GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
4 Şubat 2022 Cuma 14:01

Nalbantoğlu'ndan ekonomi eleştirisi: Matematik verileri ortada!

İzmir'in verdiği vergilerin büyük bir bölümünü geri alamadığını dile getiren Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, "İzmir’in verdiğinin ancak üçte birini geri aldığını düşünüyorum. Matematik verileri ortada ama bizde matematik değil, aritmetik var. Biz hayatı dört işlemle yaşıyoruz. O dört işlemin bile hesabını doğru yapamıyoruz. Eğer planlamayı işin içine siyasi tercihleri sokmadan doğru bir aritmetik düzenlemeyle yaparsak Van, Hakkari gibi illerin kalkınmasıyla İzmir, İstanbul, Kocaeli de hakkını alır." diye konuştu

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclis Üyesi Rıfat Nalbantoğlu Sonsöz TV'nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Nalbantoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

TÜİK tarafından açıklanan son rakamlara göre İzmir'in nüfusunda gerçekleşen artış ile ilgili de değerlendirmelerde bulunana Nalbantoğlu, "Nüfus artışına göre illere, özellikle İzmir’e nüfus artışının yaratacağı etkileri hesaplayarak yatırımlar yapılıyor olsa, çok büyük tehlike görmeyiz. Ama böyle bir durum yoksa, çok büyük bir problem tabii ki. Nüfus artışı hep olacak, problem bu değil; önemli olan, buna uygun doğru yatırımların, çözümlerin yapılıp yapılmadığı. Ben yapıldığını hiç düşünmüyorum. Bunu bize sadece bilgi olarak verdiler ama çözüm sunacaklar mı? Hiç sanmıyorum..." diye konuştu.

İZMİR VERDİĞİNİN ANCAK ÜÇTE BİRİNİ GERİ ALIYOR
AK Parti ve İzmirli CHP'li belediyeler arasında yaşanan 'verdiğimizi alamıyoruz' tartışmalarına dahil olan Nalbantoğlu, "Bu tez yanlış değil. Bu iş gerçekten merkezi bir planlamayla olur. Bu hesaplar yapılamıyor. İzmir’in, verdiğinin ancak üçte birini geri aldığını düşünüyorum. Matematik verileri ortada ama bizde matematik değil aritmetik var. Biz hayatı dört işlemle yaşıyoruz. Ama matematik daha detaylıdır. O dört işlemin bile hesabını doğru yapamıyoruz. Eğer planlamayı işin içine siyasi tercihleri sokmadan doğru bir aritmetik düzenlemeyle yaparsak Van, Hakkari gibi illerin kalkınmasıyla İzmir, İstanbul, Kocaeli de hakkını alır. Burada yaşamak zorunda olan bir yapı var. Burada yaşayan insanları motive etmek lazım" ifadelerini kullandı.

KENDİMİ EKONOMİST OLARAK GÖREMİYORUM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Ben ekonomistim' sözlerini üstü kapalı şekilde eleştiren Nalbantoğlu, ekonominin son durumu ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı;

"Ben son ortaya çıkan ekonomistler yüzünden kendimi ekonomist olarak göremiyorum. Bir tane doğru veri okuyan birinin adını söyleyemezsiniz. Aslı astarı olmayan bahanelerle döviz nereye yükseldi... Finansal piyasalarla ilgileniyor herkes. Türkiye bu hale geldi. Senin paran hala dünyanın en değersiz paralarından biri. Bizimle kıyaslanmayacak ülkelere bakın asıl. Dolar- Euro artık bir kıstas olamaz. Dolar dünyanın her yerinde güçleniyor. Bulgar Levasıyla değerlendir mesela. Ondan da değersiz. Dolar karşısında değer kaybetmek olabilir ama Bulgar levası, Afgan parası karşısında değer kaybetmek hoş değil. Para piyasaları, ekonomi sihirbazlık yollarıyla çözülemez. Ben hakikaten matematik ve aritmatik arasındaki farkı önemsiyorum. Senin işsizlik oranın kaç? Enflasyon oranın kaç? Benim çok önemsediğim şey; döviz yükseldiği günlerde, dolar 15 liradan yukarı çıktığında politika faizinin indirilmesi konusunda alınan karar. Televizyonlar ekonomistlere bağlanıyor. Erinç Yerdan'a politika faizinin düşürülmesi konusunda soru soruldu. O da; ben ekonomi profesörüyüm dedi. Bunun doğru olup olmamasında ekonomiye ilişkin görüş verebilirim ama bu bahsettiğiniz konu doğru bir davranış değil, bu çok başka bir şey. Benim uzmanlık alanıma girmez. Ekonomi literatürüne girmeyen olaylar oluyor, dedi. Böyle bir ekonomik görüş yok ama Cumhurbaşkanı deyince oluyor. Faiz sebep, enflasyon sonuç, ne demek? Faizi 14’e düşürdü ama bir tane konut kredi faizi var mı bu değerde?"

SEÇİM TARİHİ BELLİ OLDUĞU GÜN ADAY DA BELLİ OLUR
Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı arasında yaşanan 'erken seçim' tartışmaları hakkında kendisinin de erken seçim olacağını düşündüğünü vurgulayan Nalbantoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Seçim bu işi çözer. Millet ittifakı iktidar, adayı da Cumhurbaşkanı olacak. Bu sorunlar da konuşulmayacak, çünkü gündemden çıkacak. Sadece ekonomik veriler, meseleler değildir, ekonomiyi etkileyen; hukuk, adalet de var. Bu kaygı ortadan kalkacak. İnsanların adalet, hukukla ilgili kaygıları da ortadan kalkacak. Yepyeni bir iklim, ortam olacak. Ben 2022’nin sonuna doğru seçimin olacağını düşünüyorum. Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin başkanları bir araya gelecek, yardımcıların da oluşturduğu başta güçlü parlamenter sisteme dönüş raporu sunulacak ve büyük bir adım atılacak. Seçim tarihi belli olduğu gün, aday da belli olur, kimse merak etmesin."

Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti'nin dahil olduğu 6 siyasi parti tarafından yürütülen 'Güçlendirilmiş parlamenter sistem' taslağı çalışmalarının önemini vurgulayan Nalbantoğlu, “Aynı partinin içinde bile bazen anlaşamayabiliyor insanlar… Birbirinden farklı 6 siyasi partinin ortak çalışmalar üretmesi çok değerli. Böylesi bir siyasi ahlakı, uzlaşmayı sağlayabilmekten çok onur duyuyorum. Bunlar geliştikçe bu ülkenin ekonomik sosyal olarak çözemeyeceği konu yok" dedi.

CHP’LİLERİ ZORDA BIRAKACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
Mübadillerle ilgili söylediği sözler sonrası kentte tartışmaların odağına getirilen İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) eski Başkanı ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer ile ilgili de CHP'ye yüklenilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Nalbantoğlu şunları söyledi:

"Başta Tunç Soyer olmak üzere, Sıtkı Şükürer ‘in yaptığı açıklamaların CHP’lileri zorda bırakacağını düşünmüyorum. Benim okul arkadaşım kendisi. Katıldığım, katılmadığım düşünceleri vardır. Bu birbirini anlama konusunda gösterilen gayret, ittifak davranış biçimi ne kadar önemliyse, bunun karşısında üretilen durum da o kadar zararlı. Her konu da bir grup insanı kötüleyip, yok sayarak bir olay üretmeye çalışıyoruz. Neden Sıtkı’nın bu konuda söyledikleri Soyer’i bağlayacak? Kişisel görüşüdür, söylemiştir. Bu konunun başkana götürülmesini hiç mantıklı bulmuyorum. Ama bu bir alışkanlık. Bir konunun ucu kime gider diye düşünüp, öyle hareket ediyorlar."

MALİ MÜŞAVİRLİK HİZMETİNİN ÜCRET TARİFESİ VARDIR, KAYIRMA OLMAZ
Kayırma iddiaları ile ilgili de öyle bir şeyin mümkün olmadığını vurgulayan Nalbantoğlu;

"Bir defa, bizim mali müşavirlik ücret tarifemiz vardır. TÜRMOB tarafından yayınlanır. İzmir Büyükşehir Belediyemiz Aziz Kocaoğlu’ndan bu yana hep denetim hizmetleri vb. işleri asgari tutardan belli firmalara uygulamıştır. En düşüğünden anlam yapılıyor. Sıtkı Bey’in mali müşavirlik yaptığı şirket de Türkiye’nin sayılı firmalarından biri zaten. Bu çapta başka denetim firması var tabii ki ama tercihlerini bu yönde kullanmışlar. Ben de mali müşavirim, bunu ben de yapabilirdim. Dolayısıyla bir kayırma olsa, olamaz ki Sıtkı (Şükürer) partili değil, bir şey değil. Bence liyakat konusunda hiçbir problem yok. Bazı problemler doğurur tabii ama bunlar da çözülemez değil" değerlendirmesinde bulundu.

BENİM KULAĞIMA GELEN ÇOK CİDDİ BİR ELEŞTİRİ DE YOK
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde son dönemde gerçekleşen görev değişiklikleri ile ilgili olarak 'sorun olduğunu düşünmüyorum' diyen Nalbantoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belediyeyle organik bir ilişkim yok ama Soyer’le arkadaşlığımı herkes bilir. Bahsettiğiniz görevleri değişen arkadaşları arkadaşları tanımam. Sayın Başkan göreve geldikten sonra yapıyı, hedefleri daha şeyi tanır ve verimli olabileceğini düşündüğü atamaları yapar. Özel bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Benim kulağıma gelen çok ciddi bir eleştiri de yok."