GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
2 Eylül 2022 Cuma 15:44

Yaldız, kararsız seçmen oranını açıkladı: CHP, İzmir’de beklediği dönüşü alamıyor!

İzmir’deki ekonomik durum ve beraberindeki kararsız/protest seçmen ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız “Kararsız ve oy kullanmam diye İzmir’de yüzde 20 seçmen vardı. Mayıs ayında seçmende kararsız ve oy kullanmayacağım diyen kitleye dönük bir araştırma yaptık. Bazıları beklediğimiz sonuçlardı, bazıları sürpriz sonuçlardı. Kararsız ve oy kullanmayacağını ifade eden seçmen CHP’ye beklendiği ölçüde dönmüyor” ifadelerini kullandı

EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Yaldız, gündemi değerlendirdi.

Türkiye’de ekonomik durumu değerlendiren Yaldız, “Öyle bir noktaya gelindi ki insan üzülüyor. İşe siyasi anlamda bakman ile bu ülkede yaşıyor olmanın duygusunu anlatmaya çalışıyorum. Sanki bir taksimetre çalışıyor ve durmuyor. Bu her alanda geçerli. Evinizi boyatmaya karar verdiniz diyelim. Boyatmaya karar verdiğiniz andan iş bitene kadar maliyet artıyor. Her alandaki yatırımcının Türkiye'de işi çok zor… Ben 46 yaşındayım, zamlarla ilgili şarkıların yapıldığı dönemleri de gördük ancak bu kadar otomatiğe bağlanmış durumu görmedik. Eskiden gelip gelmeyeceğine göre durumlar ortaya çıkardı” dedi.

BİRÇOK SORUN ÇIKMAZ BİR ŞEKİLDE BEKLİYOR
Yaşanan sorunlar nedeniyle vatandaşların artık ‘dert’ olarak tek bir konuyu söylemeye başladığını vurgulayan Yaldız, “Şu anda aşağı yukarı 1 yıldır, ekonomik kontrolün yöneticilerin elinden çıktığından itibaren yani doların 7-8 TL’den 15 TL’ye tırmandığı bu dönem için söylemek gerekirse, biz araştırmacılar ‘Türkiye’nin en önemli sorusu ne’ diye sormaya korkuyoruz. Çünkü tek bir cevabı var. Eskiden bunu sorduğumuzda, demokrasi, adalet, Kürt sorunu, eğitim, kutuplaşma gelirdi… Şu anda yüzde 80 ekonomi, işsizlik, hayat pahalılığı çıkıyor. Herhangi bir şeyi günün başında almanız ile sonunda almanız arasında aynı fiyatı bulamıyorsunuz. Tabii ki bu konuda fırsatçılar da mevcut” ifadelerini kullandı.

AK PARTİ'NİN İZMİR’DE BİLE DÜŞÜŞÜ SÖZ KONUSU ANCAK...
Ekonomik dalgalanmanın iktidarda beklenilen oy kaybını yaşatmadığını altını çizen Yaldız, “Bunun doğal sonucunun ne olması gerekir? Normalde böyle bir tablo varsa ortada… Tablonun ne olduğu yönünde de bir garabet var. Sabit gelirliler için alım gücü düşüyor, yüzde 7,5 büyüdüğümüzü söyleyenler var ancak buna rağmen biz görüyoruz ki araştırmada iktidar partisi bu tablodan etkilenmesi gerektiği kadar etkilenmiyor. AK Parti'nin İzmir’de bile oylarında düşüşler söz konusu ancak Cumhur İttifakı’ndan kopan gruplar kitlesel anlamda muhalefete yönelmiyor. Ya kararsız ya da protesto edip oy kullanmam diyor. Oy kullanmam ve kararsız denilen seçmenin ciddi anlamda Cumhur İttifakı’ndan olduğunu biliyoruz. Bunla ilgili çok sıcak bir araştırmamız var” diye konuştu.

İZMİR’DE KARARSIZLAR YÜZDE 20
Kararsız seçmenin CHP'ye dönmediği yönündeki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin hatırlatılması üzerine de konuşan Yaldız, “Kılıçdaroğlu bu gerçeği görmüş. Biz bunu İzmir’de CHP’nin kalesi dediğimiz yerde gördük. Bu araştırmaya yönelik son rötuşları vermedik. Kararsız ve oy kullanmam diye İzmir’de yüzde 20 seçmen vardı. Mayıs ayında yaptığımız seçmende kararsız ve oy kullanmayacağım diyen kitleye dönük bir araştırma yaptık. Bazıları beklediğimiz bazıları sürpriz sonuçlar çıktı. Kılıçdaroğlu haklı. Kararsız ve oy kullanmayacağını ifade eden seçmen CHP’ye beklendiği ölçüde dönmüyor. Bu ekonomik ortamda iktidarın erimesini ve ana muhalefet partisinin aynı oranda büyümesini beklersiniz ancak bu böyle işlemiyor.  Muhalefete de güvensizlik var demiştik. Kararsızlar ve oy kullanmam diye kitlenin siyasete ve siyasi partilere olan güvenini sorguladığımızda çok güveniyorum ile hiç güvenmiyorum arasında cevaplar aldık ve bu grupta siyasilere çok güveniyorum diyen kimseyi bulamadık. 1,4 güveniyorum, yüzde 70’in üstünde güvenmiyorum yanıtını aldık. Partileri belirtmiyoruz, siyasete ve siyasilere güvensizlik kararsızlık ve protesto etmekte ana neden” dedi.

YÖNELİM OLMAMASININ ANA NEDENİ KUTUPLAŞMA
Yaşanan büyük ekonomik-toplumsal sorunlara karşın muhalefete yönelmede tereddüt yaşadığının altını çizen Yaldız, “Muhalefetin ve 6’lı partinin vatandaşlara bu ülkeyi biz daha iyi idare ederiz düşüncesini topluma yansıtması gerekiyor. Bazı pozitif gelişmeler var ancak bunu tam olarak başaramıyorlar. Türkiye’de iktidar ve muhalefetin bu açmazı uzun zamandır kutuplaşmanın derinleşmesinden kaynaklanıyor. İktidar partisinden kopanların muhalefete yönelmemesinin ana nedeni kutuplaşmadır. İktidar partisinden kopan ‘biz bunu hak etmiyoruz’ diyerek kopuyor ancak eli muhalefete de gitmiyor”  diye konuştu.

KARARSIZLARDA MANSUR YAVAŞ FAKTÖRÜ
Kararsız kesimden İYİ Parti’nin de beklediği oyu alamadığını vurgulayan Yaldız, “Kararsızların yüzde 2’si tekrar AK Parti konusunda karar vermiş. Aynı oranda CHP için de geçerli. Geri kalanın da bu çerçevede eriyeceğini düşünürsek en önemli veri İYİ Parti’nin bu kararsız kesimden beklenileni alamayacağı yönünde… Cumhurbaşkanlığı yarışında Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa İzmir'deki kararsızların şu anlık durumu Kılıçdaroğlu'na yönelmeyebilir, Erdoğan’a daha fazla yönelebildiler. Ancak Mansur Yavaş olursa Erdoğan için ciddi bir durum yaşanabilir. Mansur Yavaş, İzmir’deki kararsız kitleyi oldukça ikna ettiğini gördük. Kararsız pastasının 3’de 2 sini Mansur Yavaş alıyor İzmir’de. Kemal Bey kararsızlar bize dönmüyor derken bunu da söylemiş olabilir”  ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU ÇOK CİDDİ EROZYON YAŞADI
Cumhurbaşkanlığı adaylı konusunda ismi konuşulan Ekrem İmamoğlu’nun durumunu değerlendiren Yaldız,“İmamoğlu anketlerden çıkmadı. İmamoğlu bazı cepheler için çok önemli bir seçenek. HDP cephesini çok motive ediyor. Yavaş’tan sonraki daha iyi bir seçenek olarak duruyor. İmamoğlu’nu öne çıkaran şey gençliği. İmamoğlu noktasında söyle bir saptamam var, Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz’deki bayram çıkarmasında sonra yaşananlar, malum gazeteci Nagehan Alçı’nın yer alması, vatandaşa parmak sallamalar gibi durumlardan sonra İmamoğlu çok ciddi erozyon yaşadı. İzmir gibi onu umut gören bölgelerde de erozyon yaşadı. İmamoğlu’nun yaşadığı bu süreç, onu aşağıya çeken bu tablo içten içe Millet İttifakı’nın bazı unsurlarınca da desteklendiğini, CHP tarafından da desteklendiğini görüyorum. İmamoğlu, Binali Yıldırım gibi bir profili İstanbul’da iki defa yenmiş, Erdoğan’ın en önemsediği kentte seçim kazanmış bir figürdü. 20 milyonluk kenti yönetiyor. Türkiye’nin adeta kalbi konumunda İstanbul... Millet İttifakı, İmamoğlu gibi elinde çok kuvvetli bir gücün üstünü çizerse, onu güçsüzleştirirse, bundan çok büyük bir siyasi kayba uğrayacaktır. Millet İttifakı’ndaki coşkulu gidişteki duraksamaların nedeni İmamoğlu’nun durumudur. Vatandaş bu elektrik faturalarını faturasını sadece iktidara mı kesiyor? Öyle olsa 10 yıl sonra görevden alırdı. Baktığınızda güven sorunu var. Alternatif lider yok. Araştırmalarımızda şunu görüyoruz, en güçlü lider hala Erdoğan... En yüksek notu hala Erdoğan alıyorsa burada oturup düşünmek lazım. Alternatifsizlik güvensizliği tetikliyorken, alternatifleri  Millet İttifakı kendi eli ile yok ederse, Mansur Yavaş ve Kılıçdaroğlu dışında seçenek kalmaz. Kemal Bey içinde avantajdı İmamoğlu’nun olması” dedi.

ADAY AÇIKLANANA KADAR 6’LI MASA DAĞITILMALI
İktidar partisi tarafından sıkça eleştirilerin odağına getirilen 6’lı masanın misyonunu tamamladığını vurgulayan Yaldız, “Ben 6’lı masanın başlangıçtaki misyonunu tamamladığını düşünüyorum. 6’lı masa dediğin çözüm vaat etmiyor ki, bir yazılı açıklama yapıp dağılıyorlar. Bizim 11 belediye başkanı gibi. Kimse ilgilenmiyor bunlarla. Vatandaşı siyaseten heyecanlandıran bu değil. Masanın toplanması güzeldir. Parti liderinin yan yana oturması hoş ve demokratiktir. Aday dışında açıklama yaptılar. İsim çıkmadıysa neden toplanıyorsunuz? Aynı açıklama tekrar ediliyor. Aday belli olana kadar 6’lı masayı dağıtın. Dış kulvarda gelişmeler oluyor. Zafer Partisi yüzde 2-3’ü buluyor, İnce milyonlarca izlenecek programlar yapıyor, HDP sol partiler ile bir araya geliyor. 6’lı masa dediğiniz, 6 farklı, parti 6 güç. Bu masa sürekli toplanarak tek bir parti haline geliyor ve bu da Erdoğan’ın işine gelir. Erdoğan 6 farklı parti ile değil, tek bir parti ile mücadele eder hale geliyor. Yani 6 parti ve karşısında Erdoğan var. Bu da toplumsal algıda 6 güreşçiye karşı Erdoğan tek duruyor gibi gösteriri böylede Erdoğan algıda daha fazla güçlenir. Ben siyaset takip eden biri olarak sıkıldım. Benim 20 yıllık gazetecilik geçmişimden aldığım 6’lı masa tek bir partiye dönüşmüştür, 6 farklı mahallede çalışma yapma fırsatını kaçırıyor. Saadet Partisi bir mahalleye gittiğinde CHP gibi algılanmaya başlanacaktır. 6 parti birbirine benzeyecekse tek bir parti haline gelmesi lazım. Bu ülkeye gizli bir koalisyon vaadi aslında” ifadelerini kullandı.

BAZI KAVRAMLARIN ALTINDA EZMEMEK GEREKİYOR
İzmir'de Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından kentin çeşitli yerlerine İzmir'in kurtuluşunun 100’ncü yılı olan 9 Eylül için ‘barış’ sloganlı afişlerin yer alması başta ittifak ortağı İYİ Parti, devamında ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve  AK Partili isimler tarafından tepki ile karşılanmasını değerlendiren Yaldız, “Ben ‘barışın ikinci yüzyılı’ kavramının yanlış olduğunu düşünmüyorum. Zaferden daha düşük, basit bir kavram olduğuna katılmıyorum. Barış, Mustafa Kemal Atatürk'ün tüm dünyaya en önemli vaatlerinden biridir. Barış kelimesi huzur içinde yaşama meselesi… 100 yıldır Türkiye'nin bir önceki yüzyılına bakarsak ne anlama geldiğini çok daha iyi görürüz. İkinci Abdülhamit döneminin son yıllarında kaç savaş yaşanmış bu ülkede… Onlara baktığımızda barışın ne kadar büyük bir kavram olduğu gerçeğini görürüz. Zafer ve barışın yüzüncü yılı… İzmir gibi 100'üncü kurtuluş yılını kutlamaya hazırlanan siyasilerini kavramlar üzerinden bakışını hiç mantıklı bulmadım. 100'üncü yılında örneğin Afyon’dan birlikte yürüyemeyeceksek… Gönül isterdi ki İzmir'in tüm siyasi kademeleri o yürüyüşü birlikte başlatsın. Biz İzmir’i 9 Eylül’de Kürt’ü, Türk’ü, Lazı, Çerkezi, Alevisi, Sünnisi ile birlikte kurduk. O zaman bu kutuplaşmalar yoktu. Biz bu zulümden birlikte kurtulduk. Neden birlikte olamıyoruz? Burada belki hata da olabilir, bir taraf eksik de olabilir. Ancak bu kentin 100’ncü kurtuluş yılını bazı kavramların altında ezmemek gerekir diye düşünüyorum” dedi.

KAHRAMAN’A TEPKİ
9 Eylül için ‘Kentlerin kurtuluş günleri kutlanmamalı’ yorumunda bulunan TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman’a da sert bir dille tepki gösteren Yaldız, “İsmail Kahraman’ın zihniyet olarak karanlık bir zihniyet olduğunu TBMM’yi yönettiği zamanlardan şahidiz. Keşke Yunanlar galip gelseydi diyen fesli bir deli de vardı. Bu coğrafya da bunlar hep yaşandı. Kurtuluş Savaşı sırasında İstiklal Mahkemeleri neden kuruldu? Savaşanları vatan haini ilan edenler vardı. Mandacılar vardı. Bunlar hala var. İsmail Kahraman’da bu anlayışın son temsilcilerinden… Yaşı bu kadar ilerlemiş olmasa daha ağır konuşulurdu ancak bunlar hep olacak. Anlamak mümkün değil. Tüm renklerin birlikte fotoğraf vermekten imtina ettiği bir yüzyıl olabilir mi? Atatürk bu fotoğrafı görse oturup ağlardı herhalde” ifadelerini kullandı.

KAPIDAN HAFİF GEL YAPSALAR BENCE YARIM SAAT SONRA ROZETİ TAKAR
AK Parti’den İzmir’de iki dönem il başkanlığı yapan ve milletvekilliği görevini yürüten Aydın Şengül’ün İYİ Parti’ye geçeceği yönündeki iddialar üzerinden geçmişi hatırlatan Yaldız, “Transfer futbolda olur. Aydın Şengül kaç kişi ile gelebilir? Diyelim ki bin kişi ile gelir. AK Parti’den jet hızı ile ihraç edilmesi, Erdoğan ile yaşadığı iddia edilen süreç var. Şengül siyaseti bıraktım diye basın toplantı yapmıştı. Şengül’ü İzmir’de haber yapanlar içinde en yakından tanıyanlardan biriyimdir belki de. Şengül’ün gelişinden İYİ Parti’nin kazancı ne olur diye çıkarımları Müsavat Dervişoğlu elbette yapmıştır, yapacaktır. AK Parti’den çok gönüllü gitmiş biri değil. Bence gönlü hala AK Parti’de. Kapıdan hafif gel yapsalar bence yarım saat sonra rozeti takar. Böyle bir profilin İYİ Parti’ye ne katacağı yönündeki değerlendirmeyi ilgililer yapacaktır ancak AK Parti ile özdeşleşmiş bir ismin transfer söylemlerinin olması çok ilginç bir durum. Şengül, Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ve dava cümleleri ile ilgili çok büyük söylemleri vardır. Başka bir boyutu var işin. İYİ Parti yol kat etmek istiyorsa siyasetin eskilerinden ziyade yeniler kapılarını açmalı. İYİ Parti yeni bir partidir ancak yeni olmanın hiçbir gereksinimini yerine getiremedi. Tabelasında yeni haricinden hiçbir şey yok. Dil üslup… Yeni bir parti deniliyor ancak AK Parti’de 20 yıl siyaset yapmış insanların peşinden koşuluyor.  Aydın Şengül açısından İYİ Parti’ye geçmek ona iyi gelebilir. Erdoğan ile ciddi bir çatışma halinde olduğunu duymuştuk… İki kez il başkanlığı yapmış, milletvekilliği yapmış bir ismi jet hızla partiden atmışlarsa ‘hayırdır ne oldu’ diye bakmak lazım. İYİ Parti’ye geçmek belki o yapının hışmından kurtulmak da olabilir” dedi.