GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
21 Şubat 2024 Çarşamba 10:03

Sosyal hizmet uzmanından dikkat çeken ifade: Yoksulluk beyne de zarar!

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şube Başkanı Tufan Fırat Göksel İzmir’de artan yoksullukla ilgili değerlendirmelerde bulunarak bireylerin sosyal hizmet hakkına erişim vurgusu yaptı. Göksel öte yandan, “Yoksulluk sadece, toplumun gelir düzeyi yüksek yüzde 20’sine göre 20 yıl daha az ömre yol açmıyor, çocuklarda beyin gelişimini de olumsuz etkiliyor. Yetişkinlik dönemine gelindiğinde, çocukluktaki yoksulluğun beyin gelişimindeki olumsuz etkisi alkolizm kadar olduğu ortaya kondu” dedi.

Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ - TÜİK’in açıkladığı verilere göre; İzmir’de 2023 yılında yoksulluk oranı düşerken yoksul İzmirli sayısı arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023’e ilişkin ‘Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri’ni açıkladı. İzmir yoksulluk sınırının en yüksek olduğu kentlerden biri oldu. 2022’de ülke genelindeki yoksulluk rakamı 35 bin 24 TL iken İstanbul’da bu rakam 46 bin 505 TL, İzmir’de ise 40 bin 572 TL oldu.

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şube Başkanı Tufan Fırat Göksel Egedesonsöz’e değerlendirmelerde bulunarak, yoksulluğun sağlıklı gelişimi engellediğini belirtti.

'YOKSULLUĞUN ALKOLİZM KADAR ETKİSİ VAR'
Göksel açıklamalarının devamında, yoksulluğun çocuklarda beyin gelişimini olumsuz etkilediğini belirterek, “Yoksulluk sadece, toplumun gelir düzeyi yüksek yüzde 20’sine göre 20 yıl daha az ömre yol açmıyor, çocuklarda beyin gelişimini de olumsuz etkiliyor. Yetişkinlik dönemine gelindiğinde, çocukluktaki yoksulluğun beyin gelişimindeki olumsuz etkisi alkolizm kadar olduğu ortaya kondu” dedi.



'OKULLARDA SOSYAL HİZMET BİRİMLERİ KURULMALI'
Göksel ayrıca yoksulluğun madde bağımlılığı üzerinde de etkileri olduğunu kaydederek bağımlılığın ilkokul yaşına kadar düştüğünü belirtti. Göksel, “Madde bağımlılık yaşının giderek ilköğretim 1. kademeye kadar düştüğü günümüzde, bu konuda yapılan çalışmaların yetersiz olduğu literatür taramasında ortaya çıkmıştır. Okullarımızda okul sosyal hizmet birimlerinin kurularak aktif olarak çalışması ile madde bağımlılığını önlemedeki başarısı araştırılmış, erken yaş madde bağımlılığının önlenmesinde başarılı sonuçların alınacağı saptanmıştır” diye konuştu.

‘HER BİREY SOSYAL ADALETLE YAŞAMAYI HAK EDER’
Her bireyin sosyal hizmetlere ulaşmayı hak ettiğini vurgulayan Göksel, “Sosyal adaletin, herkesin aynı haklar, fırsatları ve korunmayı paylaştığı bir yaşama ihtiyacımız var. Sosyal adalete dair tüm değerlendirmelerin altında, her insanın doğal olarak değerli olduğuna dair temel inanç yatmaktadır. Bu değer ne kazanılan ya da kanıtlanan, ne de insanın gelirine, cinsiyetine, uyruğuna, sosyal statüsüne, sağlığına, deri rengine, eğitimine, politik eğilimine, etnik kökenine, işine ya da dış karakteristiklerine veya hayat şartlarına bağlı bir şeydir. Basitçe insan olmasından dolayı, her birey saygı ve adaletle davranılmayı, istismardan ve sömürülmekten korunmayı, sağlıklı bir konutta yaşamayı aile ve anlamlı bir iş sahibi olmayı, temel sağlık ihtiyaçlarına ve sosyal hizmetlere ulaşmayı hak eder” ifadelerini kullandı.

‘İHTİYAÇ DUYULAN DEĞİŞİM İÇİN ÇALIŞMALIYIZ’
Göksel son olarak şunları kaydetti:
Toplumsal adaletsizlik, çoğu zaman toplumun baskın inanç sistemlerine, toplumsal ve ekonomik yapılarına öyle siner ki; istismar, eziyet ve ayrımcılık gibi toplumsal adaletsizlikten doğrudan zarar gören kişiler dışındakiler tarafından fark edilmez. Deprem gibi acı bir tecrübeyle ciddi bir farkındalık kazandığımızı düşünüyorum. Sosyal adalete ulaşmak karmaşık bir girişimdir, iyi niyetli ve merhametli insanlar arasında bile, neyin adil olacağı ve hangi eylemlerin ve değişikliklerin toplumu daha adil ve insani yöne götüreceğine dair değişik perspektifler olacaktır. Bizler mutlaka toplumsal ve ekonomik adalet için makul fikir farklılıklarını, onlara katılmayanlara saygı duyup tanıyarak, ihtiyaç duyulan değişim için çalışmalıyız.