GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
30 Ocak 2024 Salı 14:17

Sabancı’nın RES’ine rest!

Sabancı Holding’in Aydın-Denizli hattında hayata geçirmek istediği RES projesi mahkemeden döndü.

Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Sabancı Holding’e ait EnerjiSa Üretim Şirketi’nin Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali projesi ile ilgili ‘ÇED olumlu’ kararı mahkemeden döndü.

Proje kapsamında tarım ve orman alanlarında kalan bölgeye  Aydın ve Denizli’deki 15 türbinin dikilmesinin önü açılmıştı.  Aynı zamanda ‘önemli doğa alanı’ olarak kayıtlı proje sahası 20 farklı endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Proje hayata geçerse de 25 bin ağaç kesilecekti.

KÖY MUHTARLARI DAVA AÇTI
Ancak 4 köy muhtarı tarafından yargıya taşınan proje ile ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Avukat Akın Yakan tarafından açılan davada Aydın 2. İdare Mahkemesi kararını açıkladı. Mahkeme ‘ÇED Olumlu’ kararını iptal etti. Öte yandan proje sahası ile ilgili acele kamulaştırma kararı da verilmişti.

Kararda “Aydın İli Karacasu İlçesi, Karacaören, Ataköy, Yeşilyurt, Hisar ve Kıranyer Mahallesi sınırları içerisinde EnerjiSa Üretim. A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) (15 Türbin 82,5 MWm/45MWe) projesi” ile ilgili olarak Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı verilmesine ilişkin 03/04/2023 tarihli işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. ifadeleri yer aldı.

Bilirkişi raporundan kesitler ise şöyle:

- ÇED raporunda arazi kullanımı açısından uyumsuzluklar olduğu, tarım arazilerinin küçük ve parçalı şekillerde orman arazisi çevresinde oldukları, bu tarım arazilerinde RES türbinlerinin yapılmasının tarım arazilerinin azalmasına neden olacağı, türbin alanlarına erişim için kullanılacak yolların tarım arazileri içinden geçtiği, türbin inşaatı ve  türbin kanat ve gövde parçalarının taşınımı sırasında kanat uzunlukları ve türbin gövde büyüklükleri nedeni ile yol genişletilmesi yapılması gerektiğinden tarım arazilerinde alan kaybına sebebiyet vereceğinin belirlendiği,

- Kesilen ağaçların orman ekosistemine olası etkilerinin göz ardı edilmesi, bitkisel toprak sıyrılması ve depolanması usulünde rüzgar ve su erozyonu riski için tedbir alınmadığı, genleştirme alanlarının zarar görmesinin ormanların sürekliliği ve devamlılığı açısından risk teşkil ettiğinin belirlendiği

- ÇED raporunda omurgasız faunasının belirlenmediği, ağaç kesimi ve yol yapımı faaliyetleri sonucu oluşacak habitat kaybı, habitat parçalanması ve bariyer etkisinin hayvanları nasıl etkileyeceğinin kümülatif olarak değerlendirilmediği, ekolojik koşulların ve faunistik yapının benzer olmasından dolayı meydana gelecek bozulmaların zamanla diğer doğal alanlardaki ekosistemleri de olumsuz etkileyeceği, yol ve inşaat çalışması sırasında yol açma, ağaç kesme, bitkisel toprağın sıyrılmasının türbin kurulum alanlarındaki toprağın düzleştirilmesi faaliyetlerinin habitat kaybına, habitatların parçalanmasına ve türlerine zarar vereceği,  habitat kaybı ve parçalanmasının hayvanların yuvalama, beslenme ve üreme alanlarının gerçekleştiği habitat alanlarının azalmasına ve kaybolmasına neden olacağı, söz konusu alanın önemli doğa alanı olması ve proje sahasının kuş göç yollarının yakınında/üzerinde bulunduğu, doğal dengenin ve biyoçeşitliliğin korunmasına olumsuz etkileri olacağının belirlendiği,

- ÇED raporunun, Babadağ ve çevresinde yürütülecek faaliyete ilişkin bitkisel listenin son derece düşük takson içerdiği ve proje alanını temsil etmediği, florostik çalışmalara yeteri kadar yer verilmediği, orman ekosistemi içinde bulunan alanlarla ilgili koruma önlemlerinin detaylı bir şekilde ortaya konulmadığı, endemik ve nadir türlerden bir kaçı ile ilgili koruma tedbirinin bilimsel metoda dayanmadığı, endemik bitki taksonlarının taşınacağı  botanik bahçelerinin söz konusu   endemik ve nadir taksonların korunması ile ilgili çalışmaları bulunup bulunmadığı ve ne ölçüde başarılı olduğunun belirtilmediği, nihai ÇED raporunun hem bitkisel verilerin ortaya konulması hem de taksonların korunması ile ilgili ileri sürülen yöntemler bakımından eksik olduğunun belirlendiği”