GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
1 Mayıs 2022 Pazar 12:49

Soyer'den 'Gezi Davası' tepkisi: Bizi gömmeye çalışıyorlar ama biz tohumuz!

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı kapsamında Kültürpark’ta düzenlenen programda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, son dönemde gündeme gelen Gezi Davası ve Osman Kavala konusunu değerlendirdi. Yaşanan yargılama sürecini hukukun üstünlüğünün yok olduğu bir dönem olarak tanımlayan Soyer, “Bunların yok olmasına razı olmayacağız. Bizi gömmeye çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var; biz tohumuz! Gömüldükçe çoğalıyoruz. Korksunlar bizden! Biz bir gider, bin geliriz” şeklinde konuştu.

EGEDESONSÖZ - Halk Tv’nin Kültürpark’ta gerçekleştirdiği Serhan Asker ile Görkemli Hatıralar 1 Mayıs özel programına konuk olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı hakkında değerlendirmelerde bulunarak kooperatifçilik üzerine İzmir’de yapılan çalışmalardan, son dönemde gerçekleştirilen projelere kadar açıklama yaptı. Son dönemde Türkiye’nin gündemine oturan Gezi Davası konusuna da değinen Soyer, Osman Kavala’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını ‘hukukun üstünlüğünün yok olduğu bir dönem’ olarak tanımlayarak şu açıklamalarda bulundu:

KORKSUNLAR BİZDEN!
“Bu konu da demokrasiyle ilgili... Çünkü demokrasi nasıl belli bir zümrenin refahını artıran bir rejim değilse, halkın, emeğin adil bir biçimde refahtan pay almasını sağlayan bir rejimse... Aynı zamanda 4 buçuk yıl yargılanıp, beraat ettiğiniz gün müebbet aldığınız bir rejim değildir. Yani 4 buçuk yıl casusluk suçundan yatıyorsunuz, bittiği gün de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alıyorsunuz. Bu gerçekten hukukun üstünlüğünün yok olduğu, özgürlüklerin ortadan kalktığı bir dönem demektir. Demokrasi, sadece refahla ilgili değil; hukukla adaletle ilgi bir şey. Bunların yok olmasına razı olmayacağız. Bizi gömmeye çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var; biz tohumuz! Gömüldükçe çoğalıyoruz. Korksunlar bizden! Biz bir gider, bin geliriz. Gün gelir zorbalar gider. Gidecekler çünkü insan evladı evrimini tamamlamadı. İyiye, güzele, doğruya evrilmeye devam edeceğiz. Bunların hepsi geride kalacak. Gelecek her zaman iyiliğin, aydınlığın kazandığı dünya olacak ve biz o dünyayı kuracağız. Geliyor gelmekte olan!”

İZMİR’DE AVRUPA DEĞERLERİNDEN BİR FAZLASI DAHA VAR
Adını hayatını kaybeden gazeteci Bekir Coşkun’un köpeği Pako’dan alan Pako Sokak Hayvanları Sosyal Yaşam Kampüsü’ne değinen Soyer, İzmir’in Avrupa’nın değerlerini en iyi savunan şehir ünvanı aldığını da belirterek bu kampüsle daha da üstün olacaklarını ifade etti ve şu sözleri ekledi: 

“Bekir Coşkun, Pako’dan Mektuplar kitabında onu konuşturdu. Hem onun hatırasına vefa göstermek hem de hayvanlarımızı yaşatmak adına çok büyük bir sosyal tesis açtık. Güçten düşmüş yük hayvanlarına da ev sahipliği yapacağız. 30 dönümlük bir araziyi kapsıyor. Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir tesis, kampüs yaptık. Bakım eğitimi veriyoruz, ameliyathanelerimiz var... Çok güzel olacak. Geçtiğimiz günlerde Avrupa değerlerini en iyi savunan ve sahiplenen şehir olma ünvanını aldık. Bu çok güzel evet ama aslında bizim Avrupa değerlerine göre bir fazlamız daha var. O da hayvanlara olan vicdan borcumuz... Avrupa’da iltilaf kanunları çıkartıldı, sokakta bir hayvan göremezsiniz. Ama biz onlarla yaşamayı seviyoruz. Bizde hala budanmamış, dipdiri bir vicdan var. Onların hayatını iyileştirmeye devam edeceğiz.”

İZMİR MODELİNİ TÜRKİYE’YE YAYACAĞIZ!
İzmir’de Büyükşehir öncülüğünde genişletilen kooperatifçilik hakkında açıklamalarda bulunan Soyer, bu konuda yapılan çalışmalara yönelik, “70 yıllık Cumhuriyet’in ne kadar tesisi varsa satıldı, gitti. Fakat biz bu hikayeyi değiştirebilmek için bulduğumuz şey yine demokrasi... Çünkü demokrasi aynı zamanda ekonomik bir şey. Rahmetli Bülent Ecevit’in söylediği bir şey var, halkın örgütlü gücü ekonomik girişimci haline getirilmelidir. Biz de ekonomik girişimci haline getirmeye çalışıyoruz. Tarımı herkes biliyor. Kooperatiflerden süt, zeytin, zeytinyağını alım garantisi vererek alıyoruz. Kooperatifi büyütüyoruz, geliştiriyoruz. Sadece tarımda değil, ulaşımda da yapıyoruz. Kamu güzergahında toplu taşıma yapan ESHOT’ları çekiyoruz. Onun yerine kooperatifi kurun diyoruz ve o güzergahı onlara teslim ediyoruz. Dolayısıyla müşteri potansiyeli 2 – 3 misli artıyor. Tabii koşulumuz şu; sen vatandaşı şu standartta taşıyacaksın, benim tarifemi uygulayacaksın, kısacası biz ESHOT’u kentin tüm kılcallarına sokmuş, kooperatifleri zenginleştirmiş oluyor ve ESHOT olarak tasarruf ediyoruz. ekonomik bir girişimci olmasını sağlamış olduk. Bunu kentsel dönüşümde de yapıyoruz. Hayatın her alanında kooperatifleri güçlendirerek vatandaşımızı güç haline getirerek böylece refah sadece oligarkların olmayacak. Refah bu üreten halkın olacak. Bu önce merakla başlıyor. Merak etmemiz lazım. Merak edince empati yapmaya başlıyorsunuz. Empatiyle vicdanınız diriliyor ve bilgi edinme ihtiyacı duyuyorsunuz. Cesaretleniyorsunuz ve cesaret sizi özgürleşiyor. Merakla özgürlük arasında uzayan bir zincir var. Her halkasını yerine getirirseniz özgürleşiyorsunuz. Biz demokrasiyle, bilgiyle cesaretle bu toplumu başka bir yere taşıyacağız. Bu memleketi hak ettiği yere getireceğiz. Üretenlerin, işçinin iktidarını hep beraber kuracağız. İzmir sadece bir model. Bunu Türkiye’ye yayacağız” ifadelerini kullandı. 

Kültürpark’ta gerçekleştirilen programa İzmir halkından yoğun katılım görülürken, Başkan Soyer eşliğinde ‘Yaşasın 1 Mayıs!’ sesleri yankılandı.