Metehan UD/ EGEDESONSÖZ - Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doçent olarak görevli Çağdaş Cengiz, uzmanı olduğu "Avrupa Birliği" bilim dalında öğrencilere ders vermek için Rektörlüğe başvurmuş ancak başvuru reddedilmişti.
Konuyu yargıya taşıyan Doçent Cengiz, üniversitenin kararını üyesi olduğu Eğitim Sen ile birlikte yargıya taşıyarak eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ile sürdü. Dava dilekçesinde Cengiz doçentlik unvanının getirdiği haklardan yararlanabilmek adına haklı bir talepte bulunduğunı, kendisi ile aynı kadroda görev yapanlar dahil doçent unvanlı istisnasız tüm akademik personelin ders verme hakkından yararlanmakta olduğunu, Avrupa Birliği bilim dalının ülkedeki az sayıda doçent dalından biri olduğunu ve kariyer ve liyakat ilkelerinin ihlal edilmiş olduğunu belirtti.
Üniversite yönetimi ise savunmasında davacının başvurusunun İşletme Fakültesine, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ne ve Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürlüğü'ne gönderildiği, verilen cevaplarda davacının ders vermesine ihtiyaç bulunmadığının hususlarının bildirildiği, davacının ilgili talebinin fakülte öğretim üyelerinin ders yükleri ve kadro durumları ile uyumlu olmadığı, Uluslararası İlişkiler Bölümünün iki doktor unvanlı araştırma görevlisinin ders verme talebi de bölüm öğretim üyelerinin 10 saatlik ders yükünü karşılamadığı gerekçesiyle reddedildiği ifade edildi. Davanın reddedilmesi talep edildi.
‘HUKUKA AYKIRILIK BULUNAMADI’
Dosyayı inceleyen İzmir 2. İdare Mahkemesi, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin kararında hukuka aykırılık bulunmadığını ifade ederek davayı reddetti. Mahkeme ayrıca tazminat talebini de geri çevirdi
Kararda şu ifadeler yer aldı:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 2011 yılında davalı Üniversiteye uzman kadrosuna açıktan atandığı, 7100 sayılı Kanun'la getirilen yeni düzenleme ile davacının 2018 yılında öğretim görevlisi statüsüne girdiği, davacının 05.04.2022 tarihinde "Avrupa Birliği" bilim alanında doçent unvanı aldığı, davacının 17.05.2022 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunarak almış olduğu doçent unvanı sebebiyle doçent unvanına uygun bir birimde görevlendirilmesi talebinde bulunduğu, davacının bu başvurusunun davalı idarece zımnen reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Aktarılan olay ve yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; uzman kadrosunda görev yapmakta iken öğretim görevlisi kadrosuna atananlara ders görevi verilmeyeceği ve uzman kadrosundan öğretim görevlisi kadrosuna geçirilen personelin eski görevlerini yapmaya devam edeceği, davacının davalı Üniversiteye ilk olarak uzman kadrosunda atandığı, daha sonra 7100 sayılı Kanun'la getirilen yeni düzenleme ile 2018 yılında öğretim görevlisi kadrosuna atandığı, doçentlik kadrosuna atanmasının söz konusu olmadığı, davacının almış olduğu doçent unvanı sebebiyle doçent unvanına uygun bir birimde görevlendirilmesi talebi yönünden davalı idareye herhangi bir yükümlülük yüklenemeyeceği, bu konuda idarenin takdir yetkisi bulunduğu, takdir yetkisinin de davalı idare tarafından kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak kullanılması gibi bir durum da söz konusu olmadığından, davacının almış olduğu doçent unvanı sebebiyle unvanına uygun bir birimde görevlendirilmesine yönelik yaptığı 17.05.2022 tarihli başvurusunun zımnen reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır
Öte yandan, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi zararlarının ödenmesi isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılmaktadır.