GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tarım
12 Mart 2023 Pazar 09:47

Ödemiş’i ‘şap’ vurdu!

Türkiye'de de görülen SAT-2 serotipi şap hastalığı nedeniyle Türkiye’de hayvan alış verişleri kısıtlandı, hayvan pazarları kapatıldı. Hayvancılığın önemli merkezlerinden birisi olan Küçük Menderes Havzası’nda yaşanan sorundan üreticilerin oldukça etkilediğini söyleyen Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, hastalığın Irak üzerinden getirilen hayvanlardan gelmiş olabileceğini söyledi. Ödemiş’te de hayvan pazarının kapatıldığını kaydeden Başkan Eriş, “son günlerde yoğun şekilde ilçemize hayvan getirme durumu söz konusuydu. Kendi ilçemden biliyorum. Başka ilçelerde de bu yaşanıyordur. " dedi.

Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Türkiye’nin farklı illerinde yaklaşık 2 aydır görülen SAT-2 serotipi şap hastalığı nedeniyle bazı illere hayvan giriş ve çıkışları yasaklanırken, hayvan pazarları da kapatıldı.

Türkiye’de hayvancılığın önemli adreslerinden olan Küçük Menderes Havzası’da şap krizinden nasibini aldı. Bölgeye hayvan giriş çıkışı dururken Ödemiş’teki hayvan pazarı da kapatıldı.

EKONOMİNİN HER ALANINA YANSIYACAK
Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, konuyla ilgili olarak Egedesonsöz’e yaptığı değerlendirmede hastalığın hayvan ithalatı sebebiyle gerçekleşmiş olabileceğine dikkat çekti. Eriş yaptığı açıklamada “Irak’tan kaynaklı olduğu söyleniyor. Demek ki sınır ticaretinde daha dikkatli olmak gerekiyor. Şap salgınını ilçemize ulaşıp ulaşmadığı ile ilgili yeterli bilgi yok. Irak’tan girdiğine göre Güneydoğu’daki illerimizde sıkıntı yaşanmış olması mümkün. Yaşanan kriz üreticileri etkileyecektir. Üretici plan yaptı, daha iyi bir eve geçmek için hayvanlarını satacaktı. Şimdi bir anda durdu veya fiyatları düştü. Bunlar ekonominin her alanına olumsuz yansıyacaktır. Taksiti varsa, ödemesi varsa, planı varsa onlar da bozulacak. Diğer taraftan da halk sağlığı çok önemli… Bu anlamda önlem alınması çok doğru… Konunun boyutu bizim ön gördüğümüzden çok daha farklı ki tüm Türkiye’de yasak geldi. Dileriz gereken önlemler işe yarasın ve bir an önce hayvan borsası ya da pazar dediğimiz ticaret dönmeye başlasın” dedi.

ÖDEMİŞ’E DE DIŞARIDAN ÇOK FAZLA HAYVAN GETİRİLDİ
Alınan kısıtlama ve yasaklama kararlarından önce ilçeye de dış bölgelerden hayvan getirildiğini belirten Başkan Eriş, “yoğun şekilde hayvan getirme durumu söz konusu. Kendi ilçemden biliyorum. Başka ilçelerde de bu yaşanıyordur. Devlet burada bu kontrolü çok iyi yapmalı. Dilerim şap hastalığı da bizim korktuğumuz boyutlarda değildir. Avrupa’dan gelirken hayvanların hastalıklı gelmesi çok zor… Ama diğer sınırlarımızdaki güney bölgelerimizde biraz daha farklı gibi… Bu da bütün ülkenin hayvancılığında riske ediyor” şeklinde konuştu.

BÖLGEDE HAYVANCILIĞIN İKİ YILI ÇALINDI
Bölgenin önemli geçim kaynağında yaşanan sorunlara dikkat çeken Başkan Eriş,  “Hayvancılarımızı koruyup sahip çıkamıyoruz. Onun için bugün et fiyatları 300 TL’ye dayandı. Kıymasıyla, kuşbaşısıyla… Üretici hayvanını beslemekte zorlanırsa önce elinden çıkarmanın yollarına bakar. Geçen yıllarda fiyatı çok düşük olduğu için hayvanın yem ve bakım giderleri çok yüksek olduğu için insanlar hayvanlarını kestirmek zorunda kaldı.  Belki de hamile olan ineği de kestirdi. Bölgede hayvancılığın 2 yılını çalmış olduk ve tekrar kısır döngü dediğimiz olay yaşanıyor. Dışarıdan hayvan getirerek bu açık kapatmaya çalışıyor. Gerekirse fiyat endeksini iyi sağlamalı. Girdi fiyatları çok iyi desteklenmeli ki besiciye daha düşük maliyetle yansısın.  İnsanlar spor olsun diye hayvancılık yapmıyor. Oradan da bir gelir bekliyor. Onu sağlayamayınca bu kez hayvanı bıçağa gönderiyor. Devlet burada gerekli desteklemeleri tam yerinde destek verirse çok iyi olur diye düşünüyorum. Küçük Menderes bölgesi adeta Türkiye’nin Hollandası konumunda. Planlı bir şekilde üreticiye sahip çıkılması tabii ki çok yerinde olur” ifadelerini kullandı.


KENDİM DE GÜVENEREK ALIYORUM
Bölgede kooperatifçilik faaliyetlerinin üreticinin tek umudu olduğunu kaydeden Başkan Eriş şunları söyledi:

“Kooperatifçilik, ülkenin kurtuluşu bence… Atatürk de bunu hayatında uygulamış. Benim öğrenciliğim Ankara’da geçtiği için tarımın her yönüyle sahip çıkılması, piyasada denge tutulması adına kooperatifler zor günlerde üreticiye sahip çıkma adına önemli. Mesela kooperatife girdin. Üretici arkadaş ne varsa almış kooperatif marketten ama cebinde para yok. Sütün karşılığında başka bir ürün alarak takas gibi alışverişler söz konusu oluyor. Onun için hayatın her anında hem fiyatta denge hem de üreticiyi koruma adına önemli kuruluşlar… Yapılan denetimlerle de sağlıklı, kontrollü ürün yetiştirme açısından da piyasada denge oluyor. Bu konuda başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere birçok yerel belediye kooperatif ürünlerine sahip çıkmaya, desteklemeye ve satın almaya gönüllü durumda… Bunlar üreticinin şevkini arttırıyor. Belediyemizde 67 kooperatifin ürünü satıyoruz, kendimde güvenerek alıyorum. Özellikle devlet desteklerinin daha da artması gerektiğine inanıyorum”