GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
10 Ekim 2022 Pazartesi 16:09

MHP’nin kritik isminden ‘adalar’ için somut plan: Son aşama askeri müdahale!

MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, Yunanistan’ın adaları silahlandırmasının Lozan ve Paris Antlaşmaları’ndan yer alan gayri askeri statü kararına aykırı olduğunu belirtti. Türkiye’nin uluslar arası hukuk çerçevesinde antlaşmayı askıya alma yada sona erdirme hakkının olduğunu kaydeden Özarslan, Türkiye’nin önlemler alabileceğini eğer ki alınacak önlemlerden sonuç alınamazsa askeri müdahale hakkının olacağını kaydetti.

EGEDESONSÖZ- MHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulunan ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapan, İzmirli siyasetçi Bahadır Bumin Özarslan, katıldığı bir canlı yayın programında Yunanistan’ın son günlerde Türkiye’ye yakın adaları silahlandırması ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Lozan ve Paris Antlaşmaları’na göre adaların gayri askeri statüde olması gerekiyor. Uluslararası hukuk çerçevesinde bir anlaşmanın esaslı unsuru ihlal ediliyorsa bu ihlalden zarar gören, olumsuz etkilenen taraf anlaşmanın o hükümlerini askıya alabilir ya da sona erdirebilir” dedi.

Yunanistan’a yaptırım sürecinin uygulanabileceğini kaydeden Özarslan, ihlallerin devam etmesi durumunda Türkiye’nin uluslar arası hukuk çerçevesinde askeri müdahalesinin olacağını kaydetti.

Özarslan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Adaların statüsü Lozan ve Londra Antlaşmaları ile belirlenmiştir. Lozan’da Yunanistan’a ve İtalya’ya bırakılan adalarla ilgili anlaşmaların maddelerinde adaların gayri askeri statüde olması kararlaştırıldı. Lozan Antlaşması tutanaklarında bu adaların devri gayri askeri statüde olması şartıyla kabul edilmiştir. Aksi takdirde Türkiye’nin devri kabul etmeyeceğini açıkça ifade edilmiştir. Lozan Antlaşması hükümleri adalar için gayri askeri statüyü belirlemiştir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 Paris Antlaşması ile adalar İtalya’dan Yunanistan’a aynı şartla geçirilmiştir. Adaların bırakılma ilkelerinde Türkiye’nin haklarının korunacağına dair hüküm de vardır. 1947 anlaşmasında taraf olmamamıza rağmen 1923’ten kaynaklı 1947 anlaşması ile yakından ilişkiliyiz. 50’lerden itibaren başlayan, 90’larda devam eden ve gayri askeri statüde olması gereken adalar üzerinden askeri üslerin, askeri havaalanlarının yapıldığı ve kolluk hizmeti dışında asker bulunmaması statüsündeki unsurların ihlal edildiği görülüyor. Uluslararası hukuk çerçevesinde bir anlaşmanın esaslı unsuru ihlal ediliyorsa bu ihlalden zarar gören, olumsuz etkilenen kalan taraf anlaşmanın o hükümlerini askıya alabilir ya da sona erdirebilir.

BU GİDİŞLE...
Burada egemenliğin devrini gayri askeri statüye bağlı olarak şart koşan Türkiye, İHA’larla net şekilde tespit edilen görüntülerde de ortaya çıktı, askeri araçlar geri dönmezse Yunanistan’ın egemenliği konusu tartışmalı hale gelir ve Yunanistan’ın o adalarda hükmü son bulur. Gayri askeri statü böyle bir özelliğe sahip ve ihlal olursa ve Türkiye sona erdirirse –ki bu gidişle böyle olacak gibi- Yunanistan’ın bu adalara sahip olması söz konusu olamaz.

MİSİLLEME YAPILABİLİR, TİCARİ İLİŞKİ DURDURULABİLİR
Uluslararası hukuk açısından yaklaşılırsak gayri askeri statüye dönülmesi konusunda resmen uyarmaya devam ediyoruz. Bu atılması geren en önemli adımdır. Eğer geri adım atılmazsa Türkiye’nin pek çok yapabileceği iş var, önlemler var. Misilleme yapılabilir. Uluslararası hukukta hukuka aykırı davranan devlete karşı ticari ilişkiler durdurabilir, diplomatik seviyeleri aşağı çekebilir vs. Bir başka önlem zararla karşılık önlemdir. Uluslararası hukuka aykırı durumda aykırılığa maruz kalan Türkiye, Yunanistan’a karşı hukuka aykırı olsa dahi, Yunanistan’ın da hukuksal aykırılığını göz önüne alarak zarara karşılık bir önlem alabilir. Adalara geçişler engellenebilir, lojistik kesilebilir. Türkiye ayrıca Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nde sahip olduğu yetkileri kullanabilir. Çünkü Türkiye savaş tehdidi altında olması durumunda boğazlardan geçişte önemli haklara sahip... Yunanistan’ın bu aykırılıkları sürdüğü durumda Türkiye bunu tehdit kabul edilebilir –ki doğrudur- Montrö ile ilgili düzenleme yapabilir.

TÜRKİYE KUVVET KULLANABİLİR
Son aşamada hala bu gayri askeri statü tesis edilememişse Türkiye uluslar arası hukuk açısından kendisine yönelen, anakarasına çok yakın olan ve Yunan anakarasına çok uzak olan adalardaki askeri varlığı kendisine kuvvet kullanma tehdidi olarak kabul edebilir ve kuvvet tehdidine karşı Türkiye kuvvet kullanabilir. Son aşamada elimizde olan ve her zaman hayata geçireceğimiz bir şey bu… Burada gayri asker statü tesis edilmezse bahsettiğim önemleri alabileceğimiz gibi son tahlilde Türkiye yaşanan durumu kendisine karşı kuvvet kullanma olarak yorumlayabilir ve kuvvet kullanabilir.

S-400 HAMLESİ YAPILABİLİR
Burada önemli husus Lozan ve Paris Anlaşmaları’nın gayri askeri statünün ihlal edilmesi ve Türkiye’nin bu anlaşma hükümlerinin ilgili maddelerini askıya alması ve sona erdirme hakkının verdiğidir. Yunanistan’ın kendine çeki düzen vermesi lazım. Başka önlemler de mümkün. Mesela bizim uçaklarımıza karşı S-300 radar kilidi atmışlardı. Biz de S-400’lerle bu adaları içine alacak şekilde konumlandırabiliriz. Kıbrıs’ta bir deniz ve hava üssü kurabiliriz mesela. Hava üssü kuracaksak üsse şehit Cengiz Topel’in ismni verebiliriz. Türkiye’nin Yunan’ın attığı ve atacağı caydırıcı önlemler vardır. Uluslar arası hukuk çerçevesinde de hakları vardır.