GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
19 Mart 2022 Cumartesi 09:58

‘Yerime kayyum atamak istediler’ dedi... 'Ne mezarıma tükürtürüm ne de arkamdan küfür ettiririm!'

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme getirdiği Karaburun Kaymakam’ı Serap Özmen Çetin’in kayyum olarak atanmak istediği iddiaları üzerine açıklama yaptı. Bunu göreve geldiğinden beri isteyenlerin olduğunu belirten Erdoğan, “Bizim vekillerimiz geliyor... Geldiklerinde onlar da duyuyor. O yüzden dile getiriyorlar. Millet bizi tanıyor, bunları kaale almıyor. ‘Benden size iş çıkmaz’ dedim. Ben ne mezarıma tükürtürüm ne de arkamdan küfür ettiririm!” dedi.

EGEDESONSÖZ - Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, SONSÖZ TV’ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Başkan Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.

Başkan Erdoğan, Son zamanlarda tartışmalı konulardan biri olan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın Karaburun’da konut yapmak istemesi üzerine gelişen süreçten, Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin’in arazi satışı ve ‘Zeytin Salamura Tesisi’ tartışmalarına; yerine Kaymakam’ın kayyum olarak atanmak istenmesi iddialarından, yargılandığı davalara kadar değerlendirmelerde bulundu.

BAKANA YANLIŞ ŞEYLER ANLATILIYOR
Son zamanlarda gündemde olan Karaburun’a Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yapılmak istenen konutlara belediye olarak karşı çıkılması konusu hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na gidip tartışmaları aydınlatacağını belirterek “Çevre Şehircilik Bakanlığı’na teşekkür ettim, gerçekten çok uyumlu çalıştık. Sadece en son yapılaşmayla ilgili TOKİ’yle sorun yaşandı. Randevu talep ettik. Onu bekliyoruz. Belediye başkanı olarak anlatacağım. Alttan başka şeyler aktarılıyor sanırım. Karaburun’da gayrimenkullerin fiyatlarını biliyorsunuzdur. 4-8 milyon... Kiralar da belli. Zaten yerleşik halkın çoğunun evi ve yerleri var. Ekonomik olarak ülke krizde olduğu için zorluk çeken insanlarımız var. Bir de TOKİ yüzde 20’sini buradaki insana satmak zorunda, geri kalanı başkasına satacak. 81 parça denizli parselleri var. Bize Parsel numaralarını belirttikleri yazı geldi. Hepsi Orman alanı, tarım alanı, yerleşimin olmadığı yerler... ÖÇK ilan edilirken bozmayın dendi onlar buraları istiyor. Biz buna karşıyız. Biz yağı bile dışarıdan alıyorsak neden tarımı imara açıyorsun. Zaten inşaat maliyetleri yüzünden TOKİ’nin yapmak istediği binanın maliyeti çok yüksek olacak... Nasıl alabilecek o insanlar, bilmiyoruz. Orada imarlı parselleri yoksa tamam diyeceğiz ama var. Varken neden tarım alanlarını imara açmayı düşünüyorsunuz?

Ben de gidip bunları anlatacağım. Bence bakana bazı şeyler yanlış iletiliyor. Biz bugüne kadar üst kademelerle yaptığımız çalışmada hiç sorun yaşamadık. Demek ki yanlış bilinen şeyler var. Gidip belgelerle doğrusunu anlatacağım. AK Parti’nin bakanı değil bu, CHP’lileri görmüyorlar ama... Burası bir kamu kurumu... Onlar da sadece devlet tarafından atanmış mülki amirler. Depremde benim bölgem hasar görmüştü. O zaman geldiklerin de biz hoş köpek yerine konmadık. Halkı temsil eden benim ne çağırıldım, ne başka bir şey... Herhalde yılda bir kere AK Parti Milletvekili gelmiştir. Muhtarları ziyaret ederken ona ikram edecek çayım kahvem var Bizi görmezden geliyorlar. Ziyaret bile etmiyorlar. Biz yok sayılmaya çalışılıyoruz. Etkisiz hale getirilmeye çalışıyoruz. Biz bölgedeyiz. Her gün buradayız. Halk bunu biliyor. Onlar da görsün, bir daha ki seçimde kaç oy alacağımı görsün..” açıklamasını yaptı.

TEK İŞLERİ KARALAMA POLİTİKASI!
Belediye meclis üyesine ihale vermek ve kamu zararına sebep olmak iddiaları ile yargılanan Erdoğan, dava süreci hakkında açıklamalarda bulunarak “Bir atasözümüz var. Bükemedeğin eli öpeceksin diye... Ama bunlar baktılar bir şey çıkmıyorlar. Çocuğum bu sene üniversiteye başladı inşallah onlara da yalan haberlerle evlatlarına saldırırlar. Geldiğimiz günden itibaren gün sayanlar mı ararsınız, söyleyen adamsa ona göre cevap veriyorum ama ne olduklarını bildiğimiz için muhatap almıyoruz. Meclis üyesine ihale verildi diye başlattılar. Bir tane dosya ya! Ben aynı gün içinde bana getirilmeyen bin tane evrak imzalamışım. Suç duyurusunda bulunuyoruz zaten... Getirilmeyen evraktan hiç bilmediğim bir ödeme çıkıyor. Hiç haberim yok, imzam yok. Varsayıma dayalı sözde evraklar değiştirilmiş... Orayı yapan adamı bile tanımam. Ramazan Bingöl diye bir adamdı o adamı bile tanımam. Dedik ki öncesinde, bölgeden burayı kim yapar. Dediler ki bu işi yapan belli firmalar var. Kaymakamın işini de yapan aynı dediler. Bunu yapanları davet edin dedim. Geldiler. Uygun bir fiyata, piyasanın altı diyor... 30 bin küsür lira. Ağır Ceza’da yargılanmamın sebebi evrağı değiştirmişiz diye... Fen işlerinin düzenlediği evrak bu, ben sadece uygunluk veriyorum. Bu iddiayı çıkaran da her zamanki gibi bizim baş aktörümüz, gazetecimiz Adem Avcı...

Ona çalışan gazeteciler gününde ödül vereceğim. Meclis üyeliğinden çok bu işi yapıyor. Tek işi karalama politikası... Biz onlarında ne yaptığını görüyoruz. Bize ulaştırdılar bir tanesinin çocuğunu ambulansa şoför aldılar. Başkasının çocuğunu da başka bir yere aldırıyorlar. En basiti AK Parti Gençlik Kolları’nın başkanıydı hastanede personel oldu. Kamu zararı diyorlarsa önce gidecekler AK Parti’ye üye olma şartıyla işe aldıkları insanlara bakacaklar. AK Parti Kadın Kolları İlçe Başkanı, AK Parti Gençlik Kolları İlçe Başkanı... Bunlara bakacaklar. Bana bunları yapan herkesi işe sokuyorlar. Biz hep haberlere tekzip gönderiyorum. Şikayetlerde de halktan kimse yok, Adem Avcı... Yargılandığım dosyada da o var... Dava devam ediyor ama şikayetçiler; Adem Avcı ve AK Parti’li meclis üyesi bir tane de MHP’li meclis üyesi var. Gazetelerde de duyum üzerine diye ibareler var. O duyumlarda bulunanlar da; iki tanesi AK Parti meclis üyesi bir tanesi de ilçe başkanı...” ifadelerini kullandı.

NE ARKAMDAN KÜFÜR ETTİRİRİM NE DE...
Kendisinin yerine kayyum atamak istendiği iddialarına yanıt veren Erdoğan, bazı kimselerin kayyum atanması için geçmişten beri taleplerde bulunduğunu ve halkı yanlış bilgilendirmeye çalıştığını belirterek “Evet bunu isteyenler var. Ben isim söylemeyeyim ama şunu söyleyeyim; İnsanların dini inanışları olması, camiye gitmesi CHP’li olmalarına engel değil. Benim üç dönem meclis üyeliğim var, avukatlık yapıyorum. Ben halktan biriyim. Benim müvekkilime oradaki bir mülki amirin kayınpederi, adliyedeki birinin de babası ‘az kaldı’ diyor. ‘Evrakları hazırlıyorlar, bak göreceksin birkaç aya kalmaz, yerine kayyum atanacak.’ Bunu dediğinde 2019’un sonuydu. Müvekkilim adamın kimin babası olduğunu bildiği için, beni aradı ve ‘bu bile söylüyor ama galiba gerçek haberin olsun’ diyor. Hani diyorlar ya vekiller gelsin diye... Karaburun’a bizim vekillerimizin hepsi geliyor. Geldiklerinde onlar da duyuyor. O yüzden dile getiriyorlar. Herkes dalga geçiyor. Gelsinler de bir dinlesinler. Bir de Aralık sonuydu sanırım, birine bir çekim yaptırıyorlar, kendi adamlarından... Onu adresten vatandaşa gönderiyorlar O çekimde; ‘Devlete sesleniyorum, Karaburun Belediye Başkanı görevden alınmalı’ vs. gibi konuşuyor. Kendi adamları bunlar... Karaburunlular AK Parti’den toplu istifa ediyor artık. Herkes huzursuz hissetti. İnsanların soru işaretleri oluşmuştu. Ama artık millet bizi tanıyor, kaale almıyor. Dalga konusu oldu. Maskara oldular. Beni yargılamaya kalktıkları 30 bin liralık işte bile, sokaktaki köpeğe sorun Mordoğan’daki meydanı kimin yaptığını söyler. Yapan meclis üyem değil. O işi yapanla bile ben tanıştırdım. Benden iş çıkmaz size dedim. Yanlış yapma gibi bir lüksüm yok. Ne arkamdan küfür ettiririm ne de mezarımın başında tükürtürüm. Ben öyle bir tipim. Ben halkı temsil ediyorum. El ele verip bir şeyler yapmak istiyorum. Ben bir el uzatıyorum, hakkımda 10 tane yalan yanlış haber çıkıyor. Herkes doğruları biliyor. Çamur at izi kalmazla yürümez. Ben insanları işe alırken, yardım eli uzatırken hiç kimsenin partisini önemsemedim. Ben rozetimi bıraktım, herkese hizmet ediyorum. Küçük bir yerin belediye başkanıyım” dedi.

KARABURUN’U GÜNDEM DEĞİŞTİRME MADDESİ YAPTILAR
AK Partili Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın Karaburun halkının belediye başkanından memnun olmadığına yönelik sözlerine yanıt veren Erdoğan, “Ben her eleştiriye açığım, tabii böyle bir şey varsa... Ben hiçbir şey duymadım. Kendisine bir dost, bir siyasetçi olarak şunu öneriyorum; benim bölgeme yılda bir kere geliyordur. Ben hiç görmedim. Lütfen, AK Parti Milletvekillerini alsınlar, pazarları görsünler. Bir halkın yoksulluktan inim inim inlerken o feryatlarını duysunlar, çözüm üretsinler. Tüm bunların sebebi olan 20 yıldır iktidarda olan partinin temsilcileri olarak başka şey aramasınlar. Karaburun’u gündem değiştirme maddesi olarak kullanıyorlar” şeklinde konuştu.

BUNUN ARKASINDA BENİ ARAMASINLAR
Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin’in satın aldığı tarım arazisine zeytin salamura tesisi ve ev yapma amacıyla yapılaşma izni alması üzerine geçen süreçte CHP’li Milletvekilleri’nin de konuyu TBMM’ye taşıması hakkında konuşan Erdoğan, “Milletvekillerimiz duydukları şeyleri yazmışlar, bunun için müneccim olmaya gerek yok. Tarım arazisini almış, zeytin salamura tesisi olarak yapıp, satmış. Bizim milletvekilimiz teklif etti, tespit edilen daha 5 tane arazi var. Benim nasıl bazı şeylere lüksüm yoksa mülki idare amiri de dürüst davranmalı. Bizim öyle şansımız yok. Bunların arkasında neden beni arıyorlar ki. Benimle ilgili konularda neden Kaymakam Hanım yaptırıyor diye düşünmedim o zaman?” dedi.

DOĞASINI MAHVEDİYORLAR
Son olarak Karaburun’un yazlık bir yer olmasından kaynaklı ‘Tiny House’ denilen karavan gibi taşınabilir evlerin ve konteynerlerin yasal olmayan bir şekilde arsalara yerleştirildiğini anlatan Erdoğan, bu yapıların cezalandırılıp, kaldırıldığını belirterek şunları ekledi:

“Biz de konteyner çok var. Vatandaş tarım yapamayınca arazisini satıyor ve alan kişi de geliyor konteyner koyuyor, kullanıyor. ‘Tiny House’ bir yapı değil, evet. Siz bunu yapı amaçlı kullanamazsınız. Karar var. Bu sadece karavan gibi kullanılabilir. Mesela bina yapma hakkı vardır, ama ‘Tiny House’ koymak istiyordur bu ancak turizm imarlıysa olabilir. Mesela bizde ‘Pingala’ var, yine Kuyucak’ta ‘Tiny House’ var. Ama turizm imarlı... Biz bunların dışındakilerini kaldırıyoruz, ceza da kesiyoruz. Çünkü geliyorlar SİT alanına bunu yapıyorlar. Bir örneği var mesela; adam oranın doğasını mahvetti. Kaçak bakıyorlarsa Adem Avcı ona da baksın!”