Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması ve toplumsal gelişimi için çalışan Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), Cumhuriyetin 100. yılında yatırım iklimini geliştirecek önemli bir etkinliğe imza attı. Finans sektörünün önde gelen oyuncularını, sanayici ve iş insanlarıyla buluşturan bir platform niteliğindeki ESİAD II. Yatırım Zirvesi İzmir İstinyepark Hyatt Regency’de gerçekleştirildi.
Zirvenin öğleden sonraki oturumunda ‘Kurumsal Finansmana Erişimde Halka Arz ve Sermaye Piyasası Olanakları’ paneli düzenlendi. Moderatörlüğünü Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop’un yaptığı panelde OYAK Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Naim Zorlu konuşma yaptı. Panelde sermaye piyasası ve halka arzlar konuşuldu.
AĞUSTOS AYINDA 2,5 TRİLYON FON
OYAK Portföy Yatırımın sektörde ilk 5’te yar aldığını kaydeden Zorlu “Yatırım tarafında hem halka arzı gerçekleştiren kurum hem alıcı tarafından kurumuz. Sektörde ilk 5’in içerisinde öne çıkan şirketlerden biriyiz. Bunu yatırım tarafı için söylemiş olayım. OYAK’a bir finans grubu olarak baktığımız için .Türkiye’de 71 aracı kurum 61 portföy yönetim şirketi var. Kurumsal yatırımcılar, minimum sabit getirili ürünler ya da değişken ürünlerden koymak durumundalar. Ağustos ayı itibariyle 2,5 trilyon civarında bir portföy yönetim şirketlerin yönettiği fonlar var. Fonların içeriğine baktığımızda bir kısmı emeklilik fonları bir kısmı da özel kuruluş olan fonlar” şeklinde konuştu.
ÖNLEMENİN YOLU YOK
Zorlu konuşmalarının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Özetle, portföy yönetim şirketleri değerleme raporlarını, şirketin faaliyet gösterdiği sektördeki potansiyel gelişmeleri, mevcut halka arzdan elde edilecek geliri nerede hangi kaynaklarda kullanılacağını, şirketi nereden nereye götüreceğini inceliyor ve bir karar veriyor. Buradaki temel kıstas, sermaye piyasalarının tabana yayılması yatırımcı sayısının 7 milyona ulaştı. Dönerci, midyeci diye eleştiriyoruz ancak böyle bir talebin olması önemli. Bu talebin yönetilmesi önemli. Emeklilik fonları ve özel sektör borçlanma araçları fonları gibi talep belki daha yüksek getirili fonlara kaydırılabilir. Buradan bir kısım yatırımcı kaydığında muaazzam bir rakam ortaya çıkacaktır. Bu kadar yatırımcı sert düşüşlerde olumsuz etkilenecekler. Girişimlerin devam etmesi ve bir köpük oluşumunu minimuma indirmek gerekiyor. Borsada bu köpük oluşumu önlemenin bir yolu yok. En azami gayreti gösterip minimuma düşürmek gerekiyor. Borçlanma araçları konusunda da tahvil bonoyu halka açık olmayan şirketler için halka açılmanın bir adımı olarak görüyoruz. Çünkü, kurumsallaşmanın ilk adımı, daha ucuz fon girişinden bahsediyoruz. Bono tahvilde ihraç tabanlı halka arza uymadığını düşündüğümüz firmaları o alana yönlendiriyoruz hazırlanmış oluyorlar. Değişik yönetim alternatif seçeneklerini bünyelerinde oluşturuyorlar. Bize geldiklerinde halka arz için hazır firma gelmiş oluyor. Sonrasında pazarlamak gibi bir yönümüz kalıyor”