GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
12 Aralık 2022 Pazartesi 14:10

Zeytinin ölüm fermanı mecliste… Oda Başkanı Özdamar: Seçimde hesaplaşacağız!

Aydın-Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, önceki akşam torba kanun kapsamında meclise sunulan Maden Kanuna geçici bir madde eklenerek zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetine imkân sağlanmasıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada “Biz dünyada zeytin ve zeytinyağı ve lider olmayı hedeflemiş bir ülkeyiz. Zeytinlikleri yok ederek zenginliklerimizi yok ederek bu hedefimize ulaşamayız. Bu yasanın geçmemesi için mücadele edeceğiz. Zeytincilik kanununu yok etmek isteyen milletvekillerinin isimlerini tek tek yayınlayıp seçimde hesaplaşacağız” dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Maddeye göre; düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişiler tarafından ülkenin elektrik ihtiyacını karışlamak için yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlarda veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlara denk gelmesi ve faaliyetin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmadığı durumlarda Bakanlık tarafından izin verilebilecek.

Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar, yasanın yürürlüğe girmesi halinde bu kararın emsal olacağını sadece zeytin alanlarının değil tarım alanlarının yok olacağını söyledi.

SEKTÖRLER TARIM İLE SAVAŞ HALİNDE!
Özdamar, Türkiye’de sektörler arasında savaş olduğunu ve tarım topraklarına göz dikildiğini söyleyerek “3573 sayılı zeytinciliğin korunması kanunu, 1938 yılında çıkarılan ve Türk tarımının lehine olan tek yasadır. Ne tarlayı, ne dikilmiş ürünleri koruyacak başka bir kanun yok. Bu kanun defalarca meclise geldi. Sektörler arasında bir ekonomik savaş var. Bunların en önde gelenleri de maden ve enerji sektörü… Ardından turizm, şehircilik, ulaşım gibi sektörler bunları takip ediyor. Bunların her biri tarım topraklarının değerinin şehir içlerindeki arsalara göre daha ucuz olduğu için bu alanlara göz dikiyorlar. Şuur hatlarında ise yeşilliğe, ormana, tarıma, bitkiye karşı bir düşmanlık var. Çünkü bu yeşillikler onların betonları için kazı yapmaları önünde bir engel olarak görülüyor” dedi.

HODRİ MEYDAN DİYORUM!
Tarımın ikincil sektör olarak görüldüğünü kaydeden Özdamar, “Türkiye’de adı konulmamış bir ekonomik savaş var. Tarımla bu sektörlerin arasında, bu savaş hızla devam ediyor fakat acı olan da şu; burada devlet maalesef birinci sektör olan kamu, acil sektör, zaruri sektörü olan ve insanların doymasını sağlayan yegâne sektör olan tarımın yanında yer almıyor. Hatta çıkardıkları bazı çevre yasaları içerisinde ya da genel yasalar içerisinde öncelikli sektör kamu yararı olan sektörü maden ve enerji sektörü olarak kabul ediyorlar. Gerçekte ise madenin ve enerjinin tarım kadar bir aciliyeti yok. Bugün enerjisiz, madensiz hayatımızı idame ettirebiliriz ancak tarımsız olmaz. Çünkü tarım, giydiğimiz kıyafetten, yediğimiz bütün gıdayı üreten sektördür ve bizim tarımda üretmediğimiz iki gıda vardır. Birisi tuz, birisi maden suyu… Onun dışında tüm gıdayı tarım sektörü üretir. Bu ülke tarımı öncelikli ve kamu yararı olan sektör olmadığını iddia edenlere hodri meydan diyorum. Eğer tarım öncelikli ve kamu yararı sektörde ise onlarla gidelim ıssız bir dağ başına… Bir hafta elektriksiz, madensiz kalalım, bir haftada tarımın ürettiği bütün ürünlerden mahrum kalalım. Bakalım hangisi daha öncelikli sektör bunu görelim” İfadelerini kullandı.

ZEYTİNYAĞINDAN MAHRUM KALACAĞIZ
3573 sayılı zeytinciliğin korunması yasasının da ortadan kaldırılmasının hukuki olarak anayasaya aykırı olduğunu söyleyen Özdamar, “Bu yasanın 20. maddesi var. Bizim tarım arazilerimizi, zeytinlikleri koruyan bu yasa diyor ki, zeytinliklerin 3 kilometre yakınına kadar kimyasal toz veya herhangi üreten hiçbir şey yapılamaz. Tarım alanları içerisinde zeytin ile ilişkisi olmayan hiçbir bina inşa edilemez. Eğer mücavir alanı içindeyse ancak bunların içerisinde ziraat odalarının zeytincilik, araştırma enstitüsünün görüşü alınarak ve bakanlığın Tarım Bakanlığının da onayı alınarak ancak bunların olması halinde yüzde 10 civarında tarım-zeytincilik ile ilgili bir kuruluş binası inşa edilebilir, eklenti yapılabilir diyor. Bunun dışında bunun hiçbir açık maddesi yok. Fakat şu anda yapılması gereken öncelikle madenin yolunu daha sonra da enerji sektörünün yolunun açılmasıdır. Türkiye’de insanların sağlığı için en değerli yağ olan zeytinyağı ve zeytinden mahrum kalacağız” şeklinde konuştu.

BÜTÜN ALANLAR İŞGALE UĞRAYACAK
Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretiminde lider ülke olma hedefinde olduğunu kaydeden Başkan Özdamar “3573 sayılı kanun emsal gösterilerek Türkiye’de gıda yetiştirilen bütün alanlar işgale uğrayacaktır. Yasal olarak her zaman yaptığımız gibi şiddetle karşı çıkacağız. Şiddetle karşı çıkacağız. Biz dünyada zeytin ve zeytinyağı ve lider olmayı hedeflemiş bir ülkeyiz. Zeytinlikleri yok ederek zenginliklerimizi yok ederek bu hedefimize ulaşamayız ve bizim yüz binlerce çiftçimiz zeytin üreticisi düşünün ki Marmara’dan başlamak üzere Kilis’e kadar çok geniş bir coğrafyada, yüz binlerce çiftçinin toprakla arazileri artık yok olma tehlikesi ile karşı karşıya” diyerek sözlerini sürdürdü.

DAHA FAZLA TOPRAK KAYBETMEK İSTEMİYORUZ
Özdamar konuşmalarının devamında şunları kaydetti: “Bununla ilgili olarak hem mecliste hem Ziraat odaları birliği genel merkez olarak hem Ziraat odaları olarak hem de basının bu işi gündeme taşımasıyla biz mücadelemizi sürdüreceğiz… Biz hiçbir madencinin enerji sektörünün veya diğer sektörlerin arazilerine üretici olarak göz dikmiyoruz. Onlar da bizim arazilerimize göz dikmesinler ve şunu da söyleyeyim, biz hiçbir fabrika bahçesine enerji santrali bahçesinin zeytinlik yapmak istemiyoruz. Onlar da bizim zeytinliklerimizi, maden sahası ve enerji alanı olarak kullanmaya teşebbüs etmesinler. Danıştay bunu defalarca daha önce iptal etti. Bu yasayı Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bu yasayı yine iptal edecek ancak şu var burada bir organik bağının ortaya çıkarılması lazım. Bu işin Türk tarımına, Türk insanına bir faydası yok. Türkiye'de marjinal topraklar veyahut da tarım dışı toprakların miktarı çok fazla, işlemlerini diğer sektörler o alanlarda yapsınlar, tarım topraklarını göz dikmesinler. Çünkü son 15 yılda bizim kaybettiğimiz tarım toprağı miktarı 3 milyon 200 bin dekar biz daha da fazla toprak kaybetmek istemiyoruz.

SEÇİMDE HESAPLAŞACAĞIZ
Çiftçimizin elinde kalan toprak miktarı, şu anda kendilerinin karnını doyurmaya yetmiyor. Yeni nesiller de tarımla uğraşmıyor. Çiftçinin yaş ortalaması 57’ye ulaştı. Bugün en alt ve geliri en az olan sektör tarım haline geldi. Buna sebep olanlar hesabını hem bu dünyada hem öbür dünyada verir, çünkü bütün kutsal kitaplarda iki meyveden birisi, iki bitkiden birisi zeytindir. Onun için biz burada mücadelemizi nasıl Soma’da kazandıysak diğer yerlerde kazandıysak bu mücadele kazanılacaktır. Zeytincilik kanununu yok etmek isteyen milletvekillerinin isimlerini tek tek yayınlayıp seçimde hesaplaşacağız. Bu kanun geçerse emsal teşkil edecek sadece zeytin değil tüm bitkiler için. Bu kanunun çıkmaması için bütün muhalefet partileriyle iktidardaki milletvekilleriyle zeytincilik yapanlarla görüşmeler yapacağız”