GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
2 Ağustos 2022 Salı 09:09

Sadece 1 gün yüzleri güldü… İzmir’de 9 kişilik ailenin ölüm yalnızlığı!

Töre cinayetlerinden canlarını kurtararak İzmir’e kaçan Diyarbakırlı 7 çocuklu ailenin sokakta verdiği yaşam savaşı sürüyor. Yardım çığlıklarının yetkiler tarafından duyulmadığını belirten aile, Sosyal Hizmetler’den gelen bir yetkilinin kendilerine kalmak için otel ayarladıklarını ancak otelin sadece 1 günlüğüne ayarlandığını ve sokağa atıldıklarını iddia etti.

Metehan UD/EGEDESONSÖZ – ‘Namus’ davasına kurban gitmemek için Diyarbakır’dan İzmir’e gelmek  zorunda kalan ailenin kentin göbeğinde çektiği çile bitmiyor. Biri yolda 7 çocuğu ile günlerdir sokakta yaşayan ailenin yaşadığı dram sıcağın alnında devam ediyor.

Başlarını sokacak bir çatı bulamayan ve kimsenin yardım elini uzatmadığı aile perişan bir halde. Çocukların üzerindeki elbiseler de dahi parçalanmaya başlamış durumda. Yüksek sıcaklarda sokakta kalan aile temizlik ihtiyaçlarını gideremiyor. Psikolojik olarak da çöküntüye doğru sürüklenen aile son olarak yedikleri tavuk dönerden zehirlenmesi de bunca sorunun üstüne eklenmiş.

Ailenin ev bulma arayışları da bir taraftan devam ediyor. Kadifekale, Ballıkuyu, İkiçeşmelik, Basmane ve Tepecik taraflarında kiralık ev için çaldıkları kapılar yüzlerine kapanmış durumda. İstenilen kiraların 2 bin liradan başladığını belirten aile hem kendilerinin bu kadar yüksek bir miktarı karşılayabilecek durumlarının olmadığını hem de ev sahiplerinin kendilerini istemediğini anlatıyor.

‘KENDİ MEMLEKETİMİZDE YABANCI OLDUK’
Hikayelerini dinlemek için yanlarına gittiğimizde 27 Temmuz akşamı Sosyal Hizmetler’den gelen yetkililer aileyi bir Kemeraltı içerisinde bir otele yerleştirmiş ancak sabahında otel görevlileri aileyi otelden çıkarmış.

Yaşadıklarını anlatan Aziz “Sosyal Hizmetler yetkilisi ‘Bize bir süreliğine otelde kalacaksınız’ dedi ve ev bulacaklarını söylediler. Sabah otel çalışanı geldi, çıkış yapmamız gerektiğini belirtti. Nedenini sorduğumda ‘biz öyle anlaştık’ dediler. Oteldekiler Sosyal Hizmetler yetkilisini aradı. En son olarak ‘Nereye giderlerse gitsinler’ demiş. Tamam ben başımın çaresine bakarım. Benim toprağımda benim vatanımda kimse burası yasaktır demesin. Burası devletin malı değil mi? Ben de bu vatanın çocuğuyum. Yabancılar benim ülkemde ev aldı, cirit atıyorlar. Ben bir ev tutamıyorum. Niye biliyor musun? Çünkü ev kiraları yükseltmişler. Ev sahipleri Suriyeli değiliz diye ev vermek istemiyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, ne yapayım. Kendi memleketimizde yabancı olduk.”

‘YANIMIZDAN VALİ, BAŞKAN GEÇİYOR’
Eliyle yolun diğer tarafındaki Vergi Dairesi binasını gösteren Aziz “Bu vergileri biz vermiyor muyuz? Bu caddeden (Mustafa Kemal Bulvarı) her gün Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı geçiyor. Neden devlet bizi görmüyor. İlla ölmemiz mi gerek. Sokakta vurulduktan sonra mı önemli olacağız” diye konuştu.

‘ÇOCUKLAR İÇİN GÜNAH!’
Daha önce konuşmaya çekinen Ayşe de yaşadıklarını anlatmaya başladı. Ev aramadıkları yer kalmadığını sokak gezdiğini ifade eden Ayşe şunları söyledi:

“Bizim mücadelemiz sadece çocuklar için. Biz kendimiz için yaşamıyoruz. Bu çocuklar için günah. Çocuklarımız neden ‘bizim de bir evimiz yok’ diye soruyor. Çevreden geçen insanlara imreniyorlar. Bu şekilde kaç gün daha yaşayacağız. Bir ben bir eşim ağlıyor. Çocukların da artık dayanacak gücü kalmadı. Eşim dün ev aramaya gittiğinde bir sarhoş buraya geldi. Kendisini uyardığımda bana bıçak salladı. Ben çevreden geçenlere seslenince çekti gitti. Sürekli diken üstündeyiz”