GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
22 Kasım 2023 Çarşamba 09:51

Sayıştay Raporları belli oldu… İZBAN’da kriz!

İzmir Banliyö Taşımacılığı  Sistemi Ticaret Anonim Şirketi’nin (İZBAN) 2022 yılı Sayıştay Raporu belli oldu. Bir çok maddenin yer aldığı raporda en dikkat çekici konuların başında borçların ödenmemesi ve Çiğli’de yer alan ana hizmet binasının kaçak olması yer aldı

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – Sayıştay 2022 yılı raporlarını açıkladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin TCDD ile ortak işletmesi olan İzmir Banliyö Taşımacılığı  Sistemi Ticaret Anonim Şirketi’nin (İZBAN) de raporunun yer aldığı süreçte  bir çok bulguya yer verildiği görüldü.

Açıklanan 10 bulgu arasında en dikkat çekenler ise ‘biniş ücretleri’ , ‘hurdaların kayıt altına alınmaması’ ve ‘kaçak hizmet binası’ maddeleri oldu.

ANA HİZMET BİNASI KAÇAK!
Yapılan incelemelerde en dikkat çekici maddelerin başında İZBAN’ın tamir ve ana hizmet binası olarak Çiğli’de kullandığı hangarlar yer alıyor. Sayıştay tarafından yapılan incelemelerde 105 bin metrekare alan üzerine kurulan yapıların ruhsatının olmadığına vurgu yapılırken,  şirketin muhasebe kayıtlarına ise erişilemediği vurgulandı. Yayımlanan bulguda şu ifadelere yer verildi;

“Yapılan incelemelerde Çiğli İlçesinde bulunan ve şirket tarafından ana hizmet binası ve tamir atölyesi olarak kullanılan yapıya ait 105.960,03 m2 arsanın hazineye ait olduğu ve İzmir Büyükşehir Belediyesine tahsis edildiği, söz konusu arsanın şirkete devrine veya kiraya verilmesine ilişkin olarak alınmış herhangi bir karar bulunmadığı, mezkur arsa üzerinde yer alan ve Şirket tarafından ana hizmet binası ve tamir atölyesi olarak kullanılan yapının yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesinin de olmadığı tespit edilmiştir.

Şirketin merkez binasının bulunduğu arsanın Şirkete ait olmaması, bununla ilgili gerekli satış, tahsis ve devir işlemlerinin yapılmamış olması, arsa üzerinde bulunan yapının İmar Kanunu hükümlerine aykırı yapılmış ve kullanıyor olması, söz konusu yapının her an tahliye edilmesi ve yıkılması gibi riskleri beraberinde getirmektedir. Ayrıca bu durum şirketin mali tablolarında ana taşınmaza ilişkin kayıt yapılmasına engel olmakta ve ciddi bir mali değeri olan tamir atölyesi ile hizmet binasının muhasebe kayıtlarına alınamamasına sebebiyet vermektedir.

Şirket tarafından kullanılan taşınmazın muhasebe kayıtlarına alınabilmesi için gerek Milli Emlak gerekse Büyükşehir Belediyesi ile görüşülmek suretiyle taşınmazın kullanımının yapılacak sözleşme ile İZBAN’a devredilmesi, ayrıca taşınmazın kullanım izninin ve ruhsatının da gerekli birimlerce alınması için başvuruların yapılması gerekmektedir.”

KARTTA UNUTULAN PARALAR NEREDE?
İZBAN için yapılan Sayıştay incelemesinde biniş ücretlerinin toplanma sistemindeki eksikliklere dikkat çekildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İnovasyon ve Teknoloji AŞ şirkeri arasında yaptığı  anlaşamaya dikkat çekilen raporda kentte özellikle yabancı turistlerin kartalrında kalan ücretlerin akıbetinin belli olmadığı belirtildi. Yayımlanan  bulguda şu ifadelere yer verildi;

“Sözleşmenin yapılması kadar içeriği ve kapsamı da önem arz etmektedir. İmzalanan sözleşmede tarafların hak ve yükümlülüklerinin yapılan işin bütün detaylarını içerecek şekilde düzenlenmediği görülmüştür. Tarafların temel görevleri ve sorumlulukları ifade edilmiş ve sistem işleticisi olan İzmir İnovasyon ve Teknoloji AŞ’nin şehirde ulaşım firmalarının bilet basımı, satışı, ücret toplanması ve ücret paylaşımı konusunda yetkilerine ve bu hizmetler karşılığı İZBAN’dan alması gereken komisyon oranlarına yer verilmekle birlikte kartlarda biriken ve kullanılmayan paralara, izmirim kart maliyeti ve satış bedeli arasındaki kârın kime ait olacağına, aktarma sonucu taşınan yolculara ait hasılat paylaşımın nasıl yapılacağına, yıllar itibariyle bahsedilen sebeplerle biriken paraların hangi kurum nezdinde tutulup ne şekilde değerlendirileceğine ve ilgililerine pay ayrılıp ayrılmadığına ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

İzmir’in ülke genelinde en çok turist alan şehirlerden biri olduğu göz önüne alındığında gelen turistlerden toplu ulaşımdan faydalanmak isteyenlerin İzmirim kart satın aldıkları ve İzmirim kart satış bedeli ile maliyet bedeli arasında oluşan kârın kime ait olduğunun bilinmediği görülmüştür. Kart satış kârının yanında yine aynı sebeplerle gelen yolcuların şehirde ne kadar biniş yapacaklarını tam olarak bilemedikleri için karta ortalama bedeller yükledikleri ve tamamını kullanmadan şehirden ayrıldıkları durumda kartta kalan ve yıllarca kullanılmayan tutarların hangi hesapta toplanacağı, ne şekilde nemalandırılacağı, bu bedellerin paylaşımı vb. hususlara yönelik düzenlemelerin yapılmadığı görülmektedir. Nitekim şirketin kurulduğu zamandan bu yana kartta kalan paralara yönelik herhangi bir gelir elde edemediği ve hâlihazırda bu paraların miktarı ve nerede biriktiği hakkında bilgisinin olmadığı görülmektedir.

Belirtilen hususlar dışında il içerisinde aktarma yapılmak suretiyle birden fazla toplu taşıma aracı kullanıldığında bu tutarların ilgililerine nasıl dağıtılacağına ilişkin protokolde herhangi bir hüküm bulunmadığı ve bu uygulamanın da teamüllere dayanılarak yürütüldüğü anlaşılmaktadır.

Bahsi geçen hususlar göz önünde bulundurularak kapsamlı ve her detayı düşünülerek hazırlanacak sözleşmenin taraflar arasında imzalanarak gelecekte ortaya çıkması muhtemel anlaşmazlıkların engellenmesi gerekmektedir”

HURDALAR DEĞERLENDİRİLMİYOR
Yapılan incelemelerde ayrıca kullanım süreci dolan, kırılan veya arızalanan taşınırların ekonomik değerinin olmasına rağmen bunların kullanılmadığına dikkat çekildi. Taşınırların açık alanda bırakıldığının belirtildiği raporda bunların kilitli alanlarda tutulması ve gerektiği zaman yeniden kullanılması gerektiğinin altı çizildi. Yayımlanan bulguda şu ifadelere yer verildi;

“Arızalanma, kırılma, kullanım ömrünü tamamlama vb. sebeplerle gerek istasyonlardan gerek tren setlerinden çıkan hurda niteliğindeki taşınırların kayıt altına alınmayarak depoda herkesin ulaşım imkânı olan açık bir alana bırakılarak bu hurdalardan tekrar faydalanılması amaçlanmaktadır. Nitekim istasyon şeflikleri veya tren bakım onarımı ile ilgilenen birimler herhangi bir parça arıza yaptığı zaman doğrudan yenisini sipariş vermek yerine öncelikle bu hurda alanından parçanın temin edilip edilemeyeceğini kontrol etmekte ve temini mümkün ise kuruma ek mali külfet yüklemeyerek bu alandan temin etmektedir. Daha sonra herhangi bir şekilde kullanım imkânı kalmadığı anlaşılan hurdalar kilitli hurda depo alanına taşınarak orada muhafaza edilmektedir.

Kullanım ömrünü tamamlamış taşınırların ihtiyaç duyulan parçalarının ilgili birimlerce tekrar kullanılması iyi bir uygulama olmakla beraber çeşitli riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu risklerle karşı karşıya kalmamak için hurdalardan bu şekilde faydalanılmasına devam edilmesiyle birlikte bunların görevlendirilecek bir personel sorumluluğunda kayıt altına alınarak kilitli bölümde muhafaza edilmesi ve ilgililerce ihtiyaç duyulduğunda yine görevli eşliğinde tekrar kullanıma yönlendirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.”

BORÇLAN ZAMANINDA ÖDENEMİYOR
Raporlara yansıyan bir diğer konu ise ilçede en fazla tartışma konusu olan borçlanma. İZBAN’ın kuruluş zamanında yapılan borçlanmaların taksiktlerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle ek masraflar getirdiğine dikkat çeken Sayıştay yetkilileri,  borçların sürdürülebilir olmadığını ve TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin görüşme gerçekleştirmesi gerektiği belirtildi. Raporda ayrıca borçların yeni bir borçlanma olmaksızın kapatılamayacağına da vurgu yapıldı.

İlgili bulguda şu ifadelere yer verildi;

“Şirket tarafından çekilen bazı kredilerin, anapara ve faiz ödemelerinin gerçekleştirilmeyerek ilave bir takım masraflara katlanıldığı görülmüştür. Şirketin kuruluş sürecinde yurt dışından satın almış olduğu tren setleri için çekilen kredilerin 2020 yılından itibaren anapara ve faiz ödemelerinin gerçekleştirilemediği, aylar itibariyle taksiti gelen ödemelerin ertelenmesi için borçlanılan kuruluşa başvuruda bulunulduğu ve kredilerin ertelenmesi için ilave masrafa katlanıldığı, ödenen bu erteleme bedellerinin borcun anapara ve faizinden indirilen ödeme olmayarak borç miktarının sabit kaldığı ve ödenen bedellerin borcun belirli bir süre ertelenmesi dışında kuruma herhangi bir faydasının olmadığı, bu bedellerin katlanarak arttığı ve kurum bütçesi içerisinde önemli bir yüke sebebiyet verdiği görülmüştür. Yine yıllar itibariyle ödenemeyen ve ertelenen borçlar katlanarak büyüdüğü için önce 50.000.000 USD daha sonra 30.000.000 USD kredi çekilerek vadesi geçmiş borçların kapatıldığı ve şirketin sürekli artan borç yükü altına girdiği anlaşılmıştır.

şirket 2022 yılında ödemesi gereken kredileri erteleme yoluna gitmiş ve bunun karşılığında 4.418.391 USD yani 82.515.505-TL maliyete katlanmıştır. Aynı yıl şirketin yıllık cirosu ise 280.183.218,13-TL olarak gerçekleşmiştir. Görüleceği üzere şirketin yıllık cirosunun yaklaşık %30’u kredi erteleme maliyeti olarak yansımaktadır. Bu maliyet hesabında 2020-2022 yılları arasında ertelenerek birikmiş olan kredilerin ödenmesi için çekilen 50.000.000 USD kredinin maliyeti olan 210.353.764-TL’ye yer verilmemiştir. Kredi maliyeti de dâhil edilirse şirketin 2020 yılından itibaren katlanmış olduğu toplam maliyet tutarı 347.239.985,6-TL olarak gerçekleşmiştir.

Şirketin satın almış olduğu tren setleri için 179.998.812 USD tutarlı anaparadan oluşan akreditif proje kredisi olduğu görülmektedir. Şirket 2020 yılında kredi taksit ödemesini gerçekleştiremeyerek ilk olarak kredi erteleme talebinde bulunmuş ve 3 er aylık dönemlerle bu bedelleri ertelemiştir. Sonraki yıllarda hem ertelenen kredilerin vadesi hem de normal kredi vadeleri geldiği için şirketin ödeme yükü daha da artmış ve bu kredilerin bir kısmı yine ödenemeyerek tekrar ertelenmeye başvurulmuş ve bu süreç böylece şirket borç yükü artarak devam etmiştir.

Şirketin bahsi geçen borçlarının neredeyse tamamı dolar cinsinden olduğu için şirketin ödeme kabiliyeti yıllar itibariyle ciddi derecede azalmış ve gelinen süreçte yeniden borçlanılmadan ödenemeyecek seviyeye gelmiştir. Nitekim 2022 yılında kredi vadeleri ödenemediği için şirket tarafından Vakıfbank’tan 50.000.000 dolar kredi çekilmiş ve çekilen kredi şirket faaliyetleri için değil yine borçların kapatılması ve kredilerin ertelenmesi için kullanılmıştır. Vadesi geçen borçların kapatılması için 2022 yılı sonuna doğru tekrar 30.000.000 USD kredi almak için hazırlıkların başlatıldığı görülmüştür

Şirketin 2022 yılı faaliyet gelirlerinin toplamının 280.183.218,13-TL olduğu göz önüne alındığında 50.000.000 USD’nin yani 31.12.2022 tarihindeki kur değeriyle 934.500.000- TL’nin Vakıfbank’tan borçlanılarak vadesi geçmiş borçların ödenmesi gelinen süreçte bu ödemelerin sürdürülebilir olmadığını göstermektedir.

Şirketin mevcut faaliyetlerini sürdürmesi için ihtiyaç duyduğu personel, kira, ısınma, enerji, bakım onarım gibi faaliyet giderlerini hesaba katmadan yapılan kıyaslamada bile borçların ödenmesi için değil borçların vadesini erteleyebilmek adına toplam faaliyet gelirlerinin yaklaşık 3,5 katı büyüklüğünde tekrar borç almak durumunda olması durumun ciddiyetini göstermektedir.

Bahsi geçen durumun Şirket açısından sürdürülebilir olmadığı dikkate alınarak, Şirketin finansal dengesinin sağlanması için ana hissedarlar olan TCDD ile İzmir Büyükşehir Belediyesi nezdinde girişimlerde bulunulması gerekmektedir.”