GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
22 Ocak 2016 Cuma 13:07

Yüksel’le CHP gündemi: Ekip diye bir şey yok!

CHP İl Başkanı büyük kurultayın ardından parti gündemini değerlendirdi. PM sürecini anlatan Yüksel, ‘ekipçilik’ eleştirilerini yanıtlarken, il kongresi ve sonrasında yaşananlar üzerinden birlik mesajları verdi.

EGEDESONSÖZ -  CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, Ben TV yayınına konuk olarak önemli açıklamalarda bulundu.

Hafta sonu yapılan büyük kurultayı İzmir cephesinden değerlendiren İl Başkanı Yüksel, PM için liste sürecini de anlattı. CHP İl Başkanı ‘ekipçilik’ eleştirilerine yanıt verirken, il kongresinde ve sonrasında yaşanan krizler üzerinden de birlik mesajları verdi.

İŞTE YÜKSEL’İN AÇIKLAMALARI  

Kurultayda Genel Başkan’ın listesinde yer alan birçok isim çizik yedi. Siz bunu neye bağlıyorsunuz? Genel Başkan’a neden fatura neden kesilmiyor?

Kamuoyunda ‘Genel Başkan çizik yedi’ gibi algılar oluştu. Bu algı yanlış… Çizikler CHP’de parti içi demokrasinin çalıştığını gösteren bir göstergedir. İl kongresinde de kurultayda da CHP’liye baskıyla bir şey yaptıramazsınız. Özgür iradesiyle oy kullanır. Genel Başkan partideki eski alışkanlıkları uygulamayan bir isim… Genel Başkan PM’ye kim girerse çalışacak rahatlığındaydı. Bu kurumlarda görev almanın zorlukları vardır. Kendi seçim bölgenizden koparsınız ülkeyi dolaşırsınız. Koltuk yükseldikçe herhalde insan kırıcı da olabiliyor. En önemlisi parti yüzde 25 takılıp kalmıştı. Partiyi güçlü bir iktidar partisine dönüştüremiyorsunuz. Bir şekilde partiyi yönetenlere kurultaylarda fatura kesiliyor. Genel Başkanlığa adaylar vardı. Genel Başkan çalışkan dürüst inançlı çıkar peşinde olmayan bir isim. Tabanda ‘Genel başkan devam eder, kadrolarında sorun var’ düşüncesi oluştu herhalde. Kurultayda böyle bir sonuç çıktı.

Kurultayı İzmir açısından değerlendirir misiniz?

İl yönetim kurulu toplantımız vardı. Bir değerlendirme yaptık. İl yönetimimdeki bütün arkadaşlarımız kurultay sonuçlarından memnun olduğunu ifade ettiler. Ve bu konuda tebrik alıyorum. ‘İlk kez böyle bir şey oluyor, ilk kez bu kadar güçlü temsil ediliyoruz’ diyorlar. İlk kez değil. Yıllar önce yine benim il başkanı olduğum dönemde temsil fazlaydı. İzmir sayısal olarak güçlü oldu. Nitelik olarak ufak tefek tartışmalar oluyor. Ne yaparsanız yapın eleştirileri yüzde yüz kesmek mümkün değil… Tartışmayı asgariye indirmek için kurultay delegelerimizle vekillerimizle belediye başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla toplandık. Hepsinin görüşlerini aldım. Aday olmak isteyenlere sordum. Önerileri aldım. Genel Başkanımız il başkanlarına ‘5’er isim yazın’ dedi. Ben 10’un üstünde isim yazdım. ‘Aday olmak isteyenler varsa söylesin onları da Genel Başkan’a iletirim’ dedim. İsimleri açıklamadım tartışma olur diye… Toplantıda aday isimlerini aldım. İçime sinmedi. Tek tek ilçe başkanlarımızı aktardım. Adaylar şekillendi. ‘Bunlardan hangilerini görmek istiyorsunuz?’ diye sordum. Genel Başkan’a bana fikrimi söyle derse söyleyeceğimi de zaten açıklamıştım. 104 kişilik anahtar listesi sonrası ve 52 kişilik listeyi 3 il başkanına hazırlamamızı söyledi. Olmazlarını da söyledi. Ben aday olan arkadaşlarımızın tamamını söyledim orada… Vekillerin takdirini Genel Başkan’a bırakmıştık. İzmir’den Genel Başkan’a ilettiğimiz listede vekil yoktu. Vekillere Grup Başkanvekillerinden haber gelmeden aday olmayın dedim. Genel Başkanımızın önüne gelen 150’den fazla isim vardı. Genel Başkan o liste üzerinden 104’e hatta 105’e düşürdü. 52 kişilik listede benimle olursa iyi olur dediği isimleri söyledi ve 52 kişilik liste için biz çalıştık.

Ekipçilik yapan bir il başkanı olarak görülüyorsunuz? Partide bu anlayışı değiştirmek için neler yapacaksınız?

Partiyi kamuoyunda tartıştırmak istemiyorum. Ekip diye bir şey yok! Bana gelip ‘Ekipte siyaset yapmak istiyorum’ diyorlar. Yok öyle bir şey. Haksız bir eleştiri... Doğru olmadığını en iyi anlatan örnek ilk il başkanı seçildiğimde yönetim kurulu 3 ayrı listeden oluştu. Kemal Karataş’ın Selçuk Ayhan’ın listesinden de 10’ar isim girdi. Zor bir yönetimdi. 3 yıl boyunca oybirliğiyle kararlar aldık. Ekipçilik yapmadık. En iyi bildiğim konuları bile dönüp dönüp sordum. ‘Benim listem-onun listesi’ demedim. Ekipse hepsi ekibim. Dikkatli izleyin. İl kongresinde 2 arkadaşımız dışarıdan geldi. Bir belediye başkanının desteklediği diğer listede yer alan ve o belediye başkanına yakın bir isim olan Hatice Tatlı’yı başkanlık divanına aldım. Kamil Okyay Sındır’ın PM’de olması gerektiğini özellikle söyledim. Niteliklidir, birikimlidir, kavgacı değildir. Parti kültürünü almış herkesle çalışırım. Benim derdim partiyi büyütmek. Oy oranını yüzde 60’a taşımak istiyorum. Bunu dar bir ekiple yapamazsınız. Kavga ederek yapamazsınız. Ezber boza boza geliyorum. Partinin İzmir’in ihtiyacı var dendi. Son anda aday oldum. Bunu bile 3 gün kala kabul ettim. Görevi yaptıktan sonra jübilemi yaparak giderim.

Kongrede oy farkının az olmasını neye bağlıyorsunuz?

Kısa bir zaman kala aday oldum. İlçeleri dolaşamadım. Delegeyle bire bir görüşemedim. 400 imza vardı. Destek çok olunca istek de çok olur. Değerlendiremezseniz karşıya gider. Çarşaf listeli seçim zordur. Boş oy iptal oy çıkar. 100’e yakın boş ve iptal vardı.

Milletvekillerinden ve parti içinden gelen eleştirilere ne diyorsunuz?

Kırgınlık kızgınlık olabilir. Kongre günü çeşitli tartışmalar yaşandı. Tuncay Bey’in konuşması sırasında olaylar oldu. Ben orada yoktum ama olsaydım engellemek için her şeyi yapardım. Devamında Yüksel Çakmur ve Aziz Başkan’ın gergin konuşmaları oldu. Bunlar da yanlış bana göre…  Bunu kurup kurup baltaya tabancaya dönüştürmeyin diyorum. Partiyi toparla dediler bana. Ona buna vurursam nasıl toparlarım. Gücümüzü enerjimizi dışa dönük harcayacağız.

Balbay’ın adaylığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Balbay’la defalarca konuştuk. Demokrasiye inanıyorsak eğer herkes istediği yere aday olabilir. Vefa gibi konular başka bir şey. Partiyi daha iyi yönetebileceği ile ilgili iddiaları vardı. Aday oldu. Düşüncelerimi aktarmak istiyorum dedi. Ben de saygı duydum. Onun imza toplayamamasını il başkanlarıyla demokrasi ayıbı olarak düşündük. Başka partilerde adam aday oldu diye dövüyorlar!



Partide ulusalcı kesimle ilgili sıkıntılar olduğu söyleniyor. Bunu nasıl toparlayacaksınız?

Varmış gibi göstermeye çalışanlar var. Bunu yapanlar yüzde yarım oy bile alamayan particikler. CHP ile niye uğraşıyorsun? İktidarla kol kola bunu yapan bir anlayış var. Ulusalcılık ülkenin çıkarlarını korumaktır. Biz bunu böyle görüyoruz. Yeni CHP ne diye sorarsanız, böyle bir kavram var. Genel başkan ilk seçildiğinde de söyledi. Genel Başkan seçilmeden önce partimizin oyunun yüzde 19-20’lerde olduğu görülüyordu. Genel Başkan’dan sonra yapılan araştırmalarda ise yüzde 30’lara çıktığı görüldü. Yeni CHP diye söylenilen şey bu. Biz seçim barajının kaldırılmasını istemiyorduk. Şimdi ise kaldırılmasını istiyoruz. Siyasi partiler yasasının değişmesini istiyoruz. Kendi içimizde parti yarışlarında delegeler dövülmesin istiyoruz. Her aşamada yeni değişimler istiyoruz. İdeoloji anlamında bir değişim yok. Yeni CHP budur. Bende göğsümü gere gere yeni CHP’liyim diyorum.

İzmir için ortak çalışma anlamında diğer partilerle çalışma yok. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Hizmet için seçilmiş siyasetçiler olarak ben herkese saygı duyuyorum. Asla düşman gibi davranmıyorum. Hizmet için çağrı yapıyorum. Gelin birlik olalım. Önce kentteki siyaset anlayışını değiştirelim. Bize katkı koyun. Ankara’dan İzmir’in projelerinin geçmesini sağlayın. AK Parti il başkanıyla bir araya geleceğiz. Kendisiyle konuştuğumda ziyarete geleceğini söyledi.