GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
6 Haziran 2022 Pazartesi 18:22

Sendikadan Büyükşehir'e çağrı: İmza atmamızı beklemeyin!

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan Belediye-İş Sendikası'na üye 5 bin 500 çalışanı kapsayan toplu iş sözleşmesi hakkında açıklamalarda bulundu. Sözleşme sürecinin tıkandığı belirtilen açıklamada işçilerin enflasyon karşısında ezdirilmemesi gerektiğine dikkat çekildi.

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı dört şirket ile toplu iş sözleşmesi süreci sürüyor. Belediye-İş Sendikası'ndan bugün yapılan açıklamada sürecin belediyenin kendi isteklerinin dayatması sonucu tıkandığı ifade edildi.

Sendika tarafından İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan 5 bin 500 işçinin Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz ve temel tüketim maddelerinin maliyetlerinin artış gösterdiği noktada yapılan sözleşmede işçiyi enflasyona ezdirmemesi için çağrıda bulunuldu. 

"SÜREÇ TIKANDI"
Belediye-İş açıklamasında üyeleri açlığa ve yoksullağa mahkum edecek bir sözleşmeye asla imza atmayacaklarına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
"İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz.

Belediye-İş; dürüst, tutarlı ve ilkeli toplu sözleşme politikaları sonucu, örgütlü olduğu işyerlerinde toplu sözleşmeleri öncelikle masada bitirmeyi hedefleyen bir sendikadır.

Sendikamız ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında; Büyükşehir, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan sendikamız üyesi 5500 işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri de bu ilkeler çerçevesinde başlamıştır. Ancak ne yazık ki, sendikamızın tüm iyi niyetli, samimi çabalarına rağmen toplu sözleşme süreci, belediye yönetiminin kendi isteklerini sendikamıza dayatması sonucu tıkanmıştır.

Bugün ülkemizde, iktidarın yanlış politikaları sonucu, Türk Lirası sürekli değersizleşmekte, üyelerimiz, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorluk çekmektedir.

Barınma, ısınma, elektrik ve gıda gibi temel harcama kalemlerindeki fiyat artışları çok ciddi seviyelere ulaşmıştır. Doğalgaz konut tarifesi 1 Ocak’ta yüzde 25, 1 Nisan’da yüzde 35 ve son olarak 1 Haziran itibarıyla yüzde 30 oranlarında yapılan üç zamla birlikte yılbaşından bu yana toplam yüzde 120 oranında zamlanmıştır. Elektrik fiyatları son altı ayda yüzde 151 zamlanmıştır.

Mayıs ayında TÜİK’in çakma enflasyonu bile yüzde 73’leri aşmış, ENAG’ın açıkladığı enflasyon oranı ise yüzde 160’ları bulmuştur.

Mayıs ayında Açlık sınırı 6.017 TLTL, yoksulluk sınırı ise 19.602TL’ye ulaşmıştır.

İşçinin tek geçim kaynağı, alınteri olan ücretidir; esnaf gibi her maliyet artışında ürettiği ürün veya verdiği hizmete zam yapamaz.

Yüksek enflasyon ortamında, erken kalkanın ilk zammı yaptığı, kimsenin hesap sormadığı bu ekonomik koşullarda emekçiler için önemli olan çarşı pazardaki alım gücüdür.

BÜYÜKŞEHİR 15 - 17 BİN KİŞİNİN YA YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK YA DA...
İmzalanacak toplu sözleşme ile alınacak ücret; Büyükşehir, İZSU, İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde çalışan 5500 emekçinin aileleriyle birlikte 15-17 bin kişinin 2 yıl boyunca ya yüzünü güldürecektir ya da büyük sıkıntılar yaşamasına yol açacaktır.

Biz insanca bir yaşam için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz.

Sayın Belediye Başkanımızın hedefleri programları bizim de hedeflerimizdir. En iyi şekilde gerçekleşmesi için elimizi her zaman taşın altına koyduk, gövdemizi de koymaya hazırız.

Ancak, ülkemizin içinden geçtiği süreç her açıdan olağanüstüdür.

İktidarın yanlış politikalarının sonucu ülkemiz son 20 yılın en büyük enflasyonunu yaşamaktadır.

16 milyonu aşkın vatandaşımız sosyal yardıma muhtaç hale gelmiştir.

Bu nedenledir ki, CHP’li belediyeler yatırımlardan önce, sosyal hizmet belediyeciliğine öncelik vermek zorunda kalmıştır.

"EMEKTEN TASARRUF YAPMA LÜKSÜMÜZ YOK!"

Gerçek enflasyon ortadayken ve emekçilerin enflasyonu ortadayken KİMSENİN EMEKTEN TASARRUF YAPMA GİBİ BİR LÜKSÜ OLAMAZ.

Hiç kimsenin, belediye emekçilerine ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye hakkı yoktur.

Emekçiler bu sürecin faili değil, mağdurudur.

İktidarın ekonomi bilimine aykırı, deneme yanılma yöntemiyle uyguladığı politikaların faturası işçiye kesilemez.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve işyerleri belediye emekçisinin sadece işyeri değil, alınteriyle, emeğiyle oluşturduğu evidir.

Biz emekçiler geçim derdindeyiz. Kimse bizim ekmek davamızı, kendi siyasi çıkar ve hesaplaşmalarının aracı yapmasın. Bugüne kadar buna izin vermedik, bundan sonra da, asla izin vermeyiz.

Biz, taleplerimizle belediyenin kasasını istemiyoruz.

İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak için, enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz.

Bizim amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değil.

Biz bu sürecin grev olmadan masada bitmesi için ısrarlı çabamıza devam edeceğiz.

Biz dün olduğu gibi, bugün de sorumluluk bilinciyle taşın altına elimizi koymaya hazırız.

ANCAK HİÇ KİMSE BELEDİYE-İŞ’TEN, ÜYELERİMİZİ AÇLIĞA VE YOKSULLUĞA MAHKÛM EDECEK BİR SÖZLEŞMEYE İMZA ATMASINI BEKLEMESİN."