GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
15 Ağustos 2024 Perşembe 09:26

Prof. Dr. Yaşar ‘dilimde tüy bitti’ dedi, ekledi: Bodrum’un suyu bitti, sıra İzmir’de!

İzmir’in su kaynağı olarak can damarlarından biri olan Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 21’i gördü. Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Çok hızlı düşüyor. Buharlaşma da şu an çok fazla... İzmir, 2008’de barajın dibini görmüştü, o zaman barajın doluluk oranı yüzde 2’ye düşmüştü. Daha önce İzmir’de 1970’li yılların başında ve 1992’de çok büyük kuraklık yaşandı. 1992 kuraklığında bütün evlerin çatılarına su depoları kurulmuştu. Umarım o günleri yeniden yaşamayız” dedi. Yaşar ayrıca yanlış su tüketiminin de yer altı sularını ve barajları etkilediğini kaydetti.

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Muğla’nın gözde turizm ilçelerinden biri olan Bodrum, Mumcular Barajı’ndaki su seviyesinin yüzde 12’ye inmesiyle birlikte su krizi yaşıyor.

İzmir’in ana su kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranı ise güncel veriye göre yüzde 21’e kadar düştü. Tahtalı Barajı’nda su seviyesinin hızla düşmesi, İzmir’i kuraklığın beklediğine dair endişelere yol açtı.

İzmir’de 1972, 1992 ve 2008 yıllarında yaşanan büyük kuraklıktan dolayı su krizi yaşanmıştı.

Egedesonsöz’e konuşan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in ana su kaynağı olan Tahtalı Barajı’ndaki son durumu ve kenti bekleyen kuraklık sorununu anlattı.

BUHARLAŞMA ÇOK FAZLA
Yaşar, Tahtalı Barajı’nın güncel verisinin çok düşük seviyeye ulaştığını belirterek “Tahtalı Barajı’nın doluluk oranı güncel veriye göre yüzde 21’e düştü. Çok hızlı düşüyor. Buharlaşma da şu an çok fazla... İzmir, 2008’de barajın dibini görmüştü, o zaman barajın doluluk oranı yüzde 2’ye düşmüştü. Daha önce İzmir’de 1970’li yılların başında ve 1992’de çok büyük kuraklık yaşandı. 1992 kuraklığında bütün evlerin çatılarına su depoları kurulmuştu. Umarım o günleri tekrar yaşamayız” dedi.

‘4 SENE ÖNCE İZMİR’İN 1,5 YILLIK SUYU VARDI’

2020’de dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’e kuraklık uyarısında bulunduğunu dile getiren Yaşar şunları söyledi:

“Bu sene ciddi bir sorun var ve bu sorunun nedeni biziz. 2020 yılında ben o zamanki Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e mektup yazdım. O zaman Tahtalı Barajı yüzde 75-80 civarında doluydu. Yüzde 75 demek, İzmir’in başka hiçbir kaynaktan su almadan yalnızca Tahtalı Barajı’nı kullanarak en az 1,5 yıllık suyu var demektir. O zaman demiştim, kuraklık geliyor ve önümüzde bizi zor zamanlar bekliyor. Onlar herhalde barajlar dolu olunca pek anlamadılar ne demek istediğimi.

‘BARAJ VARKEN KUYUYU RAHAT BIRAKACAKSIN’
Su politikasında hatalar olduğunu dile getiren Yaşar, “O dönemde çok yanlış şeyler yapıldı. Barajımız dolu olduğu halde yeraltı sularını kullandık. Biz ısrarla yeraltından aldık suyu. İzmir’de şu an günlük olarak kullanılan su miktarı yaz aylarında 750 bin metreküplere çıkar. Kış aylarında 650 bin metreküpe düşer. Yazın insanlar bahçe bağ suladığı için artar. Hatta bugün kullanılan su miktarı 800 bin metreküp. Sürekli olarak bu suyun yüzde 65’ini kuyulardan çektik. Baraj varken barajı kullanacaksınız, kuyuları rahat bırakacaksınız. Örneğin Manisa’nın altını da boşalttık. Biz Manisa’dan günde yaklaşık olarak 250 bin metreküpe yakın su çekiyoruz. Manisa kent de çekiyor. Böyle olunca 2023 yılında Marmara Gölü kurudu. Obruklar başladı. Bunun nedeni yanlış su kullanımı. Yeraltı suyu bir yere gitmez, rezerv olarak bekliyor zaten. Sen gerektiği zaman, barajdaki su bittiği zaman oradan kullanabilirsin. kuyuların olduğu yere güneş enerji santralları kurun ya da rüzgar enerji santralı kurun” dedim. Enerjide müthiş bir kaybımız var. Belediye bütçesinin 4’te 1’i suya ve elektriğe gidiyor. Sürekli su çekmek, pompalamak ve bunu arıtmak büyük bir enerji ve bütçe gerektiriyor. Sanırım Manisa ile beraber en pahalı suyu kullanan iki şehirden biriyiz. Yeraltı suyu çektikleri için çok pahalı kullanıyoruz. Anlatmaktan dilimde tüy bitti.  Hala bu yanlışta ısrar ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘İZMİR, SU FAKİRİNİN DE FAKİRİ’
Artan nüfusun su kriziyle bağlantılı olduğunu aktaran Yaşar, “Türkiye’nin kişi başı yıllık su potansiyeli 1340 metreküp iken İzmir’in 600 metreküp. Yani biz su fakirinin de fakiriyiz. Mesela Balçova Barajı, Tahtalı’nın 1/60’ı. Tahtalı Barajı’na göre daha küçük. Diğer barajlar o kadar sorun değil ama asıl sorunumuz ana barajımız. Bir de şu var: Nüfusumuz çok hızlı artıyor. 2008 kuraklığında nüfusumuz 3 milyon 750 iken şu an 4,5 milyon. Tatlı su kaynağımız yok, aynı su kaynaklarını kullanıyoruz ve gittikçe azalıyor.  Yeraltı suları tarımda da çok kullanılıyor. Çiğli arıtma tesisinden çıkan su, günde 450 bin metreküp gibi geliyor bana, bunu verelim Menemen’e, Gediz ovalarına. Yeraltı sularını çekmeyelim. Gediz ovalarında 2 yıldır kuyu açmak yasak zaten. Suyu kullanmasını bilmiyoruz, sorun buradan çıkıyor. İstediği kadar yağmur yağsın, nüfus artıyor. Dünya nüfusu 45 yılda yüzde 100 artarken bizim nüfusumuz yüzde 207 gibi artıyor. Çok devasa bir oran bu. O su aynı su. Küresel ısınmada olduğumuz için yılda yaklaşık her derece sıcaklık artışında yüzde 2 yağış artışı vardır. Nüfus öyle bir artıyor ki bir anlamı kalmıyor. Bütün işlerden önce yapmamız gereken şey su ve tarım politikasını belirlemek. Bu sene Adana’da güz mevsimi için su verilmeyeceği bakanlık tarafından açıklandı” şeklinde konuştu.

‘SU KANUNU HALA BEKLİYOR’
Yaşar, iki yıl önce Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte su kanunu çalışması yaptıklarını ancak meclisten geçmediğini ifade ederek, “İki sene önce Tarım Bakanlığı’yla yeni bir su kanunu çalışması yaptık. O zaman Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli vardı. O gitti, diğer bakan geldi. O gitti diğeri geldi. Bu üçüncü bakan ve hala daha su kanunu meclisten geçecek. Hala bekliyor. Yaklaşık 3 ay boyunca her gün bu konuda çalışmıştık” dedi.