GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
10 Mayıs 2016 Salı 11:35

Zeytinyağında çözüm reçetesi: Etikette coğrafi bilgi!

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, Türkiye'nin yılda 700 bin tonluk zeytinyağı üretimi hedefine ulaşılması için coğrafi sistem etiketlerinin kullanımının zorunlu hale getirilmesini istedi, bu sayede sektörün en büyük sorunu tağşişin bile çözülebileceğini söyledi.

Sektörünün amiral gemilerinden biri olan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin Başkanı Cahit Çetin, son yıllarda zeytin ağacı varlığının artırılması ile ilgili çalışmaları takdirle izlediklerini belirterek, Türkiye'nin hedefine ulaşması için hayati sorunlara dikkat çekti ve çözüm önerileri sundu. Toplam 95 milyon adet olan ağaç varlığının uygulanan politikalarla iki katına çıkarıldığını anımsatan Çetin, "Ben süreci mükemmel bir otobana benzetiyorum, yol harika ama üzerinde hiç trafik işareti yok. Arabayı dikkatsiz sürerseniz uçuruma uçma tehlikeniz var. Her şeyi mükemmel olan ama kuralları olmayan bir sistem yürümez" dedi.

DİKİLEN AĞAÇLAR YERLİ TÜR DEĞİL
Bu kurallardan birinin de coğrafi işarette konması gerektiğini savunan Çetin, "Bu konunun açıklıkta olmaması zeytinin pazarını bozdu. Zeytin türleri, varyete, zeytin çeşitliliği konusunda kimsenin bir tercihi yok. Ağaç varlığı ikiye katlandı, bu ağaçların büyük çoğunluğu da güneye dikildi. Ancak dikilen ağaçlara baktığımızda o bölgenin kendi türü değil, Kuzey Ege ve Gemlik türlerini görüyoruz. Sofralık zeytinde 'domat' veya 'memecik' türü olduğunu anlayabiliriz ama uzmanı değilseniz, zeytinyağında bunu bilme şansınız yok. Bu doğru bir şey değil. Bu bakımdan coğrafi işareti özendirmenin yanında zorunlu hale getirmek, tüketiciye ürünün orijinalinin nereden geldiğini etiketle belirtmek gerekiyor" dedi.

"TAĞŞİŞİ BİLE ORTADAN KALDIRACAKTIR"
Bu konunun üretici açısından da sakıncaları bulunduğuna işaret eden Çetin, "O bölgedeki değerli dostlarım bana kırılmasın ama bütün alıcılar, Edremit zeytini orada daha ucuz olduğu için güneyde. Ege Bölgesi talepsiz duruyor. Ben alıcıları kınamıyorum ancak bu işin standartlarını belirleyip, o cinsin orijinini etikete yazarsanız bu karmaşa ortadan kalkar. Bu konuda tüm kurumlara iş düşüyor. Yoksa bunca emeğin boşa gitme tehlikesi var. Güney bölgesi üreticilerine lafımız yok, coğrafi işaret bu sorunları ortadan kaldıracaktır, esasında tağşişi bile ortadan kaldıracaktır" diye konuştu.

"AVRUPALI ALICI BEŞ DAKİKADA ANLAR"
Çetin, Uluslararası Zeytin Konseyi'nin çalışmalarıyla zeytinyağı tüketiminin dünya yağ tüketimi içinde yüzde 3'lerden 4'lere, yıllık 3 milyon tondan 4 milyon tona çıkarılmasının yüksek ihtimal olduğu bilgisini vererek, "Bunun 1.5 milyon tonunu zaten İspanyollar üretiyor. Ek 1 milyon tonluk talebi düşünürsek Türkiye'nin koyduğu 700 bin tonluk üretim hedefi gayet yerindedir. Türkiye, bu talebe karşı en hazırlıklı ve şanslı ülkedir. Ancak dünya ikinciliği hedefine ulaşacaksak ulusal politikalarımızı ve kurallarımızı belirlemek zorundayız. Bu karmaşayı özellikle Avrupalı alıcı beş dakikada anlar ve bir daha da bizden yağ almaz. Bu ülkenin içinde tatlı su kurnazlığı sanıp da ticari rantla uğraşan insanlara sesleniyorum, bu karmaşadan biraz daha faydalanırsınız fakat bu yıkıntı sonra hepimizin üstüne gelir" dedi.

ANTALYA'DAN ALIP KÖRFEZ YAĞI GİBİ SATANLARA KINAMA
Sektörde bu aşamaya gelmek için çok çaba sarf edildiğini vurgulayan Çetin, şunları söyledi: "Bu çabaların heba olmaması, birilerinin haksız ticari kazançlarına çanak tutmamak lazım. Bu yaşananlar Kuzey'de markasını oluşturup kendi alıcısını yaratmaya gayret eden üreticiye yeri geldiğinde alıcıya 'Git Antalya'ya' deme hakkını veriyor. Antalya'nın yağına lafım yok ancak farklılıkları fiyat ve etikete yansıtmak gerektiğini düşünüyorum. Antalya'dan yağ alıp da Körfez yağıymış gibi satma politikasını güdenleri de buradan kınıyorum. Bunları görmüyor değiliz, görüyoruz."

KAMYON KAMYON FİDAN GİTTİ
Güney bölgelerine dikilen Kuzey Ege zeytin fidanlarının durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çetin, "Biz coğrafi işareti aldığımızda itirazlar olmuştu. Edremit ve Gemlik cinsinin Mut'ta da olduğunu söylemişlerdi. Tabii Kaliforniya'da da var. Mut'a Edremit'ten, Ayvalık'tan kamyon kamyon fidan gitti. Ama hayal ettikleri sofralık türler orada yetişemedi ve onlar da yağlığa döndü" dedi.

"KİMSE BİZDEN TÜKETİCİYİ SÜBVANSE ETMEMİZİ BEKLEMESİN"
Tariş'in ticari kaygıyla hareket etmeyen, yarı kamu niteliğindeki bir kuruluş olduğunun altını çizen Çetin, şöyle konuştu:"Sonuç itibariyle buradaki tehlike şu, üretici ürettiği ürünün karşılığını alamazsa bu Türkiye'nin hedefleri için de bir tehdittir. Biz üreticimizi korumak, Türkiye'nin sektördeki hedeflerine ulaşması için katkı koymak için varız. Ama kimse bizden tüketiciyi sübvanse etmemizi istemesin. Tüketici kaç liraya bu yağı yiyecek? O da devletin sorunu. Şu KDV'yi yüzde 8'den 0'a indirsin bakalım, bir görelim. Onu yapmadan tüketiciden fedakarlık istemek, fiyat artışlarını çiftçiye mal etmek, üreticiye 'Senin yüzünden pahalı yağ yeniyor' demek yanlıştır." (dha)