Metehan UD / EGEDESONSÖZ – Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu tarafından İzmir’in Konak ilçesinde bulunan İzmir Vergi İadeleri Denetim Daire Başkanlığı binası için yaptırılan için yaptırılan deprem dayanım performans analizi raporunun sonucu dikkat çekti.
Kordon’da bulunan vergi dairesi binasının raporunda yaklaşık 1,5 metre derinlikte yer altı suyu ile karşılaşıldığı belirtildi.
Raporda “İnceleme alanında Yeraltı Su Seviyesine (YASS) yüzeyden 1,5 metre derinlikte rastlanmıştır. Zeminin mühendislik özellikleri, YASS'nin yüzeye yakın olması ve sıvılaşabilir zemin türlerine sahip olması nedeniyle zemin sınıfı ZF olarak belirlenmiştir. İdealize zemin profilinden yola çıkarak mevcut binanın zemininde sıvılaşma kontrolü yapılmıştır. TBDY 2018'e göre potansiyel olarak sıvılaşabilir zeminler, yeraltı su seviyesinin altında yer alan kum, çakıllı kum, siltli killi kum, plastik olmayan silt ve silt- kum karışımları olarak tanımlanmıştır. Yapılan analiz sonucunda mevcut binanın zemininde sıvılaşma riski olduğu tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Raporun sonuç kısmında binanın sıvılaşmaya karşı zemin iyileştirme yapılarak üst yapının güçlendirmesi yapılması gerektiği vurgulandı.
İHALE İPTAL EDİLDİ
Öte yandan İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından söz binanın zemin iyileştirilmesi için yapılan ihale ise ‘Bütün Tekliflerin Alıma Ayrılan Ödeneğin/ Yaklaşık Maliyetin Çok Üzerinde Olması Nedeniyle’ iptal edildi. Yeniden ihaleye çıkılması bekleniyor.
BATUR DA DİKKAT ÇEKMİŞTİ
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da Son Söz TV’de yaptığı açıklamada Kordon’daki sıvılaşma riskine dikkat çekmişti.
Batur “Konak’ta en sıkıntılı yerler sıvılaşma riski olan ve deniz kenarında olan yerler. Güzelyalı, Göztepe’den başlayıp Birinci Kordon… Sıvılaşma riski var. Denize yakın olan yer sıvılaşma riski taşıyan zemindir. Bina sağlamsa bir şey olmaz. O zemine göre bina yapmak lazım. Kordon, Güzelyalı’da bina yaparken kazık sistemi ile yapmak lazım.” İfadelerini kullanmıştı.
İMO’DAN DEĞERLENDİRME
Raporu Egedesonsöz’e değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar da özellikle denize yakın yerlerde betonarme yapıların elemanlarının, fiziksel ve kimyasal etkilere maruz kalabileceğinin altını çizdi.
Ayatar “Bu maruziyetin derecesini yeraltı su seviyesi, yapının ıslanma- kuruma bölgesinde kalıp kalmadığı gibi hususlar etkilemektedir. Bu gibi durumlarda zaman içerisinde beton geçirimliliğinin artması, betonda bozulma veya beton dayanımın azalması gibi sorunlarla karşılaşılabilir” dedi.
Alınması gereken önlemleri belirten Ayatar şunları söyledi:
İzmir'de bu etkiye maruz kalan kıyı sahil şeridinde birçok yapı bulunmaktadır ancak bu yapıların sayısı, imalat yılları ve yapım şartlarına dair net bir bilgi olmadığından, kaç binanın bu etki altında olduğunu net olarak ifade edemeyiz. Ancak, bu konuda iş işten geçmeden önlemlerin alınması gerekiyor.
Güncel yönetmeliklere göre projelendirilmiş bir yapı projesine uygun bir şekilde imal edilmiş olsa bile yapıdan beklenilen performansı zaman içerisinde gösterebilmesi için maruz kaldığı dış etkilere karşı mümkün olduğu kadar dayanıklı olması gerekiyor. Bunun için inşaat faaliyetinde kullanılacak malzemelerin üretiminde ya da sonrasında imalat aşamasında dıştan yapılacak yalıtımla önlem alınabilir.
Betonarme yapılarda betonun suya maruz kalması durumunda, betonun içinde bulunan donatının çevresinde bulunan tabaka zarar görmüşse ve korozyon oluşmuşsa korozyonun hızlanması söz konusu olacaktır. Bu durum da, yapının tasarımında kullanılan beton dayanım değerinin azalmasına yol açacaktır.
Suyun etkisine kalmış mevcut yapılarda bir korozyon riski söz konusuysa bu korozyonun miktarının ve ilerleme hızının öncelikle tespit edilmesi ve çok geç olmadan önlemlerin alınması gerekmektedir.