlüğü ile görüştük ancak bize kesinlikle maddi açıdan bir destek veriledi. Bölgede yerleşebileceğimiz bir yer arıyoruz ancak binaların çoğu yıkıldığı için uygun bir yer bulamıyoruz. Bulduğumuz yerlerde ise maliyetleri karşılayamıyoruz. Bina kentsel dönüşüme girdiğinde ise mecbur olarak aile sağlık merkezimize kilidi vurmak zorunda kalacağız" dedi.