GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
2 Kasım 2017 Perşembe 12:20

Vali Ayyıldız’dan soruşturma talep etti: 'Seçilmiş değil, kazanmış vekilim'

CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, Bayındır Belediyesi’ne ait araziyi satın almasının ardından başlayan tartışmalı süreçte valilikten inceleme talebinde bulundu. Erol, süreci anlattığı açıklamasında devlete, millete bağlı olduğunu vurguladı

EGEDESONSÖZ- CHP’li Bayındır Belediyesi’ne ait köy tüzel kişiliğinden geçen arazinin satışı sonrası başlayan tartışmalı süreç devam ederken araziyi satın alan kişinin CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol’un oğluna ait Gür-Ya Şirketi’nin çıkması parti genel merkezine taşınmıştı. 

Bayındır Belediye Başkanı Dr. Ufuk Sesli’nin AK Partili eski Belediye Başkanı Mehmet Kertiş döneminden kalan borçları ödemek için sattığını belirtmesi tansiyonu düşürmeye yetmedi. CHP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Yücel Özen alım-satım işlemine tepki göstererek yönetim kurulundan istifa etti. Parti genel merkezinin de yakından takip ettiği sürecin aktörü Tunceli Milletvekili Erol ilk olarak İzmir Valisi Erol Ayyıldız’a hitaben yazdığı yazıda konunun araştırılması ve soruşturulması için bir inceleme başlatılmasını istedi.

- CHP’Lİ EROL KRİZ YARATAN SATIŞ İÇİN İZMİR’DE

Milletvekili Erol daha sonra ayrıntılı bir basın açıklaması yaparak süreci anlattı. Erol, Gür-Ya Şirketi ile 10 yıldır bir organik bağının bulunmadığını belirtirken yaptığı açıklamanın hukuki zorunluluktan değil siyasi sorumluluk gereği yaptığının da altını çizdi.

Erol yaptığı açıklamada, “Firma oğlum inşaat mühendisi Doğancan Erol’a aittir. Oğlum Londra’da eğitim tamamlamış Türkiye’de sayılı restorasyon konusunda uzmanlardan birisidir. Firma da yaptığı çalışmalarla çeşitli ödüller almıştır. Firmanın Bayındır Belediyesi ile ticari ilişkileri AKP’li belediye başkanının olduğu dönemdendir. Yine ödenmeyen alacaklara ilişkin icra işlemi de o dönem başlatılmıştır.  Milletvekili Murat Bakan vekil olmadan önce icra davasını açan hukuk bürosunun ortaklarındandır. Alacak davalarını başlatan ve yürüten kişidir. Milletvekili olduktan sonra şirket ile bir bağlantısı kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

TERÖRÜN HEDEFİNDEYİM
Erol, yaptığı açıklamanın “Gürsel Erol kimdir, konuyla ilgisi nedir” bölümünde ise kendisinden bahsetti. Erol, “2004-2008 yılları arasında dönem dönem Ankara-İzmir merkezli yerleşik düzeni olan 2008’den itibaren sürekli İzmir’de ikamet eden eşim İzmir’in yerli ailelerinden olup kızım da İzmir doğumludur. Tunceli Milletvekili olduktan sonra İzmir’e gelmiş değilim. 7 Haziran seçimlerinde partimiz Tunceli’de milletvekili çıkartamayınca 1 Kasim’da İzmir’den Tunceli’ye gittim. Haziran’da partimin yenilgisini Kasım’da zafere dönüştürmüş, kendimi seçilmiş değil seçim kazanmış milletvekili olarak tanımlıyorum. Seçildiği günden beri maaşının tamamını burs olarak öğrencilere veren ve terör örgütlerine meydan okuyan, ulusal değerler üzerine söylemlerde bulunan birisiyim. Terör karşıtı eylemler ve söylemler nedeniyle tehditlerden dolayı Ankara Valiliği’nin kararıyla koruma altına alınmış birisiyim.  Hatta önümüzdeki dönem milletvekili ya da belediye başkanlığını düşünmediğimi de açıkladım” dedi.

AYIPLI MAL SATTI
Arsa satış sürecinin AK Parti dönemine ilişkin olduğunu, icra işlemi başlattığını CHP’li belediyenin başkanlığı kazanmasından sonra icrayı rica üzerine durdurduğunu anlatan Erol, belediyenin gösterdiği yeri DSİ’nin 650 bin TL’lik kamulaştırma bedelinden daha fazla ücret ödeyerek 725 bin TL’ye aldıklarını belirtti.  Erol, arsanın daha sonra zeytinlik olarak bilinen 23 dönümünün Orman vasfı taşıdığının ve mülkiyetinin belediyede olmadığının öğrenildiğini anlattı. Bunun üzerine şirketin belediyeye başvuru yaparak dava açtığını ve ayıplı mal satışı yaptığını dile getirdi.  Erol, belediye başkanının bu süreçte kendisini arayarak ihale iptalinin kendisini sıkıntıya sokacağını söylediğini belirtti.

Bilgi kirliliği yaratıldığını anlatan Erol, “Arsa satışı ve alımı daha öncesinde olmasına rağmen CHP’nin kongre sürecinde gündeme getirildi. Partinin hiyerarşik kuralları gereği rapor edilmesi gereken yerler dışında kamuoyuyla paylaşıldı. Belediye başkanını aldığı audi marka araç sanki arazinin satışından sonra alınmış gibi gösterildi. Ben, terör örgütlerinin hedefinde olan birisiyim. Yaşadığım yer ve bölgeler ifşa edilerek hedefe konuldum” açıklamasında bulundu.

GENEL MERKEZ BAKSIN
Bayındır’daki arsa satışı krizi parti içinde ve dışında tartışmalara neden olurken köy malları konusunda yaptığı açıklamalar ve tavrı ile bilinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’ndan da değerlendirme geldi. Egedesonsöz’e özel açıklamalarda bulunan Başkan Kocaoğlu, “Bu araziyi satın almayacağım. Daha önce de arazi satın almadım. Tire’de de almamıştım. Tire’deki köy malını alan adama (CHP Ödemiş eski İlçe Başkanı Mehmet Birlik) benim nazım geçiyordu. Oradaki mesele sıcağı sıcağına halledilmişti. Meseleyi zaten çözüyorlar. Araziyi alan ve satan irade karşılıklı açıklamalar yaptı. Ben belediye başkanına sordum. Bana ‘borç vardı, önceki dönemden ödeyeceklerimiz vardı’ dedi. Milletvekilinin şirketine işler yaptırıldığı için arazinin satıldığı, ödeme yapılması gerektiği anlatıldı. Konu zaten hukuki boyutta. Benim müdahil olmamı gerektirecek bir durum yok. Belediye başkanları ve milletvekilleri arasındaki bu tür olaylara büyükşehir belediye başkanından önce genel merkezin bakması ve müdahil olması gerekir. Meclisinden kararı alıp belediye başkanı satmış. Çünkü belediye başkanı direk bana bağlı değil ki. Başkanın üzerinde benim müdahale şansım yok. Oradaki kişi benim ne genel sekreterim, ne daire başkanım ne de genel müdürüm” diye konuştu.