GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
2 Eylül 2021 Perşembe 17:05

Platform İEF öncesi eylemde… Kültürpark’ı özgür bırakın!

Kültürpark’ın bir kent parkı olması amacıyla çalışmalar yürüten Kültürpark Platformu, yarın 90’ncı kez merhaba diyecek İzmir Enternasyonal Fuarı öncesi eylem düzenledi. Yapılan açıklamada “Kent merkezindeki bu en önemli ve tek yeşil alanın, Kent Parkı’nın; şirketler, sponsorlar tarafından işgal edilmesini, sömürülmesini, betona boğulmasını istemiyoruz. Kültürpark’ta adı ne olursa olsun “satılan” stantlar, paraya dayalı “fuarlar” istemiyoruz. 90. yılında Kültürpark’ın ve Kültürpark’taki yaşamın artık özgür bırakılmasını istiyoruz” denildi.

EGEDESONSÖZ- Kültürpark’ta Bu yıl 90’ncısı düzenlenecek olan İzmir Enternasyonal Fuarı öncesinde Kültürpark Platformu üyeleri tarafından basın açıklaması düzenlendi.

Kültürpark Fuar Holleri’nin olduğu bölgede yapılan açıklamada  “Kültürpark’ın kuruluş amacına uygun bir “Halk Okulu” işlevine kavuşturulmasını, “Kent Parkı” olmasını, Kültürü ve Park’ı bir araya getiren; sadece eylül ayında değil, yıl boyunca özenle bakımının yapıldığı, yeni kullanım alanlarının oluşturulduğu, kullanım sürekliliğinin sağlandığı bir alan olmasını istiyoruz. Kurucu iradenin görüşü ve parkı kurma nedeni olan “Halk Okulu”  için ne FUAR, ne İZFAŞ, ne yapılaşma, ne de uluslararası etkinliklerin zorunlu olmadığını, Kültürpark’ta adı ne olursa olsun ticari faaliyetlere yer olmadığını; İzmir’e ve ülkeye vasiyet edilen Kültürpark’a, kentimizin simgesine, anılarına, geleceğine sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Kültürpark’ın; öncelikle yakın çevresi olmak üzere, kentin bütününün spor, kültür, eğlence ve dinlence faaliyetlerini doğrudan karşılayan bir Kamusal Kent Parkı, bir kent müştereği olarak yeni nesil bir kent parkı olarak ele alınmasını, 90. yılında Kültürpark’ın ve Kültürpark’taki yaşamın artık özgür bırakılmasını istiyoruz” denildi.

Açıklamada şunlara yer verildi:

"Kültür ve park işlevlerini “Halk Okulu” tanımında bütünleştiren Kültürpark 1936’da dönemin Belediye Başkanı Behçet Uz’un yoğun çabalarıyla yangın alanının temizlenmesi sonrası İzmir’de açıldı. 1923’de ilki gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi, Kültürpark’ın açılmasıyla bu alana taşındı ve zaman içinde İzmir Enternasyonal Fuar’ı (İEF) adını aldı. İEF 1970’lerin ortalarına kadar katılımcı ülke ve firmaların sergiledikleri en son teknoloji ürünlerinin yanı sıra o ülkelerin kültürlerini de İzmir’e taşıdı. Eylül ayında açılan müzelerle alanın bir “Halk Okulu” olmasına katkıda bulunuldu. O günün popüler kültürünü yansıtan ve ancak dergilerde fotoğrafları görünen sanatçılarla gazinolarda buluşuldu. Sirk, hayvanat bahçesi, lunapark, güldüren aynalarla şenlendi. Kültürpark ve Fuar, hem İzmir hem de ülkemizdeki pek çok kuşağın anı defterlerinde yerini aldı.

1970’lerin ortalarında televizyonun evlerde yerini almaya başlaması, 1990’larda internetin uzakları yakın etmesiyle, kıtalar arası seyahatin kolaylaşmasıyla, gümrüklerin açılmasıyla; artık bilinmeyen, görülmeyen, istenirse erişilemeyenin kalmadığı yıllarda İEF’nin Halk Okulu’na yani Kültürpark’a katkıda bulunma olanağı kalmadı. Bu “modern miras” artık eski büyüsünü yitirmeye başladı.

Kültürpark kurulurken parka adını veren “Kültür” kavramı ile parkta yaşayan tüm canlılar, heykeller ve havuzlarla bir “yaşam kültürü”, “sosyalleşme kültürü”, “dayanışma kültürü”, “iletişim kurma, iletişimde olabilme kültürü”, “sağlık için spor kültürü”, “dinlenme ve doğayı hissetme kültürü” nün genç cumhuriyete yerleştirilmesi hedefleniyordu. 

?Kültürpark bünyesinde barındırdığı yaşam unsurları ile parktaki tüm betonlaşmaya karşın, yılın 365 günü “halkın rahat nefes alacağı, çeşitli bitkileri, canlıları tanıyacağı, eğleneceği, öğreneceği, sosyalleşeceği, spor yapabileceği” bir kamusal alan, bir yaşam alanı, bir ekolojik vaha olarak Halk Okulu olma özelliğini sürdürmeye devam etmelidir. Alanla ilgili yapılacak her planlama, tasarım ve çalışmalarda bu gerçeğin göz ardı edilmemesi gerekir. Bu anlayıştan yola çıkmayan her hamle; kentte gerilim ve gerginlik yaratmakta, çalışmalar sonuçlanamamakta ve parktaki yaşama zaman kaybettirmektedir.

Ticari fuarlar bir ülke, bir kent için can damarı olabilir. Günümüzde yeni tip fuarcılık anlayışının gereği yerine getirilmiş, doğru bir adımla, Gaziemir’de Fuar İzmir kurulmuştur. Tıpkı, Kültürpark içinde yer alan Hayvanat Bahçesi’nin 2008’de,  “hayvanların teşhir edilmesi değil, yaşam alanlarındaki doğal davranışlarını sürdürebilecek mekânlarda yaşaması gerektiğine ilişkin” yeni değerler kapsamında Sasalı’da Doğal Yaşam Parkı’na taşınması gibi. 

Bünyesinde kültürel kırıntılar barındıran Gerek TÜYAP gerek İZFAŞ’ın AVM mantığında pazarlayıp, kârı önceledikleri bu “coşkusuz, heyecansız, ruhsuz”  İzmir Kitap Fuarı ve İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) gibi bazı etkinliklerin ticari boyutları göz ardı edilmekte ve Kültürpark gibi bir kent müştereğinde devamında ısrar edilmektedir. Bunların yanı sıra farklı kentlerimizin gastronomilerini tanıtma niteliğinden çok uzak, amaçsız,  niteliksiz, yeme - içme günleri, pasta yapma ve atma yarışmalarının, pazar kurmanın “Halk Okulu” kapsamında ele alınması, anlaşılır gibi değildir. 

Bir performans mekânı olan Kültürpark’ta “yılda birkaç kez, yoğunlaştırılmış olarak gerçekleştirilen etkinliklere ihtiyaç yoktur. Canlıların yaşamlarını olumsuz etkilemeden, parkın her türlü canlısıyla, (kedi, kuş, sincap, yarasa, kelebek, 7 bini aşkın bitki vb’i) bir bütün olduğu göz ardı edilmeden; her yaş grubundan, ekonomik sınıftan bireylerin katılabileceği etkinlikler düzenlenmeli; bir araya gelinebilecek, örgütlenme imkânlarına yol açacak alanlar oluşturulmalıdır. Bu etkinlikler, ticari işlevlerden uzak, “halk okulu” misyonunu sürdürebilecek, devamlılığı olan, parkın koruma ve yaşatma dengesini sağlayan nitelikte olmalıdır.

Kültürpark’ta “Kültürel etkinlikler”, “Kitap Günleri”, “Kitap Buluşmaları” düzenlenmelidir. Bu iş TÜYAP ya da İZFAŞ gibi fuarcılık hizmeti veren, kâr odaklı şirketler tarafından değil, Yayıncılar Birliği gibi meslek örgütlenmeleri ile kurulmasını yıllardır talep ettiğimiz Kültürpark Meclisi, bu konuda çalışan vakıflar tarafından düzenlenmelidir. Okurla yazar, sanatçı ile dinleyici ücret ödemeden bir araya gelmeli, yayınevleri stant kirası ödememeli, daha adil, daha nitelikli ve daha zengin buluşmalar zinciri oluşturulmalıdır. Sadece kitapların indirimli satıldığı bir alan değil, yaşama müdahale etmek için yazarların ve okurların etkileşimde olabileceği, sürekli bir araya gelme ortamı yaratılmalıdır. Şenlik havasında örgütlenecek, okuyucu, katılımcı ve dinleyiciyi Kültürpark’ta buluşturacak gerçek kültür, sanat günlerinde, şenliklerinde; daha çok yazar, öğrenci, yayınevi, kitapçı, sahaf,  okur – yazar,  kadın,  çocuk, sendikacı, Demokratik Kitle Örgütleri, kültür insanları ile bir araya gelmeli; kitap, imza, söyleşi, konser, tiyatro pantomim dans vb’i etkinlikler gerçekleştirilmelidir.  Aksi halde, şimdiki gibi işin liyakat sahiplerince değil, parayı verenin her istediğini yaptığı, yaptırdığı, kamusal alanın m2’sinin dolarla satıldığı, diğerlerinin faaliyet açısından kısıtlandığı, ötekileştirildiği bir durum yaşanmaya devam edecektir. Kamu alanının, amacına uygun olarak örgütlendiği kamu ile yönetilen özerk alanlara ihtiyacımız var. Poşetlerinde İnşaat şirketlerinin reklamlarının yer aldığı TÜYAP’ın sözde kitap fuarından ya da Ticaret Bakanlığı, Odalar ve Borsalar Birliği, Ticaret, Sanayi Odaları, İhracatçılar Birliği’nin himayelerinde düzenlendiği belirtilen bir İEF’nin Halk Okulu’na ne katkısı olabilir?.

“Kültürpark’ın yönetim anlayışı” yıllardır değişmemiştir. Fuarcılık işlevinin tamamlanmasıyla, İZFAŞ’ın yönetim ofisleri Kültürpark’tan taşınmış ancak İZFAŞ aklını, elini Kültürpark’tan çekmemiştir. İZFAŞ başta olmak üzere Kültürpark’ı kendi ticari çıkarı için kullanan tüm şirketlerin, sermaye örgütlenmelerinin Kültürpark’tan nemalanmalarına son verilmeli, ilişkileri hemen kesilmelidir. Kültürpark’ın ne onların himayesine ne de yönetimine ihtiyacı vardır. Kurucu İrade ’ye ve kentlinin istemlerine rağmen bu yanlış yaklaşımlar artık sürdürülmemelidir.

Çevresi ile uyumlu, doğal yaşamı içinde barındıran, sanat, kültür, spor, dinlence ve eğlence olanaklarını bir arada sunan, şehrin kalabalığı ve gürültüsünden hepimizin sık sık kaçmak istediği gerçek bir vaha olan Kültürpark halkındır, hepimizindir. Kent merkezindeki bu en önemli ve tek yeşil alanın, Kent Parkı’nın; şirketler, sponsorlar tarafından işgal edilmesini, sömürülmesini, betona boğulmasını istemiyoruz. Kültürpark’ta adı ne olursa olsun “satılan” stantlar, paraya dayalı “fuarlar” istemiyoruz.

Biz Kültürpark'ın sadece yeşil alan olarak kalmasını değil, bir araya gelme, toplanma mekânı olmasını da istiyoruz. Ancak doğal ve tarihi sit değerleri olan bu alanın yoğunlaştırılmış, kısıtlı zamanlarda gürültü ve kirlilik yaratacak şekilde parka kurulan stantlar, özensizce yapılan inşaatlar yoğun elektrik ve araç trafiğinin yarattığı kirlilik ve gürültü ile ekolojik dengesinin alt üst olmasını istemiyoruz.

Kültürpark’ın kuruluş amacına uygun bir “Halk Okulu” işlevine kavuşturulmasını, “Kent Parkı” olmasını, Kültürü ve Park’ı bir araya getiren; sadece eylül ayında değil, yıl boyunca özenle bakımının yapıldığı, yeni kullanım alanlarının oluşturulduğu, kullanım sürekliliğinin sağlandığı bir alan olmasını istiyoruz.

Kurucu iradenin görüşü ve parkı kurma nedeni olan “Halk Okulu”  için ne FUAR, ne İZFAŞ, ne yapılaşma, ne de uluslararası etkinliklerin zorunlu olmadığını, Kültürpark’ta adı ne olursa olsun ticari faaliyetlere yer olmadığını; İzmir’e ve ülkeye vasiyet edilen Kültürpark’a, kentimizin simgesine, anılarına, geleceğine sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz.

Kültürpark’ın; öncelikle yakın çevresi olmak üzere, kentin bütününün spor, kültür, eğlence ve dinlence faaliyetlerini doğrudan karşılayan bir Kamusal Kent Parkı, bir kent müştereği olarak yeni nesil bir kent parkı olarak ele alınmasını, 90. yılında Kültürpark’ın ve Kültürpark’taki yaşamın artık özgür bırakılmasını istiyoruz.

KÜLTÜRPARK İZMİR’İN ORTASINDA BİR VAHADIR.

KÜLTÜRPARK HEPİMİZİNDİR.

KÜLTÜRPARK PLATFORMU"