GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
11 Mart 2016 Cuma 08:59

Yüksel’den çarpıcı mesajlar: Karabağ’ın sözleri, ‘aile şirketi’ eleştirileri ve örgüt!

CHP İl Başkanı Yüksel, parti için krizleri, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın ‘siyasi aktör’ çıkışını ve AK Parti cephesinden gelen CHP’li belediyelere yönelik ‘aile şirketi’ eleştirilerini tek tek yorumladı.

EGEDESONSÖZ – CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel Kanal 35’te yayınlanan Farklı Açı programında Egedesonsöz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar ve Gazeteci Çağdaş Yılmazer’in sorunlarını yanıtladı.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir ziyareti hakkında bilgi veren CHP İl Başkanı Yüksel, parti içi krizleri, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın ‘siyasi aktör’ çıkışını ve AK Parti cephesinden gelen CHP’li belediyelere yönelik ‘aile şirketi’ eleştirilerini de tek tek yorumladı.



ZİYARETİ VE PARTİ POLİTİKALARINI ANLATTI
Söze Genel Başkanı’nın İzmir çıkarmasıyla başlayan CHP İl Başkan Yüksel, “Sayın Genel Başkanımız Cuma günü (bugün) kente gelecek. Önce EGİAD’ın programına katılacak ardından SODEM zirvesiyle birlikte kentle buluşacak. Türkiye’nin ekonomik sorunları var. Coğrafyamız, Ortadoğu cehenneme dönmüş durumda... Güneydoğu aynı şekilde… 3 milyon insan Türkiye’ye gelmiş. Onları örnek alan diğer ülkelerden vatandaşlar da aynı şekilde gelmeye devam ediyor. Güneydoğu Anadolu bölgesinde kentler boşalıyor. AKP’nin yanlış dış politikaları sonrası oluşan bu durumda bütün komşularımızla ilişkilerimiz bozulmuş. Rusya ile de bozulduktan sonra turizm ve tarım büyük derecede etkilendi. Önümüzdeki sezonda büyük kaygılar var. Bir çok otel kapısını açmayacak durumda… Tarım büyük ölçüde etkilendi. İzmir’de bu anlamda büyük zarar görüyor. Ekonomi ve iş dünyası etkilendi. İktidarın İzmir’e şaşı bakışı sayesinde bir çok sorun yaşıyoruz. Her seferinde söylediğimiz gibi teşvik anlamında gerideyiz. Biz CHP iktidarında teşvik politikalarını kökten değiştirmeyi düşünüyoruz. Üretimi teşvik ederek, sektörel anlamda teşvik etmeyi düşünüyoruz. Bütün çevremiz üçüncü derece teşvik bölgesi fakat İzmir birinci derece teşvik bölgesi… Bu olumsuz etkiliyor. Manisa organize sanayisinde yer bulamıyorsunuz. İnsanlar fabrikalarını, iş yerlerini oraya taşıyor. Buralardan göç ediyorlar. Genel başkanımız bu sorunların tümüne değinerek, çözüm önerileri sunacak. Ayrıca iş adamlarının sorunlarını dinleyerek, CHP iktidarında, yaşanan sıkıntılara çözüm önerileri sunacak” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın tarihi İzmir zirvesi ve mülteci sorununa çözüm arayışlarını da değerlendiren İl Başkanı Yüksel, “Başbakanlık Ofisi’nde ilk etkinlik yapıldı, bu yönden sevindirici bir durum… Aslında biraz da ironi var. 10 ay oldu açılalı, 'Önemli toplantılar yapılacak, önemli isimler ağırlanacak, Bakanlar Kurulu burada toplanacak, İzmir’in sorunları havada kalmayacak' dendi ama süreç boyunca hiç kullanılmadı. İlk kez önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Komşu başbakan geldi. Önemli bir gelişme fakat 10 ay boyunca bir kez bile kullanılmaması 7 Haziran seçim yatırımından başka bir şey olmadığını gösteriyor. Başbakan, Çipras’a 'siz de kullanırsınız' demiş galiba. Çipras bile daha fazla kullanabilir. Başbakanlık ofisleri insanlara bir şey kazandırmıyor. İnsanlar bir şeyler kazandırıyor. Hangi sorunu çözüme kavuşturdunuz? Körfez Projesi’ne 3 yıldır ÇED verilmiyor. Büyükşehir Belediyesi elinden geleni yapıyor. TCDD ile ortak bir projedir. TCDD de dip derinliğini artıracak. Daha büyük gemilerin limana girmesini sağlayacak. Liman para kazanacak. Ne o yapılıyor ne de izin veriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tek başına Fuar İzmir’i yaparak Türkiye’nin en büyük fuarını yapıyor. Kavşak problemi var bir türlü çözüme kavuşturulmuyor. ESBAŞ’taki sanayicilere 'Reklam yapıyoruz, 7 dakikada havaalanındasınız' diyorlarmış. Misafirleri tekrar telefon açarak '70 dakika oldu, daha çıkamadık' diyorlarmış. Yeni yol ve kavşaklar açılmıyor. Tabi İzmirli bunu bilmiyor. Yarımada’da baraj problemi oldu. Hükümet programından çıkardı. Büyükşehir programına aldı. Fakat iptal edildi. Gerekçe ise içme suyu ihtiyacı yokmuş. Arıtma deyince zaten İzmir saniyede 6 litre, Ankara ve İstanbul 4 litre arıtabiliyor. Ankaralıların vay haline! Dişlerinizi fırçalarsanız, diş hastalıklarına yakalanırsınız” diye konuştu.



AVRUPA PAZARLIK YAPIYOR!
Yüksel, Suriye’deki iç savaştan Ege Denizi’ne taşınan facialarla kıtanın kanayan yarası olan mülteci sorunu hakkında da, “Mülteci sorunu söylediğim gibi dünyanın en büyük sorunlarından biridir. Savaş politikasının Ortadoğu’da oluşturulmasıdır. Emperyalist ülkelerin kendi çıkarları için bu savaş oluşmuştur. Biz de yanlış dış politikalarımız sonrası savaşın içinde bulunduk. Denetim yok. Kötü koşullarda geçişler yapılıyor. Hastalık, terör denetimsiz şekilde giriyor. Önemli bir kısmı için Ege Denizi’nin mavi suları ölüm çukuru haline geldi. Avrupa’nın bu çığlıkları duymaması mümkün değil. Avrupalılar Türkiye ile pazarlık yapıyor. Almanya Türkiye’yi engellemek için 'Al sana para verelim' diyor. Türkiye’de bir çok sorun var. Demokrasi sorunu var. Bunu pazarlık olarak değerlendirmek kötü bir durum…” açıklamasını yaptı.

ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ!
Yüksel mülteci sorununa paralel olarak Vali Mustafa Toprak tarafından yalanlanmasına rağmen gündemdeki yerini koruyan ‘Dikili’ye geri kabul merkezi’ iddiasını da değerlendirdi. CHP İl Başkanı, “Bu konu gündemde… 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz' demişler. İlk önce lafı çıkıyor, sonra gerisi geliyor. Dikili’ye zarar verecek bir şey istemiyoruz. Turizm ve tarım dip yapmış, Dikili’de ikisi de olduğu için daha fazla zarar görmesi düşünülemez” diye konuştu.

MESAFE KAT ETTİK!
Yüksel programda parti için sıkıntılara da değindi. Kongre sonrası oluşan parçalanma fotoğrafını, İl başkanı seçildikten sonra çok sayıda Ankara ziyaretiyle hiyerarşinin delinmesini yorumlayan Yüksel şunları söyledi: Bu konuda çok önemli bir mesafe kat ettik. Ben il kongresi sonrası konuşmamda ve sonrasında parti içinde kavgayı, dövüşü bitireceğim dedim. Herkes yeni dönemde daha da dostça bir tavır sergileyecek dedim. Kimse kimseyi sosyal medyadan, medya önünde eleştirmeyecek dedim. Sağ olsunlar, hemen hemen herkes buna uydu. O günden beri parti içindeki bir tartışma kamuoyunda gündeme gelmedi. Herkes sevinerek karşıladı. Genel başkanımızla görüşmek izine tabi değildir. Kongrede bana oy vermeyen üç ilçe başkanımızla da iyi ilişkiler kurduk. Olumlu katkılarda bulunmaya çalışıyorlar. Asarak, keserek bu işler olmuyor. Herkes seçilerek geliyor. Beni desteklememiş olabilir, beni, sevmeyebilir. Fakat o kongrede yaşananlar orada kalır. Aslında kelle koltukta siyaset yapıyoruz. Yurt severlik düzeyinde siyaset yapıyoruz. Çünkü büyük riskler taşıyor. Biz de siyaset yapmak kolay değildir…

YETERLİ BELGE VAR MI ONA BAKIYORUZ
Yüksel, ilçelerde yaşanan krizlerin sürekli Genel Merkez’e taşınması konusunda ise, “Giden sayısı giderek azalıyor. Bu demek değildir ki disiplin olmayacak, tabi ki de disiplin olacak. Tüzük çerçevesinde yapılan yanlışlar disiplinle değerlendirilecek. Bununla ilgili adımlar attığınızda disiplin cezası üzerine Ankara’da soluk alabilirler. Ankara’dan da farklı cevap alabileceklerini düşünmüyorum. Salı günleri grup toplantısı var. Grup toplantısı sonrası toplantıya giden herkesi Genel Başkanımız odasına kabul ediyor. Bir kapıdan girip selam verirsin. O arada fotoğraf çektirirsin. Çektirdiğin fotoğrafı sosyal medyada paylaşarak yarım saat sohbet ettik falan diye yazarsın. Bunlar engellenebilir şeyler değil. Ama disiplin sorunu varsa kararı verecek olan bağımsız disiplindir. Bizler disipline gönderilmeyle ilgili yeterli belge var mı ona bakıyoruz” dedi.

KARABAĞ’A YANIT
CHP İl Başkanı’ndan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın ‘Siyasi aktörler değişmelidir’ şeklindeki açıklamasına yanıt da geldi. Yüksel, “Belediye başkanımız ne anlamda söyledi bilmiyorum. Bizi mi kastetti bilmiyorum. Herkes herkesi beğenecek diye bir şey yok. Bunları herkes söyleyebilir. Bunları herkes söyleyebilir fakat herkes kurallara uyacak. Herkes yüzde 60 hedefine ulaşmak için kurallar uyacak. Beni beğenip beğenmemesi önemli değil. Ben kimseye kırgınlık taşımıyorum. Diğer arkadaşlarıma da bunu öneriyorum. Daha başarılı olurlar” diye konuştu.



AKRABALARI NAMUSUYLA ÇALIŞIYORSA…
İzmir’de birçok kez tartışma konusu olan ‘torpil listesi’ bu kez AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Hüsnü Boztepe’nin çıkışıyla gündeme oturdu. AK Parti İl Başkan Yardımcısı Boztepe sosyal medya hesabından Çiğli ve Menemen Belediyesi’ndeki durumun fotoğrafını paylaşarak CHP’li yöneticilere seslenmişti. Yüksel programda bu eleştirileri de yanıtladı. CHP İl Başkanı, “Bu konuda tespit ettiğim bir şey yok. Kısa bir süre önce AKP İl Başkanı da böyle bir açıklama yapmıştı. Ben gereken cevabı verdim. Hüsnü Boztepe benim muhatabım değil. Ona muhatapları olan meclis üyeleri il yöneticileri gereken cevabı verir. Böyle bir konuda konuşacak en son kişi AKP’li biridir. Bir AKP’linin CHP’li belediye ayrımcılık yapıyor diye söyleyecek durumda değiller. AKP gelirken 3Y diye gelmişlerdi. Yolsuzlukları en üst noktaya taşıdılar. 17-25 Aralık operasyonlarında tapelere yansıyanlar hakkında hesap vermediler. Dünyada demokratik ülkelerin siyasi tarihinde bu kadar yolsuzluk ve hırsızlık olayına rastlanılmamıştır. Bunun üzerine örtmek içinde yargıda, emniyette darbe yapılmıştır. Üzerini örtmek için yargı önünde hesap vermekten kaçmışlardır. Kemalpaşa Belediyesi’nde AKP’li olmayan tüm işçileri işlerinde ettiler. Hukuken böyle bir çerçeve yok. Belediye başkanlarının akrabaları namusuyla bir yerde çalışıyorsa ve kazandığı parayı hakkediyorsa çalışabilirler…” dedi.

İŞSİZLİĞİ YARATAN AKP İKTİDARI
Yüksel ayrıca, “Büyük bir işsizlik var. İzmir’de daha önceki rakamlarda 250 bin işsiz vardı. Bunun 150 bini bizim partilimiz. Bu işsizliği yaratan AKP iktidarıdır. 2002’de büyük bir kriz sonra iktidara geldiğinde yüzde 8,2 işsizlik vardı. Sonra bu oran yüzde 10’ların üzerine çıktı. İzmir’de yerel yönetimlerde biz olduğumuz için çok iş talebi var. Bizim belediyeler olarak bunu çözme imkanımız yok. Büyükşehir Belediyesi yatırım yaptıkça istihdama katkısı oluyor fakat yapabildiğimiz onlardır. Bayraklı, Bornova, Çiğli gibi belediyelerimiz işsizlere eğitimler vererek sanayide iş sahibi yapmaya çalışıyoruz. En çok eleştirildiğimiz konuların başında geliyor, 'İş talebimizi karşılamıyorlar. İş bulamadı, ilgilenmedi' gibi eleştiriler var. Her il başkanı sonrası CV’ler yenileniyor. Çoğuyla görüşüyorum fakat görüşmek yetmiyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” mesajlarını verdi.

‘BİZSİZ OLMAZ’ PROJESİ
CHP İl Başkanı programın son bölümünde partinin İzmir’deki oylarını yüzde 60’a çekme hedefiyle yola çıkan ‘Bizsiz olmaz’ projesi hakkında bilgi verdi. Yüksel şöyle konuştu: Bizsiz olmaz projesini önemsiyorum. Geçmiş dönemlerde partinin çeşitli kademelerinde görev yapmış kişilerin ve yeni kişilerin bu projeye katkı sunmasını istiyorum. İl kongresinde sonra ilçe başkanları, belediye başkanları, ilçe kadın ve gençlik kolları başkanları, yönetim kurulları, eğitim sekreterleri, parti eğitmenleri ile bir araya gelerek toplantılar yaptık ve önümüzde bir hedef koyduk. İzmir’de yüzde 45 olan oylarımızı yüzde 60’lara çıkarmaktır. Bütün CHP'lileri bu hedef nasıl kilitleyebiliriz diye çalışmalar yapıyoruz. Bunun ilk adımı olan sandık bazlı örgütlenme modelinden geçmektedir. Daha önce 2 seçim geçirerek bunun meyvelerini toplamıştık. Bugün yeniden revize ederek, daha da genişleterek Genel Merkez’le birlikte hayata geçireceğiz. Her sandıkta bir örgüt olacak. 3 kişi diyordum ama 6 kişi olsun istiyoruz. Eğitmenlerimiz eğitecekler. Eğitimden sonra sandıkta ne kadar insan oy kullanıyorsa; 100 aile mi oy kullanıyor, o örgüt 100 aileyi ziyaret edecek. Evlerine gidip ahkam kesmeyeceğiz. Gidip, 'Biz CHP’nin bu mahalledeki temsilcileriyiz. Tanışmaya geldik. İhtiyaçlarınızı karşılamaya geldik. Sohbet edeceğiz' diyeceğiz. Sohbet esnasında örgütümüz tespit ettiği eksiklikleri  karşılayacak. Yeri gelince boya yapamayan ailelerin evleri boyanacak. Eksiklikleri tamamlanacak. İyilik yaparak ailenin güvenini ve dostluğu kazanacağız. İyi kötü de oylarının nereye vereceğini tahmin ederler. Hem seçmen kazanıyorsunuz hem de dostluğunuz gelişiyor. Bizim sorunumuz, milletvekili gelir kendimize yakın olan kahvehanelere ve derneklere götürülür. Bizim gibi düşünmeyen insanlara ulaşamayız. Biz bir şekilde gerçek seçmene ulaşacağız. Danışma Kurulu toplantımızı da yapacağız. Daha da genişleterek sürece herkesi dahil edeceğiz. Seçmene hep beraber ulaşacağız.