GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
15 Ağustos 2021 Pazar 08:55

Sığınmacı tartışmasına DİSK ne dedi?

Siyasiler arasında son hız devam eden 'göçmen' tartışmaları hakkında konuşan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi  Memiş Sarı, "Tüm dünyadaki insanların yaşama ve çalışma hakkı var. Burada Afganlar da çalışabilir, Suriyeliler de çalışabilir… Nasıl biz dünyanın dört bir yanında çalışıyorsak, burada da yabancı uyruklu her insan, daha doğrusu insan kimlikli herkesin çalışma ve yaşama hakkı vardır" diye konuştu.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Türkiye'ye son dönemlerde yaşanan yoğun Afgan göçü sonrası kriz yaratan 'göçmen' tartışmaları hız kesmeden devam ediyor. Millet İttifakı göçmen politikasının yanlış olduğunu ve savaşların bittiği ülkelerin vatandaşlarının geri dönmesi gerektiğini belirtirken,  hükümet kanadından ise 'göçmenler giderse sanayi çöker' yorumları yapılmıştı.

Yaşanan tartışmalar sonrası ise birçok işsiz göçmenlerin düşük maliyet sebebi ile sigortasız çalıştırılmasını eleştirirken, DİSK Ege Bölge Temsilciliği de tartışmalar hakkında net konuştu.

Gazetemize değerlendirmelerde bulunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, tüm insanların çalışma ve yaşama hakkı olduğunu belirtirken, asıl sorumluluğun kapitalist düzende kar amacı güden patronlarda olduğunu belirtti.

HERKESİN ÇALIŞMA HAKKI VAR
Türkiye'de son dönemlerde yaşanan 'göçmen krizi' hakkında da konuşan Sarı,  "Tüm dünyadaki insanların yaşama ve çalışma hakkı var. Burada Afganlar da çalışabilir, Suriyeliler de çalışabilir… Nasıl biz dünyanın dört bir yanında çalışıyorsak, burada da yabancı uyruklu her insan, daha doğrusu insan kimlikli herkesin çalışma ve yaşama hakkı vardır. Ama bu göçmenleri ucuz işgücü piyasasına sürerek karına kar katan patronlar, devletin de bunun teşvik edici hikayesi ile istihdamdaki boşluğu doldurarak ucuz işgücü olarak görüyorlar. Bugün 2 bin 815 TL  olan asgari ücreti vermeyen, vergi ve sigortadan muaf tutulan  sadece günü birlikte 50 TL üzerinden çalıştırılan birçok mülteci var. Oysa bu ülkedeki her vatandaş gibi, herkesin sigortalı en az asgari ücreti alabilecek çalışma koşullarının  yaratılabilecek her yerde herkes çalışabilir. Çalışma hakkı herkesindir. Hükümet bunları ucuz işgücü olarak görüp, işverenlere peşkeş çektikleri için o yüzden Gaziantep'te sanayi çöker, Urfa'da tarım çöker diye… Bir taraftan bunlar istihdam edilip kayıt dışı sigortasız çalıştırılırken,  Türkiye'de yaşayan insanlar bırakın iş bulmayı, iş bulma umutlarını dahi yitirmiş topluluklar oluşuyor. Bir yandan sanayinin olmayışı, ekonominin kötü olması da işverenleri bu tür kaçak işçi çalıştırmaya teşvik ediyor. Çünkü kapitalizm kar hırsından başka bir şey düşünmez" dedi.

TÜİK NEREDE YAŞIYORSA BİZDE ORADA YAŞAMAK İSTİYORUZ
Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere sert tepki gösteren Memiş Sarı, "TÜİK nerede yaşıyorsa, hangi ülkede yaşıyorsa bizde orada yaşamak istiyoruz. İstihdamına arttığı işsizliğin düştüğü, enflasyonun olmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz.  TÜİK kendi halkından gerçekleşti  saklayarak, halkına, hükümete ve devlete kötülük yapıyor" diye konuştu.

GERÇEKLERİ GİZLEME POLİTİKASIDIR
Açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığına vurgu yapan Sarı, "TÜİK’in vermiş olduğu verilerin hepsi sahte ve yalan. TÜİK verileri 3 puan düşürürken,  koronavirüsün etkisi ile 2020'de yaşanan toplam iş kaybı 12 milyon kişiydi. Koronavirüs kaynaklı iş kaybı yüzde 34.4 oldu. Geniş tanımlı işlem 27.4'e yükseldi. TÜİK'in vermiş olduğu tüm rakamlar bu ülkenin insanını kandırarak aslında gerçekleri hem enflasyonda, hem işsizlik rakamlarında oynayarak derinleştirilmiş yoksulluğun içindeki vatandaşlardan gerçekleri gizleme politikasıdır" ifadelerini kullandı.

CEBİN GÖRDÜĞÜNÜ VE İŞSİZLİKLERİ KİMSE SAKLAYAMAZ
TÜİK'in kafa karıştırmak amacı ile işsizlik rakamlarını 4 farklı kola böldüğünü belirten Sarı, "Revize edilmiş işsizlik TÜİK'in rakamlarına göre geniş tanımlı 4 milyon 150 bin, normal işsiz sayısı da 3,5 milyon olarak gösteriliyor.  Koronavirüs salgının en  yoğun olduğu Mayıs 2020'dan Mayıs 2021'e kadar işsizlik tablosu ciddiyetin koruyor.  3 milyon 983 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı 2021'de  4 milyon 237 bine yükseldi. Aradaki fakra baktığınızda dağlar kadar fark var. TÜİK farklı bir yöntem uygulayarak 4 farklı işsizlik rakamı açıklıyor.  Genç işsizlik, tarım işsizliği gibi işsizlikleri ayrı ayrı açıklayarak milletin kafasını karıştırıyor. İşsizlik işsizliktir. Ayrıntılı işsizlik diyerek farklı bir uygulama getiriyor. Bunun yapılmasının sebebi ise kafa karışıklığı yaratmak. Enflasyonu belirlerken gidip en adi, en kötü ürünün fiyatına bakan ve ortalama fiyata bakmayan TÜİK  bugün işsizlik rakamlarını da bu şekilde döndürüyor. Yani TÜİK öyle bir yöntem uyguluyor ki, 28 yaşında birinin yaşını incelese 14 çıkartır. Kendi gerçeklerimiz ile yüz yüze kaldığımızda cebin gördüğünü ve işsizlikleri kimse saklayamaz" ifadelerini kullandı.

AVRUPA BİZİ GERÇEKTEN KISKANIYOR!
Türkiye'de yaşayan vatandaşların envanterlerinin de çıkarılması gerektiği çağrısında bulunan Sarı, "TÜİK'e çağrı yapıyorum . Lütfen bu ülkede yoksulluk sınırı altında yaşayan vatandaşların envanterini çıkarsınlar. TÜİK bu rakamları devletin ve AKP hükümetinin hizmetine açıklayarak, derinleşmiş yoksulluğu körüklemektedir. Derinleştirilmiş yoksulluk aslında biat eden bir toplum haline getirme, şükreden , kabul eden, lanet olsun ama en azından bu parayı alıyorum diyen bir toplum haline getiriyoruz. Avrupa bizi bu anlamda kıskanıyor. Çünkü kıskandıkları için, pandemide 2 milyon esnafa hibe yardımı yapamayan hükümet TÜİK verileri ile bu ülkedeki gerçekleri gizlemeye çalışıyoruz.